Bolu ilimizin güzelliğiyle göz kamaştıran ilçesi Göynük, İstanbul’a üç buçuk saat uzaklığında bulunmasıyla tam bir hafta sonu rotası. Şehrin gürültüsünden ve karmaşasından kaçmak isteyenler için huzur dolu, ferah ve sakin bir ilçemiz. Bahar aylarında gezmenin ayrı bir keyfi olduğunu söyleyebiliriz çünkü bölgede Çubuk Gölü’nün süslediği birbirinden güzel doğa manzaraları bulunuyor. Elbette hepsi bu kadar değil; Göynük aynı zamanda Osmanlı tarihi açısından da oldukça önemli bir yer. Zaten iki tepe arasında yer alan konumuyla klasik Osmanlı yerleşimi izleri taşırken, bir de Safranbolu ile özdeşleşmiş Osmanlı konaklarına sahip olduğu üstüne eklenince kendine has tarihi dokusunu oluşturuyor. Bu mimarilerin günümüze kadar neredeyse ilk yapıldığı haliyle bire bir korunmuş olması da son derece etkileyici. Tabi restore edilen bazı bölümler mevcut fakat, yapıların büyük bir çoğunluğu orijinal halinde. Eski yel değirmenleri ve türbeler de ilçenin pek çok sembolünden sadece biri.
{facility:0}Doğanın sarıp sarmaladığı Göynük ilçemiz, aynı zamanda İtalya’da kurulan uluslararası belediyeler birliği ''Cittaslow'' üyesi. Cittaslow, sakin şehir anlamına gelen ve belirli nüfus, kültür ve coğrafi özellikleri sağlayabilen bölgelere verilen genel bir sıfat. Cittaslow, bünyesindeki küçük yerleşim alanlarının mevcut kültürünü, geleneklerini ve yöresel özelliklerini korunmasını ve böylelikle kültürel sürekliliğin sağlanmasını amaçlayan önemli bir kuruluş. Zaten Göynük de hem sahip olduğu doğal güzellikler hem de tarihi dokusu bakımından, bu listede yer almayı büyük ölçüde hak eden bir bölge.
Sakin yapısıyla, doğa manzaralarıyla ve huzur dolu sokaklarıyla Göynük, Bolu’nun çevresindeki illerden yalnızca bir tanesi. Küçük olduğu için kısa sürede gezilebildiğinden, bölgeye seyahat eden kişiler çoğunlukla gezi rotalarını başta Mudurnu olmak üzere Sapanca ve Abant gibi yerlerle birleştiriyorlar. Eğer böyle bir tempo sizin için de uygunsa gayet pratik bir plan olduğunu söyleyebiliriz. Şayet tüm bu ilçeler yarım günde gezebileceğiniz kadar küçük. Fakat doğa manzaralarından gözünü alamayanlardansanız, bir hafta sonu gezisinde bir gününüzü Göynük’e, diğer gününüzü ise civardaki ilçelerden birine ayırarak değerlendirebilirsiniz.
{search:bolu-otelleri,Bolu Otelleri}
{ad:0}1923 yılında Cumhuriyet Dönemi’nin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından yaptırılan Zafer Kulesi, Göynük’ün en fazla bilinen sembolü haline gelmiş durumda. Kulenin yer aldığı tepeden kuşbakışı olarak Göynük manzarasını izlemek, ilçede kesinlikle yapmanızı tavsiye ettiğimiz şeylerden biri. Gönlünüzce fotoğraflar çekebilir ve bu eşsiz güzelliği ölümsüzleştirebilirsiniz. 3 katlı ahşap yalı şeklinde yapılan mimari eser, Kurtuluş Savaşı’nın başarılarını ölümsüzleştiren bir anıt değeri taşımakta. {product:30877}
Akşemseddin Türbesi, bölgede bulunan Osmanlı dönemi eserlerinden en önemlisi diyebiliriz. 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından hocası Akşemseddin için yaptırılan türbe, yıllar boyunca çok iyi korunmuş. Bir rivayete göre Akşemseddin Hazretleri Göynük’te dolaşırken bu bölgeyi çok beğenmiş ve sık sık ziyaret etmeye başlamış. Sonrasındaysa Göynük sınırları içerisinde vefat etmiş. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet de hocasının anısına bu türbeyi yaptırmış. Türbenin içi oldukça sade bir görünüme sahip ve gezilebiliyor. Ayrıca her yılın mayıs sonunda Akşemseddin Hazretlerine özel şenliklerin de düzenlendiğini ekleyelim.
Ermeni mimarlar tarafından yapılan konağın inşaat emri, Osmanlı İmparatorluğu'nun son Şeyhülislamı Mehmed Nuri Efendi tarafından verilmiş. Cumbasız yapısıyla diğer konaklardan ayrışırken ilçenin en büyük konağı olmasıyla da dikkat çekiyor. Günümüzde tarihi eser değeri taşıyan konak, özel bir işletme tarafından konaklama tesisi olarak hizmet vermekte. Organik ve el yapımı yemekleri, konforlu odalarıyla Göynük’te konaklamak isteyenler için güzel bir alternatif. {product:21661}
1331 – 1335 yılları arasında Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından tek şerefeli, tek minareli ve ahşap kubbeli olarak inşa ettirilen cami, yöredeki en güzide Osmanlı mimarilerinden. Sonrasında 1948 ila 1960 yılları arasında uzun süreli bir restorasyon işlemi geçirmiş. Caminin en büyük özelliği, yöredeki ilk erken dönem Osmanlı eserlerinden olması. Akşemseddin Türbesi’nin hemen yanında bulunan cami, küçük de bir hikayeye sahip. Rivayete göre caminin yapımında çalışan işçilerden biri her gün taş taşıyor fakat hiçbir zaman taşı yapıya eklemiyor. Süleyman Paşa durumu fark edip nedenini sorduğundaysa da işçi, sabahları yıkanamadığı için mübarek bir yapının temeline taş koymak istemediğini söylüyor. Bunun üzerine Süleyman Paşa, caminin yanı başına bir hamam yapılması emrini veriyor.
Eğer ulaşımınızda otobüs tercih edecekseniz, Bolu otogarında indikten sonra Göynük’e giden minibüsleri kullanabilirsiniz. Minibüsler de yine otogar içerisinden hareket ediyor ve saat başı bulunabiliyor. Yaklaşık 2 saat civarı süren bir yolculuktan sonra Göynük İlçe Terminali’ne ulaşabilirsiniz. Şahsi aracınızla seyahat edecekseniz yolların gayet bakımlı ve elverişli olduğunu söyleyebiliriz. Göynük ilçesinden geçen ve civar yollara bağlanan D160, D170 gibi yolları kullanabilirsiniz. Navigasyondan yararlandığınızda bu yolları rahatlıkla bulabilirsiniz. İstanbul’dan yaklaşık 3, Ankara’dan ise 3,5 saat içerisinde Göynük’e ulaşım sağlayabilirsiniz.
Göynük, doğal güzellikleri ve kendine özgü tarihi değerleriyle keşfedilmeye değer bir ilkbahar rotası. Özellikle sakin yapısı sayesinde huzurlu bir tatil geçirebilirsiniz. Eğer tüm bu özellikleri bir arada bulmuşken konaklamak isterseniz, Göynük’e yakın mesafede bulunan Bolu Otellerine göz atabilirsiniz.