Bizans'ın Konstantinopolis'i, Osmanlı'nın Kostantiniyye ve İstanbul'u… Milattan önce 7. yüzyıldan bu yana yaşayan şehir. Hakimiyeti altında yaşadığı her uygarlıktan izleri günümüze kadar taşıyan İstanbul'un bir zamanlar kalbinin attığı yer; Tarihi Yarımada. Tarihi İstanbul surlarının içerisinde kalan ve İstanbul'un siluetini oluşturan yarımada; sarayı, camileri, parkları, müzeleri, sarnıçları ve daha birçok keşfedilmeyi bekleyen yapısı ile dimdik ayakta. Sadece 1 gün ayırmanızın bile yeterli olacağı İstanbul'un simgelerini sizler için bu yazımızda derledik.
{ad:0}Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar gelmeyi başaran en önemli yapılarından biri. Yapıldığı dönemde ihtişamı, görkemi, büyüklüğü, işlevselliği, iç süslemeleri ile herkesi şaşırtmış olup hala da ziyaretine gelenleri büyülemeye devam etmektedir. Ayasofya, 916 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra Osmanlı hakimiyeti ile 481 yıl cami olarak kullanılmıştır. 1935 yılından bu zamana kadar da müze olarak korunmaya devam etmektedir. Hagia Sophia Bizans'ın en büyük kilisesi, İstanbul'un fetihten sonra Fatih tarafından Ayasofya adıyla şehrin baş camisi olup ilk Cuma namazı da burada kılınmıştır. Zamanla da etrafında bir külliye oluşmuştur. İçerisinde çalışmaların halen devam ettiği Ayasofya, ziyaretçiler kadar çalışmaları yürüten ekibi de kendine hayran etmektedir.
2024'te Ayasofya giriş ücreti tam bilet fiyatı 850 TL MüzeKart sahipleri için 250 TL'dir. Her gün açık olan Ayasofya, 08.00-20.00 saatleri arasında gezilebilir.
Fatih döneminde yapılan Topkapı Sarayı, 19. yüzyıla kadar hem padişahların yaşadığı hem de Osmanlı'nın idari merkezidir. Topkapı Sarayı'nın mimarisine bakınca dönemin hiyerarşik sistemi ve görkemini yansıtmaktadır. Atatürk'ün emriyle 1924'te müze haline getirilen Topkapı Sarayı, dünyada benzeri bulunmayan nadir bir saray müzesi olarak yaşatılmaktadır. Ana giriş Sultanahmet Meydanı'na açılan Bâb-ı Humayun'dur. Buradan sarayın dış hizmet binalarının yer aldığı en geniş avlusu olan Alay Meydanı'na geçilir. Burada bulunan yapılardan günümüze Aya İrini ve Darphane kalmıştır. 2. avlu, Divan Meydanı olarak bilinen ve devlet törenlerinin yapıldığı avludur. Sarayın Selamlık bölümü Enderun olarak da bilinir. Saray içerisinde padişahın özel idaresi olan Harem-i Hümayun'da en yetkili kişi Valide Sultan idi.
Sarayburnu yönündeki arka kısımda ise, harika bir İstanbul manzarasını ayaklar altına seren bahçe ve mermer teras üzerinde sultanların köşkleri yer almaktadır. Fatih Köşk'ünde de sarayın hazinelerinden olan ve çok nadide taşlarla süslenmiş sorguçlar, tahtlar, ünlü Topkapı Hançeri ve Kaşıkçı Elması yer almaktadır. Sarayın en önemli bölümlerinden biri de Hırka-i Saadet Dairesi. Burada sergilenen eserler arasında Hz. Muhammed'in hırkası, kılıçları, sakal-ı şerifi, dişi, ayak izi ve diğer kutsal emanetler vardır.
2024 Topkapı Sarayı giriş ücreti yerli ziyaretçiler için 250 TL'dir. Harem giriş ücreti 100 TL ve Aya İrini giriş ücreti 90 TL olarak belirlenmiştir. MüzeKart geçerlidir. Tüm yıl 09.00-18.00 saatleri arasında açıktır.
Yerebatan Sarayı olarak da anılan sarnıç, Ayasofya’nın güneybatısında bulunan Bazilika Sarnıcı’dır. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da bilinmektedir. 52 basamaklı taş merdivenle inilmektedir. İçerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun yer almaktadır. Sarnıçta köşeli veya yivli biçimde birkaç sütun vardır. Geriye kalan sütunların büyük bir çoğunluğu silindir şeklindedir. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa Başı, Roma Dönemi heykel sanatını yansıtmaktadır. Sarnıcı ziyaret eden insanların ilgisini en çok efsanelere konu olmuş ters Medusa başları çekmektedir. Sarnıçta zaman zaman uluslararası organizasyonlar düzenlenmektedir.
2024 Yerebatan Sarnıcı giriş ücretleri yabancılar için 600 TL, yerli ziyaretçiler için 88 TL, indirimli bilet 30 TL'dir. Kültür Bakanlığı'na bağlı olmadığı için MüzeKart geçmez. Kredi kartı ve nakit TL geçerlidir.
14 yaşında tahta çıkan ve 14 yıl padişah olarak kalan 1. Ahmet adına yapılan camidir. Mimar Sedefkar Mehmed Ağa'ya yaptırılan cami; mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezelidir. Yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı süslendiği için Avrupalılarca Mavi Cami yani Blue Mosque olarak adlandırılır. Sultanahmet, Türkiye'deki altı minareli ilk camidir. Mimari ve sanatsal açıdan önemi, 20.000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmiş olmasıdır. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış olması burayı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin içindeki ince işçilikle oyulmuş ve yontulmuş mermerden yapılma mihrap oldukça ihtişamlı ve dikkat çekicidir.
Bu meydan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde şehrin kalbi niteliğindedir. Günümüz İstanbul'unda Sultanahmet (At) Meydanı olarak bilinen yer ya da Hipodrom, milattan önce 196'da dönemin Roma İmparatoru tarafından yapılmıştır. Bizans döneminde geliştirilerek at yarışlarının ve gösterilerin yapıldığı yer olmuştur. Hipodromun bir dönem görkemli kapısının bulunduğu yerin yakınında bugün Alman Çeşmesi yer almaktadır. Alman Çeşmesi 1898 yılından İstanbul'a ikinci kez gelen Alman İmparatoru 2. Wilhelm'in, 2. Abdülhamit'e hediyesidir. Hipodrom'un tam ortasında yer alan çok sayıda heykel ve anıttan günümüze kadar sadece Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Sütun gelebilmiştir.
Hipodrom'da bulunan sütunların tam karşısında yer alan başvezir İbrahim Paşa'nın sarayı şimdilerde Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kapılarını ziyaretçilerine açmaktadır. Bu müze Türk ve İslam eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesi olarak önemlidir. 19. yüzyıl sonunda başlayan kuruluş çalışmaları 1913 yılında tamamlanabilmiştir. Önceleri Süleymaniye Cami'nin külliyesi içerisinde bulunan imaret binasında açılmış ve sonrasında da şimdiki yeri olan İbrahim Paşa Sarayı'na taşınmıştır.
2024 giriş ücreti 17 Euro olarak belirlenmiştir. MüzeKart geçerlidir. Müze, yaz sezonunda her gün 09.00-18.00 arası açıktır. Kış sezonunda P.tesi hariç her gün 09.00-16.00 arası açıktır.
Kapalı Çarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Gün içerisinde en yoğun zamanlarda yarım milyona yakın insan olduğu söylenen bu devasa çarşının temeli 1461 yılında atılmıştır. 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkanı ile Kapalı Çarşı, mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alır.
Yorucu ama bir o kadar keyifli bir Tarihi Yarımada turunuzda bir durak ya da final yeri olarak seçmeniz gereken bir mekan, Sultanahmet: Edebiyat Kıraathanesi. Osmanlı döneminde Cevri Kalfa Sıbyan Mektebi olarak kullanılan tarihi bina, günümüzde Edebiyat Kıraathanesi olarak hizmet vermektedir. Türk Edebiyat Vakfı kurucusu Ahmet Kabaklı İstanbul’un tarihi semtlerinden birinde burayı hayata geçirmiş. Yazar - kafelerden biri olarak göze çarpan bu kıraathane tatlı menüsü ile sizi kendinizden geçirmeye hazır.