Beyoğlu’nda Keşfetmeniz Gereken 5 Yer 

Beyoğlu'nun tarih kokan sokaklarında dolaşırken, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurarak sizi zamanda bir yolculuğa çıkaran Suriye Pasajı'na uğramadan geri dönmek mümkün mü? İstanbul’un Asmalımescit Mahallesi’nde yer alan Suriye Pasajı, Fransızca olarak da Cite de Syrie olarak anılıyor. 1901 yılında inşa edilen pasajın, Suriye uyruklu Hasan Halbuni Paşa zamanında yapıldığı biliniyor. Yıllar boyunca farklı kültürlere sahip kişi ve işletmelere ev sahipliği yapan Suriye Pasajı bu açıdan da son derece büyük bir öneme sahip.

Nor Marmara ve Apoyevmatini gibi azınlık gazetelerinin merkezleri de pasajda yer alıyor. Pasajında aynı zamanda eskici dükkanı, kahvehane, kürkçü, derici, çay evler ve restoran gibi farklı işletmeler de bulunuyor.

Beyoğlu'nun tarih kokan sokaklarında, göz alıcı bir yapı olarak karşımıza çıkan Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi, İstanbul'un çok katmanlı kültürel mirasının canlı bir örneği. 1902 yılında Patrik III. İoakim ve Kadıköy Metropoliti Yermenos'un öncülüğünde inşa edilen bu kilise, mimarları G. Zahariadis ve Bellissarios tarafından Neo-Bizans ve Neo-Rönesans mimari özellikleri yansıtılarak tasarlanmıştır.

Beyoğlu’nda gezilecek yerler listesinde kendisine yer bulacak yapılardan biri de Galatasaray Hamamı. İstiklal Caddesi üzerinde yer alan bu tarihi hamam, Galatasaray Sarayı’nın bir parçası. Sultan II. Beyazıt'ın, dönemin önemli isimlerinden Gül Baba'ya verdiği söz üzerine yaptırdığı bu tarihi yapı, yüzyıllardır şehrin sosyal hayatına tanıklık ediyor. Osmanlı döneminin paşalarından padişahlarına, kadılarından günümüz turistlerine sayısız ziyaretçiyi ağırlamıştır. Galatasaray Hamamı bugün de İstiklal Caddesi'nin hareketli ritmine bir mola vermek, Osmanlı'nın hamam kültürünü deneyimlemek isteyenler için kapısını ziyaretçilere açık tutuyor. Eğer siz de Osmanlı sosyal yaşamı hakkında bilgi edinmek isterseniz Galatasaray Hamamı’nı gezi listenize ekleyebilirsiniz.   

Beyoğlu'nda Galatasaray Lisesi'nin hemen arkasında bulunan Fransız Sokağı, renkli binaları ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini adeta bir Avrupa kasabasına taşıyor. Cezayir Sokağı olarak da bilinen Fransız Sokağı, geçmişte çıkmaz bir sokak iken, yapılan restorasyonlarla yeni bir ruha kavuşmuş. Binaları canlı renklere bürünmüş, kaldırım taşları yenilenmiş ve sokak, İstanbul'un kültür, sanat ve eğlence hayatında kendine sağlam bir yer edinmiş. Fransız Sokağı'nda adım attığınız ilk andan itibaren adeta çeşit çeşit lokantalar, sanat galerileri ve canlı müzik dinletileriyle dolu bir dünyaya adım atıyorsunuz. Burada yeni lezzetler keşfedebilir, sanatın ve müziğin keyfini çıkarabilirsiniz.

İstanbul'a ayak basan herkesin mutlaka sorması gereken bir soru var: "Pera Müzesi'ne çıkmadan İstanbul deneyimini tamamlamış sayılabilir miyim?"  Pera Müzesi, 2005 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın başlattığı kapsamlı bir kültür projesinin ilk adımı olarak İstanbul'un Tepebaşı bölgesinde açılmıştır. 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından Tepebaşı’nda inşa edilen müze, tamamı yenilenen tarihi binada yer alıyor.

 Müze bünyesinde oditoryuum, eğitim odaları, sergi salonları, cafe ve artshop yer alıuyor. Sergileri gezdikten sonra Pera Cafe'de soluklanabilir ve Perakande Artshop'dan da alışveriş yapabilirsiniz. Açıldığı günden itibaren Diego Rivera ve Frida Kahlo, Picasso ve Çarlık Rusyası'ndan Sahneler gibi uluslararası sergilerin de düzenlendiği müze de ulusal sergiler de yapılıyor. Pera Müzesi pazartesi günler haricinde Salı-Cumartesi arası 10.00 - 19.00 ve pazar günleri ise 12.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

{search:beyoglu-otelleri,Beyoğlu Otelleri}