{ad:0} Yer aldığı tepeden, Doğubeyazıt’ın eşsiz manzarasını tamamen gözler önüne sermeyi başaran İshakpaşa Sarayı’nın 100 yıla yakın süren inşası 1700’lü yıllarda gerçekleştirilmiştir. Türkistan, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan İshakpaşa Sarayı’nın içinde cami, merasim, aşevi, türbe, harem, selamlık dairesi ve eğlence dairesi bulunmaktadır. 366 odalı dev bir kompleks olan İshak Paşa Sarayı, Topkapı Sarayı’nın ardından ikinci teşkilatlı saraydır ve aynı zamanda dünyanın ilk kaloriferli yapısı olma özelliğini taşımaktadır. Dünya çapındaki ünüyle, Ağrı’yı ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken noktalardan birisi, belki de ilki…
Hz. Ali’nin ayak izlerinin olduğu taşların bulunduğu rivayet edilen Günbuldu Köyü’ndeki dikkat çekici bir antik kent olan Meya Mağaraları pek çok tarihi kalıntıyı da etrafında barındırmakta. Mağaranın içinde barınma alanları, tapınak, ibadethane ve tehlikelerden korunma amacıyla kayalar üzerine inşa edilen odalar bulunmakta. Odaları incelemek için, kayaların üzerine oyulan deliklere ayak basmak ve dolayısıyla tehlikeli olabilecek bir tırmanışı göze almak gerekiyor.
Tam olarak hangi tarihte yapıldığı kestirilmese de yakınındaki mezardan ötürü Urartu Dönemi’nde yapıldığı kanıtlanan kale; Doğubeyazıt’ın 5 kilometre doğusunda yer alıyor. Kayalıklar üzerine inşa edilen kaleyi çevreleyen surlar yıllar içinde yıkılmış olsa da kalenin içinde mağaralara ve mabetlere ait kalıntılara rastlanmaktadır. Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nin himayesine geçen Doğubeyazıt Kalesi’nin 1374 yılında restore edildiğine dair bilgiler kaynaklarda yer almaktadır.
1651 yılında dünyaya gelen, ölüm tarihi ise bir muamma olan; Ağrı’nın filozoflarından kabul edilen, şair ve tarihçi olan Ahmed-i Hani’nin türbesi İshak Paşa Sarayı’nın üst tarafında yer alıyor. Mimarisi ilgi çekici bir yapıya sahip olan türbeyi, yaşadığı dönemde kaleme aldığı eserlerle de ilgi gören Ahmed-i Hani’nin en meşhur eseri olan, 1990 yılında sinemaya da uyarlanan “Mem û Zîn”i izledikten veya eseri okuduktan sonra ziyaret ettiğinizde atmosferi şüphesiz daha etkileyici olacaktır.
Yapım yılı kesin olarak bilinmese de İshak Paşa’nın torunu Mir İbrahim Paşa’nın ölen çocukları için yaptırdığı tahmin edilen Hamur Kümbeti, bu sebeple İbrahim Paşa Kümbeti adıyla da anılmaktadır. 1800’lü yıllarda yapıldığına dair emareler bulunan Hamur Kümbeti 4.7 x 11.5 ebatlarında olup dikdörtgen bir yapıdadır. Yoğun ölçüde kesme taşlarla inşa edilen yapısı, sade bir mimariye sahiptir. Mimarisiyle, Osmanlı’nın kümbet mimarisinin geleneksel bütün özelliklerini yansıtmaktadır. Dolayısıyla bu alanda merakı olan veya araştırma yapanların mutlaka görmesi gereken yapılar arasında ilk sıralardadır.
Tam olarak ne zaman, kimin tarafından yaptırıldığı bilinmese de rivayetlere göre Sultan Hasan oğlu Ziyaüddin tarafından inşa edildiği düşünülen, kralın kızı için yaptırıldığı varsayılan ve bu nedenle halk arasında “Kız Kalesi” olarak anılan Şoşik Kalesi, sert kayalıklar üzerinde, günümüze dek ulaşan birkaç bölümüyle ziyarete açıktır. Hamam kısmıyla birkaç odası günümüze ulaşan Şoşik Kalesi’nin mevcut hâli Ağrı’nın tarihi hakkında önemli ipuçlarını sunmaktadır.
Birçok efsane ve hikayeye konu olmuş bu ilginç şehri yakından tanımak için uygun fiyatlı Ağrı Otellerini aşağıdan bulabilirsiniz;
{search:agri-otelleri,Ağrı Otelleri}