Kimi geçim derdi yüzünden terk etmiş doğup büyüdüğü topraklarını, kimi sulara gömmüş bütün anılarını. Hepsi de başka şehirlerin yolunu tutmuş, belki de ‘bir gün geri geleceğiz’ demişler de o yüzden tüm evlerin kapıları açık kalmış. Terk edilmiş köyler, bir zamanlar tüm acıların ve sevinçlerin paylaşıldığı, sokaklarda çocuk çığlıklarının yankılandığı, şimdilerde hatıralara gömülmüş bir şekilde yalnızlığa bürünmüş. İşte kimseciklerin dolaşmadığı, anılarıyla baş başa kalan Türkiye'nin 9 terk edilmiş köyü.
{ad:0}
Bodrum’da, Yalıkavak’ın tepesinde terkedilmiş bir köy Sandima Köyü. Kekik ve kimyon kokuları arasında Bodrum yarımadasının kalan son izlerini taşıyor. Evlerin hepsi yarı yıkık durumda. Kayalık bir boğazın içine kurulmuş olan Sandima Köyü’nün öylesine şahane bir deniz manzarası var ki, akıllara durgunluk verir.
Muğla’nın Fethiye ilçesinde bir Rum yerleşimi iken 1923 mübadelesinde boşaltılmış Kayaköy. Eşsiz bir doğanın ortasında, terk edilmiş evler ve harabeye dönmüş kiliseler yaşıyor. Yeniden yapılaşmanın mümkün olmadığını anlayan köylüler bu topraklara veda ediyorlar.Terk edilmiş köyler içerisinde oldukça popüler olan Kayaköy, şimdilerde turizme kazandırılmanın çabası içine düşürüldü.
Şanlıurfa Halfeti’nin cennet köşelerinden biri Savaşan Köyü. Fırat Nehri’nin acımasız suları altında kalmış olması buraya ayrı bir hüzün katıyor. Köy öylesine etkileyici bir atmosfere sahip ki, o terk edilmiş köyler içerisinde dolanırken boğazı düğümleniyor insanın. Köy halkı 30 km ötedeki bir bölgeye yerleştirilmiş. Şüphesiz köyün en büyüleyici manzarası, gövdesini suların altına gömmüş olan cami minaresi.
Mardin’in Midyat ilçesinde, Kul Dağı üzerinde Tur Abdin Köyleri olarak adlandırılan köylerin üçüncüsü Midyat Zaz. Şimdilerde ismi İzbırak olarak geçiyor. Farklı bir atmosferi var. Köyün içinde surlarla çevrili bir kilise bulunuyor. Köy halkı 90’lı yıllarda terk etmiş burayı. Şuan birkaç korucu aile yaşıyormuş. Kapadokya’yı anımsatan taş evleri var, hepsi de ıssız.
Gökçeada’da ıssızlığa bürünmüş bir köy Dereköy. Evler yıkılmamak için direnç gösteriyor adeta. Dereköy bir zamanlar Balkanların en büyük köyüymüş. Köy halkı mübadele zamanında terk etmiş köyünü ve Yunanistan’a gitmiş. Bir daha da kimse yerleşmemiş buralara.
Bursa’da tabiri caizse hayalet bir köye dönüşmüş Çökene Köyü. Köyden şehre göçün en güzel timsali olarak duruyor Çökene. Anlaşıldığı üzere halkın Çökene Köyü’nü terk etmesinin nedeni geçim derdi. Köyde bulunan birçok evin eşyaları bile yerli yerinde duruyor. Kapılar açık, duvarlarda anıların izleri var.
İzmir Karaburun’da bulunan büyüleyici bir köy Sazak Köyü. Köyde yaklaşık olarak 120 hane bulunuyormuş ve 100 tanesinde Rumlar, 20 tanesinde Türkler yaşıyormuş. Söylenene göre Rumların ve Türklerin barış içinde hayatlarını sürdürdükleri nadir köylerden biriymiş Sazak. Şimdi kimsecikler yok, sadece rüzgarın uğultusu var.
İzmir Bayındır’da, Dededağ’ın eteklerinde tüm yaşanmışlıkları geride bırakmış ıssız bir köy Eski Çıplak. Köy halkı 1980’li yıllarda kendi istekleriyle aşağıdaki Yeşilova Köyü’ne yerleşmişler. Zaman, köyün taş ve kerpiç evlerini aşındırmış. Şimdilerde çok az bir yapı bulunuyor Eski Çıplak Köyü'nde.
Kırklareli’nde, Istranca Dağları’nın en kuytu köşesinde bulunuyor Karanlık Köyü. Tahmin edildiği üzere, büyük iş umutlarıyla şehre gidenlerin oluşturduğu büyük göç, köyün bugünkü kaderinin sorumlusu. Şimdilerde İncesırt Köyü’ne bağlı bir mahalle olmuş Karanlık Köyü (Mahallesi).