Binlerce yıllık tarihi geçmişiyle dünyanın en eski şehirlerinden olan İstanbul, tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret etmek istediği yerler arasında bulunuyor. Kıtalar arası bir şehir olan ve İstanbul Boğazı, Haliç gibi doğal güzelliklere, Kız Kulesi, Galata Kulesi, Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii gibi tarihi güzelliklere ev sahipliği yapan İstanbul’da yapılacaklar listesi uzayıp gidiyor.
{facility:0}
Bu listelerde yer alan bir keşif önerisi de eski İstanbul geleneklerini ve sokak kültürünü yaşatan Samatya semti. İkinci Bahar dizisiyle akıllara kazanan Samatya, modern yaşama inat yalınlığını ve doğallığını korumaya devam ediyor. Samatya’da ne yapılır diye merak edenler, Cumbalı konakları ve meydanda yer alan balık restoranlarıyla bu tarihi İstanbul semtinde hiç bitmeyecek keşif dolu bir gün sizi bekliyor olacak. İstanbul’da gezilecek başka yerler neresi diye merak edenler ise İstanbul’un Arka Bahçeleri adlı yazımızı okuyabilirler!
İstanbul'un Fatih ilçesine bağlı olan Samatya, yakın geçmişe kadar özellikle Ermeni vatandaşların yoğunlukla yaşadığı bir bölge. Geçmişte çok sayıda Rum'un da yaşadığı çeşitli dinî yapılara da ev sahipliği yapmaktadır. Tarihî bir çarşısı bulunan semtte özellikle balıkçılar dikkat çeker. Tarihi dokusu sayesinde semt, dizi ve film yapımcıları için de ideal bir yerdir.
{ad:0}Eskiden sahil kenarında bir balıkçı köyü olan Samatya’ya sabah erken saatlerde gelip, Merkez Pasta Fırını’ndan kurabiye, poğaça veya galeta alarak güne başlayın. 1951 yılından beri Samatya’da varlığını sürdüren bu fırının ekleri de çok meşhur, aklınızda olsun. Fırından aldığınız bu leziz yiyecekler ile Samatya meydanında yer alan Tarihi Emirgan Kahvesi’nin yolunu tutun. Meydana bakan bu mekanın taburelerine oturup, demli bir çay söyleyin. Mahallelinin birbirini selamladığı, tanıdık tanımadık herkesle sohbet ettiği bu güzel semti kedileriyle birlikte oturduğunuz yerden izleyebilirsiniz.
Samatya meydanını şöyle bir turladıktan sonra meydanın yakınında bulunan İçkalpakçı Çıkmazı’na doğru ilerleyin. Tren istasyonunun dibinde yer alan bu sokakta yan yana dizilmiş, birbirinden renkli tarihi cumbalı evler sizi bekliyor. Bu renkli evlerin fotoğraflarını çekmeye çalışırken bir anda şoke olabilirsiniz, çünkü bu sokak aynı zamanda kedileriyle de ünlü. Bir anda on-on beş kedi yanınıza gelip sizi sorgulayan gözlerle süzecek, hazırlıklı olun.
İçkalpakçı sonrası tren istasyonunun alt geçidinden geçip, Narlıkapı istikametine doğru yürümeye başlayın. Solunuzda nazlı nazlı salınan Boğaz’ı selamlayıp, eski cumbalı evleriyle dikkat çeken Narlıkapı ve Arap Kuyusu Çıkmazı’nda doya doya fotoğraf çekin ve yıllara meydan okuyan bu eski evlerin mimarisini yakından inceleyin.
Çıkmaz sokaklardaki eski İstanbul evlerini inceledikten sonra tren raylarının altındaki merdivenlerden inerek karşı sokağa geçebilirsiniz. Soldaki sokağa sapınca Samatya Kilisesi olarak da bilinen Katolik Meryem Ana Kilisesi’ni göreceksiniz. Eğer zile basarsanız, o anki müsaitlik durumuna göre izin alarak kiliseyi ziyaret edebilirsiniz. Kiliseden yukarıya doğru ilerlediğinizde karşınıza İmrahor Camii çıkacak. Burası İstanbul’un ayakta kalan en eski dini yapısı ve eski adı Studios Manastırı’nın bir parçası olan Vaftizci Yahya Kilisesi.
Yapı 1894 yılındaki depremde çok hasar aldığı için caminin kubbesi çökmüş, minaresi ise kısmen ayakta. Günümüzde koruma altında olduğu için burayı sadece uzaktan görebiliyorsunuz. İmrahor Camii sonrası İmam Aşir Sokağı’na doğru inin. Sokağın başında birbirine yaslanmış iki tarihi köşk göreceksiniz. Dantel gibi oymalı bir mimariye sahip olan bu yapılar Samatya denilince akla kazınan görüntüler oluyor.
Sulu Manastır olarak da bilinen Surp Kevork Ermeni Kilisesi, 11.yüzyıldan kalma eski bir Bizans manastırının üzerine inşa edilmiş. Bir süre Ermeni Patrikhanesi de olan kilise, Karaköy’de yer alan Surp Kirkor Lusavoric Kilisesi’nden sonra İstanbul’un en eski Ermeni kilisesi olma özelliği taşıyor. Cumartesi günü önüne semt pazarı kurulan kilise, Samatya denilince akla ilk gelen yapılardan.
Kilisenin karşısında bulunan Samatya Sahaf, küçük ama içi kitapla dolu, kültür kokan bir yer. Mahallenin kitapçısı olan Samatya Sahaf’ta birbirinden eski ve değerli eseri bulmanız mümkün. Cumartesi günü semt pazarı sebebiyle kapalı olan bu kitapçıda, kitap kokuları eşliğinde hayallere dalabilirsiniz.
Yavaş yavaş gün biterken Samatya’da yemek yemek isterseniz meydandaki mekanları tercih edebilirsiniz. İster kebap isterse balık yiyin, Samatya sizi yemek anlamında da mutlu edecek. Komşuluk ilişkilerinin, mahalle kültürünün, aile geleneklerinin hala yaşatıldığı, herkesin birbirini tanıdığı, kedileri ve tarihi konaklarıyla her görenin hayran olduğu Samatya, eski İstanbul’u günümüze ulaştırıyor ve Samatya’nın gezilecek yerleri kesinlikle keşfedilmeyi hak ediyor.
{search:samatya-otelleri,Samatya Otelleri}