3 Günlük Berlin Gezisine Dair Nokta Atışı Bilgiler

Öncelikle baştan belirtmek gerekiyor ki, Berlin görsel olarak diğer Avrupa şehirlerinden daha güzel değil. Hatta tam bir şehir görüntüsüne sahip desem yeridir. Öyle kurabiye gibi dizilmiş evler ve iç açıcı panoramik manzaralar bekliyorsanız büyük hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Ama… Avrupa’nın en medeni şehirlerinden biri olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Bunun yanı sıra Berlin’in karakteristik bir atmosferi olduğundan bahsedilir ya hep, evet, aynen de öyle. Bir kere Berlin’i sevmek için O’nu gerçekten anlamanız gerekiyor. Sonuçta yakın geçmişte çok da güzel şeylere imza atmamışlar ve bunun telafisini yapmaya çalışıyorlarmış gibi bir durum söz konusu. Eğer Berlin’i anlarsanız, kendisinden etkilenmemeniz oldukça zor.
Şimdi izninizle, Aralık 2017’te Black Friday indirimi adı altında Pegasus’tan yakaladığım %50 indirimli biletle keşfetme fırsatı bulduğum Berlin hakkında bir takım notlar paylaşıyor olacağım sizlerle. Berlin’de Şehir İçi Ulaşım Nasıl Sağlanıyor?

{facility:0} Öncelikle şehir içi ulaşım işini çözdüğünüzde her şey son derece kolaylaşıyor. Zira merkezi bir noktada konaklayacak olursanız ki kesinlikle öyle yapın, dilediğiniz her yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Berlin’in en merkezi noktası Alexanderplats isimli bölge. İstanbul’un Taksim’i olarak değerlendirebiliriz burayı. Burası büyük bir meydanın bulunduğu bir yer ve sırtınızı Alexanderplatz’a verdiniz mi her yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Zaten buradan Berlin’in gezilecek yerlerinin çoğuna yürüyerek de ulaşabiliyorsunuz. Hangi İstasyonları Kullanacağım?

h Berlin’de 2 adet metro hattı bulunuyor; Sbhan ve Ubhan. Farkları, Sbhan metrodan ziyade tren gibi ve Ubhan’a göre bir tık daha yavaş. Ubhan ise yeraltı metrosuna benzer özellikler taşıyor ve oldukça hızlı bir ulaşım aracı. Bununla birlikte M2 isimli bir tramvay hattı bulunuyor ve ilk durağı da Alexanderplatz. Bir de en çok kullanacağınız otobüs hatları 100 ve 200 numaralı hatlar. Hatta 100 numaralı otobüs resmen turistler için yapılmış diyebilirim. 3 dakikada bir geçiyor ve son derece turistik güzergahlar içeriyor. 200 numaralı hat da öyle, tek bir noktada birbirlerinden ayrılıyorlar sadece. Topla Taşıma Biletleri Ne Kadar?

Bu bilgi önemli; Berlin’de toplu ulaşım araçlarını kullanabilmeniz için otomatlardan bilet almanız gerekiyor. Güzel haber, otomatlarda Türkçe dil seçeneği de var. Şimdi Berlin’in 3 ana hattı var; A, B ve C. A; şehrin merkezi, B: şehrin merkezi ama değil gibi de, C: şehrin dışı. Havalimanı şehrin dışı sayıldığı için C hattını da kapsıyor. Bu nedenle havalimanından çıkınca toplu taşıma ile şehre gidecekseniz, ABC hattından bilet almanız lazım; tam gün bilet fiyatı 7,70 Euro. Sonrasında ise sadece AB hattı kullanmanız yeterli. AB hattının fiyatı da 7 Euro. Sonrasında ise aldığınız bileti damgalatmanız gerekiyor. Damga makineleri de metro istasyonlarında bulunuyor, kırmızı renkli bir kutucuk. Bu arada 3 günlük seyahatimiz boyunca 1 kez olsun biletlerimiz kontrol edilmedi. Turnike diye bir şey olmadığı için de elinizi kolunuzu sallayarak istediğiniz toplu taşıma aracını kullanabiliyorsunuz. Ancak olur da bir görevli biletinizi kontrol etmek istedi ve sizin biletiniz yok ya da var ama damgalatmadınız, o an 60 Euro’luk cezanız kesiliyor. 7 Euro için bu riske değmez bizce. Havalimanından Şehre Nasıl Ulaşabilirim?

Berlin’de iki tane havalimanı yer alıyor; Tegel ve Shönefeld. Shönefeld bizim Sabiha Gökçen. Pegasus bu havalimanına iniyor. Bu nedenle de havalimanından şehre ulaşım konusunu Shönefeld üzerinden anlatacağım. Berlin Shönefeld Havalimanı’ndan Alexanderplatz’a ulaşmak için iki seçeneğiniz var; 171 numaralı otobüs hattına binip, Rudow durağında iniyorsunuz. Rudow’da ubhan metro hattına gidecek, U7’ye binecek ve Alexanderplatz durağında inceceksiniz. İkinci seçenek de bir 5 dakika yürüyüp sbhan metro hattına gidecek, S45 metrosuna binecek, Adlershof durağında inecek, oradan hemen S85 metrosuna aktarma yapacak, sonra Prenzlauer Allee durağında ineceksiniz. Oradak M2 tramvayına binerek Alexanderplazt’da ineceksiniz. Biletinizi metro istasyonundan temin etmeyi unutmayın. Berlin’de Nerede Konaklayabilirim?

Ben dibine kadar turistim ama konaklama konusunda daha yerel takılmayı tercih ediyorum. Fakat bu merkezi bir noktada konaklamayacağım anlamına gelmiyor. Benim tercihim Alexanderplatz’a oldukça yakın olan Marienburger Str bölgesi oldu. M2 tramvay durağında istasyonu olan ve Alexanderplatz’a ister yürüyerek ister M2 ile ulaşabileceğiniz bir yer. Airbnb’den bir ev kiralamak daha cazip geldi açıkçası. Ev sahibi Olga isimli çok tatlı bir kadındı. Evde her şey vardı ve tamamen bize aitti. Günlüğü ise iki kişi 40 Euro idi. Böylece konaklama işini ekonomik bir şekilde hallettiğimizi düşünüyorum. En azından o konum için cidden süper bir fiyat. Berlin’de 1. Gün

Birinci gün derken aslında yarım günlük bir süreçten bahsediyorum. Zira havalimanına Almanya saatiyle 12 gibi indik. Oradan kalacağımız eve gittik, yerleştik, dinlendik derken saat zaten 3 filan oldu. Hava da 5 buçuk gibi kararıyor. Ama boş geçmek olmayacağı için küçük bir keşif yapmadan da edemedik açıkçası. Yürüyerek Alexanderplatz’a gittik. Orada devasa bir televizyon kulesi mevcut. Açıkçası çok ilgimizi çekmedi, giriş ücreti biraz pahalı geldi. Dışarıdan bakıp geçtik. Oradan Berliner Dom’a doğru yürüdük. İşte burası cidden şahane bir yapı. Berlin Gezilecek Yerler listesinde daha detaylıca değineceğim zaten ama kesinlikle içine girip bir bakın. Giriş ücreti 7 Euro. Sonrasında ise Museum Blindenwerkstatt Otto Weldt isimli pasaja girmenizi öneririm. Son olarak Museum Island bölgesini biraz yürüyün. Oradan 100 numaralı otobüse binin, Brandenburger durağında inin ve Berlin’in simgelerinden biri olan Brandenburger Tor’u görün. Burası gece çok hoş bir ışıklandırmaya sahip olduğu için akşam gitmeniz daha güzel. Brandenburger Tor’a oldukça yakın mesafede Almanya Parlamento Binası olan Reichstag’a bir bakın. Giriş ücretsiz ama randevuyla, biz giremedik o yüzden. :( Berlin’de 2. Gün

Berlin’de ikinci güne Museum Island’tan başladık. Burada 5 tane müze bulunuyor. Ancak en görülmeye değer olanı Pergamon Museum. Müzeyi gezdikten sonra Berlin’de kesinlikle görülmesi gereken yer olan East Side Gallery’e (Berlin Duvarı) gidin. 1 km’yi aşkın bir duvar. Duvarın sonunda karşınıza çıkan köprüyü geçin. Biraz yürüyün ve bir kahvecide soluklanın. Sonrasında metroyla Gleisdreicek durağına gidin ve hemen aşağıdaki ubhana aktarmayla Brendenburger bölgesine geri dönün. Biz bir önceki gün akşam olduğu için göremediğimiz Berlin Yahudi Anıtı’nı gezdik. Oradan Türkiye’ye dair çok şey bulacağınız Kreuzberg bölgesine gittik. Daha çok mekanların ve barların olduğu bir bölge olan Kreuzberg’te azıcık İstanbul havası alarak günü tamamladık. Berlin’de 3. Gün

Üçüncü gün M2 ile Alexanderplatz’e gittik. Oradan U2 metrosuyla Chekcpoint Charlie durağında indik ve Checkpoint Charlie bölgesini gördük. Buradan yürüyerek Topografy of Terror’e gittik ve müzeyi gezdik. Buradan çıkınca 200 numaralı otobüsle Alexanderplatz’a geri döndük ve DDR Museum’u gezdik. Bir önceki gün Pergamon’u gezdiğimiz için iki müze üst üste ağır olmasın diye DDR’ı bugüne bıraktık. Sonrasında S5 ya da S7 metrosuyla Zoologischer Garten durağına gittik. Orada Yıkık Kilise var, ancak biz onun yerine Tiergarten Parkı’nı gezmeyi tercih ettik. Berlin’de Nerede Ne Yenir?

Berlin, bilindiği üzere üçüncü dalga kahvecilerin şehri diyebiliriz. Elbette 3 gün içerisinde çok fazla keşif yapamasak da iki öneride bulunacağım; birincisi East Side Gallery’deki köprüyü geçtikten sonra bir 500 metre kadar yürüyüp ulaşabileceğiniz Estate Coffee, diğeri ise Chechpoint Charlie’nin oradaki West Coffee. West Coffee özellikle yerellerin takıldığı bir yer olduğu için kesinlikle uğramanız gereken bir yer. Kahvelerin fiyatları da 2-4 Euro arası. Berlin’de körili sosis yani Curry Wurst ise ünlü bir sokak lezzeti. Curry 36’da yiyebilirsiniz, çok yerde şubesi mevcut. Gelelim döner mevzuuna, tabi ki Mustafa’s Gemüse Kebap. Biraz sıra bekleyeceksiniz ama yemeden dönmek de olmaz. Dipnot: Orada çaya hasret kalacağınız için dilerseniz Krezuberg’te Smyrna Cafe diye bir yer. Sadece Türkler takılıyor. Kafenin olayı çekirdek çitleme üzerine kurulu. Evet, ilginç. Zaten o ortamı ilginç ortamı görmenizi istediğim için buraya da not düşmek istedim. Berlin’de Gece Hayatı

Berlin’in gece hayatı Kreuzberg bölgesinde yaşanıyor açıkçası. Burada yerel biraları deneyebileceğiniz iki adet bar önereceğim; Mano Bar ve Trinkteufel Bar. Burada bira fiyatları genelde 2 Euro. Bir de, Zoo bölgesinde Monkey Bar var. Burayı İstanbul’un Ulus 29’u gibi düşünebilirsiniz. Şahane bir manzarası var. Direkt Yıkık Kilise’yi görüyor zaten. Tuvaleti bile manzaralı. Ama bunun için son kabine girmeniz lazım. :) Fiyatları pahalı, yani pahalı derken Berlin’e göre pahalı. Bira 5 Euro mesela. :) Berlin’de Alışveriş

Berlin, diğer Avrupa şehirlerine göre oldukça ucuz bir şehir. Para birimi Euro tabi ama ona rağmen gerçekten 260 Euro ile iki kişi rahat rahat 3 gününüzü geçirirsiniz, bizim gibi. :) Yalnız hediyelik dükkanları biraz pahalı ve açık konuşayım, Checkpoint Charlie’nin oradaki hediyelik dükkanlarında gerçekten çok orijinal şeyler var. Diğer dükkanlardan farklılar. Alacaksanız oradan alın ya da hiç almayın. Bir daha söylüyorum, fiyatlar cidden pahalı, onu da aklınızda bulundurun. Çikolata ve abur cubur gibi atıştırmalıklar için Lidl Market’i önerebilirim. Bizim Bim gibi ama tabi daha büyük ve çeşitlisi. Alkol alışverişiniz için ise Ullrich Market’i tercih edin. Hem çok fazla çeşit var hem de fiyatları bayağı iyi.