Görkemli Edirne şehri, Osmanlı İmparatorluğu'na uzun yıllar başkentlik yaptı. Anlayacağınız bu güzel şehrimiz, görebileceğiniz birçok eşsiz esere ev sahipliği yapıyor. Yunanistan ve Bulgaristan'a da sınır kenti olması da bu şehre ayrı bir çekicilik katıyor. Edirne'de tarihin ve doğanın tadını çıkartabileceğiniz çok güzel noktalar var. Sadece bir hafta sonu zamanınız var diyelim. Edirne’de bu süreci nasıl geçirmek isterdiniz? Size dolu dolu bilgi aktaracak önemli tarihi yerleri mi görmek isterdiniz yoksa kafanızı boşaltabileceğiniz, ruhunuzu dinlendirebileceğiniz doğal alanlarda mı vakit geçirmek isterdiniz? Birçok şeyi sığdırabileceğiniz bir hafta sonu planı size önersem nasıl olur? Bu Edirne gezi rehberi, kısa süre içinde hiçbir şeyi kaçırmadan tadını almak isteyenler için hazırlandı.
{facility:0}Mimar Sinan'ın bu harikulade eseri Selimiye Cami, Edirne ziyaretinde görülmeden dönülmemesi gereken yerlerden biri. Osmanlı Padişahı II. Selim emri ile yaptırılan bu cami, 2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edildi. Burada bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ni de gezmeyi ihmal etmeyin. Arkeoloji ve etnografı alanındaki çok değerli eserleri inceleyebilirsiniz.
Ayrıca Selimiye Cami'ye yakın noktalarda tarihi hanlar, bedestenler gibi hoşunuza gidebilecek noktalar mevcut. Yürüyerek diğer sonraki hedefinize ulaşmaya çalışırken zaten buralar ile karşılaşacaksınız. İlla spesifik bir yer istiyorsanız size Osmanlı Çarşısı'nı önerebilirim. Buraya uğrayabilir, hediyelik bir şeyler satın alabilirsiniz.
{ad:0}Yürüyerek ortalama 15 dakikaya varabileceğiniz Bulgar Kilisesi, 1880 yılında inşa edildi. Günümüzde de kilise oldukça iyi bir şekilde duruyor. Vali Rauf Paşa tarafından Padişah II. Abdülhamit’ten izin alınarak, Bulgar vatandaşlarının ibadet edebilmesi için yapıldı. Balkan Savaşı'ndan sonra belirli bir süre kapalı kaldı ama 2004 yılında yeniden ibadete açıldı. Eğer hafta içi için Edirne planı yapıyorsanız kilisenin pazartesi ve salı günleri kapalı olduğunu belirteyim. Sabah 9 ile akşam 5 arası ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz.
Cami, kilise derken sinagog da gezmezsek eksik kalır. Türkiye'nin en büyük ve Avrupa'nın üçüncü büyük sinagogu olan Edirne Büyük Sinagogu, görmek isteyebileceğiniz yerlerden biri olabilir. Fransız mimar France Depré tarafından yapılan bu sinagog, 2015 yılında tekrardan kullanıma açıldı. Girişler ücretsiz olup, sabah 9 ile akşam 6 arasında burayı gezebilirsiniz. Pazartesi günleri ise kapalı. Bulgar Kilisesi ile arasında 3,3 kilometrelik bir mesafe var. Şöyle bir şey önerebilirim: Önce Büyük Sinagogu görüp sonra Selimiye Cami'ni ziyaret edip, ardından da Bulgar Kilisesi'ne gidebilirsiniz. Çünkü cami ikisinin arasında bir noktada kalıyor. Tüm yapıları yürüyerek ziyaret etmek istiyorsanız aralardaki mesafeyi kısa tutacak şekilde ziyaret planı hazırlayabilirsiniz.
{search:edirne-otelleri,Edirne Otelleri}
Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılan bu külliye, Tunca Nehri kıyısında yer alıyor. Külliye; cami, imaret, mutfak, erzak ambarı, medrese, dârüşşifâ ve hamamdan oluşuyor. Evliya Çelebi de zamanında burayı ziyaret edip ünlü "Seyahatnamesi’nde" dârüşşifâ hakkında bilgiler vermiş. Külliyenin içindeki Darüşşifa ve Tıp Medresesi, Sağlık Müzesi olarak ziyarete açık. Özellikle buradan biraz bahsetmek istiyorum. Dârüşşifâ bölümü iki avlu ve şifahane olarak üç bölümden oluşuyor. Bu müze Selimiye'den sonra Edirne'de en çok ziyaret edilen nokta. II. Bayezid Külliyesi'nin bir parçası olan dârüşşifâda tedaviler ücretsiz olarak yapılırdı ve yeni hekimler burada yetiştirildi. Bu bölümün özellikle akustiği çok iyi tasarlanmış. Bu bölümde müzik ile hastalar tedavi edilmeye çalışılıyordu. Müziğin yanında su sesi ve güzel kokular da şifa çalışmalarının parçasıydı. Yeniimaret semtinde bulunan bu külliyeye minibüsler ile kolayca ulaşabilirsiniz.
II. Bayezid Külliyesi’nin Tunca Nehri’ne yakın bir konumda olduğunu hemen yukarıda söylemiştim. Buraya kadar gelmişken Tunca Köprüsü’nü de görebilirsiniz. Nehrin kıyısında ufak bir mola vermek size iyi gelebilir. Ekmekçizade Ahmet Paşa Köprüsü olarak da bilinen Tunca Köprüsü, anlayacağınız üzere Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından 1600'lü yıllarda Tunca Nehri üzerine yaptırılmış. 11 ayak üzerine 10 kemerli bu köprüyü Mimar Sedefkar Mehmet Ağa yaptı. Köprü gerçekten de çok güzel.
Tarihi yerleri kısa sürede gezmeye çalışmak yorucu olacak. İnce belli leziz bir çayı hak ettiniz. O zaman Meriç Nehri kenarındaki bir restoranda mola verin. Biraz dinlendikten sonra da Meriç Nehri üzerinde bulunan Meriç Köprüsü’nü ziyaret edersiniz. Meriç Köprüsü ya da Tunca Köprüsü olsun iki köprünün de hem gündüz hem gece manzarası çok keyifli. Meriç Köprüsü, 1800'lü yıllarda Sultan Abdülmecit döneminde inşa edildi. Mecidiye Köprüsü diye de bilinir. 12 sivri kemerli bu taş köprü, 7 metre genişliğinde ve 13 ayak üzerine kurulu.
Göreceğiniz üzere aslında, bir gün Edirne merkezi görmeye yeterli gibi duruyor. Bir gününüzü buraya ayırarak önemli noktaları ziyaret edebilirsiniz. Sadece ziyaret saatleri aralığını doğru yakalayıp, ziyaretlerin ne kadar sürebileceğini doğru planlayın. Ya da her şeyi akışa bırakın. Hepsini görmeniz şart değil. Eğlenmeye ve gezmeye geldiniz ne de olsa. Eminim her şey en güzel şekilde ilerleyecektir.
İlk gün bol yürüyüş yaparak geçirdiniz diyelim. Diğer gününüzü de doğanın içinde biraz dinlenerek geçirmek istiyorsunuz. Peki, nereye gitmeniz gerekiyor? Hemen söylüyorum. Merkeze ortalama iki buçuk saat (155 km) uzaklıkta konumlanan Gala Gölü aradığınız yer olabilir mi? Enez ve İpsala ilçelerinde konumlanan Gala Gölü, Türkiye'nin önemli kuş ve bitki alanlarından biri. 311 bitki ve 165 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Bitkilerden 5'i endemik. 16 da balık türü bulunuyor. Yani aslında say say bitmeyecek çeşitliliğe sahip bir yer. Keyifli bir gün geçirmek için gerçekten ideal duruyor.
Umuyorum sizin için hazırladığım Edirne gezi rehberi, ziyaretiniz için ufak da olsa kafanızda bir şeyler oluşturmaya yaramıştır. Eğer siz hafta sonu için bir plan yapsaydınız nereleri rotanıza koyardınız? Yorumlarda paylaşmayı ihmal etmeyin.
{search:edirne-merkez-otelleri,Edirne Merkez Otelleri}