İstanbul’un en eski ve tarihi yerlerinden olan Kanlıca, Boğaziçi kıyısındaki küçük semtlerden bir tanesi. Burası öyle özel bir yer ki Osmanlı zamanındaki pek çok paşanın bu semtte yalılarda oturduğu biliniyor. Buradaki tarihi yalılar iki bölümden oluşuyor: Haremlik ve selamlık. Eve misafir olarak gelenler haremlik bölümünde evin kadınları da harem bölümünde otururmuş. Kanlıca hakkında bunun gibi pek çok yapıdan ve tarihi mirastan bahsetmek mümkün. Tarihi, kültürü, doğal güzellikleri ve elbette yoğurdu ile meşhur Kanlıca'da görmeniz gereken en önemli yerleri sizler için sıraladık.
{facility:0}Beykoz ilçesine bağlı olan Kanlıca, tarih boyunca farklı anlamlar taşıyan isimlere ev sahipliği yapmıştır. Semtin Rumca adı “martı” anlamına gelen Glaros iken, bugünkü adıyla ilgili çeşitli rivayetler bulunuyor. Kimilerine göre Kanlıca ismi, zamanında burada kağnı üretim yeri olmasından dolayı “Kağnılıca” olarak anılmasından geliyor. Başka bir görüş, Osmanlı döneminde yalıların kırmızı renge boyanması nedeniyle bu ismin kullanıldığını öne sürerken, bir diğer rivayet de “Kanglı” isimli bir Türk boyunun bu bölgede yaşamış olmasından kaynaklandığını söylüyor.
Kanlıca, yeşilliklerle çevrili huzurlu atmosferiyle İstanbul’un gürültüsünden kaçmak isteyenler için ideal bir durak. Özellikle ünlü Kanlıca yoğurdu ile tanınan Kanlıca’nın dar ve tarihi sokakları, eski Osmanlı evleri ve görkemli yalılarıyla geçmişin izlerini keşfe çıkarıyor. Boğaz kıyısındaki konumu ve büyüleyici manzaralarıyla Kanlıca, tarihi dokusunu doğal güzelliklerle birleştirerek her mevsim keşfedilmeyi bekleyen bir İstanbul semti.
{search:kanlica-otelleri,Kanlıca Otelleri}
{ad:0}Kanlıca denilince akla ilk gelen yerlerden biri olan Mihribat Korusu, 210 bin metrekarelik geniş bir alan üzerine kurulmuş ve İstanbul’un en güzel manzaralarından birini sunuyor. Korudan İstinye Koyu, Rumeli Hisarı ve Ortaköy Sahili gibi Boğaz’ın büyüleyici noktalarını izlemek mümkün. Mihribat Korusu, doğal güzellikleri ve dinlendirici atmosferiyle hem şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenlere hem de özel etkinlikler düzenlemek isteyenlere hitap eden bir yer.
Koruda restoranlar, kafeler, yürüyüş ve koşu parkurları, bisiklet yolları, otopark, amfi tiyatro, çocuk oyun alanları gibi birçok olanak bulunuyor. Geniş bir yelpazeye yayılan hizmetleriyle Mihribat Korusu, düğün, nişan, kurumsal toplantılar gibi organizasyonlar için de sıkça tercih ediliyor. Eğer Boğaz’ın eşsiz manzarası eşliğinde doğayla iç içe bir gün geçirmek istiyorsanız, Mihribat Korusu mutlaka ziyaret edilmesi gereken duraklardan biri.
Kanlıca’nın sahil şeridinde inci gibi dizilmiş muazzam Boğaz yalıları ziyaretçilerini kendisine hayran bırakacak nitelikte. Bunlardan 19. yüzyılda, ülkemizde başka bir örneği bulunmayan Ampir stilinde yapılan ve şimdiki adıyla A’jia Hotel olarak bilinen Rasim Paşa Yalısı. 1897 yılında çıkan yangın nedeniyle tamamen yanmasına rağmen eskisinin yarısı genişliğinde yeniden inşa edilmiş. 1925 yılında ise belediye tarafından satın alınınca Hıdiv Kasrı’na doğru uzanan kısmı da ne yazık ki yıktırılmıştır.
Tarihi yapısının özelliklerini koruyarak yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda eski ihtişamına kavuşan, günümüzde butik otel ve restoran olarak hizmet veren A’jia Hotel’in sonsuz Boğaz manzarası eşliğinde kahvenizi yudumlarken bu görkemli yalının eski halini de hayal etmemek kaçınılmaz.
Kanlıca’nın tarihi dokusunu taçlandıran Kanlıca Camii, ünlü mimar Mimar Sinan’ın eşsiz eserlerinden biri. 1550 yılına kadar uzanan köklü geçmişiyle tarihi yapı, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli bir kültürel miras olarak öne çıkıyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden biri olan İskender Paşa tarafından yaptırıldığı için cami, halk arasında “İskender Paşa Camii” olarak da anılıyor.
Kanlıca, sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, sahiliyle de İstanbul’un gözde semtlerinden biri. Kanlıca Sahili, Boğaz’ın muhteşem manzarasını izlemek ve çınar ağaçlarının gölgesinde keyifli anlar geçirmek isteyenler için mükemmel bir nokta. Sahil boyunca sıralanan kafeler ve çay bahçeleri, kahvaltıdan öğle molasına kadar her anınızı daha keyifli hale getiriyor. Özellikle deniz manzarasına karşı bir kahvaltı yapmak, Kanlıca'ya gelmişken atlanmaması gereken bir deneyim. Kanlıca geziniz sırasında, sahilde vakit geçirerek İstanbul’un büyüleyici güzelliklerini keşfetme fırsatını kaçırmayın. Özellikle gün batımına denk gelirseniz, manzarayı ölümsüzleştirmek için kameranızı hazırlamayı unutmayın!
Kanlıca’nın en önemli tarihi yapılarından biri olan Hıdiv Kasrı, 1907 yılında dönemin Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati’ye yaptırılmış. 270 dönümlük geniş bir arazide yer alan bu görkemli yapı, “Art Nouveau” mimari tarzıyla dikkat çekiyor. Hem tarih meraklıları hem de mimariye ilgi duyanlar için eşsiz bir gezi noktası olan kasır, aynı zamanda İstanbul Boğazı’nın manzarasını izleyebileceğiniz bir kuleye de sahip.
Hıdiv Kasrı’nın içinde, buharla çalışan ilk asansör, mermer çeşmeler, havuzlar ve şömineli geniş bir salon bulunuyor. Giriş katı, döneminin zarif detaylarıyla bezenmişken, üst katında konaklama amaçlı kullanılan odalar yer alıyor. Doğayla iç içe konumu ve büyüleyici atmosferiyle Hıdiv Kasrı, Kanlıca ziyaretinizde mutlaka görmeniz gereken duraklardan biri. Hem tarihi keşfetmek hem de manzaranın tadını çıkarmak için bu görkemli yapıyı listenize eklemeyi unutmayın!
Hıdiv Kasrı’ndan sahile doğru inerken, tarihi cumbalı Osmanlı evlerinin güzelliği eşliğinde yolculuğunuzu daha keyifli hale getiren Ada Baro Bahçe, Kanlıca’nın sakin ve huzur dolu mekanlarından biri. Doğayla iç içe geniş bir bahçeye sahip olan mekan, hem sessizliğiyle dinlenmek isteyenleri hem de çeşitli davet ve organizasyonlar düzenlemek isteyenleri cezbediyor. Kanlıca’yı keşfederken bu huzur durağında keyifli bir mola vermeyi ihmal etmeyin!
Kanlıca’ya kadar gelip o meşhur sokaklarında gezinmeden dönmek olmaz! Bir semti gerçekten tanımak istiyorsanız, tarihi miraslarının yanı sıra sokaklarını da keşfetmek şart. Kanlıca, İstanbul’un en renkli ve en nostaljik sokaklarına sahip semtlerinden biri. Bu sokaklarda dolaşırken, yalnızca semtin tarihini değil, aynı zamanda ruhunu da hissedersiniz. Ahşap eski evler, sizi 60’ların ve 70’lerin Kanlıca’sına götürürken, sokak aralarındaki nostaljik tabelalar, eski terziler, kasaplar ve bakkallar sizi geçmişe doğru keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Kanlıca’nın tarihi evleri, sarı, kırmızı, yeşil ve beyaz gibi canlı renkleriyle otoğraflar çekmek de için fırsatlar sunuyor. Sokaklar arasında dolaşırken, hem nostaljik bir atmosferin tadını çıkarabilir hem de hatıra olarak alabileceğiniz hediyelik eşyalar keşfedebilirsiniz. K
Kanlıca’nın dikkat çeken tarihi yapılarından biri olan Muvakkithane, Osmanlı döneminde namaz vakitlerini belirlemek amacıyla inşa edilmiştir. Sadece ibadet saatlerinin düzenlenmesinde değil, dönemin astronomi ve saat bilimi çalışmalarında da önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı’nın bilimsel gelişmelerine ışık tutan Muvakkithane, zarif mimarisi ve özgün tarihi dokusuyla Muvakkithane, ziyaretçilerine geçmişin izlerini hissettiren bir atmosfere sahip. Kanlıca’da bu tarihi yapıyı mutlaka ziyaret ederek Osmanlı’nın bilim ve mimari anlayışını daha yakından deneyimleyebilirsiniz.
Kanlıca, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra yeme-içme seçenekleriyle de zengin. Semtin simgesi haline gelen meşhur Kanlıca yoğurdunu tatmadan buradan dönmek neredeyse imkansız! Hafif tatlı pudra şekeriyle servis edilen yoğurt, bölgeye özgü bir lezzet. Kanlıca’daki restoranlar ve kafeler, deniz ürünlerinden geleneksel Türk mutfağına kadar geniş bir menü seçeneği sunuyor. Özellikle Boğaz kıyısındaki restoranlar, taze ve lezzetli deniz ürünleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca, sahil boyunca yer alan çay bahçeleri ve kafeler, deniz manzarası eşliğinde huzurlu bir mola vermek için de harika seçenekler.
Kanlıca’nın simgesi haline gelen meşhur Kanlıca yoğurdunu tadabileceğiniz en özel mekanlardan biri olan İsmailağa Kahvehanesi, 1870 yılına kadar uzanan köklü geçmişiyle bölgenin tarihi atmosferini yansıtıyor. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kaçarak Kanlıca’ya yerleşen Balkan Türkleri, Kanlıca yoğurdunun bu bölgede doğmasına öncülük etmiştir ve bu lezzet, İsmailağa Kahvehanesi gibi tarihi mekanlarla günümüze ulaşmıştır. Eğer “Orijinal Kanlıca yoğurdu yemeden dönmem!” diyorsanız, Boğaz’ın huzur dolu atmosferinde konumlanan İsmailağa Kahvehanesi, mutlaka listenizde olmalı.
Kanlıca’nın popüler ve ünlülerin uğrak noktalarından biri olan İkinci Bahar, sağlıklı ve organik menüsüyle dikkat çekiyor. Sıcakkanlı çalışanları ve samimi atmosferiyle kendinizi evinizde hissedeceğiniz bir mekan. Ünlü gurme Vedat Milör’ün de tavsiye ettiği, taş kömür ateşiyle ısıtılan fırında yavaş yavaş pişirilen çıtır beğendili pide, İkinci Bahar’ın en özel lezzetlerinden biri. Kanlıca’yı ziyaret ettiğinizde organik tatlarla buluşmak istiyorsanız, İkinci Bahar mutlaka uğramanız gereken mekanlardan biri. Sağlıklı lezzetlerle dolu bir molayı kaçırmayın!
Kanlıca’nın en prestijli mekanlarından biri olan Lacivert Restaurant, Boğaz kıyısındaki muhteşem manzarası ve zarif dekorasyonuyla oldukça keyifli bir mekan. Hem romantik buluşmalar hem de özel kutlamalar için ideal bir atmosfer sunan restoran, şıklığı ve detaylara verilen özenle öne çıkıyor.
Lacivert Restaurant’ın menüsü, Akdeniz ve Türk mutfağının seçkin lezzetlerinden oluşuyor. Özellikle taze deniz ürünleri, yaratıcı tariflerle hazırlanan yemekler ve şefin özel dokunuşları, burayı ziyaret edenlerin favorileri arasında yer alıyor. Boğaz’ın büyüleyici manzarasında, özenle hazırlanmış bir yemek deneyimi yaşamak isterseniz, Lacivert Restaurant Kanlıca’da uğramanız gereken durakların başında geliyor.
Kanlıca İskelesi’nin hemen yanı başında, denizle iç içe bir konuma sahip olan Yakamoz Restoran, gün batımı manzarası ile ziyaretçilerini büyülüyor. Küçük ve samimi atmosferiyle, rakı balık keyfi yapmak isteyenler için en doğru adreslerden biri.
Leziz mezeleri, taptaze deniz ürünleri ve Boğaz’ın serin esintisi eşliğinde unutulmaz bir yemek deneyimi yaşatan restoran, aynı zamanda güler yüzlü servisiyle de gönülleri fethediyor. Özellikle akşam saatlerinde gün batımını izleyerek keyifli bir sofrada dostlarınızla vakit geçirmek istiyorsanız, Yakamoz Restoran Kanlıca’daki favori mekanlarınızdan biri olabilir. Rakı balık keyfini Boğaz’ın büyüleyici manzarasında deneyimlemek isteyenler için de Yakamoz Restoran mükemmel bir seçim!
Kanlıca’dan Çubuklu’ya uzanan sahil şeridinde yer alan Taç Restoran, Anadolu Yakası’nın en eski ve köklü balık restoranlarından biri olarak biliniyor. Boğaz’ın hareketli sahil manzarasına nazır konumuyla, sevdiklerinizle keyifli bir akşam yemeği için harika bir seçenek. Lezzetli ara sıcakları ve taptaze deniz mahsulleriyle öne çıkan restoran, kaliteli yemek ve samimi bir atmosfer arayanların favori adreslerinden biri Yemeklerin ardından restoranın imza tatlılarından dondurmalı hurmayı denemeyi unutmayın!
Kanlıca’ya kadar gitmişken, Çubuklu’ya uzanan sahil yolunda deniz manzarası eşliğinde keyifli bir yürüyüş yapmadan dönmeyin. Yürüyüşünüz sırasında soluklanmak için şık mimarisi ve nazik servisiyle öne çıkan Raifa Lounge Cafe, harika bir durak olacaktır. Kafenin özellikle balkonunda oturup Emirgân Korusu’na bakan manzaranın tadını çıkarabilir, Boğaz’ın sakinliği eşliğinde bir fincan Türk kahvesi içerek dinlenebilirsiniz.
Kanlıca, tarihi, nostaljik dokusu ve doğal güzellikleriyle İstanbul’da hafta sonu için en iyi rotalardan. İşte detaylı ulaşım rehberi:
Kanlıca’ya en keyifli ulaşım yöntemlerinden biri deniz yolu. Şehir hatlarının çeşitli vapur seferlerini kullanarak Kanlıca’ya rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Kanlıca’ya ulaşım sağlayan ana rotalardır. Güncel vapur saatlerini ve ücretlerini İstanbul Şehir Hatları’nın resmi web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Kanlıca’ya karayoluyla ulaşım da oldukça kolay. Anadolu Yakası’ndan gelecekler için Beykoz yönündeki otobüsler, genellikle Kanlıca durağından geçiyor. Bu otobüslerden birine binerek doğrudan Kanlıca’ya ulaşabilirsiniz.
Avrupa Yakası’ndan gelecekler için önce Üsküdar’a vapur veya motorlarla geçiş yapılması öneriliyor. Eminönü, Beşiktaş veya Kabataş’tan Üsküdar’a düzenli vapur ve motor seferleri bulunuyor. Üsküdar’a ulaştıktan sonra Beykoz yönüne giden otobüslerden birini kullanarak kolayca Kanlıca’ya varabilirsiniz. Kanlıca, hem deniz hem de karayolu ulaşımındaki kolaylıklarıyla İstanbul’un her yerinden rahatlıkla ulaşılabilecek bir semt. Yolda Beylerbeyi, Çengelköy ve Kandilli gibi tarihi ve doğal güzelliklerle dolu bölgelerden geçerek yolculuğunuzun keyfini çıkarabilirsiniz.