Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan ve sadece ticari konumuyla değil, kültürel kimliğiyle de çok zengin bir doku sergileyen Erzurum’u görmüş müydünüz? Erzurum gezilecek yerleriyle, adeta bir gastronomi şöleni sergileyen yemek kültürüyle, köklü tarihi ve renkli doğasıyla dikkat çeken bir şehir. Bilinen tarihi Urartularla başlayan ve sonrasında da farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Erzurum’da İlhanlı, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini yansıtan birçok eser karşılıyor sizi. Karadeniz ikliminin de etkilediği doğası ve nefis dağlarıyla her mevsim keşfe açık şehirde, gittiğiniz mevsime göre başka başka güzelliklerle karşılaşabiliyorsunuz. Mesela yazın gittiğinizde çiçekli bir yayla gibi görünen dağları, kışın bembeyaz bir piste dönüşebiliyor. Palandöken Dağı’nın pistlerinde kar oyunlarının tadını çıkarırken Palandöken otellerinde de kışı konforla yaşayabiliyorsunuz. Ülkemizin gastronomi haritasına cağ kebabıyla giren şehirde diğer yöresel lezzetler de damakta anı bırakacak kadar güzel. "Erzurum'da ne yenir?" diyorsanız da eti ve süt ürünleriyle bildiğiniz tatlar bile Erzurum’da daha özel.
{facility:0}Erzurum'da gezilecek yerleri ve bu muhteşem şehrin gizli kalmış harikalarını keşfetmek için rehberimizi okumanızı öneririz.
Erzurum’da doğa denildiğinde akla gelen güzelliklerden ilki Tortum Şelalesi. Erzurum’un merkezinin 100 km kuzeyinde konumlanan Tortum Şelalesi heyelanla oluşmuş. 21 metre genişliğe ve 48 metre yüksekliğe sahip şelale etrafında renkli bir peyzaj çalışması yapılmış olup, izleme balkonu ve merdivenlerden harika fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Üstelik bu merdivenlerin şelaleden gelen su damlacıklarıyla solunum yolları ve kalp rahatsızlıklarına iyi geldiği de söyleniyor. İlkbahar aylarında su debisi artan şelalenin haziran ayından sonra suyu azalıyor. Şelalenin çevresinde piknik yapabileceğiniz mesire alanları ile uzun uzun yürüyebileceğiniz trekking parkurları da var. Erzurum’un en dinlendirici ambiyansını sunan Tortum Şelalesi’ni mutlaka görmenizi öneriyoruz.
Şelaleye gitmek için kent merkezindeki Doğu Semt Garajı’ndan Uzundere dolmuşlarına binebilirsiniz. Uzundere’ye geldikten sonra bir dolmuş aktarması daha yapıp şelalenin yakınlarında inebilirsiniz.
Tortum Şelalesi 48 metre yüksekliğiyle Afrika’daki Vietorio ve Amerika’daki Niagara Şelalesi’nden sonra dünyanın en büyük üçüncü şelalesi olma unvanını taşıyor. Tortum Şelalesi Erzurum’da ‘Sudökülen Şelalesi’ olarak da anılıyor. Şelalenin üzerinde oluşan gökkuşağı ise şehrin en seyirlik olaylarından. Tortum Şelalesi haftanın her günü 09:00 – 18:00 saatleri arasında 20 TL giriş ücretiyle ziyaret edilebiliyor.
Daha fazla bilgi için: Tortum Şelalesi
Dünyanın en çılgın nehirlerinden olan Çoruh Nehri Erzurum’un Mescit Dağı’ndan doğuyor ve vadiler oluşturarak 150 kilometre aktıktan sonra Batum’dan Karadeniz’e dökülüyor. Nehrin çılgın akması rafting gibi doğa sporlarını yapmak ve harika doğa fotoğrafları çekmek için de olanak tanıyor. Erzurum’un İspir ilçesinden geçen nehir, trekking turları için de tercih edilen bir rota.
Erzurum seyahatiniz yaz aylarına rastlıyorsa Çoruh Nehri’ndeki rafting aktivitelerine katılabilirsiniz. Neredeyse 100 kilometrelik zorlu bir parkur olan nehirde rafting ya da kano sporu yapmak profesyonellik gerektirmese de, işin uzmanı bir rehberle yola çıkmak şart. Ama daha sakin bir nehir aktivitesi tercih ediyorsanız balık açısından çok bereketli olan Çoruh Nehri’nde balık da tutabilirsiniz. Nehir kenarındaki Çoruh Vadisi endemik bitki türleri ve nadir kuş türleriyle doğa tutkunlarının da gözdesi. İsterseniz rehberli turlara katılarak vadi keşfine de çıkabilirsiniz.
Artvin ile Erzurum arasında konumlanan Çoruh Vadisi Erzurum şehir merkezine ortalama 1,5 saat mesafede. Özel aracınızla gittiğinizde D-925 karayolunu kullanmanız gerekiyor.
Çoruh Nehri ve Çoruh Vadisi’nin en güzel zamanları mayıs – ağustos ayları arası. Bu zamanlamayla gittiğinizde hem yemyeşil bir doğa hem de aktivite açısından şenlikli bir nehirle karşılanıyorsunuz.
Daha fazla bilgi için: Çoruh Vadisi
Kapadokya’daki peribacalarıyla karşılaştırıldığında daha kırmızı bulacağınız Narman Peribacaları’na bu rengi veren bölge toprağındaki demir elementi. Bu yüzden Erzurum’daki peribacalarına ‘kırmızı periler diyarı’ da deniliyor. Tamamen doğanın sanatçılığının eseri olan bu oluşumlara Doğu Anadolu Bölgesi’nde Erzurum dışında da pek rastlanmıyor.
Narman Peribacaları, Narman Pasinler karayolunun 7. kilometresinde konumlanıyor. Zaten doğru yere geldiğinizi de yolun kenarında peribacaları gördüğünüzde anlıyorsunuz. Narman ilçesinin Erzurum merkeze uzaklığı ise ortalama 90 kilometre. Toplu ulaşım araçlarını kullanacaksanız Merkez Şükrüpaşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan Narman otobüslerine binebilirsiniz.
Narman Peribacaları Vadisi’nde oturup bir şeyler içebileceğiniz küçük bir tesis de yer alıyor.
Soğuk iklimli Erzurum’un şehir içindeki en yeşil yeri olan Ata Park Botanik Bahçesi, ülkemizin en yüksek rakımlı botanik cenneti desek de yalan olmaz. Ortasındaki gölü, gölde yüzen ördekleri, çamlığı, kamelyalı mesire alanları, çocuk oyun parkları ve doğallığın güzelliğini sergileyen tavukları horozlarıyla burası bir piknik yapmak ya da huzur molası olmak için de ideal. Atatürk Üniversitesi’ne ait üç yüz elli bin metrekarelik bir alan üzerinde yer alan parkta 150’nin üzerinde bitki türü yer alıyor. Ağaçlıklı parkurlarda uzun yürüyüşler yapabileceğiniz Ata Park Botanik Bahçesi küçük hayvanat bahçesiyle de çocukları doğayla tanıştırmak için iyi bir adres.
Yakutiye ilçesindeki Botanik bahçesinin şehir merkezine uzaklığı yaklaşık 1 kilometre ve yürüyerek gitmek istediğinizde 5 – 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Özel araç ya da toplu taşıma araçlarıyla ulaşım ise Cemal Gürsel Caddesi ile Erzurum – Amasya yolu güzergahından sağlanıyor.
Ata Park Botanik Bahçesi’nde mangal yapmak yasak ama burası 100 TL’ye kiralayabileceğiniz kameriyeleri ile piknik için harika bir yer. Parkta aracınız için bir otopark da bulabiliyorsunuz. Parka spor ya da gezinti amaçlı girişlerde 10 TL ücret alınıyor.
{search:erzurum-merkez-otelleri, Erzurum Merkez Otelleri}
Doğa fotoğrafları çekmeyi seviyor ve göl maviliğinde huzur buluyorsanız dağlarla çevrili Tortum Gölü’ne de Erzurum gezinizde yer açın. Bir heyelanın Tortum Çayı’nın önünü kapatması ve doğal bir baraj oluşturmasıyla meydana gelen göl, oldukça dik bir vadide 8 kilometrelik bir alana yayılıyor. Gölün derinliği ortalama 50 metreyi buluyor. Gölden taşan sular ise TEV vadisine döküldüğü yerde Tortum Şelalesi’ni oluşturuyor.
Tortum Gölü Erzurum – Artvin arasında, Tortum ilçe merkezine 35, Erzurum şehir merkezine 92 kilometre mesafede konumlanıyor. Göl kıyısında yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmek için yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Toplu taşımayla gitmeyi planlıyorsanız Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan Tortum veya Uzundere araçlarına binebilirsiniz.
Tortum Gölü hem Artvin hem de Erzurum’dan gelen olta balıkçılarının en çok balık tuttuğu yerlerden. Göle kışın gidiyorsanız karlı dağlar ve beyazın içinde göz kırpan bir mavilikle, baharda – yazda gidiyorsanız yemyeşil bir tabiatla karşılıyor sizi. Yazın gölde yüzebiliyor, isterseniz kanoyla ya da sandalla gezebiliyorsunuz. Gölün güneyinde nadir akbaba türlerinin de uğradığı küçük bir kuş cenneti de var. Yüksek konumdaki seyir teraslarından hem gölün hem de kuş cennetinin panoramasını izleyebiliyorsunuz.
Görünce ‘böyle bir yer mi varmış’ dedirten ilginç bir rota Erzurum Gökkuşağı Tepeleri. Bölgenin toprağındaki demir elementinin yoğunluğuyla açıklanan bu oluşumlar renk cümbüşü bir görüntü yaratıyor. Atatürk Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre bu renkli tepeler erozyonlar ve iklim şartlarının şekillendirdiği yaklaşık 45 milyon yıllık bir doğa çalışmasının ürünü. Erzurum Gökkuşağı Tepeleri turizm tanıtımı yapılmadığı için hala çok kimse tarafından da bilinmiyor.
Gökkuşağı Tepeleri Erzurum’un Oltu ilçesinde ve şehir merkezine 1,5 saatlik sürüş mesafesinde. Oltu – Ardahan – Kars yolunu takip ettiğinizde zaten kırmızı renkleriyle hemen fark ediliyor.
Tepeleri görmek ve görüntülerini kaydetmek istiyorsanız önerimiz yanınıza bir drone almanız. Tepelerin yukarıdan görüntüleri fotoğraflardakilerden çok daha güzel. Bu eşsiz rotaya giden yolun yarısı asfalt olmadığından altı yüksek araçla gitmeniz de daha güvenli. Narman Peribacaları’na giderken burayı da rotanıza almayı unutmayın.
Erzurum’da yayla havası solumak ve bu doğa konforuna masmavi göl manzaraları da katmak için Narman Beş Göller’i ziyaret edebilirsiniz. Bu keşfi isterseniz rehberli bir tura katılarak da yapabilirsiniz. Bölgenin en güzel yaylalarından biri olan Otlutepe Yaylası’na sadece 2 kilometrelik bir yürüyüş mesafesinde konumlanan göller, çadırınızı kurup kamp yapmak ve uzun bir trekking için de çok uygun. İlkbahar ve sonbahar aylarında daha da güzelleşen göllerin rakımı yaklaşık 1.800 metre olup, içinde yüzen ada olan büyük bir göl ve 4 küçük gölle bir takım oluşturuyor.
Erzurum’un Narman ilçesine gelmek için Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. Narman Beş Göller Erzurum’un merkezine 121, Narman’a 25 kilometre uzaklıkta. Narman ilçesindeki dolmuşlarla Yayla Köyü yakınlarına gelebiliyorsunuz. Köyden göllere yürümek ise yaklaşık 15 dakika sürüyor.
Bahar aylarında şenliklerle canlanan Beş Göller bölgesinin kuymağı da çok meşhur. Gitmişken yakın köylerdeki lokantalarda bu eşsiz lezzeti tadabilirsiniz.
Erzurum’da ilginç bir keşfe evet diyorsanız Tortum ilçesindeki Zökün Gölü ve yüzen adaları görmek için zaman ayırın. Çünkü her yerde karşılaşamayacağınız bir göl manzarası ve sizi gölün üzerinde yüzdürecek küçük şirin adalarla bu rota gerçekten de sıra dışı. Zökün Gölü, oluşumu 10 binlerce yıl alan küçük bir göl. Gölün üzerinde de üzeri çim kaplı küçüklü büyüklü 6 ada geziyor ve bu adalar rüzgarın etkisiyle sık sık yer değiştiriyor. Adaların üzerinde batmadan ayakta durabiliyorsunuz.
Zökün Gölü ve yüzen adalar ile Erzurum şehir merkezi arasındaki mesafe ortalama 55, Tortum ilçe merkezi ile arasındaki mesafe ise yaklaşık 5 kilometre. Özel aracınızla yolculuk yapacaksanız D-950 karayolunu kullanabiliyorsunuz.
Unutulmayacak bir deneyim sunan gölün turistik popüleritesi artınca çevresine çok uzun doğa yürüyüşleri yapabileceğiniz parkurlar eklenmiş. Ayrıca seyir terası, restoran ve açık otoparkı da bulunuyor. Alana ücretsiz girebiliyorsunuz.
Çekebileceğiniz en güzel doğa fotoğraflarını çekmek ve yapabileceğiniz en güzel doğa tablosunu yapmak için ilham veren bir yer İspir Yedigöller. Ovit Dağı’nın 4000 metre yükseklikteki güney yamaçlarında konumlanan ve volkanik bir oluşum olan İspir Yedigöller, bahar aylarında cennete dönüşen en güzel Türkiye rotalarından. Adı Yedigöller olmasına rağmen büyüklü küçüklü 11 gölü kapsayan alan dağcılık, kaya tırmanışları ve doğa yürüyüşleri için de çok uygun. Dağların ve gökyüzünün göle vuran aksiyle burası tıpkı bir kartpostal gibi.
Oldukça yüksek rakımda konumlanan İspir Yedgöller’e normal binek araçlarıyla gidilemiyor, ulaşım için arazi aracı şart. Rize – Erzurum sınırında ve Kaçkar Dağları’nın güneyinde kalan bölge Erzurum’a 115, Rize merkeze 125 kilometre uzaklıkta. Aracınızla Çayırözü Köyü’nün yaklaşık 20 kilometrelik stabilize yolunu takip ederek ya da İspir’e 25 kilometre mesafedeki Yedigöller Köyü’nden giderek bu muhteşem noktaya ulaşabilirsiniz.
İspir Yedigöller’i görmek için en ideal zamanlar haziran ayının ortası ile ağustos ayının sonu arasındaki zaman dilimi. Kışın göllerdeki buz kalınlığı yaklaşık 1 metreyi buluyor. Göllerin sadece ikisinde alabalık yaşıyor ve hepsinden de su içilebiliyor. Göl bölgesinde vahşi hayvanlarla karşılaşma olasılığı da var.
Doğal güzellikleriyle şaşırtan ve her mevsim apayrı bir coşkuyla karşılayan Erzurum’daki Hınıs Kanyonu da şehrin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden. Hınıs ilçesinde konumlanan kanyon 7 kilometre uzunluğunda tekne tipi tabir edilen bir kanyon. Sadece sunduğu aktiviteler için değil, doğanın en cıvıltılı hallerini yerinde görmek için de gidebileceğiniz kanyonda onlarca kuş türü yaşıyor. Kanyonun ortasından da rafting yapabileceğiniz kadar deli bir nehir olan Hınıs Çayı akıyor. Uzun doğa yürüyüşleri, kaya tırmanışı, balık avı ve kampçılık için çok uygun bir atmosfer sunan kanyon özellikle de bahar ayında gidilen en aktiviteli ziyaret noktalarından.
Erzurum şehir merkezine 150 kilometre mesafedeki kanyona sadece özel araçlarla ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Mağaraların gizemli dünyasını merak ediyorsanız ülkemizin en esrarengiz mağazalarından biri olan Elmalı Mağarası’nı da görmek isteyebilirsiniz. Yalnız şunu da baştan belirtelim ki Elmalı Mağarası henüz araştırma çalışmaları bitmemiş bir mağara ve girişten itibaren sadece 400 metresi gezilebiliyor. 8 büyük salonu, damlataş oluşumları ve hayranlık uyandıran sarkıt dikitleriyle görülmeye değer mağara o kadar büyük ki, aynı anda 5000 kişi gezebiliyor.
Erzurum’un İspir ilçesindeki Maden Köprübaşı Beldesi’ne 1.5 kilometre mesafede konumlanan Elmalı Mağarası’na beldeden yürüyerek gidebilirsiniz. Maden Köprübaşı Beldesi İspir ilçesine 17, İspir ise Erzurum merkeze 145 kilometre uzaklıkta. Erzurum’dan İspir’e Merkez Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan bineceğiniz toplu taşıma araçlarıyla gidebilirsiniz. İspir’den beldeye dolmuşlarla gidilebiliyor. Özel aracınızla gidiyorsanız ulaşım için D-925 otoyolunu kullanabilirsiniz.
Mağara gerçekten de gizemli, ziyarete kapalı bölüm karanlık olduğu ve yapısı henüz bilinmediği için çok tehlikeli. Önerimiz mağaraya mahalle sakinlerine haber vermeden ve rehber almadan girmemeniz. Mağaraya girişler ise ücretsiz.
{ad:0}Erzurum’un Yakutiye ilçesinde konumlanan Lala Paşa Camii şehrin Osmanlılar döneminde yapılan ilk camisi. Cami 1562’de, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Kıbrıs Fatihi olarak da anılan Lala Mustafa Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Bir saray ve bir sübyan mektebiyle yan yana inşa edilen caminin etrafındaki komşu yapıların hepsi yıkılmış. Günümüze kadar gelmeyi başarabilen bu muhteşem eserin 28 penceresi, bu pencerelerin alınlıklarında da hat sanatıyla yazılmış hadisler var. Caminin tek minaresindeki beyaz taş işlemeleri ve kırmızı taşlı bilezikler de yapıyı diğer camilerden ayrı kılan mimari özellikler. Prototip olarak Eminönü Yeni Camii ve Fatih Camii’ne benzeyen Lala Paşa Camii bu camilerden çok daha küçük olsa da ziyaretçilerde bıraktığı etki oldukça büyük.
Hala ibadete açık olan Lala Paşa Camii Erzurum’un merkezinde, Cumhuriyet Caddesi üzerinde konumlanıyor. Camiye yürüyerek ulaşabilir ya da cadde üzerinden geçen toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz.
Camiye namaz vakitlerinde giriyorsanız cemaatin ibadetini bölmemek için sessiz olmanız, kadın ziyaretçiyseniz camiye girerken başörtü takmanız, girişte ayakkabılarınızı çıkarmanız ya da galoş giymeniz gerekiyor.
Daha fazla bilgi için: Lala Paşa
Erzurum’un en etkileyici camilerinden biri de Yakutiye’de, adını verdiği cadde üzerinde konumlanan Ayaz Paşa Camii. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1558 – 1560 yılları arasında inşa edilen cami klasik Osmanlı mimarisini yansıtıyor. Erzurum’daki ilk Osmanlı camilerinden olmasıyla diğer tarihi yapılardan ayrı tutulan cami kare planlı ve iç dekorasyonu da umduğunuzdan çok daha sade. Giriş kapısı Osmanlı sanatının tanıdık bitkisel ve geometrik bezemeli taş lentonlarından oluşan caminin en etkileneceğiniz yönü de asırlardır hiç değişmeyen huzurlu atmosferi. Ayaz Paşa Camii’nin hemen yanında da 1780’de Erzurum Valisi İbrahim Hıfzı Paşa tarafından yaptırılan bir çeşme ve 1799’da Şehzade Ömer’in yaptırdığı bir medrese bulunuyor. Camiyi tarih yolculuğunda önemli kılan özelliklerinden biri de 1877 – 1878 yılları arasındaki Osmanlı Rus Savaşı’nda (bu savaş 93 Harbi olarak da biliniyor) buradan okunan ezanın halk ayaklanması başlatarak Rusların tabyalardan sürülmesine sebep olması.
Kent merkezinde konumlanan camiye şehrin her yerinden toplu taşıma araçlarıyla ulaşabileceğiniz gibi, kısa süreli bir yürüyüşle de gidebilirsiniz.
Cami aktif olarak ibadete açık. Namaz vakitlerinde yapacağınız ziyaretlerde cemaatin dikkatini dağıtmamak adına sessiz olmanız, kadınsanız ziyaret esnasında başınızı örtmeniz, şortla camiye girmemeniz ve ayakkabılarınızı da girişte çıkarmanız gerekiyor.
‘Atabeg’ ya da ‘Atabey Camii’ olarak da bilinen Erzurum Ulu Camii, 1179 tarihinde Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından inşa ettirilmiş. Yakutiye ilçesindeki bu tarihi değer aynı zamanda şehrin en eski ve en büyük camisi olma unvanını taşıyor. Taş cepheli, ahşap mimberli cami günümüze kadar birçok onarımdan geçmiş. Sultan IV. Murat zamanında yiyecek deposu olan caminin en son onarımı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmış. Taş - ahşap işçiliğindeki hünerİ ve asırlara direnen dayanıklılığıyla büyüleyen caminin 28 penceresi bulunuyor. İçeride ise Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa’nın maketlerini görebiliyorsunuz.
Erzurum Ulu Camii Çifte Minareli Medrese’nin hemen yanında, Camikebir Mahallesi’nde konumlanıyor. Cumhuriyet Caddesi ile Tebriz Kapı’nın tam birleşiminde yer alan camiye merkezden yürüyerek ya da caddeden geçen belediye otobüslerine binerek ulaşabilirsiniz.
Erzurum Ulu Camii halen aktif olarak kullanılan, ibadete açık bir camii. Mihrabın yanındaki camlardan süzülen ışık yönünün öğle ve ikindi namaz vakitlerini göstermesi ise mimarın matematik dehasının bir göstergesi.
Daha fazla bilgi için: Erzurum Ulu Camii
Şehrin Yakutiye ilçesindeki Caferiye Camii Osmanlılar zamanında 1655 yılında inşa edilmiş. 17. Yüzyıl yapıtları arasında Selçuklu ve Osmanlı mimarisini harmanlayan nefis hatlarıyla ayrı bir yere sahip cami hala aktif olarak kullanılıyor. Kare planlı caminin Osmanlı ustalarının el maharetleri işlemeler ve renkli mozaiklerle süslü cepheleri hala çok etkileyici. Caminin içine girdiğinizde ise yapıldığı devri işaret eden yazıtlar ve tarihi kitaplar görüyorsunuz.
Cami Erzurum’un merkezinde, Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunuyor. Merkezden yürüyerek gidebilir ya da caddeden geçen toplu taşıma araçlarına binebilirsiniz.
Camiye namaz vakitlerinde giriyorsanız ibadet edenlerin dikkatini dağıtmamak adına sessiz olmanız önemli. Kadın ziyaretçiyseniz camiye giderken çantanıza bir başörtü ve ayakkabılarınızın üzerine geçirmek için bir galoş koyabilirsiniz.
Palandöken Dağı’nın eteklerinde konumlanan Abdurrahman Gazi Türbesi hakkındaki bilgiler halk arasındaki rivayetlere ve milli seyyahımız Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserine dayanıyor. Bir bilgiye göre de sahabe olan Abdurrahman Gazi, Hz. Muhammed’in sancaktarı. Mimari açıdan tarihi bir değer taşımayan türbe ve yanındaki cami 1796’da Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa’nın hanımı Ayşe Hatun tarafından yaptırılmış. Erzurum'a gelipte türbeye uğramadan gidenlerin, şehre bir daha geleceğine inanılıyor. Ayrıca türbeye giden dik yokuşun araçla boş viteste çıkılması da bu türbeyi daha ilginç kılıyor.
Erzurum merkeze 2,5 kilometre mesafedeki türbeye toplu taşımayla ulaşım imkanı yok. Ancak özel araç veya ticari taksilerle gidebiliyorsunuz.
Türbe en çok da ramazan aylarında, kandillerde ve dini bayramlarda ziyaret ediliyor. Eğer hava güzelse türbe etrafındaki mesire alanlarında piknik de yapabiliyorsunuz.
1748 yılında dönemin Erzurum Valisi Yazıcızade Hacı İbrahim Ethem Paşa tarafından yaptırılan İbrahim Paşa Camii o tarihten bugüne ibadete açık. Tipik Osmanlı cami mimarisini yansıtan yapının en karakteristik özelliği mihrabı dahil birçok bölümünün beyaz mermerle yapılması. Kare planlı olan caminin tek bir kubbesi bulunuyor.
İbrahim Paşa Camii Erzurum merkezde bulunuyor ve Eski Hükümet Konağı’nın da çok yakınında konumlanıyor. Camiyi şehrin merkez gezi rotasına ekleyebilir, birçok turistik noktaya da yürüyerek gidebilirsiniz.
Camiye namaz vakitlerinde yapacağınız ziyaretlerde cemaatin dikkatini dağıtmamak adına sessiz olmanız önemli. Ayrıca ziyaret öncesinde eğer kadınsanız çantanıza bir başörtüsü koymanız, girerken ayakkabılarınızı çıkarmamak için bir de galoş bulundurmanız da ziyaret öncesi alacağınız tedbirler arasında.
Daha fazla bilgi için: İbrahim Paşa Camii
1711 yılından bu yana dimdik ayakta ve o tarihten bu yana da milyonlarca hayat hikayesine tanık olan Kurşunlu Medresesi ve Kurşunlu Camii şehrin merkezinde konumlanıyor. Zamanın şeyhülislamı Feyzullah Efendi tarafından yaptırılan eser bir külliye kompleksinde olup, içinde de sayısı 10’un üzerinde hücre oda bulunuyor. Medrese halk arasında ‘Fevziye Medresesi’ olarak da tanınıp biliniyor. Medrese cumhuriyetin ilanına kadar aktif olarak kullanılmış. 2006 yılında aslına uygun olarak yapılan restorasyon sonrası da halka açık bir eğitim alanı olma işlevini sürdürmüş.
Kurşunlu Camii ise adını kurşunla kaplı kubbesinden alıyor. Mihrabı taştan yapılan caminin içindeki ahşap işlemelerinin güzelliği ise önünde durup uzun uzun incelemeye değer nitelikte.
Tarihi eser Erzurum’un merkezinde konumlandığı için Menderes Caddesi güzergahı boyunca yürüyerek kolayca erişebilirsiniz. İsterseniz caddedeki duraklardan toplu taşımaya da binebilirsiniz.
Camiye yapacağınız ziyaret ibadet vakitlerine denk geliyorsa sessiz gezmeniz, kadınsanız cami girişinde başınızı örtmeniz, camiye ayakkabılarınızı çıkararak ya da galoşla girmeniz gerekiyor.
Şehrin İlhanlı döneminden kalma hatıralarından olan Ahmediye Medresesi’nin 1314 yılında inşa edildiği düşünülüyor. Anadolu’daki kapalı avlulu yapılara örnek teşkil eden dikdörtgen planlı medrese 16,50 x 9,75 metre ebatlarında. Cami, mescit ve dinsel eğitimin verildiği küçük odacıklardan oluşan medresenin taş işçiliğinden de çok etkileneceksiniz.
Ahmediye Medresesi Erzurum’un merkezinde Yakutiye Murat Paşa Mahallesi’nde konumlanıyor. Medreseye yürüyerek gidebiliyor ya da Cumhuriyet Caddesi’nden geçen toplu taşıma araçlarını da kullanabiliyorsunuz.
Erzurum’un en simgesel yapılarından olan Çifte Minareli Medrese’nin bir adı da Hatuniye Medresesi. 13. Yüzyılda Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın kızı Hundi Hatun’un yaptırdığı medrese günümüze kadar gelen Selçuklu medreselerinin de en şahanesi. Yaklaşık olarak 35 x 46 metre boyutlarındaki medrese açık avlulu, iki katlı ve 4 eyvanlı olarak inşa edilmiş. Cepheleri ise o dönemlerde Orta Asya’nın simgesel motifleri olan yılan, ejder, kartal gibi hayvan ve hayatağacı gibi bitki motifleriyle bezenmiş. Osmanlılar zamanında kışla, Cumhuriyet sonrasında da müze olarak kullanılmış medrese günümüzde etnografik eserlerin sergilendiği bir kültür alanı. Yabancı turistlerin cami olduğunu düşünüp, girerken başlarını kapattığı Çifte Minareli Medrese taş kabartmaları, taç kapısı ve Arapça harflerle ‘Allah’ yazan turkuaz renkli çinilerle bezeli minaresiyle Erzurum’un sanat elçisi.
Şehir merkezinde Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Çifte Minareli Medrese’ye yaya olarak gidebileceğiniz gibi ulaşımda toplu taşıma araçlarını da kullanabilirsiniz. Toplu taşımayla gitmek için B4 – B5 no’lu otobüslerle şehir merkezine ulaşabilir, buradan da D2 ya da D3 no’lu otobüslerden birine binerek medreseye en yakın durakta inebilirsiniz.
Gerçek midir bilinmez ama Bir rivayete göre medresenin miarelerinden birini usta, diğerini de çırak yapmış. Çırağın yaptığı minare daha çok övgü alıp daha beğenilince de usta dayanamayıp yaptığı minareden kendini atmış. Çifte Minareli Medrese’yi yaz döneminde 09:00 – 20:00 saatleri arasında, kış döneminde de 08:00 – 17:30 saatleri arasında hergün ziyeret edebilirsiniz. Girişler ise ücretsiz.
Daha fazla bilgi için: Çifte Minareli Medrese
Şehrin merkezinde bulunan Yakutiye Medresesi 1310 senesinde İlhanlı hükümdarı Olcaytu zamanında inşa edilmiş şahane bir Selçuklu yapısı. Medreseyi 1991 yılından beri Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak da gezebiliyorsunuz. Kubbeli bir yapı olan medrese kapalı avlulu ve dört eyvanlı. Taç kapısı ise ön cephenin tam ortasına inşa edilmiş. Medresenin hepsi avluya açılan odaları geçmiş dönemlerden kalan kıyafet, takı, silahlar ve dokuma tezgahlarıyla adeta bir zaman tüneline sokuyor. Kapıları ve minaresindeki çini süslemeler ise adeta büyülüyor. Medresenin yüzyıllara dayanan geçmişinin yanı sıra geçen yıllara hala direnen muhteşem taş kabartmaları, girerken kapısında eğilmeniz gereken odalardan oluşan yapısı ve gece ışıklandırması da onu gezdiğiniz en özel yapıtlardan biri kılıyor. Yakutiye Medresesi’ni gezdikten sonra çok yakınındaki Atatürk Evi ve Lala Paşa Camii’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Medrese, adını verdiği Yakutiye ilçesinde, Mumcu Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi arasında konumlanıyor. Özel araçla Cumhuriyet Caddesi üzerinde ilerlediğinizde tabelalarını zaten görüyorsunuz. Toplu taşımayı kullanacaksanız cadde üzerinden geçen tüm otobüslere binebilirsiniz.
Yakutiye Medresesi’ni haftanın her günü 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Medrese girişinde Müzekart geçerli. Kartınız yoksa bilet ücreti olarak 60 TL ödeniyor.
Daha fazla bilgi için: Yakutiye Medresesi
Şehrin Oltu ilçesinde konumlanan Oltu Rus Kilisesi 1877- 1878 yılları arasındaki 93 Harbi sonrasında, 1885 – 1890 yılları arasında Ruslar tarafından inşa edilmiş. 15 x 32 metre ebatlarında, 480 metrekare büyüklüğünde dikdörtgen tasarımlı ve kalın kesme taşlarla örülü bu zarif Ortodoks Kilisesi 2019 yılına kadar kaderine terk edilmiş. 2023 yılına kadar süren restorasyonuyla da eski silüetine tekrar kavuşmuş. Kilisenin üzerinde yapıldığı döneme dair bir kitabe ve her kilisede olması gereken bir çan bulunmuyor. Tarih kaynaklarında çanın takılıp takılmadığına dair bir bilgiye de rastlanmamış.
Oltu ilçesi Erzurum merkeze yaklaşık 118 kilometre mesafede. Merkez Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan otobüsler ve dolmuşlarla ilçeye gelebiliyor, buradan da taksiyle kiliseye erişebiliyorsunuz.
Erzurum kültür turları rotasında olan Oltu Rus Kilisesi’ni restore edilmiş haliyle mutlaka görmenizi ve bol bol fotoğraflamanızı öneriyoruz. Kilise yılın her mevsimi, özellikle de kışın karlarla kaplı haliyle ayrı güzel. Cumartesi ve pazar günleri ziyarete kapalı olan kiliseyi haftanın diğer günlerinde 08:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Daha fazla bilgi için: Oltu Rus Kilisesi
Estetik görüntüsüyle Erzurum gezilecek yerler arasında en fotojenik noktalardan olan Öşvank Kilisesi (manastır da deniliyor), 963 – 973 yılları arasında Hıristiyan Gürcüler tarafından inşa edilmiş. Yapıldığı zamanlarda çok ihtişamlı olan kilise Bizanslılar zamanında başka eklentiler yapılarak kullanılmış. İçinde İncil’den sahneler ve azizlerin tasvir edildiği freskler göreceğiniz kilise haç planında tasarlanmış. Güneş ışığını süzerek içeri sokan minik pencereleri, Gürcü Bağratlı Hanedanlığı tarafından yapıldığını işaret eden kitabesi, şahane taş işçiliği ve elbette ki mistik atmosferiyle gönlünüzü fethedecek Öşvank Kilisesi’nde eskiden mutfak, rahip evi ve hamam olarak kullanılan bölümlerde hayal gücünüzü canlandıracak.
Öşvank Kilisesi Erzurum’un Uzundere ilçesinin Çamlıyamaç Köyü’nde konumlanıyor. Şehir merkezine yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta olan kiliseye Merkez Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan hareket eden toplu taşıma araçlarıyla ulaşabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: Öşvank Kilisesi
Erzurum’un geçmişinin en yakın tanıklarından olan Haho Kilisesi çok ama çok eski bir yapı. 976 – 1001yılları arasında Erzurum’un Gürcü Bağratlı Krallığı olduğu zamanlardan kalan kilise bunca görmüş geçirmişliğe rağmen hala asırlara meydan okuyor. Kilise Tortum ilçesinin Bağbaşı Köyü’nde konumlanıyor. Köyün eski zamanlardaki adı Hahuli, kilisenin adı ise Meryem Ana veya ‘Taş Cami’ olarak da anılıyor. Yapıya Taş Cami denmesinin sebebi ise 19. Yüzyılda camiye dönüştürülmesi. Kilisenin silüeti fotoğraf çekmeyi sevenler için oldukça fotojenik. İçine girdiğinizde ise İncil’den sahnelerin tasvir edildiği İsa - Meryem freskleri ve aslan- kartal – boğa gibi taş kabartmalarla karşılaşıyorsunuz.
Haho Kilisesi Erzurum şehir merkezine yaklaşık 85 kilometre mesafede olup, şehir tur rotalarının çoğu bu noktayı da gezdiriyor. Toplu taşımayla gelmek istediğinizde Merkez Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan otobüs – dolmuşlarla kolayca gidebiliyorsunuz.
Kiliseyi haftanın her günü ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Osmanlı – Rus Savaşı’nın kahraman Türk kadını Nene Hatun’un Erzurum tarihinde çok önemli bir yeri var. Mecidiye ve Aziziye tabyalarına zarar vermek isteyen düşmana karşı ön saflarda savaşan Nene Hatun 1955 yılında vefat etmiş olsa bile bugün adı bir milli park ile yaşatılıyor. Palandöken sınırları içindeki Nene Hatun Milli Parkı 2009 yılında açılmış olup, mezarı da bu park içinde, Aziziye Tabyası’nın yanında bulunuyor. Parkın içinde savaş kahramanlarının heykelleri yanında anıtlar ve şahane bir doğa peyzajı da sizi bekliyor. 387 hektar büyüklüğünde geniş bir alana yayılan park alanında Aziziye ve Mecidiye Tabyası’nı da gezip görebiliyorsunuz.
Şehir merkezine 7 kilometre mesafedeki milli park Palandöken ilçesinde, Şehitler Mahallesi’nde konumlanıyor. Parkın girişi toplu taşıma güzergahında olsa bile ulaşım için taksi veya özel araçla gitmenizi öneriyoruz.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’nı haftanın her günü 08:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Milli Parklar Genel Müdürlüğü giriş tarifesine göre araçla giriyorsanız 40 TL, yaya olarak giriyorsanız 10 TL ödüyorsunuz. Girişte Müzekart geçmiyor.
Erzurum’un sırtlarında ve şehir panoramasına hakim bir noktada konumlanan Erzurum Kalesi’nin ne zaman yapıldığı bilinmese de, 2500 yıl önce bu bölgede yaşayan Urartular ile bir ilgisi olduğu tahmin ediliyor. Ama şimdiki planının M.S. 415’de, Roma döneminde oluşturulduğu ve Asurlular, Persler ve Osmanlı döneminde de kullanıldığı biliniyor. 1960 metre yüksekliğinde bir tepede bulunan kale, iç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşuyor ve dört kapısı bulunuyor. Kaleye Saltuklu Beyliği döneminde bazı İslami eklentiler yapılmış. İçeriye girdiğinizde Kırklar Türbesi, Ebu İshak-ı Kâzerûnî Türbesi, Ali Ağa Çeşmesi, İç Kale Mescidi gibi Osmanlı’dan kalan eklentileri gezebilir, Tepsi Minare’den Erzurum’un muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Gece ışıklandırılmış haliyle de bir görün diyeceğimiz Erzurum Kalesi’nin çevresindeki sokaklarda da bir çok Osmanlı eseri var.
Kaleye özel araçla geliyorsanız şehir merkezinden Cumhuriyet Caddesi istikametinde ilerleyerek kolayca ulaşabilirsiniz. Toplu taşımayla gitmek için B4 – B5 no’lu şehir merkezine giden otobüslere binebilir, buradan da D2 ya da D3 no’lu otobüslerden birine binerek kaleye en yakın durakta inebilirsiniz. Kale Çifte Minareli Medrese’nin de tam karşısında, gelmişken her iki yapıyı da ziyaret edebilirsiniz.
Erzurum Kalesi’ni haftanın her günü 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Kale girişinde Müzekart geçerli. Kartınız yoksa bilet ücreti 60 TL. Kale içinden manzara izleyebilmek için merdivenle yukarıya çıkmanız gerekiyor. Eğer bir rahatsızlığınız varsa merdivenlerin yüksekliği konusunda önceden uyarmış olalım.
Daha fazla bilgi için: Erzurum Kalesi
Erzurum’un tarih hikayelerinden biri de Çoruh Nehri’nin doğduğu İspir ilçesindeki İspir Kalesi. Kalenin 12. Yüzyılda burada hüküm süren İlhanlılar tarafından yapıldığı düşünülüyor. Ama içinde herhangi bir kitabe – yazıt olmadığı için bu tez kesin değil. Kale 16. Yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle onarılmış ve bir dönem kullanılmış. İspir Kalesi’nin temeli Çoruh Vadisi’nden toplanan taşlarla, surları ise kesme blok taşlarla yapılmış. Yemyeşil bir tepe üzerinde yükselen İspir Kalesi’nde Saltuklular döneminden kalma bir mescit ve 7. Yüzyıldan kalma olduğu düşünülen bir kilise yer alıyor. Mescit minaresinin gözetleme kulesi işlevi de gördüğü kaleyi Erzurum Yolu üzerinden İspir’e girerken hemen fark ediyorsunuz.
Erzurum’un İspir ilçesi şehir merkezine yaklaşık 145 kilometre mesafede. İspir Kalesi’ne gitmek için Merkez Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan otobüsleri kullanabilirsiniz.
Eğer Erzurum Oltu’ya geldiyseniz tarihi M.Ö. 4. Yüzyıla kadar uzanan ünlü Oltu Kalesi’ni de mutlaka görün. Binlerce yıldır ayakta duran bu kale Erzurum’un şehir merkezine ortalama 1,5 saat uzaklıkta. İlçe manzarasını ayaklar altına seren yüksek bir tepede konumlanan kale 3.000 metrekare alana kurulu olup, yaşlı tarihinde Bizans, Selçuklu ve Akkoyunlu – Karakoyunlu medeniyetleri tarafından da uzun süre kullanılmış. Kale Osmanlılar zamanında da kervansaray olarak yolcuları ağırlamış. 1999’da Kültür Bakanlığı’nın aslına uygun restore ettiği kalede sizi en çok etkileyecek şey binlerce yıldır güzelliği hiç bozulmayan gün batımları. İçinde asker odaları ve Selçuklu döneminde yapılan bir hamam da göreceğiniz kalede 17. Yüzyılda eşkıyalarla savaşırken şehit olan Zinnun adındaki Çıldır eyalet kadısının da bir türbesi bulunuyor.
Oltu Kalesi Erzurum’un merkezine 118 km mesafede ve Erzurum Ardahan yolunda konumlanıyor. Kaleye gitmek için Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan hareket eden Oltu otobüslerine binebilirsiniz.
Kale sadece cuma günleri ve saat 17:00’ye kadar gezilebiliyor. Oltu Kalesi’ne girişler ise ücretsiz.
Daha fazla bilgi için: Oltu Kalesi
Erzurum’un İlhanlı hakimiyetindeki dönemlerinde, 1339 yılında yapılan Pasinler Kalesi’nin adı Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinde de geçiyor. Evliya Çelebi iç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşan kaleyi baştan başa bin adım olarak tanımlıyor. Bir yanı dağa yaslanmış kale Pasinler Ovası’nı ayaklarınızın altına seriyor. Hasankale Çayı’na bağlanan gizli bir yolun olduğu iç kale üçgen formda inşa edilmiş olup, yine Evliya Çelebi’den eskiden burada devasa bir demir kapı olduğunu öğreniyoruz. Kanuni Sultan Süleyman 16. Yüzyılda kaleyi onartarak içine bir cami, IV. Murat ise 17. Yüzyılda bir köşk ekletmiş. Bu yapılar günümüze kadar gelemese de kalenin burçlarından göreceğiniz Pasinler Ovası sizi bir geçmiş yolculuğuna davet ediyor.
Pasinler Kalesi Erzurum’a 40 kilometre mesafedeki Pasinler ilçesinde konumlanıyor. Hasanbaba Dağı eteklerindeki ilçeye Erzurum merkezden kalkan halk otobüsleriyle ulaşabilirsiniz.
Gezmezseniz Erzurum’u anlayamazsınız dedirtecek kadar duygu yüklü bir nokta Aziziye Tabyası. Niye mi, çünkü burası vatan sevdasının zirve yaptığı, milli mücadelenin kutsallığının en çok anlaşıldığı yerlerden biri de ondan. 93 Harbi de denilen Osmanlı – Rus Savaşı esnasında Kars yolunu korumak amacıyla Top Dağı’nın eteklerine kurulan tabya dönemin en kanlı çarpışmalarına şahit olmuş. C planlı olarak güney – kuzey doğrultusunda yerleştirilen tabyaların tümü 22 adet. Bu tabyalardan Aziziye Tabyası’nda da Erzurum’la özdeşleşen kahramanlardan Nene Hatun’un kabri bulunuyor. Askeri barınaklar, karargahlar, pusu odaları, gözetleme kuleleri, sarnıçlar gibi pek çok bölüme ayrılmış tabyalardaki devasa Türk bayrağı da cumhuriyetle bir kez daha gurur duydurtuyor. Restore edilerek yenilenen tabyayı gezerken göreceğini Aziziye Şehitler Anıtı da buraya 1952 yılında eklenmiş.
Aziziye Tabyası Yakutiye ilçesinin Top Dağı mevkiinde, Kars yolu üzerinde konumlanıyor. Şehir merkezine sadece 3 kilometre mesafedeki tabyalara toplu taşımayla gidilemiyor. Özel aracınızla ya da taksi ile kolayca ulaşabiliyorsunuz.
Aziziye Tabyası’nı haftanın her günü 09:00 – 17:30 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Tabyaya giriş ücret tarifesini Milli Parklar Genel Müdürlüğü belirliyor.
Daha fazla bilgi için: Aziziye Tabyası
93 Harbi yani 1877 – 1878 yılları arasındaki Osmanlı – Rus Savaşı’nın hatıralarından biri de Mecidiye Tabyası. Top Dağı’nın kuzeyinde, Yanık Deresi ve Gürcü Boğazı arasında yay şeklinde konumlanan tabya uzunlamasına devasa bir yapı. O dönemin Erzurum Valisi Zarif Mustafa Paşa tarafından 1852’de yaptırılan tabya kalın kesme taşlarla inşa edilmiş. Aziziye Tabyası gibi restorasyon geçiren tabya, savaş esnasında asker barınağı ve idari üs olarak kullanılmış. Mecidiye Tabyası şehir merkezine en yakın konumdaki tabya olduğu için en çok da bu tabya ziyaret ediliyor. Tabyanın içinde asker yatakhanelerinden cephaneliklere birçok bölüm gezilebiliyor.
Mecidiye Tabyası Yakutiye ilçesinde konumlanıyor. Şehre 3 km mesafeyle çok yakın olan tabyanın seyir terasından Erzurum manzarası izleyebiliyorsunuz. Tabyaya özel araç veya taksiyle ulaşabiliyorsunuz.
Mecidiye Tabyası’nı haftanın her günü 09:00 – 17:30 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Tabyalara giriş ücret tarifesini Milli Parklar Genel Müdürlüğü belirliyor. Buna göre Mecidiye Tabyası 2023 giriş ücreti araçla giriyorsanız 40 TL, yaya olarak giriyorsanız 10 TL.
Şehrin batısına düşen Gez Mahallesi’nde konumlanan İstanbul Kapı 1865 – 1877 yılları arasında Fosfor Mustafa Paşa tarafından şehri korumak ve savunmak için inşa edilmiş. T şeklinde bir mimari plana sahip kapı doğudan batıya uzanan uzun bir geçidin önünde. Kesme taşlarla örülen kapının üzeri de tonozlarla örtülü. Atatürk’ün şehre giriş yaptığı kapı olarak da özel bir öneme sahip bu yapı Yakutiye Belediyesi tarafından restore edilmiş. Yakutiye ilçesindeki İstanbul Kapı dışında Erzurum’da tarihte adı geçen başka kapılar da var, ama birçoğu günümüze kadar gelememiş.
Erzurum İstanbul Kapı şehir merkezinde olup, kapı bir caddeye de ismini vermiş. Şehir merkezi rotasını yürüyerek keşfedebiliyor, isterseniz cadde üzerindeki duraklardan toplu taşımaya binip daha kısa mesafeler yürüyerek de keşif yapabiliyorsunuz.
Daha fazla bilgi için: Erzurum İstanbul Kapı
2011 yılında aslına uygun şekilde restore edilen Çobandede Köprüsü’nü en güzel fotoğraflayacağınız ve güzelliğine en fazla kapılacağınız zamanlar günbatımları. 1298’de İlhanlı Hükümdarı Gazan Han tarafından inşa ettirilen köprü 128 metre uzunluğunda ve 8,5 metre genişliğinde. Üzerindeki İlhanlı ve Selçuklu bezemeleriyle çok özel bir yapıt olan Çobandede Köprüsü Tarihi İpek Yolu güzergahında, Aras Nehri üzerinde konumlanıyor. 7 gözlü köprünün yapımında gri, siyah ve kırmızı kesme taşlar kullanılmış olup, karlı kış aylarında da büyülü manzaralar sunuyor.
Çobandede Köprüsü Erzurum’un Köprüköy ilçesinde, Pasinler ilçesinin bittiği yerde konumlanıyor. Erzurum şehir merkezine 50 kilometre mesafedeki Köprüköy ilçesine gitmek için Şükrü Paşa Mahallesi Batı Semt Garajı’ndan kalkan toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz.
Asırlardır nehrin iki yakasını kavuşturan köprü koruma altında ve geçişlere de izin verilmiyor. Sadece kıyıdan izleyebiliyorsunuz.
Daha fazla bilgi için: Çobandede Köprüsü
Erzurum ‘0’ derecenin altındaki soğuk iklimi ile ülkemizin en üşüten şehirlerinden. Palandöken Dağları’nın eteğine kurulu kent aynı zamanda da kış turizminin en birincil merkezlerinden. 3.271 metre yüksekliğindeki Palandöken Dağları’nda kar yağışı ekim sonlarına doğru başlayıp neredeyse 150 gün devam ediyor. 1993 yılında hizmete açılan Palandöken Kayak Merkezi’nde profesyonel – amatör kayak pistlerinin yanında yamaç paraşütü, snowboard ve buz tırmanışını da kapsayan bol aktiviteli bir kış geçirebiliyorsunuz. 25 kilometre genişliğe ve 70 kilometre uzunluğa sahip kayak pistleriyle uluslararası yarışmalara da ev sahipliği yapan Palandöken Kayak Merkezi teknik açıdan da kış sporları alanında oldukça donanımlı. Tesiste kayak bilmiyorsanız ders alabiliyor, kayak malzemeleri kiralayabiliyor, restoran ve kafelerinde eğlencenin tadını çıkarabiliyorsunuz.
{search:palandoken-otelleri, Palandöken Otelleri}
Erzurum şehir merkezine sadece 5 kilometre mesafedeki Palandöken Kayak Merkezi’ne altı yüksek araçlarla ulaşım oldukça kolay. Aracınız yoksa şehir merkezinden kalkan otel servisleri ve dolmuşlarla da ulaşım mümkün.
Palandöken Kayak Merkezi Erzurum’un şehir merkezine çok yakın olduğu için konaklama alternatifi de bol. Otelinizi isterseniz Palandöken Dağı otelleri arasından isterseniz şehir merkezi otelleri arasından seçebilirsiniz. Palandöken 2023 skipass ücretleri ise şöyle; Gündüz ve gece pist çıkışları tek çıkış 50 TL, Sezonluk bilet 6.750 TL.
Daha fazla bilgi için: Palandöken Kayak Merkezi
Şehir merkezine yakın sayılabilecek mesafede konumlanan Konaklı Kayak Merkezi toplamda 450 hektarlık büyük bir alana kurulmuş. Kayak deneyiminiz olmasa da burada amatörlere uygun pistlerde kayabiliyor, malzeme kiralayabiliyor, eğitim alabiliyorsunuz. 3.185 metre yüksekliğinde ve 16 piste sahip merkez 25. Dünya Üniversiteleri Kış Oyunları’na da ev sahipliği yapmış.
Konaklı Kayak Merkezi şehir merkezine 18 kilometre uzaklıkta olup, özel aracınızla Erzurum - Çat yolunu takip ederek kısa sürede ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca şehirden kalkan otobüslerle toplu taşıma ulaşım imkanı da var. Konaklı Kayak Merkezi dahil kışın kayak imkanı veren tesisler için Erzurum Kayak Merkezleri yazımızı okuyabilirsiniz.
Kayak yapıyor ya da izlemeyi seviyorsanız Erzurum Atlama Kuleleri 125 metre uzunluğu ile dünya standartlarında bir tesis. Atlama Kuleleri Palandöken Kayak Merkezi’nin kuzey kanadında, Kiremitliktepe’de konumlanıyor ve hilal şeklinde uzanıyor. 2011 Dünya Üniversiteleri Kış Oyunları’nın yapıldığı yer olan kuleler ülkemizde ilk ve tek olup, sunduğu muhteşem şehir manzarasıyla da her mevsim ziyaret edilebiliyor.
Atlama Kuleleri’ne Erzurum’un merkezinden bineceğiniz G5 otobüs hattıyla gidebiliyorsunuz.
Atlama Kuleleri’ndeki şahane manzarayı tesis içindeki Kule Kafe’den sıcak çayınızı yudumlayarak da izleyebilirsiniz. Zamanlama konusunda bir öneri istiyorsanız günbatımlarının güzelliğini kaçırmayın deriz. Kule Kafe haftanın her günü 09:00 – 22:00 saatleri arasında hizmet veriyor.
Erzurum’da rutin şehir hayatına mola verip biraz spor yapmak ve sosyalleşmek için üs konumunda olan Olimpiyat Parkı hemen şehir merkezinde konumlanıyor. 550 dönümlük büyük bir alanı kapsayan parkın ortasında yüz metre uzunluğuyla devasa bir yüzme havuzu bulunuyor. Ayrıca üzerinde deniz bisikletiyle gezebileceğiniz yapay bir göl, 6 açık – 1 kapalı tenis kortu, 1 voleybol sahası, 1 futbol sahası ve 2 basketbol sahası yer alıyor. Parkta akülü arabalarla gokart heyecanı yaşayabiliyor, paintball oynayabiliyor, isterseniz güzel havaları değerlendirip piknik de yapabiliyorsunuz.
Erzurum Olimpiyat Parkı şehrin kuzeyinde kalıyor ve şehir merkezine de sadece 2 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Şehrin eski otogarı ve eski fuarının yerine yapılan ayrıca Havalimanı yolu üzerinde yer alan Olimpiyat Parkı’na yürüyerek ya da toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabiliyorsunuz.
Park 09:00 – 21:00 saatleri arasında açık olup, haftanın her günü gidebiliyorsunuz.
Samsun Kongresi sonrası Erzurum Kongresi’ni yapmak için şehre gelen Atatürk’ün 2 ay kaldığı bu tarihi konağı da Erzurum gezilecek yerler rotanıza eklemeyi unutmayın. 19. Yüzyılda yapılan taş mimarili ve iki katlı tarihi konağın dönem dekorasyonuyla karşılayan odaları gerçekten de görülmeye değer. Günümüzü şekillendiren kongre kararlarının verildiği bu odaların yanında toplantı fotoğrafları, belgeler ve Atatürk’ün kişisel eşyalarıyla donatılmış müzede Kurtuluş Savaşı ruhunu hissedebiliyorsunuz.
Yukarı Mumcu Mahallesi’ndeki Atatürk Evi Müzesi de şehir merkezine sadece 2 km ve buraya da yürüyerek gidilebiliyor. Toplu taşıma kullanmak ya da özel aracınızla gitmek isterseniz Hastaneler Caddesi üzerinden ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Müze pazartesi hariç haftanın her günü 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Giriş için ücret alınmıyor.
Daha fazla bilgi için: Erzurum Atatürk Evi Müzesi
Yedi bin yıllık bir medeniyet hikayesi, bin yıllık da Türk – İslam himayesi olan Erzurum’un tarihi evleri de gezilip görülmeye değer. Şehrin Yakutiye ilçesinde sokak aralarındaki Osmanlı konaklarından bazıları restore edilmiş olup, Erzurum sivil mimarisinin kültür elçiliği görevini üstlenmiş. 11 tarihi taş ev ve bir hanın birleştirilmesiyle de ortaya çok keyifli bir kültür rotası çıkmış. 50 – 60 metrekare büyüklüğünde ve iki katlı inşa edilen bu evlerin oldukça soğuk bir iklime karşı savunmalı duvarları ve ısı yalıtımı konusundaki becerileri de oldukça şaşırtıcı. İçindeki antika eşyalar, giysiler, semaverler ve bahçesindeki tandırlarla en az yüz yıl öncesinde bir yolculuğa çıkartan tarihi Erzurum Evleri’nde yöresel lezzetler tadabiliyor, bazılarını müze olarak da gezebiliyorsunuz.
Yakutiye ilçesindeki tarihi Erzurum evlerine şehir merkezinden ister yürüyerek ister toplu taşıma araçlarıyla kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.
Yöresel lezzetleri ile Erzurum yeme – içme mekanları içinde de bir alternatif olan Tarihi Erzurum Evleri haftanın her günü 08:00 – 23:00 saatleri arasında açık.
Şehrin geleneksel kimliğiyle tanışabileceğiniz Erzurum Paşa Bey Konağı Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş 3 asırlık bir kagir ev. Ev hemen Üç Kümbetler’in yanında olduğu için kültürel rotanıza dahil etmenizi öneriyoruz. Şehrin simgesel yapılarından olan konak kesme taşlardan iki katlı olarak inşa edilmiş. 10 odalı, 99 kapılı ve otantik dekorasyonlu konağın ceviz ağacı tavan süslemeleri de oldukça ilgi çekiyor. Evin içinde buram buram nostalji kokan koltuk takımları, mutfak ve ev eşyaları ile birlikte tarihi anısı bol objeler yer alıyor.
Konak Yakutiye ilçesindeki Rabia Ana mevkiinde konumlanıyor. Şehir merkezine 1 kilometre mesafedeki konağa Cumhuriyet Caddesi güzergahını takip ederek yürüyebiliyor, isterseniz cadde üzerinden geçen otobüslere de binebilirsiniz.
Erzurum Paşa Bey Konağı halen bir ailenin ikameti olarak kullanılıyor. Evi gezmek isterseniz size rehberlik ediyorlar. Konağa giriş ise ücretsiz.
Ülkemizde bir buzdan heykel müzesi olduğunu biliyor muydunuz? Yer, dondurucu soğuğuyla meşhur Erzurum olunca buz müzesinin burada konumlanması da aslında pek şaşırtmıyor. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin bünyesinde üç bin metrekarelik bir alanda hizmet veren Ata Buz Müzesi ülkemizin ilk ve tek buz müzesi. Eserleri her daim -5 derecede muhafaza edilen Ata Buz Müzesi yılın her mevsimi açık. Işık gösterileri ve müzik dinletileriyle bambaşka bir atmosfer sunan müzede birbirinden ilginç buz sanat eserleri yer alıyor.
Ata Buz Müzesi Yakutiye merkezde, Atatürk Üniversitesi kampüsünde konumlanıyor. Toplu taşımayla çok rahat ulaşılabiliyor.
Müzeyi sadece hafta içi günlerde 09:00 – 16:30 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Müze 18 yaş altı misafirlere ücretsiz. Sivil girişlerde ise 5 TL giriş ücreti ödeniyor.
Şehrin milli mücadele yıllarını hatırlatıp en çok duygulandıran yerlerinde ilk sırayı alan Erzurum Kongre ve Milli Mücadele Müzesi bizce mutlaka görülmeli. Çünkü bir zamanlar Atatürk’ün yürüdüğü, konuştuğu ve bir devri başlattığı yer olarak tarihi açıdan çok değerli. Kongre binası 1864 yılında Mıgırdiç Sanasaryan tarafından yaptırıp özel bir kız koleji olarak hizmet vermiş. 23 Temmuz – 7 Ağustos 1919 tarihinde de 62 delege ile toplanan Erzurum Kongresi’ne ev sahipliği yapmış. Müzede yoğun bir duygu seline kapılıp gideceğiniz ilk şey 10. Yıl Nutku’nun el yazması. Aynı zamanda kongreye katılan delegelerin, Kurtuluş Savaşı’ndan bazı karelerin fotoğrafları, tarihi belgeler ve tutanaklar da eskiyi hatırlayıp günümüze şükrettiren müze seyirliklerinden. Kongre binası Erzurum Resim Heykel Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor.
Kongre Caddesi üzerinde, Atatürk Endüstri Meslek Lisesi’nin yan tarafında yer alan müzeye şehrin her yerinden toplu taşıma araçlarıyla ya da merkezden yürüyerek ulaşım mümkün.
Müzeyi haftanın her günü 08:00 – 17:00 saatleri arasında Müzekart ile ücretsiz ya da 60 TL giriş ücreti ödeyerek ziyaret edebiliyorsunuz.
Erzurum Kongre ve Milli Mücadele Müzesi’nin de olduğu kongre binasında konumlanan Resim Heykel Müzesi ve Galerisi sanatseverlerin ilgisini çekecek zengin bir koleksiyona sahip. Bu koleksiyonda 250 değerli eserin yanında ülkemizde tek ve ilk olan Esma-i Hüsna koleksiyonu da sergileniyor. Hem kongre anıları hem de sanat eserleriyle dopdolu bir serüven sunan müze yıl içinde birçok etkinliğe de ev sahipliği yapıyor.
Müze, Kongre Caddesi’nde Atatürk Endüstri Meslek Lisesi’nin yan tarafında konumlanıyor. Merkeze çok yakın olduğu için yürüyerek gidebiliyor ya da şehrin her yerinden toplu taşımayla da ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Müzeyi haftanın her günü 08:00 – 17:00 saatleri arasında Müzekart ile ücretsiz gezebiliyorsunuz. Müzekartsız girişlerde 60 TL bilet ücreti ödeniyor. Perşembe ve cumartesi günleri Doğu Ekspresi sebebi ile müze saat 22:00’a kadar hizmet veriyor.
Erzurum’da hem tarih yolcuğuna çıkabileceğiniz hem de sevdiklerinize hediye alabileceğiniz çok renkli bir rota Rüstem Paşa Bedesteni. 1561’de Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa’nın inşa ettirdiği bedestene duvarlarının çok kalın olması sebebiyle ‘Taşhan’ da deniliyor. Dikdörtgen planlı bir avluya bakan 32 odadan oluşan bedesten 2 katlı. Yapıldığı dönemlerden ticaret yolu konumundan dolayı kervanları ağırlayan yapı 1965 yılında orijinali korunarak restore edilmiş. Erzurum’un simgelerinden olan oltu taşından takılar, tesbihler almak isterseniz bedestenin ışıl ışıl dükkanları arasında gezinebilirsiniz.
Taşhan Erzurum’un merkezinde, Menderes Caddesi üzerinde ve Ticaret Lisesi’nin hemen yakınında konumlanıyor. İsterseniz Cumhuriyet Caddesi Gürcü Kapı yönünden yürüyerek gidebilir, isterseniz bu güzergahtan geçen belediye otobüslerine de binebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: Rüstem Paşa Bedesteni
Asırlar önce yapılmış yapıların büyüsüne kapılıp geçmişiyle ilgili hayal kurmayı seviyorsanız Erzurum bu anlamda gerçekten de büyülü bir yer. 12. ve 14. Yüzyıllar arasında yapılan 3 Kümbetler ise bu büyünün bir parçası. Anadolu’daki anıt mezar mimarisinin en güzel örneklerinde başı çeken bu kümbetlerden en büyüğünün 12. Yüzyılın sonlarına doğru Emir Saltuk için yapıldığı düşünülüyor. 14. Yüzyıl yapısı olan diğer kümbetlerin ve hemen yanlarındaki küçük yapının kimler için yapıldığı konusunda ise net bir bilgi yok. 1956 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onarılan Üç Kümbetler kesme taştan yapılmış. Sekizgen gövdeli, konik kubbeli Emir Saltuk Kümbeti’nin üçgen alınlıklarında Orta Asya Türk takviminden aşina olunan hayvan, çiçek ve burçlara benzeyen figürler yer alıyor.
Yakutiye ilçesinde, şehir merkezine sadece 1 km mesafede konumlanan Üç Kümbetler Çifte Minareli Medrese’ye de çok yakın. Cumhuriyet Caddesi’nden kısa bir yürüyüşle ulaşım mümkün.
Üç Kümbetler’i haftanın her günü 08:00 – 20:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Daha fazla bilgi için: Üç Kümbetler
Erzurum’un sembolik yapılarından biri olan Saat Kulesi, Erzurum Kalesi’ni gezerken görebileceğiniz eski bir kule. 11,5 metre yüksekliğindeki kule 12. Yüzyılda (1124 – 1132) yapılmış olup, Anadolu’daki İslami yapılar içinde de tarihi değeri büyük. Kule Saltuklu Hükümdarı Ebu’l Kasım tarafından aslında kaledeki mescidin minaresi olarak inşa edilmiş. Silindir şeklinde bir plana sahip ve pişmiş tuğlalardan yapılmış kulenin Kufi karakterlerle yazılmış bir kitabesi bulunuyor. Üzerine 1948 yılında saatin yerleştirildiği ahşap kule ise batı mimari tarzıyla dikkat çekiyor. Erzurum Saat Kulesi’nden baktığınızda tüm ovayı kuşbakışı görebiliyorsunuz. Saat kulesi halk arasında ‘Minare Kule’ ya da ‘Tepsi Minare’ olarak da biliniyor.
Erzurum Saat Kulesi’ni görmek için öncelikle Erzurum Kalesi’ne gelmelisiniz. Eğer özel araçla geliyorsanız Cumhuriyet Caddesi istikametinde ilerleyerek kaleye kolayca ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma için B4 – B5 no’lu şehir merkezinden geçen otobüslere binebilir, buradan da D2 - D3 no’lu otobüslerden birine binerek Erzurum Kalesi’ne en yakın durakta inebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: Erzurum Saat Kulesi
Erzurum gezinize bol şifa ve dinlence de eklemek isterseniz, kendinizi şehir merkezine 40 kilometre mesafedeki Pasinler kaplıcalarının sıcacık sularına bırakın. Pasinler ilçesinde Hasankale Çayı’nın kıyılarında konumlanan iki adet kaplıcanın birine Büyük Çermik, diğerine Küçük Çermik deniliyor. 1565 yılında, Dulkadiroğulları döneminde Büyük Çermik’in üzeri kubbe ile örtülmüş. Bu kaplıcaya 50 metre mesafedeki Küçük Çermik’in ise 1,5 metre derinliğinde ve üzeri kubbeli bir havuzu bulunuyor. Tarihi İpek Yolu üzerindeki bu kaplıcaların radyoaktivite özelliğine sahip ve sıcaklığı da 39 – 45 derece arasında değişen sularıyla şifa dağıttığı biliniyor.
Kaplıcalar Pasinler ilçe merkezinde, Erzurum – Tahran uluslararası yolu üzerinde konumlanıyor. Hasanbaba Dağı eteklerindeki kaplıcaya gelmek için haftanın her günü sabah 06:30 akşam 22:00 saatleri arasında her yarım saatte bir hareket eden Pasinler özel halk otobüslerini kullanabiliyorsunuz.
Pasinler kaplıcalarının şifalı sularını içebiliyor, banyo kürü olarak da kullanabiliyorsunuz. Su içildiğinde safra kesesi, mide – bağırsak sorunları, karaciğer rahatsızlıklarına; banyo kürü uygulandığında da romatizmal hastalıklar, ruh – sinir hastalıkları, eklem ağrıları ve kireçlenmelere iyi geliyor.
Daha fazla bilgi için: Pasinler Kaplıcaları
Doğu Anadolu atmosferinden Karadeniz atmosferine geçiş koridoru gibi Balıklı Köyü. Öyle ki Erzurum’un Uzundere ilçesine bağlı olmasına rağmen iklimi de örf adeti de Karadenizli. Tortum Gölü kıyısında konumlanan Balıklı Köyü’ne geldiğinizde hem gölde kayıkla açılmanın keyfini yaşayabiliyor, hem de gürül gürül akan Tortum Şelalesi’ni görebiliyorsunuz. Hele de yazın geldiyseniz Karakucak Güreşleri ve Balıklı Köyü Göl Festivali ile bu görsel şölene eğlenceli aktiviteler de ekleyebiliyorsunuz. Balıklı Köyü yeme – içme açısından da gastronomik lezzetler sunuyor.
Balıklı Köyü Erzurum’un merkezine 100, Uzundere ilçesine 17 kilometre mesafede. Özel aracınızla gelirken D950 Karayolu’nu kullanabilir ya da Erzurum merkezin Doğu Semt Garajı’ndan kalkan Uzundere dolmuşlarına binebilirsiniz. Uzundere’den Balıklı Köyü’ne aktarma yapabilirsiniz.
Balıklı Köyü’ne kış aylarında gitmeyi planlıyorsanız kar yağışı olup olmadığını kontrol etmenizi öneriyoruz. Yollarda buzlanma olabiliyor ve bu durum da mutlaka önlem almanızı gerektiriyor.
Daha fazla bilgi için: Balıklı Köyü
Erzurum’un zirvelerinde, Palandöken Dağı eteklerindeki Konaklı Kayak Merkezi’ne yürüyüş mesafesindeki Teke Deresi Göleti şehirdeki en güzel yürüyüş rotalarından biri. Kışın tıpkı Palandöken gibi beyaza boyanan ve kayak yapmak için doğal bir buz pisti olan gölet, yaz ve bahar aylarında da kenarında kıyısında piknik yapabileceğiniz şahane bir mesire alanına dönüşüyor. Göletin çevresindeki çamlar buraya bir portre güzelliği katarken fotoğrafçılara da eşsiz bir fon sunuyor. Buranın gecesi nasıl oluyor merak ediyorsanız çadırınızı kurup bir sürü yıldız sayabiliyorsunuz. İsterseniz sandal turuna çıkabiliyor, olta balıkçılığı da yapabiliyorsunuz.
Gölet Erzurum – Çat yolu üzerinde, şehir merkezine 15 kilometre uzaklıktaki Teke Deresi Köyü’nde bulunuyor. Köye merkezden kalkan belediye otobüsleriyle de gidebiliyorsunuz.
Evet havası soğuk bir şehir Erzurum; ama insanıyla, doğasıyla, kısacası tümüyle sıcacık bir atmosferi var. Yakın zamanda bir Erzurum seyahati planlıyorsanız ve gidiş amacınız ne olursa olsun gezmek için de vakit ayırmayı düşünüyorsanız önerimiz mevsime göre bir rota çizmeniz. Erzurum’a ne zaman gidilir sorusunun cevabı da aslında tatil amacınıza bağlı olarak değişiyor.
Erzurum’un tarihi yerlerini gezmek ve kırların bahçelerin tadını çıkarmak için en güzel zamanlar yaz ayları. Bu zamanları eylül – ekimi kapsayan sonbahara kadar esnetebilirsiniz. Yazın Erzurum sıcaklık ortalaması 25 derece olarak ölçülüyor. Ama bir kış tatili planlıyor ve Palandöken Dağı’nda doyasıya kaymak istiyorsanız sezon ekim ayının sonlarında başlıyor ve yaklaşık 5 ay da devam ediyor. Beyaz örtüsüyle en güzel kış şehirlerinden biri olan Erzurum’a gelirken bavulunuza en kalın giysileri koymayı unutmayın. Zira şehirde kışın termometrelerin -25 dereceyi gördüğü bile oluyor.
{search:erzurum-otelleri,Erzurum Otelleri}
Erzurum'da fazlaca gezilecek yer var ve hepsi de zaman ayırıp gezip görmenize değer. En çok ziyaret edilen, en beğenilen ve en önerilen Erzurum noktalarını sizler için sıraladık. Şehirde kaç gün kalacağınıza ve ilgi alanlarınıza bağlı olarak gezi planları yapabilirsiniz. Şimdiden iyi gezmeler!
Yazımızda belirttiğimiz fiyat bilgileri 2023 Kasım ayında geçerli olan tutarlardır.