Haliç kıyısında yer alan ve 17.yy’dan bugüne Aynalıkavak Kasrı ismiyle anılan yapı, Osmanlı döneminde “Tersane Sarayı” ya da “Aynalıkavak Sarayı” isimleriyle bilinmektedir. Kasrın inşa edildiği tarihi tam olarak bilinmese de III. Ahmet dönemine uzandığı düşünülmektedir. Bazı kaynaklar bugünkü halini almasını ise III. Selim döneminde yapılan onarım çalışmalarının ardından olduğunu belirtmektedir. Kasır son derece ayrıcalıklı bir dekorasyona ve geleneksel mimariye sahiptir. 19.yy’da kasır, köşk ve saraylardan oluşan Milli Saraylar ismindeki yapıların arasından erken dönemlerden günümüze ulaşabilen tek yapı olma özelliğine de sahip olan Aynalıkavak Kasrı, sahip olduğu tüm özellikler ile Osmanlı’nın klasik mimarisinin son ve ilginç yapılarından biri olarak görülmektedir. Aynalıkavak Kasrı deniz cephesinde iki, kara cephesinde ise tek katlıdır. Yapıda özellikle de III. Selim döneminin modası olan dizayn ve süslemelere rastlanmaktadır. Bu dönemin özellikleri arasında çatıların geniş saçaklı olması, revzenli tepe pencereleri ve yerleşik sedir düzenlemeleri bulunmaktadır. Restorasyon çalışmalarının ardından 2010 yılında ziyarete açılan kasrın alt katında Türk çalgılarının sergilendiği bir de müze yapılmıştır.