{facility:0} Datça’nın tarihi M.Ö 2000’li yıllara kadar dayanıyor. Adım adım insanlığın ayak izlerini işlemiş olduğu sokaklarında bilinen ilk yerli halk Karlar oluyor. M.Ö 1000 yıllarında Trakya’dan güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye inen Dorlar halkı ise Datça’nın en parlak dönemini yaşamışlardır. Datça’nın 1,5 kilometre kuzeydoğusundaki Burgaz Mevkii’nde Knidos’a ait kalıntılar bulunmuştur. Prof. Dr. Numan Tuna’nın belirttiği üzere Heredot’un eserinde 6 Dor olarak bahsettiği şehir birliğinin toplanıp Apollon adına yarışmalar düzenlediği yer Datça’dır. Bu yarışmalarda birinci gelenler ise Apollon Tapınağı’nda toplanıyorlardı.
Geç Roma ve Erken Bizans döneminde ise sayısız depremler ve korsan saldırıları nedeniyle bölge güçsüz kalmış ve zamanla kent terk edilmiş. 13.yüzyılda Menteşoğulları Beyliği’ne bağlanmış, 15.yüzyılda ise Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına dahil olmuş ve Datça adı ta o zamanlar konmuştur. Sultan Reşad döneminde ise Datça adı ''Reşadeiye'' olarak değiştirilmiş fakat Cumhuriyet dönemine gelindiğinde tekrar ''Datça'' ismini almıştır. 1947 yılında merkez günümüzdeki yeri olan İskele Mahallesi’ne taşınmıştır.
Denizyolu ulaşımı ise Bodrum’dan sağlanıyor. Yaz aylarında her gün 4 sefer yapılmakta olup, bir buçuk saatlik bir yolculukla Datça’ya ulaşım sağlayabilirsiniz.
Eski Datça'nın dar sokaklarında gezinirken aşağıda sıraladığımız mekanları ziyaret edebilirsiniz.. Gezdiğiniz bu mekanlarda hem ünlü şair Can Yücel’i yakından tanıma hem de Datça'nın bu kesimini özgün kılan detayları keşfetme fırsatı elde edebilirsiniz.
Yerleşimde ilk olarak Orhan'nın Yeri'ni ziyaret edebilirsiniz. Eski Datça'nın girişinde yer alan mekan, Yücel'in ardından bıraktığı anılar ile dolu. Üstelik burada dinleyeceğiniz hikâyelerin benzerlerini başka hiçbir yerde duyamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Sonuçta kahvehane, günümüzde eşine az rastlanır tarzda bir dostluğun başladığı ve geliştiği yer konumunda. İşte Orhan’ın Yeri’nin hikayesi…
Orhan Baba, Can Yücel'i ilk gördüğünde epey çekingen davranmış. Aslında şairin sahip olduğu fiziksel özellikleri düşününce, bu davranış şekli bizlere epey normal geliyor. Ama bu çekingenlik, çevredekilerin yardımı ile yerini önce tanışma faslına, sonrasında ise sıkı dostluğa bırakmış. Hatta Orhan Baba, Can Yücel'in "Datçalı" olması için elinden gelen tüm çabayı göstermiş.
Can Yücel, kahvehaneye sabah saatlerinde gelirmiş. Günün yarısını burada geçirirken bir yandan demlenip diğer taraftan şiirleri üzerinde çalışırmış. Gece kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladığında ise yerinden kalkıp ilerideki yolda dolmuş beklermiş. Fakat dolmuşu kaçırdığından, genelde onu evine götürme görevi Orhan Baba'ya düşermiş. Orhan Baba, kadim dostunun vefatından sonra epey sarsılmış. Hatta bir ay boyunca mekânın kapısına kilit vurup yas tutmuş. Kendini toparladığında ise Yücel'in ardında bıraktığı eşyaları saklamaya odaklanmış.
Kahvehanede; Can Yücel'in masasını, fotoğraflarını ve çeşitli yazılarını, yarım kalmış şarabını, son kez kullandığı bardağı görebilirsiniz. Aslında mekânda çok daha fazla sayıda eşya varmış lakin başkaları için değerli olan şeyleri izinsiz alma alışkanlığı edinmiş bazı kişiler, bunların büyük kısmını sahiplenmeyi kendilerine hak görmüş... Edebiyat severlerin Can Yücel’in anlarına eşlik edebileceği adeta geçmişe bir zaman yolculuğu yapabileceği güzide ziyaret noktalarından birisi Orhan’ın Yeri…
Kahvehaneden ayrıldıktan sonraki durağımız, Can Yücel Evi. Onu sevenlerin deyişi ile "Can Baba" hayatının son 10 yılını bu evde geçirmiş. Vefatının ardından sevenlerinin gözünde bir mabede dönüşen ev, Yücel'in ardında bıraktığı eşyalar ile dolu. Fakat mezarına gerçekleştirilen saldırıdan beri burası kapalı tutuluyor.Can Yücel Sokağı'ndaki konutu ziyaret ettiğinizde kapalı olması sebebiyle yalnızca dış duvarına asılmış fotoğrafları, şiirleri ve yazıları ile yetinmeniz gerekiyor. Gerçi bize kalırsa bu durum fazlası ile tatmin edici ve değerli.
Hazır Eski Datça'ya gelmişken, Can Yücel'in evinin ardından mezarını da ziyaret edebilirsiniz. Dini değerlere ters düştüğü gerekçesi ile 2011'de saldırıya uğrayan mezar, usta heykeltıraş Mehmet Aksoy'un imzasını taşıyan hayli özgün tasarıma sahip.
Can Yücel'in mezarı olduğunu bilmeyenler tarafından türbeye benzetilmesine yol açan mezar taşı iki bölümden oluşuyor. Dikey konumdaki ilk bölüm, bir ceninin anne karnındaki duruşunu temsil ediyor. ''Can Taşı'' isimli bu bölüme işlenmiş figür, akşamüstü üzerine yansıyan güneş ışığı sayesinde çok daha belirgin ve göz alıcı hale geliyor.Mezarın ''Su Taşı'' adındaki yatay bölümü genel kanının aksine şarap dökülmesi için tasarlanmamış. Mezar taşının bu kısmı, çok daha derin bir kavramı yani hayatın akışını ifade ediyor.Mezar taşını incelerken, Can Yücel'in "Sevgi Durağı" isimli şiirinde yer alan ''Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…'' mısrasını görebilirsiniz. Bir insan, kendi hayat felsefesini işte bu kadar güzel tanımlayabilirdi.
Eski Datça’yı keşfetmek isteyenler için yalnızca taşını toprağını değil aynı zamanda yemeklerini keşfetmek de ayrı bir deneyim yaşatıyor. Eski Datça’da ne yemek yenmeli diye soranlar için tadabileceğiniz Datça lezzetlerini listeledik. Hazırsanız başlayalım.
Datça Bademi: Datça’nın muazzam mikrokliması sayesinde burada envayi çeşit tür yetişiyor. Bunlardan birisi de Datça Bademi. Datça’nın açık ara en meşhur lezzetlerinden bir olan bu harika bademi tattığınızda vazgeçemeyeceksiniz.
Bademli Levrek: Meşhur bademi ve denizlerinden çıkan harika levreğin birleşimi damaklarda adeta bir lezzet şöleni yaşatıyor. Bir yaz akşamında Datça’da bu harika lezzetin tadına bakabilirsiniz.
Bademli Köfte: Bildiğimiz köftelerden mi dersiniz? Görünüş olarak evet fakat lezzet olarak bambaşka. Datça’nın meşhur bademli köftesi ismindeki gibi badem içeriyor. Bu bademler köftenin içerisine iri parçalar halinde eklendiği için lezzet açısından harika bir birleşimi de hissettiriyor.
Karanfilli Ekmek: Ekmeksiz yapamam diyenler için, farklı bir lezzet olacak olan Karanfilli Ekmeğin tadına baktıktan sonra vazgeçebileni görmedik. Eğer tadına bakmak isterseniz fırınlar tarafından belli bir sayıda çıkartıldığı için günün ilk yarısında biten bir ürün. Dolayısıyla erken davranmakta fayda var.
Keçi Sütlü Dondurma: Yaz akşamlarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan dondurma, Datça’da keçi sütüyle yapılmış olanı ile meşhur. Bir Datça akşamında bademli olanının tadına bakmanızı öneririz. Fazla tatlı sevmeyenler içinse daha fresh seçenekleri değerlendirebilirsiniz.
Begonvillerle donatılmış huzur dolu sokakların adresi Eski Datça'da konaklama seçenekleri genellikle butik otellerden ve apart otellerden yana oluyor. Dilerseniz şimdi sizin için seçtiğimiz birkaç Datça oteline bakalım. Daha fazla Datça Otelleri için Neredekal.com’u inceleyebilirsiniz.