Bodrum'un göz kamaştıran koyları ve hareketli gece hayatının ötesinde, yerel dokusunu hâlâ koruyan köyleri var. Sandima’nın zamanla unuttuğumuz sessizliğinde kaybolurken, Etrim Köyü’nde kilim dokuyan ellerin emekle ördüğü hikâyelere tanık olabilirsiniz. Karakaya'nın taş evleri geçmişin izlerini taşırken, Gündoğan'da sakin sahil havası içimize doluyor. Çömlekçi Köyü’nde doğanın en saf halini keşfeder, Ortakent Yahşi’nin (eski adıyla Müsgebi) huzurlu köy yaşantısında ruhunuzu dinlendirirsiniz. Her bir köy, Bodrum'un farklı bir yüzünü sunarken, buraların doğal ve tarihi zenginliği sizi sarmalayıp bambaşka dünyalara götürecek. İşte Bodrum'da keşfetmeniz gereken köyler...
{facility:0}{search:yalikavak-otelleri, Yalıkavak Otelleri}
Sandima Köyü, Bodrum Yalıkavak'ta gizli kalmış, 600 yıllık bir Türkmen köyü. Zaman içinde terk edilmiş ve doğanın kucağında unutulmuş bu köy, büyüleyici bir atmosfere sahip. Eski evlerin ve köy okulunun bulunduğu Sandima, 1960'larda köy halkının Yalıkavak sahiline göç etmesiyle sessizliğe bürünmüş. Artık sadece bir ressam çift bu köyde yaşıyor ve sanatlarını burada sürdürüyorlar. Nuriş Sanat Evi adını verdikleri evlerinde, rüzgar ve güneş enerjisiyle hayatlarını devam ettiriyorlar.
Köy, Partinapas Kayası’nın eteğinde yer alıyor ve vadiye bakan harabeleriyle sanki geçmişe bir yolculuk yapıyorsunuz. Evlerin ve okulun kalıntıları arasında dolaşırken, bir zamanlar çocukların neşeli seslerinin yankılandığını hayal etmek hiç de zor değil. Bu sessiz köyde bir hüzün ve aynı zamanda bir huzur var. Köyde dikkat çeken diğer bir ayrıntı da Osmanlı Şeyhülislamı Ömer Lütfü Efendi’nin yaptırdığı çeşme, hala su akıtarak zamana direniyor. Sandima, ziyaretçilerine tarihi hissettirirken, bu doğa harikasının korunmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu da gösteriyor. Köyün güzelliğini korumak için çevreye dikkat etmek, terk edilmiş köpekler için yiyecek getirmek, ve eğer görürseniz çöpleri toplamak, yapabileceğiniz küçük ama değerli katkılardan. Bodrum’un gezilecek yerler listesine mutlaka eklenmesi gereken bir nokta olan Sandima Köyü, keşfetmeyi sevenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
{search:mumcular-otelleri, Mumcular Otelleri}
{ad:0}Etrim Köyü, Muğla’da, halıcılığıyla ünlü, sakin ve doğal bir cennet. El dokuması halılarıyla dikkat çeken bu köy, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Aynı zamanda meşhur köy kahvaltısıyla da tanınıyor. Burada, geleneksel yaşamı yakından gözlemleyebilir, doğanın huzuru içinde unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz. Bodrum’dan biraz uzak olsa da, Mumcular yolu üzerinden veya Kızılağaç, Yalıçiftlik ve Çamlık Köyü güzergahlarını kullanarak kolayca ulaşabilirsiniz. Etrim’de, halılara atılan her bir el düğümünü izlerken, büyüleyici doğanın tadını çıkarabilir, lezzetli Türk kahvaltısı ve yemeklerini doğayla iç içe deneyimleyebilirsiniz. Hem huzur, hem de kültürel zenginlik arıyorsanız Etrim Köyü tam size göre.
{search:gumusluk-otelleri,Gümüşlük Otelleri}
Gümüşlük, Bodrum’un bohem ruhunu yansıtan, huzurlu tatil arayanların favori adresi. Ancak Gümüşlük’ün hemen yanında, pek fazla bilinmeyen ve keşfedilmeyi bekleyen bir hazine var: Karakaya Köyü. 800 yıllık geçmişiyle Bodrum’un en eski köylerinden biri olan bu yer, korsan saldırılarından korunmak için Peksimet Dağı’nın eteklerine gizlenmiş bir köy. Köyün taş evleri, sessiz sokakları ve etkileyici manzarası sizi adeta zamanın durduğu bir yere götürüyor.
Yalnızca 35 haneden oluşan Karakaya Köyü, özellikle kışın neredeyse tamamen sessizleşiyor. 80’li yıllarda turistler ve gurbetçiler bu taş evleri onarıp yaşam alanları kurmuş, fakat bölge sit alanı ilan edilince restorasyon çalışmaları durmuş. Bu da köyün, Bodrum’un diğer turistik bölgelerinden farklı olarak sakin ve gelişmemiş kalmasını sağlamış. Yazın ya da kışın burayı keşfetmek isteyen maceracı ruhlar için Karakaya, hala bozulmamış bir köy olarak varlığını sürdürüyor. Gümüşlük’ten 3 kilometre uzaklıktaki bu köyü keşfetmek için arabanızı bir yere park edip, kalan yolu yürüyerek devam ediyorsunuz. Yokuşlu yolları aşarken köyün taş sokaklarına adım attığınızda eski Bodrum ruhunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Gün batımında Peksimet Dağı’nın eteklerinden Gümüşlük’ün harika manzarasını izlemek ise bu gezinin en büyülü anlarından biri olabilir. Eğer sessizliği, tarihi ve Bodrum’un gizli kalmış güzelliklerini seviyorsanız, Karakaya Köyü tam size göre!
{search:gundogan-otelleri, Gündoğan Otelleri}
Gündoğan Köyü, Bodrum Yarımadası'nın Ege Denizi'ne uzanan güzel bir köşesi. Tarihi M.Ö. 353-375 yıllarına kadar uzanan bu köy, Romalılar tarafından deniz kenarında “Vara” adıyla kurulmuş. 900 yıl önceki korsan saldırıları nedeniyle bugünkü yerine taşınmış olan köy, tarihin derin izlerini taşıyor. Limandaki mezarlığın korsanlarla yapılan çatışmalarda ölenlere ait olduğu söyleniyor. Gündoğan’da hala Romalılardan kalma tarihi eserler ve etnografik değeri olan kalıntılar görmek mümkün. Zengin bir tarihe sahip Gündoğan’da Mikenler, Persler, Karyalılar, Romalılar, Bizanslılar gibi pek çok medeniyet yaşamış. Yöre halkı ise Orta Asya’dan gelen Türkmenler'den oluşuyor. Köyün eski adı “Farilya” iken, 1961 yılında “Gündoğan” olarak değiştirilmiş. Farilya, Rumca'da "güneşin doğuşu" anlamına geliyor ve bu isim bile bölgenin doğal güzelliğini özetliyor.
Gündoğan’ın tarihi zenginlikleri arasında Tavşan Adası'ndaki Bizans kilisesi, eski yel değirmenleri ve kaya mezarları sayılabilir. Doğal güzellikleri de en az tarihi kadar etkileyici; trekking, sörf, yelken ve dalış gibi aktiviteler için ideal. Bölgenin ılıman iklimi sayesinde Eylül ve Ekim aylarında bile denize girebilir, sakin atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Eski Gündoğan evleri de dikkat çekici. Taştan yapılmış, toprak damlı bu evler, doğal malzemelerle inşa edilmiş. Damlar, ağaç dalları, kargılar ve ince toprakla kaplanmış, bazı evler ise saz damlı olarak inşa edilmiş. Gündoğan’a ulaşım oldukça kolay. Bodrum’dan 20 km, Yalıkavak’tan 8 km uzaklıkta. Torba kavşağından batıya doğru ilerleyip Göltürkbükü’nü geçtikten sonra bu güzel köye ulaşabilirsiniz.
{search:bodrum-otelleri, Bodrum Otelleri}
Çömlekçi, Bodrum’a bağlı şirin bir mahalle, adını eskiden burada topraktan yapılan çömleklerden almış. Önceden “Göktepe” ve “Eskiköy” adlarıyla farklı bölgelerde yerleşim vardı ama bugünkü yerine sonradan taşınmış. Mahallenin halkı çalışkanlığıyla tanınıyor; seracılık, zeytincilik, hayvancılık, halıcılık ve arıcılık gibi pek çok iş kolunda aktifler. Özellikle seralarda yetişen ürünler, Bodrum’un pazarlarında taptaze olarak satılıyor. Çömlekçi’nin bir diğer özelliği ise geleneklerine bağlı olması. Düğünler, mevlitler ve bayramlar köy halkını bir araya getiriyor. Düğünlerde haftanın başında davetiyeler dağıtılıyor, çeyizler hazırlanıyor, bayrak dikme töreni yapılıyor ve tüm köy kutlamalara katılıyor. Ayrıca sünnet, asker uğurlama ya da hacca gitme gibi durumlarda da mevlitler düzenleniyor ve köy halkı bu özel günlerde bir arada oluyor.
Mahallenin mutfağı Yörük ve Ege kültürlerinden besleniyor. Zeytin ve zeytinyağı sofraların vazgeçilmezi; ayrıca yöresel otlardan yapılan yemekler de oldukça yaygın. Akdeniz ikliminin etkisi altında olan Çömlekçi, tarım ve hayvancılıkta güçlü bir ekonomik yapıya sahip. Ürünleri Bodrum pazarlarında bulabilirsiniz; özellikle domates, salatalık ve zeytinyağı gibi taze ve doğal lezzetler her zaman revaçta. Bodrum’a sadece 40 km uzaklıkta olan bu mahalle, hem huzurlu doğası hem de üretken halkıyla geleneksel bir Ege deneyimi sunuyor.
{search:ortakent-otelleri, Ortakent Otelleri}
Ortakent Yahşi, Bodrum Yarımadası'nın en güzel sahil yerleşimlerinden biri. İlk yerleşimlerin 3500 yıl öncesine, Miken uygarlığına dayandığı biliniyor. Bölgenin eski adı "Episkopi" olarak biliniyor, ancak zaman içinde "Müsgebi" ve son olarak "Ortakent" adını almış. Söylentilere göre Kanuni Sultan Süleyman, Bodrum’u fethettikten sonra buradaki misket üzümlerinin kokusunu çok beğenmiş ve “Mis gibi kokuyor, adı Misgibi olsun” demiş. Zamanla bu isim halk arasında “Müsgebi” olarak kullanılmış ve 1961'e kadar devam etmiş. Daha sonra, tam yarımadanın ortasında yer aldığı için “Ortakent” adı benimsenmiş. Ortakent-Yahşi, tarihi kalıntıları, antik döneme dayanan zengin mirası ve dünyaca ünlü narenciye bahçeleriyle dikkat çekiyor. Miken, Bizans, Roma ve Osmanlı dönemlerinden kalma mezarlıklar, sikkeler, çanak çömlekler ve yel değirmenleri gibi pek çok tarihi eser bulunuyor. Kendine özgü kule evleri de bu tarihi dokunun bir parçası.
Bodrum'a sadece 15 km mesafede bulunan bu şirin belde, masmavi denizi, popüler restoranları, otelleri ve su sporlarıyla tatilciler için vazgeçilmez bir adres. Hem doğanın hem de tarihin iç içe geçtiği bu bölge, hem sakin bir kaçamak arayanlar hem de eğlence dolu bir tatil isteyenler için ideal.
Bodrum'un birbirinden güzel köylerinde konaklamak isterseniz Bodrum Otelleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.