Bir zamanlar Bayezid Sancağı’nın yönetim merkezi konumundaki İshak Paşa Sarayı, sahip olduğu özellikler sayesinde şimdilerde tarihe ve mimariye meraklı gezginleri kendisine çekiyor. Zira Ağrı Dağı’nın zarif komşusu, Osmanlı saray kültürünün Anadolu’daki en önemli temsilcisi konumunda yer alıyor. İsterseniz sözü daha fazla uzatmadan, yapım süreci başta olmak üzere uzaktan bakıldığında adeta bir kartal yuvasını andıran bu kudretli sarayı özel kılan nedenleri sıralamaya geçelim. Bu yazımızda İshak Paşa Sarayı efsanesini ve hikayesini konu alıyoruz...
{ad:0}{search:agri-otelleri,Ağrı Otelleri}
İshak Paşa Sarayı, Osmanlı Dönemi'nin son mimari eserlerinden. Topkapı Sarayı'ndan sonra yapılmış 18.yy’ın en ünlü yapılarından birisi. Dönemin izlerini taşıyan bu Külliye içerisinde 116 oda, türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları, koğuşlar ve zindanlar bulunmakta. Muazzam bir taş işçiliği olan saray, Selçuklu ve Osmanlı-Fars mimarisinin bir harmanı olarak inşa edilmiş. Bazı kaynaklarda sarayın 99 yılda tamamlandığı söyleniyor.
Doğu Anadolu’da ziyaret edilebilecek en zarif tarihi yapılardan biri olan İshak Paşa Sarayı’nın yapım sürecine, 1685 yılında başlanmış. Mimari özelliklerinden dolayı “Doğu’nun Topkapı Sarayı” yakıştırması yapılan sarayın inşa emrini Çıldıroğulları’ndan Çolak Abdi Paşa vermiş. Lakin yapı kompleksinin tamamlanmış halini görmek, 1784 yılında II. İshak Paşa’ya nasip olmuş. Sanat tarihine meraklı gezginler için paha biçilemez ayrıntıları bünyesinde barındıran saray, 14 farklı bölümden oluşuyor. Hatta içerisinde hamam, cami, türbe gibi bölümlerin bulunmasından dolayı çoğu kaynakta İshak Paşa Külliyesi adıyla anılıyor. Eğer bu bölümlerin en zariflerinden biri olan türbeye girerseniz, Çolak Abdi Paşa ve II. İshak Paşa ile birlikte aynı soydan gelenlerin mezarlarını görebilirsiniz. 7.600 metrekarelik alanı kaplayan İshak Paşa Sarayı, Osmanlı’nın en şatafatlı döneminde, yani Lale Devri’nde, inşa edilmiş son büyük yapı olma özelliği taşıyor. Haliyle 99 yıllık yapım sürecinde burada da hiçbir masraftan kaçınılmamış ve her taraf süslemelerle bezenmiş. Bu nedenden dolayı fırsatını bulursanız, sarayın avluları da dâhil olmak üzere her bir bölümünü detaylıca gezmenizi tavsiye ederim. Özellikle taş ve kalemişi süslemeler, yapımlarının üzerinden asırlar geçmesine rağmen halen daha enfesler.
Sarayın yapımını ilk başlatan Çolak Abdi Paşa’nın ömrü yetmediği için oğulları sarayı inşa etmeye devam ediyor. 8. oğlunun son dönemlerinde saray tamamlanıyor fakat saltanat yönetimi nedeni ile saray en küçük oğul İshak paşaya kalıyor. Adını da bu paşadan alan saray, dünyada kalorifer sistemi bulunan ve uygulanan ilk yer olması nedeni ile önem arz ediyor.
Osmanlı döneminde savaşlar sırasında da kullanılan İshak Paşa Sarayı, bir dönem Ruslar tarafından işgal ediliyor ve maalesef bu işgal sırasında som altından yapılan saray kapısı işgalle birlikte Moskova’ya götürülüyor. Günümüzde bu kapı Moskova’da bulunan bir müzede sergilenmekte.
Sarayın günümüzdeki durumu ise oldukça iyi. Yapıldığı zamandan sonra yok olan bir sürü bölümü olmasına rağmen saray yapısı hala ayakta durmaktadır. 2011 yılında yapılan restorasyon faaliyetleri sonrası özellikle yeni form çatısı ile yüklenici firma bir hayli eleştirilmiş. Projeyi gerçekleştiren firma eserlerin aşırı soğuk ve güneşten etkilenmemesi, deforme olmaması adına pimapen malzemeli cam tavan kullandıklarını söylemiş olsa da sarayın yapısında görsel kirliliğe yol açmıştır. Sarayın içerisinde ibadete açılması düşünülen bir cami de bulunmaktadır.
İshak Paşa Sarayı, öyle bir mimariye sahip ki hakkında sayfalarca yazmak bile yetersiz kalabilir. Yapı kompleksinin özgün nitelikler kazanmasında, büyük oranda yapımını üstlenen ustaların tasarım tercihleri etkili olmuş. Çünkü yapının planlamasında, sadece dönemin Osmanlı saray üslubuna sadık kalınmamış. Aynı zamanda bölgenin mimari bakımdan adeta ruhuna işlemiş Selçuklu kültürüne özgü detaylara da yer verilmiş. Merkezi yönetime karşı bir güç gösterisi niteliği taşıyan sarayın kuzey cephesine giderseniz, yüzyıllar öncesindeki anlayışın bir yansıması olan kanatlı ejder, aslan ve insan figürlerini alt alta dizilmiş olarak görebilirsiniz. Buna benzer detaylar başta taç kapısı olmak üzere sarayın dört bir yanına dağılmış durumda. Mimari açıdan en ilginç unsur olaraksa yapının çatısındaki kuş evleri öne çıkıyor. Her ne kadar bakımsızlık nedeniyle günümüzde ideal yapılarından uzaklaşmış olsalar da bu yapılar, geçmişte göç ederken bölgeden geçen yüzlerce kuşa korunaklı ortamda barınma imkânı sunmuş.
Sarı renkli kesme taşlar kullanılarak inşa edilen İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı’na epey yakın sayılabilecek konumda yer alıyor. Lakin özellikle kış aylarında sarayın herhangi bir bölümünden dağı görebilmek, gökkuşağının sonundaki hazineyi bulmakla eşanlam taşıyor. Tabii hal böyle olunca, saray hakkında hikâyeler üretilmesi de kaçınılmaz olmuş.
Saray hakkında dile getirilen en yaygın hikâyeye göre paşanın kızı, Ağrı Dağı eteklerinde sürüsünü otlatan bir çobana âşık olmuş. Zaman içerisinde kızının gün boyunca bulunduğu yerden çobanı izlediği haberi paşanın kulağına gitmiş. Duyduklarına epey sinirlenen paşa, dağı görmenin imkânsız olduğu bir yere saray yapılmasını istemiş. Emir demiri keser düsturuyla hareket eden ustalar, bölgeyi karış karış araştırmış. Sonra da buldukları en uygun noktaya sarayı inşa etmiş.
Sarayı, yaz döneminde 08.00-19.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Yapı, kış döneminde ise 08.30’dan 17.00’ye kadar ziyarete açık tutuluyor. Müzekart sahibi gezginler, saraya ücretsiz giriş yapabiliyor. Aksi durumdaki ziyaretçilerden giriş ücreti talep ediliyor. 2023 yılı güncel giriş ücreti 75 TL. Pazartesi günleri kapalı olduğunu da hatırlatmakta yarar var.
İshak Paşa Sarayı, Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde bulunmaktadır. Ağrı’dan 100 km uzaklıkta bulunan ilçeye havalimanından kalkan otobüslerle gidebileceğiniz gibi, Iğdır havalimanını kullanarak daha kısa sürede Doğubeyazıt’a ulaşabilirsiniz. İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt’a yalnızca 7 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kendi aracınızla seyahat etmeyi planlıyorsanız, Doğubayazıt Kalesi yönünde ilerleyerek aşağı yukarı 15 dakikada saraya ulaşabilirsiniz. Alternatif olarak ilçe merkezinden kalkan dolmuşlara binmeyi de tercih edebilirsiniz. Iğdır - Doğubeyazıt arası 50 km olduğu için uçakla bu tarafa gelecekseniz, Iğdır ilinden ulaşmanızı tavsiye ederiz. Doğubeyazıt ilçesi oldukça küçük bir yerleşim. Yaklaşık 45 dakika sürecek hafif eğimli yolu kullanarak isterseniz yürüyerek, isterseniz bir taksi ile 10 dakikalık mesafedeki İshak Paşa Sarayı’na ulaşabilirsiniz.Unutmadan! Bir de şanslıysanız ve hava güzelse Ağrı Dağı size yüzünü gösterebilir.
Hazır İshak Paşa Sarayı'na gitmişken Ağrı'daki diğer tarihi noktaları da gezmenizde yarar var. Detayları Ağrı Gezi Rehberi ve Tarihi Noktalar sayfasında paylaşıyoruz.
{search:agri-otelleri,Ağrı Otelleri}