Antikacılarıyla ünlü Çukurcuma, İstanbul’un en eski ve nostaljik semtlerinden biri olarak ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Adını, diğer semtlere göre daha alçakta kalan coğrafi yapısından alan Çukurcuma, tarihi dokusu ve eşsiz atmosferiyle gerçek İstanbul ruhunu yansıtıyor. Beyoğlu’na yolu düşen herkesin mutlaka keşfetmesi gereken semt, antika dükkânları ve geçmişten günümüze taşınan hikayeleriyle adeta bir açık hava müzesi niteliğinde. Tarih, sanat ve nostalji tutkunları için benzersiz bir deneyim sunan Çukurcuma’da, görmeden dönmemeniz gereken yerleri sizin için listeledik.
{ad:0}{search:beyoglu-otelleri,Beyoğlu Otelleri}
İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Faik Paşa Sokağı, tarihi dokusunu günümüzde de korumayı başarmış özel bir nokta. Zamanında halkı adeta ikiye ayıran sokak, geçmişte zenginler ve işçi sınıfının yan yana yaşadığı bir yerleşim bölgesiydi. Zenginlerin yaşadığı binalar, gösterişli mimarisiyle hemen dikkat çekiyor: yüksek tavanlar, estetik detaylar ve dış cephelerde heykellerle süslenmiş ihtişamlı yapılar. Buna karşın, işçi sınıfının yaşadığı binalar sade, daha alçak ve gösterişten uzak bir tasarıma sahipti.
Faik Paşa Sokağı’nın ismi ise oldukça ilginç bir hikâyeye dayanıyor. Sokak, aslında burada yaşayan bir İtalyan eczacının adını taşıyor. Zaman içinde bu isim, bilinmeyen bir sebeple sokağa verilmiş ve günümüze kadar böyle anılmaya devam etmiş. Eğer Çukurcuma’yı ziyaret ederseniz, bu tarihi ve estetik açıdan zengin sokağı mutlaka keşfetmenizi öneririz.
Çukurcuma denilince ilk akla gelen yerlerden biri olan Cezayir Sokağı, hem geçmişiyle hem de canlı atmosferiyle dikkat çeken bir nokta. Konum olarak Galatasaray Lisesi’nin hemen altından başlayarak Çukurcuma’ya uzanan sokak, ziyaretçilerine hem lezzet hem de tarih dolu bir deneyim sunuyor.
Sağlı sollu dizilmiş kafe ve restoranlarda Boğaz’a özgü tatlardan dünya mutfağına kadar pek çok farklı lezzeti deneyimleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra, sokakta yer alan antikacılar ve hediyelik eşya dükkânları geçmişin izlerini taşıyan benzersiz parçalar keşfetmek isteyenlere hitap ediyor. Çukurcuma’ya yolunuz düştüğünde, bu hareketli ve tarihi sokaktan mutlaka geçmenizi öneriyoruz.
Cihangir Camii, Sultan Kanuni Süleyman tarafından oğlu Şehzade Cihangir adına yaptırılmış, duygusal bir geçmişe sahip İstanbul’un önemli yapılarından biri. Tarihi kaynaklara göre, Şehzade Cihangir ağabeyi Şehzade Mustafa’nın ölümünden büyük bir üzüntü duyarak henüz 22 yaşında hayatını kaybetmiştir. Bu acı kaybın ardından Kanuni Sultan Süleyman, oğlunun anısını yaşatmak için 1559 yılında bu camiyi inşa ettirmiştir.
Ancak Cihangir Camii, zaman içerisinde depremler ve yangınlar gibi felaketlerden etkilenerek orijinal yapısını kaybetmiştir. Mevcut cami, II. Abdülhamit döneminde, 1889 yılında yeniden inşa edilerek günümüze ulaşmıştır. Hem tarihi dokusu hem de manevi önemiyle dikkat çeken yapı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Çukurcuma’yı ziyaret ettiğinizde, Cihangir Camii’ni gezi listenize mutlaka ekleyin ve bu anlamlı mirası yakından keşfedin.
Çukurcuma gezilecek yerler listenizde mutlaka yer alması gereken Cihangir Roma Parkı ve Sanatçılar Parkı, İstanbul’un en eski ve etkileyici manzaralarına tanıklık edebileceğiniz bir nokta. Bu parklar, Boğaz’dan Kız Kulesi’ne, Haydarpaşa’dan Topkapı Sarayı’na kadar uzanan büyüleyici bir panoramik görüş sunuyor.
Manzaraya karşı huzurlu bir yürüyüş yapabilir ya da sevdiklerinizle bu özel anları paylaşarak unutulmaz hatıra fotoğrafları çekebilirsiniz. İstanbul’un tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini bir arada deneyimlemek isteyenler için parklar keyifli birer mola noktası. Çukurcuma’nın atmosferini keşfederken, Cihangir Roma Parkı ve Sanatçılar Parkı’nı ziyaret etmeyi unutmayın!
Çukurcuma’nın kalbinde yer alan Masumiyet Müzesi, ünlü yazar Orhan Pamuk’un aynı adlı eserinden ilham alınarak hayata geçirilmiş özel bir müze. 2012 yılında kapılarını ziyaretçilere açan müze, romanın dünyasına adım atmak ve 1950’lerin İstanbul’una dair izler görmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunuyor.
Müzede, romanda bahsi geçen kahramanların kullandığı eşyalar, giysiler ve dönemin atmosferini yansıtan objeler sergileniyor. Orhan Pamuk’un titizlikle oluşturduğu bu koleksiyon, hem romanın hayranlarına hem de İstanbul’un nostaljik geçmişine ilgi duyanlara hitap ediyor. Özellikle müze gezmeyi seviyorsanız, Masumiyet Müzesi’ni mutlaka ziyaret listenize ekleyin.
2000 yılında Türk edebiyatının önemli isimlerinden Orhan Kemal anısına kurulan Orhan Kemal Müzesi, üç katlı bir binada yer alıyor ve yazara dair birçok özel eşyayı barındırıyor. Müze koleksiyonunda, Orhan Kemal’in daktilosu, yazdığı kitaplar, tezler, makaleler ve kişisel eşyalarının yanı sıra Ara Güler’in çektiği 70’e yakın fotoğrafı da görebilirsiniz.
Müze, sadece edebi ve kültürel bir deneyim sunmakla kalmıyor; aynı zamanda içinde yer alan İkbal Kahvesi ile ziyaretçilere sıcak bir mola imkanı sağlıyor. Burada, müzenin kitaplığıyla çevrili bir ortamda bir şeyler yudumlayabilir, edebiyatla dolu bir atmosferin tadını çıkarabilirsiniz.
Çukurcuma’nın tarihi atmosferinde soluklanmak ve keyifli bir mola vermek istiyorsanız, Cafe Çukurcuma sizin için harika bir alternatif. Semtin dokusunu iç mekanına da başarıyla yansıtan kafe, dinlenmek ve lezzetli bir şeyler denemek isteyenler için ideal bir durak. Zengin menüsünde her damak zevkine hitap edecek seçenekler bulabilirsiniz.
Eğer çay veya kahve eşliğinde kitap, dergi ya da gazete okumak isterseniz, bu sıcak ve samimi ortam tam size göre. Çukurcuma geziniz sırasında hem huzur bulacağınız hem de enerji toplayacağınız bir mola noktası arıyorsanız, Cafe Çukurcuma aklınızda olsun!
Cafe Lumiere, Çukurcuma’nın en dikkat çeken mekânlarından biri. Rengarenk masa ve sandalyeleri, şirin bahçesi ve güler yüzlü personeliyle sıcak bir atmosfere sahip. Huzurlu bir ortam arayanlar için uygun olan mekânda, sadece bir şeyler içmekle kalmaz, hafta sonları keyifli bir kahvaltı için de gelebilirsiniz.
Türk sinemasının unutulmaz filmi Neşeli Günler’deki “Sirke mi, limon mu?” repliğini hatırlayanlar için Asri Turşucusu özel bir yere sahip. Yeşilçam ruhunu hissettiren bu tarihi mekân, filmde konu olan meşhur turşularıyla tanınıyor. Çukurcuma’nın nostaljik atmosferini tamamlayan Asri Turşucusu, özellikle geçmişin izlerini sürmeyi sevenlerin uğrak noktası.
Çukurcuma geziniz sırasında karnınız acıkırsa, enfes bir mola için 49 Çukurcuma harika bir tercih. Sakin ve huzurlu atmosferiyle dikkat çeken mekân, özellikle ince hamurlu pizzalarıyla ünlü. Eğer bir öneri isterseniz, lezzetiyle öne çıkan pepperonili pizzasını mutlaka denemelisiniz. Güler yüzlü personelin sıcak karşılamasıyla kendinizi evinizde hissedeceğiniz 49 Çukurcuma, zengin menüsüyle her damak zevkine hitap ediyor.
Çukurcuma'da yer alan antikacılardan bazıları şu şekilde:
Bildiğiniz gibi Çukurcuma, antikacılarıyla meşhur. Burada bulunan antikacıları – özellikle mobilyalar için- gezmek oldukça keyifli bir aktivite. Size en sevdiklerimizden 3 tanesini yazalım.
Çukurcuma’nın büyüleyici atmosferini keşfederken, Beyoğlu’nun konforlu konaklama seçeneklerini de değerlendirebilirsiniz. Beyoğlu, hem tarihi hem de modern dokuyu bir arada sunan otelleriyle her bütçeye uygun alternatifler sunuyor. Bölgedeki oteller, şehrin canlı atmosferine yakın konumu ve eşsiz manzaralarıyla ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Konforlu bir konaklama planlamak ve seçenekleri incelemek için Beyoğlu otelleri sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Beyoğlu’nda kalmak, İstanbul’un hem nostaljik hem de hareketli yüzünü yakından hissetmenin en güzel yollarından biridir.