Hiç şüphe yok ki, Ankara’ya yolu düşen herkesin mutlaka görmesi gereken ilk adreslerden birisi Anıtkabir. Atamızın ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’i ziyaret etmeden önce vaktinize değer katacak, mekanın ruhunu daha iyi hissetmenizi sağlayacak bir rehber hazırladık.
{ad:0}Anıtkabir, başkent Ankara’nın Çankaya ilçesinde eski ismi Rasattepe, şimdiki ismi ise Anıttepe olan tepenin üzerinde konumlanıyor. Anıtkabir’in burada yer almasının ise oldukça özel bir sebebi var. Yapımı 1953 yılında tamamlanan Anıtkabir’in yapılacağı yer için Aydın milletvekili Mithat Aydın, Rasattepe’yi önermiş. Bunun en büyük sebeplerinden biri Atatürk’ün Ankara’da yaşadığı dönemlerde Rasattepe’yi gezerken sarf ettiği “Burası ne kadar güzel bir anıt yeridir.” sözü. Bu sebeple anıt mezarın yapımı için Atatürk’ün bu sözünden yola çıkarak olabilecek en uygun noktanın burası olduğuna karar verilmiş.
{search:cankaya-otelleri,Çankaya Otelleri}
Anıtkabir'in ziyaret saatleri, yılın farklı dönemlerine göre değişmektedir. İşte güncel ziyaret saatleri:
Anıtkabir hafta sonu açık mı, sorusunun cevabı ise ilgili tarihler arasında her gün açık olduğu şeklinde ifade edilmektedir.
Anıtkabir’e ulaşım için farklı seçeneklere göre alternatif güzergahlar bulunmaktadır.
Anıtkabir'e özel araçla gelenler İstanbul, Samsun veya Eskişehir yolundan Ankara’ya giriş yapabilirler. Anıtkabir’in yer aldığı Çankaya ilçesine ulaşıp Tandoğan Meydanı Kavşağı’ndan geçtikten sonra Anıt Caddesi takip edilmeli.
Ankara Tren Garı’nda indikten sonra 15 dakikalık bir yürüyüşle Anıtkabir’e ulaşılabilmektedir. Gardan çıktıktan sonra Anadolu Meydanı olarak nitelendirilen noktaya doğru yürümek kafidir.
Otobüs terminalinden çıktıktan sonra, AŞTİ ismini taşıyan metro istasyonunda inmeniz gerekmektedir. Kızılay yönüne giden metroya binip Anadolu (Tandoğan) istasyonunda inip ardından beş dakikalık bir yürüyüşle Anıtkabir’e ulaşabilirsiniz.
Anıtkabir’e gitmek için HAVAŞ veya belediye otobüsüne, taksiye binebilir veya araç kiralayabilirsiniz. HAVAŞ otobüslerine binmeniz halinde Hipodrom durağında inerek Anıtkabir’e ulaşabilirsiniz.
Atamızın 10 Kasım 1938 tarihindeki vefatının ardından onun anısını yaşatacak, ona yaraşır bir anıt mezar yapılma fikri doğmuştur. Ankara’da böylesi bir anıt mezar için en uygun alanın bir rasat istasyonu kurulu olmasından dolayı adı Rasattepe olan bölgede yapılmasına karar verilmiştir. Bölgede yapılan çalışmalarda öncelikle M.Ö. 12. Yüzyılda Anadolu’da devlet kurmuş Friglere ait tümülüsler arkeolojik kazılarla çıkarılmış; bu tümülüslerden çıkan eserler ise Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne kaldırılmıştır.
Anıtkabir'in bulunduğu yerin seçimi tıpkı mimari özellikleri gibi bir anlam taşımaktadır. Rasattepe'yi ilk olarak Aydın Milletvekili Mithat Aydın önermiştir. Burayı önermesinin sebeplerinden biri, Atatürk'ün Ankara'da yaşadığı yıllarda bir gün bu tepeyi gezmeye gelmesi ve yanındakilere ‘Burası ne kadar güzel bir anıt yeridir.' şeklinde bir cümle kurmasıdır ve aslında belki de burayı kendisi için önermiş olmasıdır. Ata'nın bu cümlesinden de yola çıkarak Anıtkabir'in inşa edilmesi için en uygun yerin, Anadolu'nun köklü medeniyetlerinden biri olan Frig Uygarlığının da yerleşkesi olan Rasattepe olması kararlaştırılmıştır.
Atamızın ebedi istirahatgahını oluşturan bölümleri bir seyahat rehberi gibi ele alıyoruz. Anıtkabir ziyaretinizde bu yazımızı adım adım takip ederek Anıtkabir’in her bir evresine dair fikir sahibi olabilirsiniz.
Atatürk’ün ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' sözü temel alınarak tasarlanan Barış Parkı; bu anlayışı temsil edecek şekilde yabancı ülkeler ve ülkemizin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulmuştur. ABD, Afganistan, Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan’dan getirilen ağaç ve fidanlar da dahil; 104 farklı türde yaklaşık 49.000’e yakın süs ağacı ve süs bitkileri yer almaktadır.
Anıt Bloku, esasında bir bölüm değil farklı bölümleri kapsayan genel bir yere işaret etmektedir. Anıtkabir tasarım icabı olarak Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısımdan oluşturulmuştur. Anıt Bloku ise kendi içinde üç bölüm taşımaktadır: Aslanlı Yol, Tören Meydanı ve Mozole.
Ziyaretçileri, ulu önderin huzuruna hazırlamak için yapılmış Aslanlı Yol toplam 262 metre uzunluktadır. Yolun iki yanında oturmuş pozisyondaki 24 aslan heykeli bulunmakta olup; bu tercih pek tabii ki tesadüfi değildir. Atatürk’ün Anadolu ve Türk tarihine verdiği önemden hareketle, Anadolu’da uygarlık kurmuş Hititlerin sanat üslubunu yansıtacak şekilde Hüseyin Özkan tarafından tasarlanmış olan aslanlar kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir.
Aslanlı Yol’un sağ başında yer alan ve iç duvarlarında ayakta durarak iki eliyle kılıç tutan bir genç ile onun yanındaki kaya üzerine konan kartal figürünün işlendiği yapı; İstiklal Kulesi’dir. Mitolojide ve Selçuklu sanatında güç, istiklal ve bağımsızlık sembolü olan kartal ve istiklali savunan Türk milletini temsil eden kılıç tutan genç figürleri; Zühtü Müridoğlu’nun eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk’ün istiklal ile ilgili sözleri yer almaktadır. Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir’i tanıtan ışıklı panolar vardır.
İstiklal Kulesi’nin önünde duran, ulusal kıyafetler giymiş üç kadından oluşan heykel grubudur. Bu kadınların kenarda yer alan ikisi, yere kadar uzanan geniş bir çelenk taşımaktadır. Başak demetlerinden oluşan bu çelenk, ülkemizin bereketli topraklarını temsil etmektedir. Soldaki kadın ise, elini ileriye uzatarak Atatürk’e tanrıdan rahmet dilemekte; ortadaki kadın ise ağladığı için eliyle yüzünü kapatmaktadır. Türk kadınlarının Atatürk’ün ölümünün derin acısını yaşarken dahi ağırbaşlı, gururlu ve azimli oluşunu tasvir eden bu yapıt grubu Hüseyin Özkan eseridir.
Aslanlı Yol’un sol başında yer alan ve içindeki kabartmada elinde kağıt tutan melek figürüyle meleğin yanında şaha kalkan bir atın tasvir edildiği yapı, Hürriyet Kulesi’dir. Bağımsızlığın kutsallığını simgeleyen ve elindeki kağıtla hürriyet beyannamesini taşıyan melek figürü ile hürriyeti ve bağımsızlığı sembolize eden at figürleri Zühtü Müridoğlu’nun eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk’ün hürriyet ile ilgili sözleri yer almaktadır. Kulenin içinde ise Anıtkabir’in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisiyle inşaatta kullanılan taş örneklerine yer verilmiştir.
Hürriyet Kulesi’nin önünde, üç erkekten ibaret bir heykel grubu vardır. Sağdaki erkek; miğfer ve kalın kıyafetiyle Türk askerini temsil etmektedir. Onun yanında yer alan kitap tutan erkek ise aydın Türk gençliğini, onun biraz gerisinde yerel kıyafetli erkek heykeli ise Türk köylüsünü temsil etmektedir. Her üç erkeğin de yüzünde yer alan derin acı ifadesine rağmen Türk milletinin ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü de hissedilmektedir. Heykel grubunun altında, Hüseyin Özkan’ın imzası bulunmaktadır.
Aslanlı Yol’un sonunda yer alan, 129 x 84,25 metre boyutlarındaki bölüm tören alanıdır. 15.000 kişilik kapasiteye sahip olan meydanın zemini kırmızı, siyah, sarı ve beyaz renkli traverten taşlarından oluşan 373 kilim ve halı deseniyle bezelidir.
Aslanlı Yol’un bitiminde, sağda yer alan; dış yüzeyindeki kabartmada cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evden ayrılışının tasvir edildiği yapının ismi Mehmetçik Kulesi’dir. Elini asker oğlunun omzuna atmış, onu vatan için savaşmaya gönderen gururlu ve hüzünlü bir annenin tasvir edildiği kabartma, Zühtü Müridoğlu eseridir. Kulenin duvarında Atatürk’ün Türk kadınları ve Mehmetçik hakkındaki sözlerine yer verilmiştir. Kulenin içinde ise Atatürk ve Anıtkabir ile ilgili kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmuştur.
Aslanlı Yol’un bitiminde yer alan bir diğer kule ise Zafer Kulesi’dir. Kule duvarlarına Atamızın en önemli üç zaferinin tarihi işlenmiş, bu zaferlerle ilgili özlü sözleri yazılmıştır. Kulenin içinde ise Atatürk’ün naaşını 19 Kasım 1938’de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’ndan alıp Sarayburnu’nda donanmaya teslim eden top arabası bulunmaktadır.
Aslanlı Yol’un bitiminde yer alan bir diğer kule olan Barış Kulesi’nde ''Yurtta Barış, Dünyada Barış'' ilkesinin gözlenebileceği bir kabartma bulunmaktadır. Bu kabartmada, çiftçilikle meşgul olan köylüler ile onları korumak için kılıcını uzatmış bir asker tasvir edilmektedir. İnsanların, Türk ordusunun sunduğu huzur ortamı içinde günlük yaşamlarını idame ettirdiğine dair tasarlanmış bu eser Nusret Suman imzalıdır. Duvarlarında Atatürk’ün barış ile ilgili sözlerinin yer aldığı kulenin içinde Atatürk’ün 1935 – 1938 yıllarında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.
Zafer Kulesi ve Barış Kulesi’nin arasında, açık sütunlardan oluşan bir galerinin ortasında İsmet İnönü’nün lahidi bulunmaktadır. Mezar odasının ikinci katta yer aldığı alanda, sembolik bir lahit açıkta durmaktadır. 25 Aralık 1973 tarihinde vefat eden ikinci cumhurbaşkanımız İsmet İnönü; 28 Aralık 1973’te Bakanlar Kurulu kararı ile Anıtkabir’e defnedilmiştir.
Zafer Kulesi ve Mehmetçik Kulesi arasında yer alan Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi’nde Atatürk, inkılâplar, milli mücadele konulu Türkçe ve yabancı dillerdeki kitaplar yer almaktadır. İhtisas Kütüphanesi ismiyle de anılan bu kütüphane hafta içi 09.00 – 12.30 / 13.30 – 17.00 saatleri arasında herkese hizmet vermektedir.
23 Nisan Kulesi, iç duvarında 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının temsil edildiği bir kabartmaya sahiptir. Ayakta duran kadının bir elinde tuttuğu kağıdın üstünde günün tarihinin yazılı olduğu, diğer elinde ise yüce meclisin açılışını simgeleyen bir anahtarın tutulduğu kabartma Hakkı Atamulu’nun eseridir. Kulenin duvarlarında ise Atatürk’ün bağımsızlık ve egemenlikle ilgili sözlerine yer verilmiştir. Kulede ise 1936 – 1938 yıllarında ulu önderin kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.
Anıtkabir’in Çankaya istikametindeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek direğin üstünde Türk bayrağı dalgalanmaktadır. 33.54 metre yüksekliğe sahip olan bu direk; Avrupa baz alındığında tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseği olma özelliğini taşımaktadır. Direğin dört metresi kaidenin altındadır. Amerika’da yaşamakta olan Türk asıllı Amerikan vatandaşı Nazmi Cemal’in kendi bayrak direği fabrikasında imal ettiği ve 1946 yılında Anıtkabir’e hediye ettiği bu direğin kaidesinde Türk medeniyetini tasvir eden meşale, taarruz gücünü yansıtan kılıç, savunma gücünü ortaya koyan miğfer, zaferi ifade eden meşe dalı ve barışı simgeleyen zeytin dalı bulunmaktadır. Kabartma, Kenan Yontuç imzası taşımaktadır.
Anıtkabir Atatürk Müzesi’nin girişinde yer almakta olan kuledir. Bu kulede, tek vücut olarak ulusça kenetlenmemizi sembolize eden bir kabartmaya yer verilmiştir. Bir kılıç kabzasının üzerine konulmuş dört elden ibaret olan kabartma Nusret Suman eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Misak-ı Milliye dair sözleri yer almakta olup; kulenin ortasında Anıtkabir’de icra edilen törenler için heyetlerin imzalamaları gereken özel defterin yer verileceği imza kürsüsü bulunmaktadır. Kulenin duvarlarındaki panolarda ise Anıtkabir’de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.
Anıtkabir projesinin kapsamı gereği, Misak-ı Milli ve İnkılâp kulelerinin arasında yer alan bölüm Anıtkabir Atatürk Müzesi olarak şekillendirilmiştir. 21 Haziran 1960’ta açılan müzede Atatürk’ün kullandığı eşyalar, kendisine hediye edilen armağanlar ve giysiler sergilenmektedir. Bunların yanı sıra Atatürk’ün madalyaları, nişanları ve manevi evlatlarından Afet İnan, Rukiye Erkin ve Sabiha Gökçen’in müzeye bağışladıkları Atatürk’e ait kişisel eşyalar da müzede yer almaktadır.
Anıtkabir Atatürk Müzesi’nin devamı olarak tasarlanmış olan İnkılâp Kulesi’nde Atatürk’ün kıyafetleri sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere tasvir edilmiş olan meşale ile Osmanlı İmparatorluğu; güçlü bir diğer elin göğe doğru kaldırdığı ışıklar yayan meşale ise Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk’ün çağdaş uygarlık düzeyini tasarlarken ortaya koyduğu inkılâpları simgelemektedir. Kabartma, Nusret Suman imzalıdır. Duvarlarında Atatürk’ün inkılâplarla ilgili sözlerinin yer aldığı kulede Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı, Atatürk’ün gerçek boyutlarda balmumu heykeli de bulunmaktadır.
Sanat Galerisi’nin girişi olarak tasarlanmış olan Cumhuriyet Kulesi’nin duvarlarında Atatürk’ün Cumhuriyet hakkında sözü bulunmakla birlikte kulenin içinde de Manastır Askeri İdadisi, Sivas ve Erzurum Kongre binaları ile 1. TBMM binasının maketleri ve dönemin fotoğrafları yer almaktadır.
Cumhuriyet Kulesi ile Müdafaa-i Hukuk Kulesi’nin arasında yer alan Sanat Galerisi; Atatürk’ün özel kitaplığını sergilemektedir. Duvarlarında Atatürk’ü ziyaret eden yabancı devlet adamlarının tasvir edildiği yağlı boya tablolar yer almaktadır. Tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı’ya aittir. Atatürk, milli mücadele ve Anıtkabir’i konu edinen belgesel filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümü de bu alandadır.
Dış yüzeyinde bir elinde kılıç tutan ve diğer eliyle sınırları geçen düşmana ''Dur!'' ihtarında bulunan bir erkek figürüyle müdafaa-i hukukun temsil edildiği kulenin duvarlarında Atatürk’ün bu konuda söylediği sözler bulunmaktadır. Tasvir, Nusret Suman imzasını taşımaktadır. Kulenin içinde Harbiye Mektebi’nin maketi yer almakla birlikte bu alanda periyodik olarak Atatürk ve Milli Mücadele temalı sergiler düzenlenmektedir.
Anıtkabir’in en önemli bölümüdür. 42 basamaklı, ortasında hitabet kürsüsünün yer aldığı merdivenlerle çıkılmaktadır. Mermer kürsünün tören meydan cephesinde dairesel geometrik motifler ve Atatürk’ün ''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir'' sözü bulunmaktadır. Sol cephesinde Atatürk’ün Türk gençliğine hitabı, sağ cephesinde ise 10. Yıl Nutku bulunmaktadır. Metinler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla işlenmiştir. Kürsü, Kenan Yontuç eseridir.
Bronz kapılardan girilen Şeref Holü girişinde sağ tarafta Atatürk’ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, sol tarafta ise İsmet İnönü’nün Atatürk’ün vefatı üzerine 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı bulunmaktadır. Bu yazıtların bir özelliği ise, Atatürk’ün doğumunun 100. yılında, 1981 yılında yazılmış olmalarıdır. Girişin karşısında, büyük pencerenin bulunduğu nişte Atatürk’ün sembolik lahidi yer almaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermerden oluşmakta ve ağırlık olarak 40 tona tekabül etmektedir. Anıtkabir mimari özellikleri arasında bölgesellik yaklaşımı ile dikkat çeken bir bölümdür. Lahit taşının yer aldığı bölüm beyaz Afyon mermeriyle kaplıdır. Şeref holünün zemini Hatay ve Adana’dan, yan duvarları ise Bilecik ve Afyon’dan getirilen siyah, yeşil, kırmızı ve kaplan postu mermer ile kaplıdır. Şeref holünün tavanı 27 kirişten oluşmakla birlikte holün yüksekliği 17 metredir. Yan duvarlarında ise 12 adet bronz meşale bulunmaktadır.
Atatürk’ün naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan toprağa kazılmış bir mezardadır. Mozolenin ilk katı olan şeref holünde konuşlanmış sembolik lahit taşının tam altına denk gelen mezar odasının tasarımında Anıtkabir’in mimari yaklaşımı birebir yansıtılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinden izler taşıyan mezar odası sekizgen planlıdır, piramidal külaha sahiptir ve tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslüdür. Zemini ve duvarları siyah, kırmızı ve beyaz mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermerden ibaret sanduka bulunmaktadır. Mermer sandukanın etrafına ise bütün şehirlerimizden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar konulmuştur.
Sakarya Savaşı’nda, düşman Polatlı yakınlarına kadar ilerlemiştir. Bu dönemde Batı Cephesi Komutanlığı Ankara ile Polatlı arasında yer alan Alagöz Köyü’nü cephe karargâhı olarak seçmiş, köy halkından Türkoğlu Ali Ağa’nın çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır. 1965 yılında bina, sahipleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiş; 1967 yılında ise Anıtkabir Müze Müdürlüğü tarafından devralınarak restore edilmiştir. 10 Kasım 1968 tarihinde üst katı tanzim edilip teşhire açılmış olan binanın alt kat odaları ise 1983’te yapılan yeni bir düzenleme ile teşhire açılabilmiştir. İki katlı olan binada giysi odası, kitaplık ve hatıra eşya odası, mutfak, muharebe odası, zabitan yemek odası, kurmay heyeti odası, başkumandanlık odası, dinlenme odası, yaverler odası, Atatürk’ün yatak odası, Atatürk’ün yemek odası, hizmet odası olmak üzere 12 oda yer almaktadır.
Anıtkabir’e, çoğunlukla sanılanın aksine mini etek, şort ya da atletle gelmek yasak değil. Sadece, ülkemizin kurucu önderi olan Atatürk’e saygıdan dolayı bu kıyafetler tavsiye edilmemektedir. Anıtkabir’e yerli veya yabancı turistlerin sadece kara çarşafla giremeyeceği ifade edilmektedir.
Ankara'da gezilecek yerler hakkında detaylı bilgi almak için blog yazımıza göz atabilirsiniz.
Anıtkabir’i ziyaret etmek için Çankaya bölgesinde konaklamak oldukça avantajlı. Ankara’nın merkezi konumlarından biri olan Çankaya, çeşitli konaklama seçenekleri sunuyor. Bölgedeki oteller, hem iş seyahatinde olanlar hem de turistik amaçla şehri ziyaret edenler için farklı alternatifler mevcut.. Lüks otellerden butik konaklama yerlerine kadar geniş bir yelpazeye sahip olan Çankaya, ayrıca şehrin birçok önemli yerine de yakın bir konumda. Anıtkabir gibi tarihi ve turistik mekanlara rahatça ulaşabileceğiniz otel seçeneklerini Çankaya otelleri sayfasından inceleyebilir, otel fiyatlarını karşılaştırarak bütçenize ve beklentilerinize en uygun oteli bulabilirsiniz.