Şehrin keşmekeşinden sıkılıp biraz nefes almak, doğayla iç içe olmak isteyenler için göl kenarlarında yürüyüş yapabileceğiniz enfes rotalar hazırladık. Birçoğu günübirlik gidilip gelinebileceği gibi çadırınızı ve yiyecek içecek malzemenizi alıp kamp da yapabileceğiniz harika yerler!
{facility:0}Rota: 2 Km. - Zorluk Derecesi: 1
Bol sürprizli bir coğrafyaya sahip olan Ordu’nun kendine sakladığı bir güzellikte burasıdır. İl merkezine 75 km. mesafede konumlanan göl, Gölköy ilçesine de 17 km. uzaklıkta olup yeşilin her tonuna sahip kayın ve meşe ağaçlarıyla çevrili ormanların arasından karşınıza çıkıverir. Doğal oluşumlu bir göl olan Ulugöl, 2009 yılında tabiat parkı olarak koruma altına alınmış. Tabiat parkı olmasıyla çevre düzenlemesi tamamlanmış olan parkın içerisinde kamelyalar, ahşap yürüyüş platformları, tuvaletler ve banklar gibi olanaklar mevcut. Aynı zamanda karavancılar ve kampçılar için de oldukça ideal. Park etrafındaki yürüyüş rotası; göl kıyısı boyunca uzanıyor ve patikalardan zaman zaman da ahşap merdivenleri takip ederek bitiyor.
{ad:0}Rota: 12 Km. – Zorluk Derecesi: 3
Birbirine oldukça yakın olan bu iki göl Bolu il sınırları içerisinde yer alıyor. Sülüklü Göl Mudurnu’da, Çubuk Gölü Göynük sınırları içerisine yer alsa da bu iki göl arasında oldukça keyifli bir yürüyüş rotası var. Orta zorluk olarak sınıflandırılan bu rotanın ilk bölümü Çubuk Gölü’nden başlıyor. Çubuk Gölü’nün kuzeybatısında konumlanmış olan Gölbaşı köyünden yokuş yukarı bir çıkışla başlıyor. Sonrasında enfes bir doğanın eşlik ettiği bu yolda yaylaların bulunduğu platoyu geçtikten sonra yolun sonunda Sülüklü Göl size göz kırpıyor.
Rota: 13 Km. Zorluk Derecesi: 2
Etrafı dağlarla sarılmış olan Eğirdir Gölü, tüm heybeti ve doğal güzelliğiyle dikkat çekiyor. Eskiden ana karayla bağlantı olmayan Canada ve Yeşilada’ya eskiden sadece sandallarla ulaşım mümkünmüş. Günümüzde ise karayoluyla ana karaya bağlanan adalara ulaşım çok daha rahattır. Bölge; kuş gözleme, trekking, dağcılık, kaya tırmanışı, yamaç paraşütü, su sporları ve balıkçılık gibi aktivite olanaklarıyla gözde bir turizm merkezi olmaya başlıyor. Ülkemizin uzun mesafe yürüyüş rotalarından biri olan St. Paul Yolu’nun geçtiği göl çevresinde önerilen rota; Kemerdamları ve Aşağıtırtar köyler arasında kalıyor. Kirişli Dağı’nın eteklerinden bazen göl kıyısına bazen tepelere çıkarak ama sürekli olarak enfes bir manzarayı ve gölün berrak sularını seyrederek yol alacağını yürüyüş rotası güneyden kuzeye bir istikamete sahip. Hatta rota üzerinde ilerlerken Aşağıtırtar’dan önce karşınıza kaya mezarları çıkacak. Biri işlemeli diğeri doğal mağara oyu görünümünde olan mezarların bazılarında silik freskleri de görebilirsiniz.
Rota: 8 Km. Zorluk Derecesi: 2
Değerli bir kültürel mirasımız olan Alacahöyük Milli Parkı, sahip olduğu arkeolojik alanlarla yıl boyunca dünyanın ve ülkemizin dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlıyor. Boğazkale Göleti, Hattuşaş Antik Kenti ve Yazılıkaya Kutsal alanının kapsayan bu yürüyüş rotası oldukça keyifli. Tarihin içinden geçen bu rota; Yazılıkaya kutsal alanının hemen çıkışında göze çarpan ve çıkışın solunda kalan traktör yolundan başlıyor. Tarlaların arasından patikaya uzanan rota üzerinde kısa bir süre toprak yola bağlanıyorsunuz. Rotayı takip ettiğinizde Hattuşaş Antik Kenti’nin giriş kapısına geliyorsunuz. Kenti gezdikten sonra, antik yerleşim alanının hemen solunda yer alan dere yatağına inerek yola devam ediyorsunuz. Rotanın son durağı olarak da Boğazkale Göleti’ne erişerek rotayı tamamlıyorsunuz. Bu rota ülkemizin kültür rotalarından biri olan ve uluslararası standartlara işaretlenmiş Hitit Yolu Yürüyüş Parkuru'nun
bir parçası. (Fotoğraf: Osman Keser)
Rota: 2 Km. Zorluk Derecesi: 1
Kış aylarında buz tutan göl ve çevresi bembeyaz bir örtüye bürünüyor. Baharın gelmesiyle yeşilin her tonuna bürünerek bu seferde cennetteyim dedirtiyor ziyaretine gelenleri. İl merkezine 62 km. uzaklıkta kalan göl, Taşova ilçesine ise 15 km. mesafede. Bir heyelan gölü olan Borabay’ın etrafını çevreleyen patikayı takip ederek kısa bir yürüyüş yapabilirsiniz. Gölünün etrafını dolanan bu rota zaman zaman göl kıyısından ilerlerken zaman zaman da orman içinden geçiyor ve geniş bir daire çizdiriyor.
Rota: 15 Km. Zorluk Derecesi: 2
Karadeniz’e kıyısı olan ve Bulgaristan sınırında yer alan İğneada Longozu, mevsimsel su basar ormanları, tatlı su gölleri, kıyı kumulları, bataklıkların birlikte bulunduğu ender eko sistemler arasında yer alır. İstanbul’a yaklaşık 200 km. mesafede konumlanan longoz ormanlarına günübirlik gelebileceğiniz gibi hafta sonu için de tercih edebilirsiniz. İğneada Longoz Ormanları çevresinde pek çok yürüyüş parkuru seçeneği mevcut. Bu parkurların en uzunu ise İğneada ile Hamam Gölü arasında kalan parkur. Ayrıca bu ziyaretiniz sırasında bölgede mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan İğneada Deniz Feneri, Bulgaristan sınırında yer alan Beğendik Köyü, dönüş yoluna geçtiğinizde güzergah üzerinde yer alan Dupnisa Mağarası’nı gezebilirsiniz.
Rota: 4 Km. Zorluk Derecesi: 1
Mega kentin en büyük ve en önemli su kaynaklarından biri olan Durusu ya da Terkos Gölü İstanbul’dan uzaklaşmak istemeyenlerin tercih edebileceği bir rota. Bu rota Karaburun Köyü’nden başlıyor ve Durusu Gölü’nün kuzey kıyılarına kadar gelip Durusu Köyü’nde bitiyor. Ayrıca göl çevresinde birçok kısa kısa yürüyüş rotaları da mevcut. Bu rotaların en uzunu ise Çatalca ilçesine bağlı Ormanlı Köyü yakınlarından başlayarak gölle Karadeniz arasında doğu – batı yönünde 16 kilometrelik bir rotadır. (Fotoğraf: Caner Çelik – Gezenticaner.com)
Rota: 2 Km. Zorluk Derecesi: 2
Mitolojide tanrıların tanrısı Zeus’un oğlu olan Tantalos, kendini tanrılarla denk tutan bir kralmış. Günün birinde bir ziyafet vereceğini duyurmuş, ziyafette kendi oğlunu kurban ederek tanrılara sunmuş. Bunun üzerine tanrılar kendilerini yamyam yerine koymak suretiyle halkın gözünde küçük düşürmeye çalışan Tantalos’un bu oyununu boşa çıkarmış. Bu olaya çok öfkelenen tanrılar Tantalos’u cezalandırmak için meyve ağaçları ve gürül gürül akan pınarların bulunduğu bir yere yollamışlar. Kral her acıktığında meyve ağaçlarını uzanıyormuş ve dallar geri kaçıyormuş. Her susayıp su içmek için pınarlara yaklaştığında pınarlar kuruyormuş. Sonsuza kadar bu eziyeti yaşayan kralın babası Zeus sonunda oğlunu Yamalar Dağı’ndaki bir yarıktan içeri atmış. İşte bu yarık günümüzdeki Karagöl. Rota olarak da Çamiçi Köyü çıkışlı rotayı takip edebilirsiniz. Yürüyüşe Kayadibi Köyü ile Çamiçi Köyü arasında kalan Homeros Vadisi manzarasıyla başlıyorsunuz. Ortalama 8 km. süren bu rota Çamtepe zirvesine kadar tatlı bir eğimle yükseliyor. Tırmanmaya devam ettikçe İzmir Körfezi ve Spil Dağı’nı izliyorsunuz ve rota göle gelince son buluyor.
Rota: 9 Km. Zorluk Derecesi: 1
Ege’nin en büyük gölü olan Bafa Gölü, antik çağlarda Ege Denizi’nin körfeziydi. Çamiçi olarak da bilinen göldeki adaların bazılarında antik dönemlerden kalan kilise ve manastır kalıntıları göze çarpıyor. Su kuşlarının da üreme alanı olan gölün doğu kıyılarında Heraklia Antik Kenti’nin kalıntıları halen görülmekte. Doğal güzellikleriyle birlikte tarihi mekanlardan da geçen bu yürüyüş rotası Karahayıt Köyü’nde Bafa’nın etrafındaki tarlalardan düz bir patikadan inişle devam ediyor. Enfes bir göl manzarasının eşlik ettiği bu rotada fresklerle bezeli bir mağara yakınından geçerek Yediler Manastırı’na varıyorsunuz. Rota buradan sonra patikaya geri dönerek Gölyaka Köyü’ne varıyor. Karia Antik Yolu’nun bir bölümünü içine alan bu rota bir süre göl kenarından devam ediyor. Son etabında da kısa bir yokuştan sonra Kapıkırı Köyü’ne varıyor.
Rota: 9 Km. Zorluk Derecesi: 1
Her mevsimde bir başka güzel olan Yedigöller, doğa tutkunlarının kaşı noktası, vazgeçilmez adresi. Deringöl, Büyük Göl, Nazlıgöl, Seringöl, Kurugöl, Sazlıgöl ve İncegöl’den meydana gelen Yedigöller’in hepsini ortalama 6 kilometrelik bir yürüyüşle görebilirsiniz. Ayrıca tabelaların yönlendirmesiyle; Dilek Çeşmesi, Şelale, Gülen Kayalar ve Pisagor Ağacı gibi bölgeleri de görebilirsiniz. Unutmadan eğer ki buraya Bolu yolundan geliyorsanız Kapankaya seyir terasından tüm gölleri kuş bakışı izleyebilirsiniz.