İstanbul… Kadim bir şehir olarak yüzyıllar boyunca pek çok farklı uygarlığa ev sahipliği yapan, güzelliğinin yanı sıra gizemleriyle de dillere destan bir şehir. Şehir efsaneleri söz konusu olduğunda da ülkemizin pek çok şehri gibi oldukça zengin. Hazır İstanbul efsanelerinden birinden bahsedeceğiz. İlginç bilgiler köşemizde yayımlanan Tüm Gizemleriyle İstanbul Efsaneleri adlı yazımıza da göz atmanızı tavsiye ederiz. Eğer hazırsanız, İstanbul’un Çemberlitaş semtine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Sırlarla ve tehlikelerle dolu bir yolculuk bu… Karşınızda, Gizli Kutsal Kadeh Efsanesi!
{ad:0}Çemberlitaş, Pagan Roma dönemi için bir kırılma noktası. Zira pek çok farklı tanrıya tapınılan dönemin bitip, kitabî inanca sahip yeni Roma’nın kuruluşundaki ilk kutsal simge Çemberlitaş oluyor. İddia o ki, Bizans İmparatoru Konstantin Tanrı’nın birliğini simgelemek için dikiyor bu yapıyı. Tabii, bu yapı kolay inşa olmuyor. Konstantin; annesi Helen’i Kudüs’e göndererek Hz. İsa’ya ait olduğuna inanılan mezarı açtırıp mezardan kutsal toprak, kutsal çiviler, orijinal haç parçaları, kutsal ekmek kırıntıları, kaymak taşından yapılma kutsal kase, pek çok farklı peygambere ait olduğu iddia edilen nesneler gibi şeyleri İstanbul’a getirtiyor. MS 325 yılında İmparator Konstantin’in Roma’yı almasıyla birlikte de Pagan Roma dönemi sona eriyor; Apollon Tapınağı’nı yıktıran Konstantin; oradan getirttiği taşları Çemberlitaş’ın yapımında kullanıyor.
MÖ 340 ilâ 400’lü yıllardan kalma yazılı belgelerde Kudüs’ten getirilen ve kutsallık addedilen emanetlerin Çemberlitaş’ın ana kaidesinin içine inşa edilmiş 1 x 2 metrelik bir odacığa bizzat Helen tarafından yerleştirildiği iddia edilmektedir. 11 metre karelik ebadta, 2.5 metre yüksekliğindeki bir blok kaidenin içinde yer alan 8 metre karelik ebaddaki bir kaide daha bulunmakla birlikte; onun da içinde 6 metre yüksekliğe, 4 metre karelik bir ebada sahip sütun kaidesi bulunuyor…
Toplamda her biri üç ton ağırlıkta ve üç metre çapında dokuz sütundan oluşan kaidenin gizemini çözmek isteyenler çok olmuş. 1918 yılında işgal altındaki İstanbul’a Vatikan’dan bir grup rahip gelerek yer altından tünel kazıp, Çemberlitaş’a ulaşmaya çalışırken yakalandıkları biliniyor. 1929 yılında ise Mustafa Kemal Atatürk Çemberlitaş’ın gizemini merak ederek Avrupa ülkelerinden arkeologlar getirtip, konuyu araştırtıyor. Yapılan çalışmalarda ilk zemin bölmesindeki taşın altında bir ana kaide ve onun üzerinde de ikinci ve üçüncü birer kaide olduğu ortaya çıkıyor.
Sütunun kaidesinde yer alan taş örgülü destek ve soğan şeklindeki küfeki taşından yapılan bölüm Osmanlı devrinde güçlendirmek maksadıyla yapılmış. Sütunun gövde bölümü ise Roma İmparatorluğu’nun taşı olarak bilinen erguvan rengindeki 6 adet porfir taşından meydana geliyor. Bu taşlar Roma'dan getirilmiş. Depremler sonrasında çatlayan blokların etrafı ise demir çemberler ile sarılıp desteklenmiş.
Sütun üzerinde günümüze ulaşan yazıtta ise "Zamanla tahrip olmuş olan bu ilahi eseri, dini İmparator Manuel restore ettirmiştir." yazıyor. Çemberlitaş Sütunu ile ilgili en önemli bilgilerden biri ise gizli odasında Hz. İsa’ya ait kutsal eşyaların saklandığı iddiası.
Sütun, Fatih ilçesi sınırlarının içinde yer alıyor. Çemberlitaş Meydanı’nda bulunan yapının yakınlarında Kapalıçarşı var. Sütun ayrıca konum olarak Sultanahmet Meydanı ve Beyazıt Camii arasında bulunan Divanyolu üzerindedir. Buraya toplu taşıma ile gidecekseniz Bağcılar-Kabataş Tramvayı'na binin ve Çemberlitaş durağında inin. Otobüs ile gidecekseniz de Beyazıt'a giden otobüslere binebilir, Beyazıt'ta inip 5-10 dakika yürüyebilirsiniz.
Bir şehri, efsaneleri ekseninde gerçekleştireceği seyahatlerle keşfetmeyi seçenler için bir tavsiyemiz var. Çemberlitaş ve yakın bölgesindeki bütün efsanelere yakından tanıklık etmek için yapacağınız seyahatte konaklayacağınız tesisleri Neredekal.com'un derlediği İstanbul Otelleri sayfasından seçebilirsiniz!
{search:cemberlitas-otelleri,Çemberlitaş Otelleri}