İlginç yerleri keşfetmeyi mi seviyorsunuz? Ya Yanartaş’ı hiç gördünüz mü? 230 metre yükseklikteki konumu ile misafirlerini tüm ateşi ile birlikte bekliyor. Yöre halkı buradaki alevlerin hiç sönmediğine inanıyor. Zaten ismi de buradan geliyor. Yani çok uzun zamandır yandığı için buraya “Yanar” demişler. Eğer henüz burayı ziyaret etmediyseniz size büyülü Chimaera'nın yani Yanartaş'ın hikâyesinden bahsetmek istiyoruz. Yazıyı okuduktan sonra ilkbaharda gezilecek yerler listenize burayı da eklemeyi unutmayın.
{ad:0}Dağları tırmanıyorsunuz ve yorucu yollardan geçiyorsunuz ve nihayetinde vardığınızda sizi doğal bir güzellik olan Yanartaş karşılıyor. Beydağları Milli Parkı içerisinde, Çıralı ve Olimpos'un tepelerinde bin yıldan fazladır kendi kendine yanıyor. Çok ilginç değil mi? Bize büyülü gibi gelen bu durumun nedenini bilim insanları çoktan açıklamış. Ana kaynağının metan gazı olduğunu söylüyorlar ama bu gazın nereden geldiği bulunamıyor. Neden? Çünkü Yanartaş'ın jeolojik özellikleri metan gazının oluşabilmesi için yeterli sıcaklığı aslında sağlamıyor. Yani? O zaman burada nasıl alevler çıkıyor? Merak etmeyin, bilim insanları bu bilinmez duruma da açıklık getiriyor. Yanartaş'ın yüzeyinin hemen altında bulunan rutenyum elementinin metan için bir katalizör görevinde olabileceğini dile getiriyorlar. Ardından, kayaların arasından sızan gaz da alev şeklinde beliriyor. Ortalama 30 cm yüksekliğine kadar varabiliyorlar. Bir ufak detay daha eklemek istiyorum. Yanartaş'taki her oyuktan ateş çıkmıyor, yani buralar ateş yakmayı planlıyorsanız dikkatli olun çünkü ateş olmasa da oyuklardan gaz çıkmaya devam ediyor.
Gelelim hikâye kısmına. Antik Yunan mitolojisine göre Ephyra Kralı Glaukos'un oğlu Hipponoes bir av partisinde kardeşi Belleros'u öldürür. Bu olayın ardından ismi değişerek "Bellero'u Yiyen" anlamına gelen Bellerophontes olarak anılmaya başlanır. Daha sonra da kendisi Argos kralına sığınır. Kral, genci öldürmeyi kendisine yakıştırmaz ve onu Likya Kralı’na gönderir. Likya Kralı da aynı durumdan dolayı onu öldürmek istemez ve onu Olympos Dağı'nda yaşayan Chimera ile savaşmaya gönderir. Chimera ise aslan başına, yılan kuyruğuna ve keçi gövdesine sahip bir yaratıktır. Ayrıca ağzından alevler de saçar. Bellerophontes de kanatlı bir at olan Pegassos’a binerek dövüşmeye gider. Chimera atak yapar ve o sırada Pegossos havalanır. İnişe doğru geçtiklerinden Bellerophontes mızrağı ile canavarı yerin yedi kat dibine gönderir. İşte taşların arasında yükselen alevler, yerin yedi kat altındaki Chimera'nın saçtığı alevlerdir denir.
Olympos'ta Bellerophontes'in zaferini kutlamak için bir yarış düzenlenir. Atletler Chimera'nın kutsal ateşi ile meşalesini tutuşturur ve ardından Olympos kentine doğru koşarlar. Daha sonra farklı spor dalları da eklenerek birkaç gün süren etkinlikler gerçekleştirilir. Bu yapılan yarışmaların Olimpiyat Oyunları'nın Anadolu'da yapılan ilk örneği olarak belirtilir. Zaten günümüzdeki Olimpiyat Meşalesi de Chimera'nın sönmeyen ateşinin sembolüdür.
Yaz veya kış herhangi bir mevsim Yanartaş’ı ziyaret edebilirsiniz. Yaz dönemi buralar çok kalabalık oluyor. Sezon zamanı yurt içinden ve yurt dışından birçok turist buraya geliyor. Eğer sezonda buralara gelmek istiyorsanız ve yine burada konaklamak istiyorsanız, öncesinde oda rezervasyonu yaptırmanızda fayda var. Aksi takdirde kalacak yer bulma konusunda belki sıkıntı yaşayabilirsiniz. Peki, günün hangi saati Yanartaş’ı ziyaret etmek için uygun olur? Alevlerin tadını çıkartabilmek için akşam karanlığında Yanartaş'ta bulunmak güzel olabilir. Bu yüzden gün batımı saatlerinde yola koyulabilirsiniz. Unutmadan, hava karardığında rahatça ilerleyebilmek için yanınıza bir fener almayı unutmayın. Eğer fener getirmeyi unutursanız çok da sorun değil; Yanartaş Büfe’den depozitolu bir el feneri kiralayabiliyorsunuz. Giriş için bileti de yine buradan satın alacaksınız. {product:25853}
Sizin için güzel bir bilgimiz daha var. Yağmurlu zamanlarda alevlerin daha çok artığını biliyor muydunuz? Çünkü yağmur suyu ile birlikte gazların çıktığı kanal sayısı da artmaya başlıyor. Yani yağmurlu bir günde Yanartaş'a çıkarsanız daha çok alev görme ihtimaliniz olabilir. İlginç bir deneyim gibi duruyor, ne dersiniz?
Eğer başka bir şehirde yaşıyorsanız önce Antalya’da varmanız gerekiyor. Çıralı’ya doğru giden otobüslere otogardan binebilirsiniz. Ayrıca yol üstünden de arabalara binebiliyorsunuz. Ortalama yol 1,5 saat sürüyor ve Antalya'dan Yanartaş 82 kilometre uzaklığında konumlanıyor. Çıralı'ya vardığınızda girişte bir köprü göreceksiniz. O köprüyü geçtikten sonra sol tarafında portakal bahçeleri var. Bu yoldan devam edin ve patikalara ulaşın. Ortalama 3 kilometre sonunda Yanartaş'a gidilen patikaların başlangıcına varacaksınız. Buraya geldikten sonra tabana kuvvet diyoruz. O gün rahat bir ayakkabı giymeyi ihmal etmeyin ve yanınıza su alın. Yolun başından 1400 metre uzunluğundaki patikayı tırmanarak ortalama yarım saat boyunca yürüyerek Yanartaş'a ulaşabilirsiniz. Yol yorucu olabilir ama kesinlikle eğlenceli olacaktır. Son olarak da turlardan bahsedelim. Olimpos ve Antalya merkezden kalkan Yanartaş turlarına da katılabilirsiniz.
Yanartaş'a kadar gelmişken Çıralı çevresinde yapabileceğiniz diğer alternatiflerden de bahsetmek güzel olur. Öncelikle Ulupınar'ın suları arasındaki restoranlarda karnınızı doyurabilirsiniz. Veganlar için çok alternatif olmasa da tereyağsız fırında mantar isteyebiliyorsunuz. Ortam çok güzel, mola vermek için güzel bir nokta. Bunun yanında, Çıralı tekne turları ile deniz havası alabilirsiniz. Ayrıca Olympos, Adrasan, Sazak Koyu, Ceneviz Koyu gidip görebileceğiniz dikkat çekici noktalardan diğerleri.
Antalya her sezon oldukça ilgi gören bir turizm beldesi. Hal böyle olunca eğer yaz mevsiminde Çıralı’ya gitme planınız varsa erken rezervasyon fırsatlarından yararlanmak için Çıralı Otelleri listemizi incelemenizi, bütçenize ve seyahatinize en uygun konaklama seçeneklerini Neredekal.com üzerinden incelemenizi tavsiye ediyoruz. {search:cirali-otelleri,Çıralı Otelleri}