Baharın gelmesi, evrenin uyanışa geçmesi ve havaların ısınmasıyla içimize dolan coşku, gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart ekinoksu ile daha da artıyor. Çünkü bu tarihten sonra karlar erimeye, her yerde çiçekler açmaya ve Güneş iyiden iyiye tabiatı ısıtmaya başlıyor. Baharın ilk günü olarak kabul edilen bu gün aynı zamanda Nevruz Bayramı, Yenigün bayramı olarak da biliniyor. Kuzey yarım kürede güneş ışınlarının ekvatora dik açılarla geldiği 21 Mart, sevgi ve büyük bir heyecanla dünyanın pek çok yerinde kutlanıyor. Orta Asya'dan Balkanlar’a kadar geniş bir bölgede yöresel olarak kutlanan Nevruz, renkli sahnelere ve geleneklere ev sahipliği yapıyor. Hadi gelin, bir ilkbahar geleneği olan nevruz ekinoks bayramını inceleyelim.
{facility:0}Farsça bir sözcük olan Nevruz, "yeni" anlamına gelen "nev" ve "gün" anlamına gelen "ruz" sözcüklerinden meydana geliyor. Bu iki sözcüğün birleşiminden oluşan Nevruz, yeni gün anlamına geliyor. Eski İran takvimine göre yılın ilk günü olarak kabul edilen Nevruz, ilkbaharın başlangıcı, doğanın uyanışı olarak kabul ediliyor. Nevruz Bayramı'nın kökeni epey eski zamanlara dayanıyor ve birçok Orta Asya, Türk, Pers ve bazı Arap kültürü arasında yaygın. Nevruz aslında bahar ekinoksu (21 Mart) gününü kutlamak için kullanılıyor.
{ad:0}21 Mart tarihinden itibaren kuzey yarım küreyi ısıtmaya başlayan Güneş, beraberinde yeşeren ağaçları, çiçek açan bitkileri de getiriyor. İran mitolojisine göre dünyanın ve insanın yaratıldığı günü simgeleyen Nevruz, İran padişahı Kiyumers tarafından bayram ilan edilmiş. İnanışa göre Hz. Adem’in yedinci torunu olan Cem de yine 21 Mart tarihinde, yani Nevruz günü Azerbaycan’a ulaşarak, bu şanlı günü bayram ilan etmiş.
Nevruz Bayramı, farklı adetler ve ritüellerle kutlanan bir bahar bayramı. Nevruz ritüelleri; mezarlık ziyaretleri, ateş üzerinden atlamalar, yumurta tokuşturma, semeni hazırlığı, nevruz sofrası kurulumu, özel çorbaların hazırlanması, kökpar ve güreş gibi spor etkinlikleri, destan ve hikayelerin anlatılması, nevruznamelerin söylenmesi gibi geleneklerle özetlenebilir. Anadolu'dan Orta Asya'ya ve farklı coğrafyalara yayılan Nevruz Bayramı, kuşaktan kuşağa aktarılan pek çok ritüel ile dolu. Yeni yıla günahlarından arınarak girmek isteyenler, temizlenme niyetiyle ateşten atlar ve suyla yıkanırlar.
Bugüne özel olan kurulan 7 çeşit yemeğin yer aldığı "nevruz sofrası"na toplu halde oturuluyor. Yılın bolluk ve bereketle geçmesi için kurulan zengin sofrada, herkes her yemekten yiyerek, senenin o rahatlıkta geçmesini temenni ediyor. "Semeni" geleneği de yaşatılıyor. Bu geleneğe göre nevruzdan önce kaplarda arpa, buğday tarımda bereketli bir yıl olması dileğiyle çimlendiriliyor ve sofralara konuluyor. Nevruz'un yeni yıl başlangıcı olarak da görüldüğü İran'da ayrı bir yeri var. Nevruz akşamında tüm ailenin toplandığı masada her biri ayrı anlamlar taşıyan ve S harfiyle başlayan 7 gıda maddesinin bulunması ise şart. Masadaki buğday ekini, aromalı bitkiler, kuruyemişler ve sirke gibi malzemelerin hepsinin yeni yıla dair sağlık, zenginlik, mutluluk gibi anlamları var. Örneğin, Farsçada sarımsak anlamına gelen 'sir' hastalıktan ve kötülüklerden korunmayı temsil ederken sirke (serkeh) uzun ömür ve sabrı temsil ediyor.
Yeni yılı yeni kıyafetler giyerek karşılayanlar da var. Öncesinde evler temizleniyor, varsa yıkılan yerler onarılıyor ve gerek duyulursa badanaları yapılıyor. Aslında bu şekilde her şeyin taze ve yenilenmiş olması amaçlanıyor. Mezarlık ziyareti de nevruzda sık görülen ritüellerden biri. Ecdat ile evladın buluşması olarak görülen bu ritüel kapsamında kabir ziyaretleri de yapılıyor. Nevruz Bayramı kutlanırken yumurtaların tokuşturulması da yaygın görülüyor. Yumurtalar üremeyi temsil ediyor ve bolluk için boyanıp tokuşturuluyor. Ayrıca spor müsabakaları düzenlenirken şarkılar söylenip dans ediliyor ve, şiirler okuyor
Nevruz'un kökenlerinin dayandığı Zoroastrianizm'de ateşe yüklenen anlam bir hayli fazla. Bugün de, ateşin üzerinden atlanması ateşin simgelediği iyilik, arınma, kötülüklerden uzaklaşma gibi anlamlardan kaynaklanıyor. 'Kutlamalar; Kötü söz orucu', 'çevre temizliği ve alav alav', 'ölü bayramı', 'yaşlı ve hastaları ziyaret', 'çocuk günü', 'gençlik günü' ve 'yeddi levin' gibi yedi temel aşamayı içerir. Örneğin, bayramdan önceki iki hafta boyunca, kötü söz söylememe orucu yapan kişiler, negatifliklerinde arınır ve bu süreçte küslükler ise sona erdirilir. Yenilenme ve arınma niyetiyle Nevruz'da, ateş üzerinden atlama ve su ile yıkanma gibi temizlenme ritüelleri yerine getirilir.
Baharın müjdecisi olan bu güzel gün sadece İran’da değil, Anadolu’da farklı şekillerde de kutlanıyor. Sultan Nevruz, Mart Dokuzu, Navrız gibi farklı isimler altında kutlanan Nevruz, tarımla uğraşılan kırsal kesimlerde bolluk ve bereket simgesi olarak kutlanıyor. Anadolu’daki bazı kesimlerde ise inanca dayalı olarak kutlanan bu gün, aynı zamanda Hz. Ali’nin doğum günü ve Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın evlendiği gün olarak da kutlanıyor. Osmanlı döneminde de oldukça önem verilen ve kutlanan Nevruz Bayramı’nda, padişahlara Nevruziye denilen kasideler sunuluyormuş. Bu özel gün dileklerin ve duaların gerçek olduğu bir gün olarak biliniyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise Nevruz Bayramı’nın gecesi de önem taşıyor. Bu önemli gecede canlı ve cansız tüm varlıkların yaratıcıya secde ettiğine, herkesin bir yıllık kısmetinin o gece belirlendiğine inanılıyor.
Anadolu’nun bazı yörelerinde var olan bir diğer gelenek de Kara Çarşamba olarak adlandırılıyor. Kara Çarşamba karanlığın yaratıldığı gün olarak kabul ediliyor, ancak Nevruz’dan bir önceki Çarşamba ise aydınlığın geri geldiği, kutsal bir gün olarak kabul ediliyor. Bu günde çeşitli tören ve kutlamalar yapılıp, birlikte yemekler yeniliyor ve dileklerin gerçek olacağına inanılıyor. Bir başka gelenek de Mart İpliği olarak biliniyor. Bu geleneğe göre, 21 Mart tarihinden itibaren güneş kendini gösterdiği ve ısıtmaya başladığı için, ağaçlar bu ısıdan etkilenmesin diye ağaçlara ip bağlanıyor.
Giresun tarafında kutlanan Mart Bozumu, Nevruz Bayramı için önemli bir gelenek olarak biliniyor. Akarsulardan alınıp getirilen su evlere serpiştiriliyor ve özellikle ayağı uğurlu, kısmetli bir misafirin su dökülen eve girmesi, bolluk ve bereket getirmesi bekleniyor. İç Anadolu Bölgesi’nde Mart Dokuzu olarak kutlanan bu günde ise, sabah erkenden kalkılıp, mezarlık ziyareti yapılıyor ve dilekler tutuluyor.
Semeni denilen buğday, mısır ve nohut gibi farklı tahıllar Mart ayı gelince rengarenk kaplara ekiliyor. Nevruz’a kadar yetiştirilen ve özenle bakılan bu Semeniler, Nevruz Bayramı’nda yaklaşık 15 cm boya ulaşıyor. Yaşam Otu olarak adlandırılan Semeni, Nevruz’daki en önemli geleneklerden biri olarak biliniyor.
Dünyanın farklı yerlerinde farklı şekillerde kutlanan Nevruz Bayramı, Balkanlar, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tataristan, Uygur Bölgesi ve Anadolu’da kutlanıyor. Yumurtaların boyanıp tokuşturulduğu, Tongel denilen ateşlerin yakılıp, üzerinden atlanıldığı, suya yüzük atıldığı, yedi çeşit yemeğin sunulduğu Nevruz sofralarının kurulduğu bu özel gün, 2010 yılında BM tarafından Dünya Nevruz Bayramı olarak ilan edildi.
Balkanlar’da Nevruz Bayramı’nın bir örneği kutlanan Ederlezi 6 Mayıs tarihinde kutlanan bir festival, bizde Hıdırellez olarak biliniyor. Gül fidanlarına asılan ya da kağıda yazılıp suya atılan dilekler ve ateş üzerinden atlamak gibi ritüeller, bu bayramda öne çıkıyor. Türkiye’nin pek çok bölgesinde kutlanan ve baharın gelişini selamlayan bu festivallerin en ünlüsü Edirne’de kutlanıyor. Edirne’de her sene bu tarihlerde düzenlenen Kakava Festivali, yerli ve yabancı turistler tarafından büyük bir keyifle kutlanıyor. Romanların darbuka ve danslarının eşlik ettiği, birlikte yemeklerin yendiği bu günde, herkes birbiriyle uyum içinde baharın gelişini kutluyor.
Dünyanın pek çok yerinde her yaştan kişi tarafından kutlanan Nevruz, içimize neşe saçıyor ve canlanan doğanın getirdiği enerjiyi etrafımıza yayıyor. İlkbaharı coşkuyla kutlamak için bahane çok ama Nevruz gibisi yok!
İlkbahardan vazgeçemeyenler, Sadece İlkbahar Sevenlerin Anlayabileceği 8 Şey başlıklı blog yazısına bakabilirler.