İç Anadolu Bölgesi’nin yerinde duramayan kenti Eskişehir sadece ülkemizin değil, dünyanın da en dinamik şehirlerinden. ‘Ortasından nehir geçen şehir’ olarak da bilinen ve Porsuk Çayı ile ikiye bölünen şehrin nüfusunun çoğunu gençler oluşturuyor. Kentin gençlik sırrı ne diye soruyorsanız Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nin Eskişehir’in bu cıvıltılı havasında önemli bir etkisi var.
{facility:0}Eskişehir’in ismi, kentin İlk Tunç Çağı’na kadar uzanan derin geçmişinden yadigar. Bizanslı ünlü tarihçi Kinnamos bu kenti ‘Bir zamanların en eğlenceli Anadolu şehri’ olarak tanımlıyor. Ama Eskişehir en çok da Frigya geçmişiyle ve Kral Midas ile tanınıp biliniyor. 1074 yılında Selçukluların himayesine girerek Türk toprağı olan şehrin Kurtuluş Savaşı’nın başarılı olmasında da rolü büyük.
Eskişehir, Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi ve Dağlık Frigya Vadisi ile UNESCO Dünya Mirasları Geçici Listesi’nde yer alıyor. Yakın zamanda bir Eskişehir seyahat planı yapıyorsanız, Anadolu’nun orta yerindeki şehrin her yer için bir kavşak konumunda olduğunun da altını çizelim. Yüksek hızlı trenle Ankara ve İstanbul’dan Eskişehir’e çok hızlı ulaşabiliyorsunuz. Rezervasyon yapmadan önce yüksek hızlı tren bilet fiyatlarına göz atabilir, biletinizi erken alarak yolculuğunuzu garantileyebilirsiniz.
Balkan, Tatar ve Osmanlı mutfağının etkisiyle muhteşem bir gastronomi şöleni sunan kentte nefis bir kahvaltı için Eskişehir kahvaltı mekanları yazımızı okuyabilir, Eskişehir’de mutlaka denemeniz gereken lezzetler neler, bu lezzetlerden hangileri damak zevkinize uygun inceleyebilirsiniz. Eğer öğrenciyseniz Eskişehir'in en güzel ders çalışma mekanlarını da sizin için derledik. Gezinize biraz da geleneksel keyifler eklemek isterseniz Eskişehir Tarihi Hamamlar yazımızda en beğenilen hamamlarla tanışabilir, mutlaka görülmesi gereken Eskişehir müzeleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Park ve bahçeleri ile Eskişehir piknik alanları açısından da bir hayli zengin.
Eskişehir’e ne zaman gidilir sorusunun cevabı bize göre ‘siz ne zaman müsait olursanız’ olacak. Kentin kışında kar manzaraları çok cezbedici ama çok da soğuk. Yazın ise sıcak oluyor ve gezerken çok terleyebiliyorsunuz. Gezmek için en güzel zamanlar bahar ayları olsa da her mevsim vakit ayırıp gidebilir, çalışıyorsanız hafta sonu planlarınıza katabilirsiniz. Eskişehir sömestr tatillerinin de vazgeçilmez adresi olup, okul tatillerine denk gelen zamanlarda çocuklarla Eskişehir'de gerçekleştirebileceğiniz tur planı da burada. Hatta şehirde bir dalış deneyimi bile yaşayabilirsiniz.
{search:eskisehir-otelleri,Eskişehir Otelleri}
Eskişehir’in tam ortasından geçen Porsuk Çayı’nı ve içinde yüzen gondolları görünce ilk aklınıza gelen Venedik olacak. Evet, Eskişehir ülkemizin Venedik’i ve Porsuk Çayı da Eskişehir Belediyesi’nin yaptığı titiz temizlik çalışmalarıyla Venedik’ten daha temiz. Yaklaşık 450 kilometre boyunca akan ve Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu olan Porsuk Çayı, Tepebaşı ile Odunpazarı ilçelerini ortadan bölüyor. Etrafında yürürken ya da kıyısında bir bankta otururken bilen dinleneceğiniz Porsuk’ta gondol gezisine çıkabilir, çevresindeki kafelerde keyifli vakit geçirebilirsiniz. Çayın üzerindeki köprülerde bir fotoğraf çektirmek de adetten!
Porsuk Çayı’nın olduğu bölgeye özel araçla gitmeyi planlıyorsanız park problemiyle karşı karşıya kalacağınızı bilmenizde fayda var. Size önerimiz Eskişehir’in en rahat ulaşım yolu olan tramvayı kullanmanız ve en yakın durak olan Doktorlar Caddesi üzerinde ‘İsmet İnönü’ durağında inmeniz. İndikten sonra 3-5 dakikalık bir yürüyüşle kendinizi nehir kıyısında buluyorsunuz.
Porsuk Çayı’nın şehir merkezinde olan bölümü ‘Adalar’ olarak adlandırılıyor. Geceleri ışıklandırılan ve romantik bir atmosfere bürünen nehir kıyısında gezerken kafelerden yayılan tatlı müzikler duyuyorsunuz. Nehir kıyısındaki kafelerin, restoranların fiyatları ise büyükşehirlere göre oldukça uygun.
Detaylı bilgi için: Porsuk Çayı
{ad:0}Porsuk Çayı’nı Adalar bölgesinden ayrı düşünmek olmaz. Eskişehir’e Avrupai bir hava katan kafeler – restoranlar ve hareketli atmosferin merkez üssü Adalar bölgesinde bulunuyor. Eskişehir’de Atatürk Caddesi Köprüsü’nden başlayıp, Köprübaşı Köprüsü arasında kalan Porsuk Çayı kıyılarını kapsayan bölge hem gündüz hem de gece ışıl ışıl oluyor. Yaz akşamlarında kalabalık, kış mevsiminde de kar örtüsüyle oldukça fotojenik olan Adalar Bölgesi bir Eskişehir gezisinin olmazsa olmaz rotalarından.
Ulaşımınızı tıpkı Porsuk Çayı’na gider gibi belirleyebilir, bölgeye tramvayla gidebilirsiniz. Kıyı boyunca ilerlediğinizde Adalar Bölgesi’ne ulaşacaksınız.
Bir üniversite şehri olduğu için genç bir popülasyona sahip Eskişehir’de en dinamik, en sosyal yerlerden biri de burası. Bir Anadolu şehrinden çok batıdaki şehirleri andıran bölgede gençlerin dinamizmine siz de katılın.
Eskişehir’in en simgesel yerleri arasında başı çeken, ülkemizde de en güzel parklar sıralamasına giren Sazova Bilim, Kültür ve Sanat Parkı’nın kısa adı Sazova Parkı. Dört yüz bin metrekarelik büyük bir alana kurulu park 2008 yılında açılmış. İçindeki donanımlarla hem çocuklara hem de büyüklere hitap eden parkta bakın neler var: devasa bir yapay gölet, 1.200 kişilik kocaman bir açık hava konser alanı, mucitlik konusunda ilham veren bilim müzeleri, korsan gemisi, uzay evi, Japon bahçesi, hayvanat bahçesi, müzeler, restoranlar, kafeler ve uzun uzun yürüyüş yapabileceğiniz parkurlar… Parkta çocukların en sevdiği bölüm masal şatosu. Ayrıca hayvanat bahçesi, su altı dünyası da çok hoşlarına gidiyor. Ama parka uğramak için ille çocuk olmanız da gerekmiyor. Park her kesime dinlence, eğlence ve keşif vadediyor.
Sazova Parkı’na şehir merkezinden gidecekseniz Atatürk Stadı’nın hemen arkasından kalkan 16 ve 38 no’lu otobüslere binebilirsiniz. Odun Pazarı’ndan gidecekseniz 11 ve 17 no’lu otobüsleri, Tren İstasyonu ya da otogardan gidecekseniz 11, 17 ve 31 no’lu otobüsleri kullanabilirsiniz.
Sazova Parkı’na girişler ücretsiz, ama içindeki oyun alanlarına girmek ve aktivitelere katılmak için her yıl güncellenen cüzi bir ücret ödemesi yapılıyor. Bu ücretler ziyaret edilen her birim için farklılık gösteriyor. Bu büyük tema parkının hemen girişinde gezi trenleri var, 15 dakika dolaştıran bu trenlere biniş için ücret ödemiyorsunuz. Sazova Parkı pazartesi günleri kapalı, diğer günlerde de 10:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Sazova Bilim, Kültür ve Sanat Parkı
Sazova Parkı içinde bulunan Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi hem büyüklere hem küçüklere hitap eden eğlendirici, geliştirici bir merkez. Rumeli, Kafkas ve Kırım’dan göç almış, tarihi bu kültürlerle harmanlanmış Eskişehir, 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanını almış. Merkezin inşasına da 2013 yılında başlanmış ama Anadolu Üniversitesi’ne bağlanması ve ziyaretçilere kapısını açması 2017 yılını bulmuş.
15.000 metrekarelik alana kurulu merkez, şehrin yüzyıllar boyunca evrilen gelenek göreneklerini anlatan, sergileyen ve öğreten misyonuyla Eskişehir gezilecek yerler rotanıza bizce mutlaka girmeli. Ebru sanatı, hat sanatı, musiki aletleri, Türk – İslam dünyasından 40 önemli karakterin balmumu heykelleri, dijital kütüphane ve okuma salonlarıyla bu merkezde derin bir kültür yolculuğu var.
Kültür merkezinin bulunduğu Sazova Parkı’na şehir merkezinden gidecekseniz Atatürk Stadı’nın arkasından geçen 16 ve 38 no’lu otobüsleri kullanabilirsiniz. Hareket noktanız Odun Pazarı olacaksa 11 ve 17 no’lu otobüslere, Tren İstasyonu ya da otogar olacaksa 11, 17 ve 31 no’lu otobüslere binebilirsiniz.
Yüksek kubbeli yapıyı Sazova Parkı içinde hemen ayırt edebiliyorsunuz. Merkezi Sazova Parkı’nın açık olduğu saatlerde ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi
Sazova Parkı’nda yapay gölet üzerine demirlemiş Korsan Gemisi, Eskişehir’in bu devasa parkını hayal mekanına çeviren detaylardan. Gemiyi çocuklarınızla gezerseniz çok seveceklerinden emin olabilirsiniz. Ama bizce siz de seveceksiniz çünkü bu gemi gerçek bir geminin, Atlas Okyanusu’nu aşan May Flower gemisinin birebir ölçüleri baz alınarak yapılmış. Geminin kaptan köşkü ve güvertesi Sazova Parkı’nın en çok fotoğraf çekilen yerlerinden. Zindandaki esir iskeleti, mürettebatın yattığı hamaklar ve kiler bölümüyle bu gemi gerçekten de çok eğlenceli.
Korsan Gemisi Sazova Parkı’nda büyük gölet konumunda bulunuyor. Sazova Parkı’na şehir merkezinden gidecekseniz Atatürk Stadı’nın arkasından geçen 16 ve 38 no’lu otobüsleri kullanabilirsiniz. Hareket noktanız Odun Pazarı olacaksa 11 ve 17 no’lu otobüslere, Tren İstasyonu ya da otogar olacaksa 11, 17 ve 31 no’lu otobüslere binebilirsiniz.
Korsan Gemisi’ne ücretle biniliyor.
Gökyüzündeki yıldızların – ayın - gezegenlerin ışıltılarını izlemek için kurulan Sabancı Uzay Evi, özel bir projeksiyonla yapının 14 metre çapındaki kubbe tavanına gökyüzünü getiriyor. Bilimsel düşünceyi geliştiren, kainatın dinamiklerini daha bir merak ettiren Uzay Evi Türkiye’nin en büyüğü olup, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle en son teknolojiyle donatılmış. Yani astroloji alanında dünyadaki uzay evleri nasılsa burası da aynı. Sabancı Uzay Evi’nde bilimsel gösterilerin ve eşsiz galaksi görüntülerinin yanı sıra, Uniview programla yapılmış interaktif sunumlar da izleyebiliyorsunuz.
Sabancı Uzay Evi Sazova Parkı’nın içinde ve parkın içinde yürürken temasını yansıtan metalik gezegen görüntüsüyle hemen tanıyorsunuz. Sazova Parkı’na şehir merkezinden gidecekseniz Atatürk Stadı’nın arkasından geçen 16 ve 38 no’lu otobüsleri kullanabilirsiniz. Hareket noktanız Odun Pazarı olacaksa 11 ve 17 no’lu otobüslerle, Tren İstasyonu ya da otogar olacaksa 11, 17 ve 31 no’lu otobüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz.
Sabancı Uzay Evi’ne girişler saat 13:00’den sonra başlıyor. Giriş biletleri büyükler için 45 TL, öğrenciler için 25 TL.
Detaylı bilgi için: Sabancı Uzay Evi
‘Eskişehir’in Disneyland’ı’ diye de tabir edilen Masal Şatosu, Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı içerisinde konumlanan sürprizli rotalardan. Eskişehir keşfine çocuklarınızla çıkıyorsanız buraya mutlaka gelin, şatoya mutlaka girin diyoruz. 8 büyük, 18 küçük kulesiyle gerçekten de masallardan fırlamış gibi duran bu renkli şato tasarlanırken ülkemizin Galata, Kız Kulesi gibi simgesel kulelerinden esinlenilmiş. Şatonun Gizemli Yolculuk, Efsaneler Diyarı ve Masal Tüneli’nden oluşan 3 konsept alanında masal anlatımı ve sahne performansları düzenleniyor. Ayrıca yaşınız kaç olursa olsun çeşitli branşlardaki keyifli atölye çalışmalarına katılabiliyor, seyir terasından da parkın panoramasını izleyebiliyorsunuz.
Masal Şatosu’nu gezmek ve çıkınca da yemyeşil peyzajlı Sazova Parkı’nın keyfini çıkarmak için Atatürk Stadı’nın arkasından geçen 16 ve 38 no’lu otobüsleri kullanabilirsiniz. Eğer Odunpazarı yönünden gelecekseniz 11 ve 17 no’lu otobüslere, Tren İstasyonu ya da otogardan gelecekseniz 11, 17 ve 31 no’lu otobüslere de binebilirsiniz.
Masal Şatosu’nu Sazova Parkı’nın açık olduğu saat dilimleri arasında pazartesi hariç her gün gezebilirsiniz. Giriş biletleri büyükler için 60 TL, öğrenciler için 40 TL. Molada ya da çıkışta şato bünyesindeki Sihirli Elma Kafe’ye de uğrayabilir, hediyelik eşya mağazasından masal kitapları alabilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Masal Şatosu
Japonya’nın geleneksel peyzaj özeniyle stresinizi söküp atacağınız Eskişehir Japon Bahçesi, 2010 yılında Türkiye Japon yılı etkinliklerinde Japon mimarlar tarafından tasarlanmış. Eskişehir’in sonbaharına denk geldiyseniz bu bahçede yeşil ve sarı yaprakların en güzel seyrini izleyebilirsiniz. Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı içindeki bu renkli bahçe 23 dönümlük koca bir alandan oluşuyor. Ve içinde de çiçekli yollar, renkli bahçeler, Japonların meşhur kiraz ağaçları Sakuralar, şelaleler, köprüler ve amfi tiyatrolar yer alıyor.
Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı Eskişehir içinde çok bilinen bir rota. Japon Bahçesi’nin de içinde bulunduğu parka şehir merkezinden 16 ve 38 no’lu otobüslerle, Odun Pazarı’ndan 11 ve 17 no’lu otobüslerle, Tren İstasyonu ya da otogardan 11, 17 ve 31 no’lu otobüslerle gidebilirsiniz.
Eskişehir Japon Bahçesi piknik yapabileceğiniz bir alan değil. Temelinde ‘düşünce’ yatan bahçenin peyzajı tıpkı bir resme bakar gibi izlemeniz için tasarlanmış. Çünkü Japonlar insanların ancak sakin sessiz bir ortamda odaklanıp düşünebileceğine inanıyor ve elbette haklılar. Ülkemizdeki Japon bahçelerinden biri de İstanbul’da Baltalimanı’nda ki Japon bahçesi olup aynı konsepti yansıtıyor.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Japon Bahçesi
Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı içindeki Eskişehir Hayvanat Bahçesi’nde günün en az iki saatini geçirmeye hazır olun. Hayvanat Bahçesi’nin bir bölümü Japon Bahçesi için ayrılmış. Diğer bölümler ise Eti Sualtı Dünyası, Tropik Merkez ve Papağan Evi’nden oluşuyor. Yaklaşık 250 hayvanın yaşadığı bahçede mağdur hayvanlara da tedavi desteği veriliyor. 58.000 metrekarelik hayvanat bahçesinde hayvanların bir kısım kapalı alanda bulunurken, büyük bir bölümü de açık alanlarda yer alıyor. Hayvanat Bahçesi 2 yıl süren bir hazırlığın ardından Eskişehirlilere kapılarını 2017 yılında açmış. Eskişehir’i çocuklarınızla geziyorsanız burayı da mutlaka görün diyoruz.
Eskişehir Hayvanat Bahçesi Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı içerisinde. Parka şehir merkezinden 16 ve 38 no’lu otobüslerle, Tren garından - otogardan 11, 17 ve 31 no’lu otobüslerle, Odun Pazarı’ndan ise 11 ve 17 no’lu otobüslerle ulaşabilirsiniz.
Eskişehir Hayvanat Bahçesi’ni pazartesi hariç her gün 10:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Bilet gişe kapanış saatleri yaz – kış dönemine göre değişkenlik gösterebiliyor. Hayvanat bahçesine giriş ücretleri ise tam bilet için 90 TL, indirimli bilet için 50 TL.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Hayvanat Bahçesi
Eğer İstanbul’daki Miniatürk’ü gezdiyseniz, Eskişehir Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı’ndaki Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri Parkı’nı gezdiğinizde ‘aynı ona benziyor’ diyeceksiniz. 2013 yılında hizmete açılan parkta, Türk kültürünün yaşatıldığı 16 ülkeye ait tarihi eserin 1/25 ebatlarında küçültülmüş minyatür halleri sergileniyor. 32 eserin olduğu parkı gezerken coğrafya ve tarih bilgilerinizi de tazeleyebilirsiniz. Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri Parkı’ndaki eserlerin hepsi gerçekten de tüm detaylarıyla çok özenli hazırlanmış. Burada göreceğiniz eserlerden bazıları ise şöyle; Sivas - Divriği Ulu Camii, Erzurum – Çifte Minareli Medrese, Yunanistan - Bey Hamamı, Kosova – Sultan Murat Türbesi, Suudi Arabistan – Medine Osmanlı Tren Garı, Arnavutluk – Saat Kulesi ve Ethem Bey Camii.
Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri Parkı Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı içinde konumlanıyor ve açık alan olarak geziliyor. Parka şehir merkezinden 16 ve 38 no’lu otobüslerle, Tren garından - otogardan 11, 17 ve 31 no’lu otobüslerle, Odun Pazarı’ndan ise 11 ve 17 no’lu otobüslerle ulaşabiliyorsunuz.
Esminyatürk’ü pazartesi hariç her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında cüzi bir ücretle gezebiliyorsunuz. Gezerken spor ayakkabı giymeniz ve güneşe karşı şapka takmanızı öneriyoruz.
Detaylı bilgi için: Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri Parkı
Sazova Bilim, Kültür ve Sanat Parkı’na girer girmez sol tarafta göreceğiniz ETİ Sualtı Dünyası, 2014 yılında açılan kentin ilk akvaryumu. Camların arkasındaki 100’ün üzerinde deniz canlısıyla tanışacağınız, 19 metrelik akvaryum tünelinden geçerken de kendinizi denizin içinde yürüyormuş gibi hissedeceğiniz su dünyasında 30’dan fazla akvaryum bulunuyor. Tropikal akvaryum, dokunma akvaryumu, Teraryum, Mersin akvaryumu, Amazon Nehri akvaryumu ise bu akvaryumlardan sadece birkaçı. ETİ Sualtı Dünyası’nın 3.200 metrekarelik alanının 2.350 metrekaresi sadece akvaryum alanı. Diğer alanları ise hediyelik eşya mağazası ve kafe oluşturuyor.
Eti Sualtı Dünyası’na şehir merkezinden gidecekseniz 16 ve 38 no’lu otobüslere binebilirsiniz. Odun Pazarı’ndan gidecekseniz 11 ve 17 no’lu otobüslere, Tren İstasyonu ya da otogardan ulaşım planlıyorsanız 11, 17 ve 31 no’lu otobüslere binebilirsiniz. Eti Sualtı Dünyası’nın yer aldığı Sazova Bilim, Kültür ve Sanat Parkı’na Eskişehir’in merkezinden toplu taşımayla 10 dakikada ulaşılabiliyor.
Eti Sualtı Dünyası’nı pazartesi günleri hariç her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Bu merkez Hayvanat Bahçesi içinde olduğundan ödediğiniz giriş ücretiyle her iki merkezi de görmüş oluyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eti Sualtı Dünyası
Şehrin Odunpazarı bölgesinde ve tüm şehir manzarasına hakim tepe bir noktada konumlanan Şelale Park, adını 1.400 metrekarelik yapay bir şelaleden alıyor. Yaz günlerinde oldukça serin olan ve su sesiyle rahatlatan park, otuz sekiz bin metrekarelik koca bir alan kaplıyor. Restoranı, kafesi ve çay bahçesiyle dinlenebileceğiniz bir alan olmasının yanı sıra, şehri kuşbakışı görmek için de iyi bir seyir noktası olan parkta, çocukların çok seveceği Sanço Panço ve Don Kişot gibi masal kahramanlarının da heykelleri bulunuyor. Çocuklar bu parkta özgürce oyun oynarken, mini amfi tiyatrosunda da zaman zaman düzenlenen etkinliklere katılabiliyorlar. Şelale Park’taki yel değirmenleri ise ailecek fotoğraf çektirmek için eğlenceli bir instagram noktası.
Şelale Park’a gidebilmek için önce Odunpazarı’na gelmeniz gerekiyor. Eğer yürürüm diyorsanız Odunpazarı’nı dolaştıktan sonra 15 – 20 dakikada parka ulaşabilirsiniz. Araçla gidiyorsanız otopark konusunda sıkıntı yaşamayacağınız bir konumda, aracınızı yol kenarlarına çekebilirsiniz. Toplu taşıma tercih ederseniz tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inebilir, oradan da 1 no’lu belediye otobüsleriyle parka ulaşabilirsiniz.
Park hafta sonları ekstra kalabalık oluyor. Ayrıca hem yolu yokuş hem de içinde yürüyüş parkurları olan parka spor ayakkabılarla gelmeniz de rahatlığınız açısından önemli. Şelale Park kış ayları için de donanımlı. Isıtıcılarla donatılan restoranında otururken Eskişehir’in keskin soğuğunu hiç hissetmiyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Şelale Park
Osmanlılar döneminden kalan ve restore edilerek anıları canlı tutulan birçok ev göreceğiniz Odunpazarı Eskişehir’in de kalbi. Burası şehrin en eski ve en tarihi yeri. Ahşap ve taşla inşa edilmiş cumbalı evleriyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Odunpazarı, Kentsel Sit Alanı olarak da koruma altında tutuluyor. Arnavut kaldırımlı sokakları çevreleyen 300’den fazla tarihi eviyle bu bölge ülke çapındaki fotoğraf safarilerinin de vazgeçemediği adreslerden. Odunpazarı sokaklarında külliyeler, kervansaraylar gibi özel yapılar bulunurken, sokağa karşılıklı dizilmiş el sanatları tezgahlarından da lületaşı, cam gibi hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
Kent merkezinden Otogar istikametine giden tramvaylara binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında indiğinizde kısacık bir yürüyüşle Odunpazarı’na ulaşabilirsiniz. Aracınızla gidiyorsanız hafta sonu daha da zorlayan bir park sıkıntısı yaşayabilirsiniz.
Odunpazarı Evleri Balmumu Heykeller Müzesi’nin hemen arkasında, gitmişken müzeyi de ziyaret edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Odunpazarı Evleri
Dünyanın birçok yerinde bulunan Madam Tussaud Müzesi’nin ülkemizdeki ilk örneği olan Eskişehir Balmumu Heykeller Müzesi 19 Mayıs 2013 tarihinde ziyarete açılmış. Müzenin kurucusu ise daha önce Anıtkabir de dahil birçok yer için Atatürk heykeli yapmış, aynı zamanda Eskişehir Belediye Başkanlığı görevini de yürüten Yılmaz Büyükerşen. Büyükerşen’in yaptığı 200 balmumu heykelin sergilendiği müzede en dikkat çeken figürler ise başta Atatürk olmak üzere Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Adile Naşit gibi Yeşilçam filmlerinin unutulmazları ile Sanat Güneşi Zeki Müren, Barış Manço, Aşık Veysel ve İbrahim Tatlıses gibi sanatçıların heykelleri. Müze, yolu Eskişehir’den geçen ünlü isimlerin heykelleriyle de arşivini gittikçe geliştirmeyi planlıyor.
Odunpazarı’nda Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan Eskişehir Balmumu Heykeller Müzesi’ne şehir merkezinden gelecekseniz Otogar yönüne giden tramvaya binip, ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip bir iki dakika yürüdüğünüzde kolayca ulaşabilirsiniz. Müze Odunpazarı Modern Müze, Kurtuluş Müzesi ve Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne de çok yakın.
Balmumu Heykellel Müzesi pazartesi hariç her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Müze girişi ücretli. Yetişkinler için 80, indirimli tarife için de 50 TL bilet ücreti ödeniyor. Özel araçla geleceklere müzenin otoparkı olmadığını da hatırlatalım.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Balmumu Müzesi
Eskişehir her ne kadar eski kültürleri yaşatsa ve korusa da, yenilikçi yönüyle de en modern şehirlerimiz arasında yer alıyor. Atatürk Bulvarı’nda Odunpazarı’nın eski evleri arasında konumlanan Odunpazarı Modern Müze ya da kısa adıyla OMM, şehrin bu modern yönünün temsilcilerinden. Dünyaca meşhur bir mimarlık ofisinin tasarladığı ahşap ultra modern müze binası, kendisi de aslen Eskişehirli olan mimar – koleksiyoner Erol Tabanca tarafından 2019 yılında kurulmuş. Çok kısa bir sürede de hem şehrin hem de Türkiye’nin en güzel sanat müzeleri arasında yerini almış. Dünyanın birçok yerinden çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği müzede çok özel koleksiyonlarla sizi harika bir seyir bekliyor. Uluslararası ödülleriyle de başarısını kanıtlamış müzede kalıcı geçici sergilerin yanı sıra, sanatçı söyleşileri, atölyeler ve workshoplar da düzenleniyor.
Müzeye en rahat ulaşım yollarının başında tramvay geliyor. ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip yaklaşık 5 dakika yürüdüğünüzde kendinizi müzenin önünde buluyorsunuz. Araçla gelmeyi düşünüyorsanız müzenin çok yakınında belediyeye ait bir otopark var, cüzi bir ücretle park edebilirsiniz.
OMM’u pazartesi hariç diğer günlerde 10:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Bilet fiyatları ise tam 100, öğrenci – öğretmen – 65 yaş üstü için 65 TL.
Detaylı bilgi için: Odunpazarı Modern Müze (OMM)
Cama nakşedilmiş güzellikler göreceğiniz Eskişehir Çağdaş Cam Sanatları Müzesi küçücük ama çok şık bir müze. Ülkemizin ilk cam sanatları müzesi olan bu görsel şölende sıcak cam üfleme, soğuk şekillendirme metotlarıyla yapılmış yerli ve yabancı sanatçılara ait toplam 125 eser sergileniyor. Ayrıca geçici sergi salonlarında farklı eserler de görebiliyorsunuz. Müzenin bulunduğu eski Osmanlı konağı da tarihi değeriyle müzenin içindeki eserler kadar ilgi çekiyor.
Eskişehir Cam Müzesi Odunpazarı’nda, Atatürk Bulvarı üzerinde konumlanıyor. Otogar yönüne giden tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında indiğinizde çok kısa bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz. Müze Balmumu Heykeller Müzesi’nin çok yakınında olduğu için Eskişehir gezilecek yerler planınız dahilinde aynı gün içinde gezebilirsiniz. Müzeyi gezmek için 1 saatinizi ayırmanız yeterli.
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi pazartesi dışında her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Giriş ise ücretli. Tam bilet 50, indirimli bilet 30 TL.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Çağdaş Cam Sanatları Müzesi
Adını kurşunla kaplı kubbesinden alan Kurşunlu Camii ve Külliyesi Eskişehir Odunpazarı’nda, tarihi evlerle iç içe konumlanıyor. 16. Yüzyıl eseri olan cami Osmanlı vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış olup, mimarbaşısı da tarih kayıtlarında Acem Ali olarak geçiyor. Acem Ali aynı zamanda Osmanlı’nın ilk mimarbaşı olarak da biliniyor. Yaşı bilinmeyen yüzlerce yıllık çınarlarla gölgelenen cami külliyesinin içindeki kervansarayda sıcak cam üfleme atölyesi ile Cam Sanatları Merkezi yer alıyor. Medrese bölümü ise günümüzde Lületaşı Müzesi olarak gezilebiliyor. Külliyenin bir bölümü de atölye odalardan oluşuyor.
Kurşunlu Camii ve Külliyesi’ne gitmek için önce Odunpazarı’na ulaşmanız gerekiyor. Otogar istikametindeki tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inmek de en rahat ve en kolay ulaşım yolu. Durakta indikten sonra 5 dakika yürüme mesafesindeki camii ve külliyeye özel araçla gelecekseniz, çok yakınında belediyenin işlettiği bir otopark da var.
İçindeki müzeler ve el sanatları eserlerin satışa sunulduğu küçük tezgahlarıyla camide hem Osmanlı havası soluyor hem de huzur dolu vakitler geçirebiliyorsunuz. Ayrıca bu külliye şehirdeki uluslararası Odunpazarı Cam Festivali’ne de ev sahipliği yapıyor. Atölyeleri gezerken bazı odalardan ney sesi duyabiliyorsunuz. Caminin içini gezmek isterseniz, özellikle de namaz vakitlerinde sessiz olunması, ayakkabıların dışarıda çıkarılması ve kadınların da başını örtmesi gerekiyor. Tedbir olarak yanınızda başörtüsü ve galoş getirebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Kurşunlu Camii ve Külliyesi
Eskişehir Odunpazarı’nda gezip görebileceğiniz çok keyifli bir rota var. 2008 yılında açılan Lületaşı Müzesi de bu rotanın en güzel köşelerinden biri ve en çok alışveriş yapmak isteyeceğiniz yerlerin başında geliyor. Kurşunlu Camii ve Külliyesi’nin içindeki müzede 60 sanatçının Lületaşıyla yaptığı 400 eser sergileniyor.
Lületaşı Müzesi’nin bulunduğu Kurşunlu Camii ve Külliyesi’ne ulaşım için Otogar güzergahlı tramvaya binip, ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip 5 dakika yürümeniz gerekiyor. Müzeye özel araçla gelecekseniz çok yakınında belediyenin işlettiği bir otoparka park edebiliyorsunuz.
Lületaşı sadece Eskişehir’e mahsus bir ganimet. Toprağın en az 150 metre altından çıkarılıyor ve çok da kolay yontulup işleniyor. Lületaşının sanatçı ellerinden çıkmış eserlerini görmek için ücret ödemiyorsunuz. Ama isterseniz alışveriş edebiliyorsunuz. Müzeyi pazartesi günleri hariç her gün 09:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Lületaşı Müzesi
Odunpazarı bölgesinin sayısı 35’i aşan müzelerden biri olan Ahşap Eserler Müzesi Kurşunlu Külliyesi’nde yer alıyor. 2017 yılında açılan müzede dünyanın çeşitli yerlerinden gelen 68 sanatçının 160’ın üzerinde ahşap eseri bulunuyor. 300 metrekarelik alanda kurulu müzede sergilenen eserler kadar ortamdaki mistik ışıklandırmayı da çok seveceksiniz.
Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde Şemsettin Sokak’ta konumlanan Ahşap Eserler Müzesi’ne, Otogar istikametinde çalışan tramvaya binip, ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip kısa bir süre yürüdükten sonra ulaşabiliyorsunuz. Müzeye özel araçla gelecekseniz çok yakınında belediyenin işlettiği ücretli bir otopark var.
Ahşap Eserleri Müzesi ülkemizin ilklerinden olup, müzede göreceğiniz eserlerin hepsi de festivallere katılmış ve en beğenilmiş eserlerin arasından seçilmiş. Eserlerin sergilendiği galeriyi pazartesileri hariç haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında cüzi bir ücret karşılığında gezip görebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Ahşap Eserler Müzesi
Odunpazarı ilçesinde Arif Bey Sokağı’nda konumlanan Eskişehir Kurtuluş Müzesi 29 Ekim 2016 tarihinde ziyarete açılmış. Müzenin bulunduğu Tarihi Mestanoğlu Konağı Birinci İnönü Savaşı’nda Türk Birlikleri Komutanı İsmet İnönü’nün konakladığı mekanmış. Kurtuluş Savaşı’na adanmış müze binası bu sebeple ayrı bir anlam taşıyor. Milli mücadele yıllarına ait belgeler, fotoğraf arşivleri, interaktif bölümleri ve diğer donanımlarıyla milli duyguları coşturan müzeyi çocuklarınızla birlikte keyifle gezebilirsiniz.
Eskişehir Kurtuluş Müzesi’ne ulaşım için önce Odunpazarı’na gelmeniz gerekiyor. Otogar yönlü tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında indiğinizde ve birkaç dakika yürüdüğünüzde kendinizi tarihi evler arasında buluveriyorsunuz.
Eskişehir Kurtuluş Müzesi iki katlı ve 1 saatte gezilebilecek kadar küçük bir müze. Müzeyi pazartesi hariç haftanın her günü 09:30 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Giriş ücretleri ise tam bilette 50, öğrenci biletlerinde 30 TL.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Kurtuluş Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Anadolu Üniversitesi bünyesinde 23 Nisan 1994 tarihinde açılan Cumhuriyet Tarihi Müzesi, hem binası hem de içindeki temayla sizi milli mücadele yıllarına doğru eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Müze Odunpazarı ilçesindeki Atatürk Caddesi üzerinde konumlanıyor. Müze binası 1915 yılından kalma 3 katlı taş bir okul binası olup restore edilmiş. İçindeki eserler ise kurulan ilk Türk devletlerinden başlayıp Osmanlı dönemine kadar geliyor ve Çanakkale Savaşı, Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı ile ilgili nice anı barındıran videolarla izleyeni duygulandırıyor. Müzede ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’e ait özel eşyaları da görebiliyorsunuz.
Odunpazarı’nda konumlanan Cumhuriyet Tarihi Müzesi’ne gelmek Eskişehir’in en rağbet gören ulaşım aracı tramvaya binebilirsiniz. Kent merkezinden gelen tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip birkaç dakika yürüdüğünüzde müzedesiniz.
Cumhuriyet Tarihi Müzesi’ni pazartesileri hariç haftanın her günü 10:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Cumhuriyet Tarihi Müzesi
Odunpazarı’nın otantik dokusunun bir parçası olan Eğitim Karikatürleri Müzesi’nin bulunduğu bina da tıpkı diğer Odunpazarı evleri gibi 19. Yüzyıl başlarında inşa edilmiş. Ahşap yapısı restore edilen 265 metrekarelik iki katlı evin içinde faaliyet gösteren müzede de başlı başına bir sanat olan karikatür tarihine değinilmiş. Portre odası, ülkemizdeki karikatür ustalarının eserlerine yer verilen oda, Eskişehirli karikatürcüler için ayrı bir oda, kütüphane ve çalışma odalarından oluşan müzede her daim sergilenen farklı eserler görebiliyorsunuz. Müzenin kartpostal, poster, kitap, dergi alabileceğiniz bir mağazası da var.
Odunpazarı’nda konumlanan Eğitim Karikatürleri Müzesi’ne gitmek için otogar yönüne giden tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inebilir, buradan da birkaç dakikalık bir yürüyüşle kolayca ulaşabilirsiniz.
Eğitim Karikatürleri Müzesi pazartesileri kapalı. Diğer günlerde ise 09:00 – 16:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz. Eğitim Karikatürleri Müzesi Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Kurtuluş Müzesi, Eskişehir Balmumu Müzesi ve Modern Müze’ye de çok yakın. Güne bir Odunpazarı keşfi sığdıracaksanız planınıza bu müzeyi de dahil edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Eğitim Karikatürleri Müzesi
28 Mayıs 2011 yılında açılan Eti Arkeoloji Müzesi ülkemizde özel sektörün hayata geçirdiği ilk müze. Odunpazarı’nın tarihi değerine çağlar öncesinin arkeolojik değerlerini de ekleyen müze, bahçesi ve kapalı alanlarıyla birlikte 4.000 metrekarelik bir alana yayılıyor. Peki müzede neler mi var? 3 bloktan oluşan bu kültür arşivinde Neolitik Çağ, Tunç Çağı’ndan başlayıp Friglere, Roma ve Bizans’a kadar uzanan, Selçuklu ve Osmanlı’dan da parçalar barındıran 2000’e yakın eşsiz parça var. Teşhire sığmayan yaklaşık 20.500 eser ise müzenin depolarında korunuyor. Bu eserlerin büyük bir çoğunluğu da Eskişehir ve yakınlarındaki ören yerlerinden çıkartılmış.
Eti Arkeoloji Müzesi’ne gitmek için kent merkezinden Otogar yönüne giden tramvaya binip, ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip, Atatürk Bulvarı’na doğru giden herhangi bir otobüse bindiğinizde 1 durak sonra ulaşabiliyorsunuz. İsterseniz otobüse binmeden yürüyebilirsiniz. Yürüyerek ulaşım da yaklaşık 15 dakika sürüyor.
Müzeyi haftanın her günü 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Müzekartınız varsa müzeye girişler ücretsiz. Müzekartınız yoksa girişi ücreti 75 TL.
Detaylı bilgi için: Eti Arkeoloji Müzesi
1961 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatıyla çok kısa bir sürede, sadece 4,5 ayda üretilen Devrim Arabası, Türkiye’nin de ilk milli arabası. 140 km hız göstergeli, uzun – kısa farları ayaklarla çalışan, egzosu yandan ve kaportası pürüzlü olsa da motoru Türkiye’de üretildiği için gurur veren Devrim Arabası’nın ilk gittiği yer ise Anıtkabir. Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde 2018 yılında açılan TÜRASAŞ Devrim Arabaları Müzesi’ndeki Devrim Arabası’nı gezerken ilk buharlı lokomotifi de görecek, 60’ların sanayisiyle tanışacaksınız.
Devrim Arabaları Müzesi, Eskişehir Tren Garı’nın çok yakınında. Toplu taşımayla gitmek isterseniz kent merkezinden 23 veya 19 no’lu otobüslere binebilirsiniz. TÜRASAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğü yerleşkesindeki müze, Adalar Bölgesi’nden yürüdüğünüzde de çok yakın, en fazla 10 dakika.
Devrim Arabaları Müzesi pazartesi hariç her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebiliyor.
Detaylı bilgi için: TÜRASAŞ Devrim Arabaları Müzesi
Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Sivil Havacılık Okulu’nun yanı sıra, 1. Hava İkmal ve Bakım Komutanlığı’na da ev sahipliği yapan Eskişehir’in bir Havacılık Müzesi olmasın mı? 1998 yılında kurulan Havacılık Müzesi 2011 yılında Anadolu Üniversitesi’ne devredilmiş. Müze çocuklarınızla gezmek için de çok uygun bir rota. Türk Hava Kurumu Savaş uçakları, helikopterler, sivil taşımacılıkta kullanılan uçaklar, maket uçaklar, uçak motorları, pilot elbiseleri gibi havacılıkla ilgili birçok şeyin sergilendiği müze, eserler çok büyük olduğu için de 4 kilometrelik bir alana kurulmuş.
Eskişehir Havacılık Müzesi Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nün hemen karşısında. Bu kampüs aynı zamanda Eskişehir ile Ankara ve İstanbul’un yollarının birbiriyle kesiştiği bir noktada. Müzeye şehrin en rahat ulaşımı olan tramvayla gidebilirsiniz. Odunpazarı’ndan geçen ve SSK yönüne giden tramvaya binip ‘Hava Müzesi’ durağında inebilirsiniz. Durakta indikten sonra müze 100 metre ileride.
Müzeyi pazartesi günleri hariç haftanın her günü 09:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Havacılık Müzesi
Müze açısından zengin olan Eskişehir’in ilklerinden biri de Talipoğlu Daktilo Müzesi. 2016 yılında açılan müze sadece Eskişehir’de değil, ülkemizde de ilk. Müzedeki daktilo koleksiyonunun büyük bölümü TV yapımcısı Tayfun Talipoğlu tarafından bağışlanmış. Talipoğlu’nun 2017’deki vefatının ardından da balmumu heykeli yapılarak müzede sergilenmeye başlanmış. Müzede bulunan daktiloların diğerleri vatandaşların ve basın çalışanlarının bağışladığı eski daktilolar. Ayrıca Bülent Ecevit’in balmumu heykeli ve daktilosu da müzenin en favori parçalarından.
Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi Odunpazarı’nda Kemal Zeytinoğlu Caddesi üzerinde konumlanıyor. Müzeye gitmek için Otogar yönünden gelen tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inmeniz, ardından da 5 dakika yürümeniz gerekiyor.
Müzenin bulunduğu Şamlıoğlu Konağı da en az müze kadar etkileyici bir yapı. Eski Odunpazarı evlerinden olan müze binası belediye tarafından aslına uygun restore edilmiş. Hem daktiloların hem de evin yaşanmışlıklarının nostaljisiyle keyifli bir gezi sizi bekliyor. Müzeyi pazartesi hariç her gün 09:00 – 18:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Kentin eski sebze meyve halinin yıkılması düşünülürken akla gelen parlak bir fikirden doğmuş Haller Gençlik Merkezi. Bina 2000 yılında aslına bağlı kalarak yeniden düzenlenmiş ve düzenlenirken de Londra’nın Covent Garden’ı ve Hamburg çiçek hali binasından ilham alınmış. Ve malzeme olarak da ferforje, ahşap ve Eskişehir’e özel doğal taşlar kullanılmış.
Tepebaşı ilçesinde konumlanan bu güzel bina Yılmaz Büyükerşen Bulvarı üzerinde konumlanıyor ve gençler arasında da bir buluşma noktası, renkli bir sosyal alan olarak rağbet görüyor.
Haller Gençlik Merkezi’ne gitmek için Otogar – SSK yününden gelen tramvaylara binip ‘İsmet İnönü’ ya da ‘Bağlar’ durağında inebilirsiniz. Belediye otobüsleriyle gitmek isterseniz 2, 19, 50S, 8S, 54S, 8K, 51K no’lu otobüslerle gidebilir, ‘Üniversite Bulvarı’ durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Haller Merkezi şaşalı avizeleri ve Arnavut kaldırımlarıyla içinizi ısıtacak bir dekorasyona sahip. İçindeki hediyelik eşya ve sanat dükkanlarından alışveriş yapabilir, galerileri - kitapçıları gezebilir, şehir tiyatrosundaki oyunları izleyebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Haller Gençlik Merkezi
Odunpazarı’nın bir diğer gezilesi görülesi yeri de Atlıhan El Sanatları Çarşısı. 1850’li yıllarda dönemin önde gelen yöre zenginlerinden Takattin Bey tarafından çevre köylerden - kasabalardan gelen esnafın konaklayıp atlarına da bakılması için kurduğu han, 20. Yüzyıl başlarında metruk bir harabeye dönüşmüş. 2006 yılında da Odunpazarı Belediyesi tarafından orijinalliği bozulmadan yeniden inşa edilmiş. İçinde 25 sanat atölyesiyle günümüz Eskişehir’inin bir sanat ve alışveriş merkezi olan han 2 kattan oluşuyor.
Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nı Odunpazarı’na geldiğinizde gezebilirsiniz. Odunpazarı’na kent merkezinden Otogar yönüne giden tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Atlıhan El Sanatları Çarşısı minik kent hatıraları ve takı satın almak için ideal bir mekan. Tarihi ve renkli görüntüsü de size bol bol fotoğraf çektirtecek.
Detaylı bilgi için: Atlıhan El Sanatları Çarşısı
Odunpazarı’nın aslına uygun restore edilerek cıvıl cıvıl bir mekana dönüştürülen yerlerinden olan Arasta Çarşısı’nda sadece 14 dükkan var. Dükkanların az olmasının sebebi ise yerin dar olmasından ziyade sadece konusunda uzman, eğitimli olan kişilere dükkan açma yetkisi verilmesi. Çini, cam ve seramik alanında şehrin duayenlerinden olan çarşıda ağırlıklı olarak cam sanatıyla karşılaşacaksınız. 2012 yılında açılan çarşı aynı zamanda Osmanlı – Türk el sanatlarına meraklı herkes için de vazgeçilmez bir alışveriş merkezi.
Odunpazarı’nda, Orta Mahalle’de konumlanan Arasta Çarşısı’na gitmek için şehir merkezinden gelip Otogar yönüne devam eden tramvaya binip, ‘Atatürk Çarşısı’ durağında inip, birkaç dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Arasta Çarşısı
Şehrin hem alışveriş hem sohbet rotası olan Çukur Çarşı, Odunpazarı Köprübaşı’nda Porsuk Çayı kenarında konumlanıyor. Kendinize ve sevdiklerinize lületaşı hediyeler almak istiyorsanız bu çarşıyı da Eskişehir’de alışveriş edilecek yerler arasına ekleyebilirsiniz. Alışveriş sonrası bir yorgunluk çayı kahvesi içmek için de Porsuk manzaralı kafelerden birine oturabilir, yelişin ve akarsu sesinin tadını çıkarabilirsiniz.
Odunpazarı’nda kİ Çukur Çarşı’ya gelmek için kentin ana ulaşım aracı da diyebileceğimiz tramvayı kullanabilirsiniz. Kent merkezinden gelen tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında indiğinizde ve Porsuk Çayı’na doğru yürüdüğünüzde çarşıya ulaşacaksınız.
Çukur Çarşı geçmiş yıllarda Eskişehir’in balık pazarıymış. Tümüyle revizyona uğrayan ve çehresi değişen şehrin sunduğu en güzel köşelerden birisi de burası. Çarşının en güzel yönlerinden biri de açık havada alışveriş imkanı sunması.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Çukur Çarşı
Odunpazarı ilçesindeki Taşbaşı Çarşısı modern ve tarihi dokunun iç içe geçtiği oldukça büyük bir çarşı. Kuyumcular yoğun olduğu için ‘Kuyumcular Çarşısı’ olarak da bilinen çarşı bitişik nizamlı ve iki katlı binalarla çevreleniyor. Buradaki her dükkan tek tip yapısıyla birbirine benziyor. Çarşının hemen girişinde de şehrin en önemli camilerinden Reşadiye Caddesi yer alıyor. Ayrıca şehrin en büyük caddeleri olan Köprübaşı, İki Eylül ve Hamamyolu Caddesi de çarşıyla bağlantılı olduğu için burası ekstra kalabalık oluyor. Bu caddede Eskişehir’de bir fotoğraf çektirmeden olmaz dedirten altın rengindeki meşhur heykellerden de bolca var. Etrafındaki peyzajlı parklar ise alışveriş sonrası dinlenme fırsatı veriyor.
Odunpazarı ilçesi, Arifiye Mahallesi sınırlarında bulunan Taşbaşı Çarşısı’na en rahat tramvayla gidilebiliyor. Eğer Osmangazi yönünden gelen tramvaya binecekseniz ‘Stadyum’ durağında, şehrin başka bir yerinden gelecekseniz ‘Çarşı’ durağında inmeniz gerekiyor. Araçla gelmeyi planlıyorsanız çarşının altındaki otopark ya da Aşevi üzerindeki katlı otoparka park edebilirsiniz.
Çarşıda kuyumcuların yanında bol bol aktar ve manifaturacı da mevcut. Şehirle özdeşleşen lezzet lokantalarının ve çibörekçilerin olduğu yer de burası.
Odunpazarı’nda kadın girişimciler tarafından işletilen Kırk Ambar Çarşısı’nda satılan her şey de kadınların el emeği göz nuru. Küçük küçük dükkanlarıyla otantik bir dekor sergileyen çarşıdan alacağınız her ürün emekçi kadınları destekliyor. Peki neler mi var bu çarşının tezgahlarında; lületaşından ahşaba, iğne oyasından telkâriye kadar birçok süs eşyası ve takı. Annenize, kız kardeşinize, eşinize, arkadaşınıza uygun bir hediyeyi bu çarşıda mutlaka buluyorsunuz.
Odunpazarı ilçesinde bulunan Kırk Ambar Çarşısı’na en kolay tramvayla geliniyor. Tramvayın ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip bir müddet yürüdüğünüzde hem tarihi atmosferi hissedip hem de yorulmadan çarşıya ulaşabiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Kırk Ambar Çarşısı
Eskişehir’in en popüler yerlerinden olan Doktorlar Caddesi’nin bir adı da İsmet İnönü Caddesi. ‘Doktorlar’ adı eskiden bu bölgede yoğunlaşan doktor muayenehanelerinden yadigar olan cadde trafiğe kapalı olup, yerli – yabancı markaların mağazalarıyla çevrelenmiş 1 kilometrelik bir yürüyüş alanı sunuyor. Caddenin bir ucu Köprübaşı’na açılırken bitiş noktasında da kentin en büyük alışveriş merkezi Espark bulunuyor. Eskişehir’in merkezini ortalayan Doktorlar Caddesi’nin en güzel yönlerinden biri de ara ara serpiştirilmiş heykelleri. Aynı zamanda gece ışıklandırması da çok güzel.
Doktorlar Caddesi’ne en kolay ulaşım yolu tramvay. SSK ve Otogar istikametindeki tramvayların ‘Doktorlar Caddesi’ durağında indiğinizde hedefinize erişmiş oluyorsunuz. Özel aracınızla geliyorsanız cadde trafiğe kapalı olduğundan hemen arkasındaki Cengiz Topel Caddesi’nden gelmenizi ve aracınızı da boş bulduğunuz sokaklara park etmenizi öneriyoruz.
Bu cadde sosyal medyada en çok da heykelleriyle fotoğraflanıyor. Bir bankta dedikodu yapan teyzeler heykeli de bu heykellerden en bilineni.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Doktorlar Caddesi
Eskişehir’in cıvıl cıvıl caddelerinden biri olan İki Eylül Caddesi Köprübaşı’ndan başlayıp Doktorlar Caddesi’ne kadar uzanıyor. Trafiğe kapalı alan olduğu için rahatlıkla yürüyebiliyor, caddeyi çevreleyen mağazalardan alışveriş yapabiliyorsunuz. Ayrıca yöresel lezzetler tadabileceğiniz restoranlar ve en güzel Eskişehir otelleri de bu caddenin üzerinde sıralanıyor. Cadde ismini ise Eskişehir’in Yunan işgalinden kurtulduğu 2 Eylül 1922 tarihten alıyor.
Odunpazarı ilçesinde bulunan İki Eylül Caddesi’ne tramvay ya da özel aracınızla gelebilirsiniz. Ulaşım aracı olarak tramvayı tercih ediyorsanız Otogar yönünden gelen tramvaya binip, ‘çarşı’ durağında inmelisiniz. Bu durak caddenin tam ortasında bulunuyor. Özel aracınızla gelecekseniz Aşevi üzerinde bulunan katlı otoparka park edebilirsiniz.
Odunpazarı ilçesinin Orhangazi Mahallesi’nde konumlanan Eskişehir Botanik Parkı toplam 43 bin metrekare bir alanda yemyeşil bir dünya vadediyor. Botanik parkı bu büyüklüğüyle ülkemizin de dördüncü büyük parkı. 2014 yılında açılan parkta 250 civarında bitki türü, 75 bin civarında ağaç ve çalı yer alıyor. Japon bahçesi, Türk Bahçesi, soğanlı bitkiler bahçesi, sarmaşık tüneli, tropikal bahçe gibi farklı bölümleri olan bahçe çocuklara doğayı sevdirmek için de birebir. Parkın içindeki süs havuzları etrafında oturup kitabınızı okuyabilir, gözlerinizi kapayıp mis kokuyu içinize çekebilir, kafeteryasında bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Şehir merkezine ortalama 8 km uzaklıktaki Botanik Parkı’na toplu taşımayla gitmek isterseniz 11K no’lu otobüse binebilirsiniz. Özel araçla gidecekseniz Gençlik Bulvarı yolunu takip edebilirsiniz.
Eskişehir’de doğayla terapi noktalarından olan Botanik Parkı Regülatör Piknik Alanı içinde yer alıyor. Park 24 saat açık ve güvenli. Ücretsiz girebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Botanik Parkı
Orta Anadolu’da, ‘denizsiz yerde plaj mı olur’ diyorsanız Eskişehir Belediyesi kıyısında şezlonglar – şemsiyeler olan 350 metre uzunluğundaki yapay plajıyla Eskişehirlilere Egedeymiş gibi hissettiriyor. Eskişehir’de bir yaz misafiriyseniz kentin Porsuk Çayı’na bakan kısmında inşa edilen ve sahili de deniz kumlarıyla döşenen bu plaja gelmek için havlunuzu mayonuzu getirmeyi de unutmayın. Plajdan can kurtaran bile var. Yapay plaj anlamında ülkemizde bir ilk olan Kentpark, biri miniklere özel açık yüzme havuzuyla çocuklu aileler için de ideal. Üç yüz bin metrekarelik park alanında açık – kapalı yüzme havuzları, heykeller, peyzajlı bahçeler, konser alanları yer alırken, burada at da biniliyor.
Kentpark Tepebaşı ilçesinin Sivrihisar Caddesi üzerinde konumlanıyor. Şehir merkezine 3 km mesafedeki parka ulaşım Cumhuriyet Bulvarı’ndan sağlanıyor. Giderken toplu taşıma kullanacaksanız 14, 63S, 18S, 44S, 29S, 51K, 9S no’lu otobüslere binebilirsiniz. Kentpark’a en yakın otobüs durağı 212 no’lu durak. Kentpark’a tramvayla gitmek isterseniz ‘Otogar’ ya da ‘Devlet Hastanesi’ yazan tramvaya binebilirsiniz.
Eskişehir Kentpark her yaz 15 Haziran’da açılıyor. Plajı haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında kullanabiliyorsunuz. Parkın plajına girmek için 125, açık havuza girmek için 150 TL ücret ödeniyor. 0 – 6 yaş arasındaki çocuklar için ücret istenmiyor.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Kentpark
Dede Korkut Parkı Eskişehir’in Odunpazarı bölgesinde 2014 yılında açılmış büyük bir park. Yaklaşık 70.000 metrekarelik bir alandan oluşan park içindeki spor alanları, koşu ve bisiklet yolları, çocuk parklarıyla yorgun bir günün sonundaki dinlence noktası. Adını içindeki Dede Korkut anıtından alan parkta paten kayan gençler de görebiliyor, isterseniz kafesinde oturabiliyorsunuz.
Odunpazarı evlerini ve müzelerini gezdikten sonra yeşil bir alanda biraz soluklanmak isterseniz Dede Korkut Parkı’nın dingin huzuruna kendinizi bırakabilirsiniz. Odunpazarı’na gitmek için en konforlu ulaşım tramvay ve ‘Atatürk Lisesi’ durağında indiğinizde parka kısa bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz. Dede Korkut Parkı’na aracınızla gitmeyi planlıyorsanız otopark var. Otobüsle gidecekseniz parkın yakınından geçen 105, 63, 31, 70s ve 92K no’lu hatlara binebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Dede Korkut Parkı
Kanlıpınar Göleti yanında konumlanan Şehr-i Derya Parkı yüz elli bin metrekare alan içinde konumlanıyor. Bu alanın yüz yirmi bin metrekaresini de gölet, yapay şelale, kanallar, piknik alanı, kafeteryalar, yapay şelale, mangal alanları, kamelyalar, yürüyüş alanları oluşturuyor. Gölet üzerinde küçük sandallar ve su bisikletleriyle gezebiliyor, piknik yapabiliyorsunuz. İğde ve çam ağaçlarıyla bezeli park kış manzaralarının güzelliğiyle de ünlü. Parktaki midilli atlar ve küçük kanalların üzerindeki köprüler de çocuklu aileler için eğlenceli zamanlar vadediyor.
Şehr-i Derya Parkı Eskişehir – Ankara Karayolu’nun 15. kilometresinde konumlanıyor. Parka 57 ve 54 no’lu siyah otobüsle gidebiliyorsunuz. Otobüsten indikten sonra kısa bir süre yürümeniz gerekiyor. Özel aracınızla geliyorsanız parkın çevresindeki boş alanlara aracınızı park edebiliyorsunuz.
2011 yılında TEMA Vakfı kurucusu Hayrettin Karaca öncülüğünde kurulan Toprak Dede Hayrettin Karaca Parkı 24 hektarlık bir alan kaplıyor. Kurulmadan önce çöplerle dolu olan bu alanda şimdi 150’nin üzerinde bitki, köprülerle birbiriyle bağlanmış 3 gölet, yürüyüş yolları, restoranlar – kafeler bulunuyor. Parkın içindeki amfi tiyatroda uluslararası etkinlikler de düzenlenirken, müzik eşliğinde dans eden fiskiyeler de yaz akşamlarının eğlencesi. Parka uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu esnasında yapılan bazı heykeller de serpiştirilmiş. Hem dinlenmek hem de çocuklarınızla birlikte şehrin içinde ama şehirden kopuk bir doğa seyri yapmak için bu parkı da Eskişehir gezilecek yerler listenize alabilirsiniz.
Tepebaşı Çamlıca Mahallesi’nde konumlanan Toprak Dede Hayrettin Karaca Parkı’na otobüs, tramvay ve özel araçla ulaşabilirsiniz. Otobüsle gitmeyi tercih ederseniz 16, 26, 29, 50 no’lu otobüsler parkın yakınından geçiyor. Tramvayla gelmek isterseniz SSK yününden gelen aracı kullanabilirsiniz. Parkta bisiklet sürülmesine izin verilmediğini de ayrıca belirtmiş olalım.
Porsuk Çayı’nın iki yakasında da kilometrelerce uzanan büyük bir park düşünün. Hem su sesini duyabileceğiniz, ağaçlar arasında kilometrelerce yürüyebileceğiniz, hem de yere örtünüzü serip uzanabileceğiniz, sofranızı kurabileceğiniz çok geniş bir alan Kanlıkavak Parkı. Hatta Eskişehirliler Kanlıkavak Parkı’nı kocaman bir mahalleye benzetiyorlar. Hafta sonları şehrin mesire – dinlenme alanı olarak da kullanılan park Kırmızı Toprak ve Osmangazi arasında konumlanıyor. Çiçeklerle dolu bahçeler arasında gezinebiliyor, bisiklet sürebiliyor, kamelyalar ve çay bahçelerinde oturabiliyorsunuz.
Kanlıkavak Parkı şehrin tam da ortasında, Kırmızı Toprak Mahallesi ile Osmangazi arasında konumlanıyor. Toplu taşımayla gitmek için park yakınından geçen 31S, 43S, 9S, 63K no’lu otobüslere binebilirsiniz. Ayrıca Osmangazi – SSK yönünden gelen tramvaya da binebilirsiniz.
Kanlıkavak Parkı büyüklüğü ve düzeni ile Avrupa’daki parkları aratmıyor. 10.000 metrekarelik alana yayılan park kışın kar manzaralarıyla fotoğraf safarilerinin rotası olurken, kimsenin kimseyi rahatsız etmediği sakin atmosferiyle de her yaştan insan tarafından tercih ediliyor.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Kanlıkavak Parkı
İç Anadolu Bölgesi’nin bu genç dinamik şehrinde doğayla baş başa kalabileceğiniz en sakin yerlerden biri Mihalıççık ilçesindeki Gürleyik Şelalesi. Şehir merkezine 180 km, ilçe merkezine ise 30 km mesafedeki bu güzellik, şelale ve çevresindeki göletlerden oluşuyor. Fotoğraf çekmeyi ve piknik yapmayı seviyorsanız burada sakin zamanlar geçirebiliyor, suyun sesiyle tüm stresinizden arınabiliyorsunuz. Şelale alanının etrafı yürüyüş yollarıyla çevrelenmiş, seyir terasları da fotoğraf açınızı daha bir renklendiriyor. Gürleyik Şelalesi SİT alanı olduğu için yüzmeye izin verilmiyor.
Şelalenin olduğu Mihalıççık ilçesine otobüs veya minibüsle gittiğinizde yol 1,5 saat sürüyor. Şehir merkezinden kalkan ilçe otobüslerinden indiğinizde de şelaleye yürümeniz gerekiyor. Özel aracınızla gitmeyi planlıyorsanız Ankara Nallıhan Yolu üzerinden ulaşım sağlanıyor.
Gürleyik Şelalesi denetlenen bir SİT alanı ve etrafında çadır kampı yapmak istiyorsanız gecelik konaklama ücreti sıklıkla güncellenmekle birlikte 150 TL. Araçla geldiğinizde de 30 TL otopark ücreti ödeniyor.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Gürleyik Şelalesi
Şehir rotasından biraz uzaklaşmak, kuş sesleriyle dinlemek ve tahta masaya kurulan bir kır sofrasıyla dinlenip huzur bulmak için Eskişehirlilerin tercihlerinden biri de Beşikdere Şelalesi. Kent merkezinden yaklaşık 35 km mesafede Kalabak Köyü yakınlarında konumlanan bu küçük şelalenin etrafı çam, söğüt, ardıç ve çınar ağaçlarıyla dolu. 1988 yılından bu yana koruma altında olan şelalede sadece ağaçların kokusuyla bile mest olabilirsiniz. Piknik alanının girişindeki restoranlar nehirden çıkan taze alabalıklarla lezzetli sofralar da kuruyorlar. İsterseniz bu alanda kamp da yapabiliyorsunuz.
Beşikdere Şelalesi’ne özel aracınızla gittiğinizde park sorunu yaşamıyorsunuz. Fakat yollarının biraz kavisli ve dar olduğunu da hatırlatalım. Eğer toplu taşımayla gelecekseniz Odunpazarı’ndan kalkan 72 no’lu siyah otobüslere binebilirsiniz.
Eskişehir Beşikdere Şelalesi özel bir işletmeye ait. Parkta pazartesi günleri lokanta hizmeti verilmiyor. Parka giriş ücreti ise 36 TL.
Türk Tasavvufunda en önemli isimlerden olan Yunus Emre’nin mezarının nerede olduğu aslında çok net olarak da bilinmiyor. Bir diğer Yunus Emre Türbesi de Karaman’da, ama buranın da gerçekten onun mezarı olup olmadığı belli değil. Eskişehir Mihalıççık da bulunan Yunus Emre Türbesi’nin hikayesi ise ünlü ozanın türbenin bulunduğu Mihalıççık’ın Sarıköy’de uzun süre yaşamasına dayanıyor. Rivayete göre neredeyse 50 yıl Taptuk Emre Dergahı’nda yaşayan ve bu dergahta çile dolduran Yunus Emre bu köye gelmiş, yerleşmiş ve burada vefat etmiş. XIII. Yüzyılda yapılan asıl mezarı da Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılar tarafından yakılıp yıkılmış. Yunus Emre Türbesi 1974 yılında sekiz sütunlu olarak Selçuklu mimarisi esas alınarak inşa edilmiş. Zamanla yanına camisi, şadırvanı ve bir de kültür evi eklenerek büyük bir külliyeye dönüştürülmüş. Bur kompleks şimdi bir müze olarak gezilebiliyor.
Yunus Emre Müzesi’nin Mihalıççık ilçesine otobüs veya minibüsle gittiğinizde yol 1,5 saat sürüyor. Şehir otogarından kalkan ilçe otobüslerinden inip Sarıköy’e giden minibüslere bindiğinizde Yunus Emre türbesinin olduğu müzeye ulaşabiliyorsunuz. Özel aracınızla gitmeyi planlıyorsanız Ankara Nallıhan Yolu üzerinden ulaşım sağlanıyor. Şehir merkezinden Yunus Emre Müzesi’ne ulaşım ise ortalama 90 km.
Yunus Emre Türbesi ve Külliyesi’ni kapsayan müzede Yunus Emre’nin kitaplarından şiirlerinin yazılı olduğu levhalara kadar geniş bir arşiv sergileniyor. Müzeyi hafta içi her gün 09:00 – 17 saatleri arasından ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Yunus Emre Türbesi ve Külliyesi
Sanatı ve kültürü önemseyen modern bir kent Eskişehir. Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi de enstrüman kursları, tiyatro oyunları, konferanslar, paneller, dans atölyeleriyle kentin en bilinen sanat merkezlerinden biri. Odunpazarı’nda, İki Eylül Caddesi üzerinde konumlanan bu merkezin kafesi de şehir gençliği tarafından yoğun ilgi görüyor. Eskişehir geziniz sırasında denk gelirseniz burada konser izleyebilir, belki bir sinema gösterimine de denk gelebilirsiniz. Bizce gideceğiniz tarihlerde merkezin programına bir göz gezdirmenizde fayda var.
Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi Eskişehir’in en popüler semti olan Odunpazarı’nda konumlanıyor. Buraya tramvayla gidebilirsiniz. Kent merkezinden gelen tramvaya binip ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip biraz yürüdüğünüzde Odunpazarı’na geliyorsunuz.
Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi cumartesi günleri dışında her gün 08:30 – 17:00 saatleri arasında açık.
İlk olarak 1916 yılında Osmanlı padişahı V. Mehmed tarafından yaptırılan, 1979 yılında da yıkılıp yeniden yaptırılan Reşadiye Camii Odunpazarı’nda konumlanıyor. Caminin orijinali ahşap ve küçük olduğu için şimdiki haliyle pek bir benzerlik taşımıyor. Yapının klasik Osmanlı mimarisi İstanbul Eminönü’ndeki Yeni Cami’yi andırıyor. Asırlık çınarlar ve güvercinlerle dolu huzurlu bir avluya sahip camide 2 minare bulunuyor.
Şehir merkezinde konumlanan camiye ulaşım için ekstra rota oluşturmanıza gerek yok. Çünkü Doktorlar Caddesi’nden de Adalar bölgesinden de yürüyerek bile gidebiliyorsunuz. Şehrin uzak bir yerinden geliyorsanız tramvay kullanabilir, Belediye veya Stadyum duraklarında inebilirsiniz.
Caminin mimarı Osmanlı mimarisini uygulayan son temsilcilerinden Cevat Ülger olup, ölümünden sonra da artık Osmanlı tarzında cami yapılmamış. Reşadiye Camii turistik bir değere sahip olmasa da Osmanlı tarzında yapılan son cami olmasıyla önemli. Reşadiye Camii’nin hemen arkasında da Eskişehir Valiliği bulunuyor. Bulunduğu caddeye de adını veren cami Eskişehir’in en hareketli caddelerinden İki Eylül Caddesi ile Köprübaşı noktasına da çok yakın mesafede.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Reşadiye Camii
Eskişehir’in Osmanlı hatıralarından olan Hüsrev Paşa Camii ve Külliyesi 1631 – 1638 yılları arasında yapılmış olup ‘ters T - zaviyeli’ planlı mimarisiyle Anadolu’daki diğer Osmanlı camilerinden ayrılıyor. Camiyi Osmanlı Padişahı IV. Murat’ın veziri Hüsrev Paşa yaptırmış. Yer olarak da o zamanlar adı Kızıl Kilise olan büyük bir Bizans kilisesinin yeri seçilmiş. Yani burası cami yapılmadan önce de bir mabetmiş. Dört yanı yarım kubbelerle çevrelenen büyük bir kubbesi olan cami 16 ve 17. Yüzyılın en güzel taş yapı örneklerinden sayılıyor. Kervansaray ve hamamdan oluşan külliyesinde ise sadece hamamın bir kısmı ayakta duruyor. Cami günümüzde de kullanılıyor ve hala ibadete açık.
Hüsrev Paşa Camii ve Külliyesi Eskişehir’in merkezine 83 km mesafedeki Han ilçesinde konumlanıyor. Şehir merkezinden Han ilçesine gitmek için toplu taşıma kullanacaksanız merkezden kalkan 91 no’lu otobüsü kullanabilirsiniz.
Hüsrev Paşa Camii ve Külliyesi’ni zyaretiniz namaz vaktine denk geliyorsa, cemaatin ibadetini bölmemek adına sessiz olmanız, kadınsanız yanınızda götüreceğiniz bir başörtüyle başınızı kapamanız, ayakkabılarınızı cami girişinde çıkarıp poşete koymanız ya da galoş giymeniz gerekiyor. Cami ziyareti sonrası şehrin tarih rotasındaki Han Yeraltı Şehri’ni de ziyaret edebilirsiniz.
1992 yılında Eskişehir Müzesi’nin Han ilçesinde gerçekleştirdiği kazılarla bulunan Han Yeraltı Şehri, Kapadokya’daki gizemli yeraltı şehirlerine benziyor. Kayalara oyulmuş ve oda şeklinde yapılmış 100’ün üzerinde mezar, tahıl ambarları ve yeraltı galerileriyle neye veya kime karşı yapıldığı pek anlaşılamayan bu mistik şehrin bir ihtimal Arap akınlarına karşı yapılmış olması düşünülüyor. Yerin altına kadar kat kat inşa edilmiş ve MS. 1. Yüzyıldan başlayarak aktif yaşam alanı olarak kullanılmış bu şehir en alt katta temiz su kaynaklarına kavuşuyor. Han Yeraltı Şehri Selçuklu – Osmanlı zamanında da kullanılmaya devam etmiş ve Hristiyanlarında ilk barınaklarından biri olmuş.
Yeraltı şehrinin bulunduğu Han ilçesi Eskişehir’in merkezine 83 km uzaklıkta. Şehir merkezinden Han ilçesine gitmek için toplu taşıma kullanacaksanız merkezden kalkan 91 no’lu otobüsü kullanabilirsiniz. Bir diğer alternatif de Çifteler ilçesine gelip buradan Han ilçesine giden dolmuş ya da otobüslere binmek olabilir.
Han Yeraltı Şehri’ne boyu 180 cm olan bir kapıdan giriliyor. 400 yıl boyunca kesintisiz kullanılmış bu gizemli şehir günümüzde 2. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak korunuyor. Yeraltı şehrini her gün ücretsiz olarak ziyaret edebiliyorsunuz.
Ulusal değerlere, ulusal egemenlik yolunda verilen mücadeleye ithafen yapılmış Ulus Anıtı, Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde İstasyon Kavşağı ile İsmet İnönü Caddesi arasında konumlanıyor. Eskişehir gezilecek yerler rotasında ilerlerken defalarca önünden geçeceğiniz anıtı biraz incelemek isterseniz size taşıdığı anlam hakkında da bilgi vermiş olalım. Anıtın en üst kısmında ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bulunuyor. Atatürk kaidesinin bir alt kademesinde ise Cumhuriyet sonrası bilim – kültür – teknoloji alanında ilerleyen modern Türkiye’yi, sonrasında Kurtuluş Savaşı’na ait kabartmaları, yer hizasında ise Cumhuriyet öncesi dönemi simgeleyen at üzerindeki Türk büyüklerini simgeleyen heykelleri görüyorsunuz. Ulus Anıtı’nda Kurtuluş Savaşı sahneleri tasvir edilirken Mehmetçiğe destek veren Türk kadınları da unutulmamış. Heykel 2019 yılında İranlı heykeltraş Afshin Esfandvari tarafından yapılmış.
Eskişehir’in merkezinde bulunan Ulus Anıtı’na Otogar – SSK yönünde hareket eden tramvayla gidebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Ulus Anıtı
Eskişehir’in 80 kilometre ötesindeki Frig Yaylası’nda bulunan Yazılıkaya anıtı, mitolojide kulaklarıyla efsaneleşen Kral Midas adına M.Ö. 600 yılında dikilmiş. 17 metrelik anıt kayaların oyulmasıyla yapılmış olup, üzerinde de geometrik desenler var. Anıtın bulunduğu köy yüksek bir kısımda ve havası da tertemiz olduğu için Frigya döneminde burası ‘Sağlıklı Frigya’ olarak adlandırılıyormuş. Yapılan arkeolojik çalışmalar sonrasında bölgede M.Ö. 3000’li yıllara ait İlk Tunç Çağı’na ait buluntular da çıkarılmış. Anıtın keşfi ise çok eski değil, ilk kez 1800’lü yıllarda buradan geçen bir İngiliz askeri tarafından fark edilmiş.
Midas Anıtı’nın bulunduğu Yazılıkaya’ya, dolayısıyla da bağlı olduğu Han ilçesine gitmek için öncelikle Eskişehir Otogarı’ndan ya da Çifteler ilçesinden kalkan minibüslere binmeniz gerekiyor. Bu minibüslerden indikten sonra vadiye gitmek için de özel bir araca ihtiyacınız olacak. Bizim size önerimiz Eskişehir Gezilecek Yerler rotasında mutlaka olsun diyeceğimiz Yazılıkaya Ören Yeri’ni görmek için bir araç kiralamanız.
Yazılıkaya Anıtı ya da Midas Anıtı olarak da bilinen bu anıt Anadolu’nun en büyük yekpare anıtı. Şimdilik UNESCO Dünya Kültür Mirasları geçici listesinde olan bu anıtı ve bulunduğu alanı ücretsiz gezebiliyorsunuz. Anıt sadece özel günlerde ve oldukça seyrek kullanılıyormuş. Üzerindeki geometrik desenlerin ise çoğu henüz çözülememiş.
Midas Anıtı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Arkeolojiye meraklıysanız ve tarihin gizemleri sizi heyecanlandırıyorsa, Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Kümbet Vadisi’nde sizi çok eskilere ışınlayacak bir tarihi yapıt var. Kayalara oyularak yapılan mezar adını yazıtında geçen ‘Solon’ isminden alırken, üstündeki aslan rölyeflerinden sebep ‘Aslanlı Mabet’ olarak da biliniyor. Solon’un Mezarı’nın Frig döneminde yapıldığı, Roma döneminde de yeniden kullanıldığı tahmin ediliyor.
Solon’un Mezarı’nın bulunduğu Frig Vadisi’ne gitmek için, Eskişehir Otogarı’ndan kalkan otobüs ve minibüslere binebilir, vadide de yürüyerek ya da özel araçla gezebilirsiniz.
Solon’un Mezarı sekiz köşeli daire planında. Kesme taşlarla örülü mezarın sahibi olduğu düşünülen Solon, tarih notlarında Atina’ya demokrasiyi getiren kişi olarak biliniyor. Anıtın girişindeki alınlıkta karşılıklı duran iki kartal motifi var. Kartalların ortasındaki daire ise arkeologlara göre evreni temsil ediyor.
Detaylı bilgi için: Solon’un Mezarı
Seyitgazi ilçesine bağlı Kümbet Köyü’nde konumlanan Himmet Baba Türbesi’ni Frig Vadisi keşif rotasına ekleyebilirsiniz. Solon’un Mezarı (Aslanlı Mabet)’na çok yakın olan türbenin hem kesme taşlı gövdesi hem de dıştan sekizgen biçimli içten de daire şeklinde olması buranın 13. Yüzyılda yapıldığını düşündürüyor. Türbenin çevresinde Bizans döneminin mermerleri ve Osmanlı döneminden kitabeler bulunuyor.
Himmet Baba Türbesi konum olarak Eskişehir’in 75 km güneyine düşüyor. Frig Vadisi başlangıcındaki Kümbet Köyü’ne Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüs ve otobüslerle gidebilirsiniz.
Himmet Baba köylüler tarafından evliya olarak bilinse de kim olduğu hakkında yazılı bir kaynak ya da kitabe yok.
Detaylı bilgi için: Himmet Baba Türbesi
Eskişehir’de rotanız Frig Vadisi olacaksa görün diyeceğimiz yerlerden biri de vadi tur rotalarına dahil olan Yapıldak Asar Kale. Vadinin güneyinde, Yazılıkaya’ya giden antik yol üzerinde konumlanan bu kaleden Frig Vadisi’nin tümünü görebiliyorsunuz. Kalenin doğu tarafında birkaç silo, merdivenli bir sarnıç, Frig döneminden kalan bir mezar da yer alıyor. Batıdaki eğimli tarafında ise Roma ve Bizans döneminden küçük mezar odaları bulunuyor.
Frig Vadisi’ne Eskişehir Seyitgazi’nin Kümbet Köyü’nden giriş yapacaksanız Eskişehir Otogarı’ndan kalkan otobüs ve minibüslere binebilirsiniz. Eskişehir il merkezi ile Seyitgazi arasındaki mesafe ortalama 43 km.
Detaylı bilgi için: Yapıldak Asar Kale
Frig Vadisi’ne Eskişehir’den giriyorsanız, vadinin bir parçası olan Seyitgazi ilçesinin Kırka beldesinden başlayıp Kütahya’ya kadar uzanan Asmainler Saklı Vadi de rotanızda olsun. Bu vadi en çok da kaya mezarlarıyla ilgi çeken yerlerden. Yürüyüş rotası olarak da egzotik bulacağınız ormanlık vadinin adı tarih sayfalarında Ana Tanrıça Kibele ile birlikte anılıyor. Bu vadiyi gezerken içinde konumlanan Tabancakaya Antik Yerleşimi’ni de gezebilirsiniz.
Asmainler Saklı Vadi Frig Vadisi yürüyüş rotaları içinde uğrayabileceğiniz bir yer. Özel aracın yoksa Frig Vadisi girişine Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüs ve otobüslerle gidebilirsiniz.
Frig Vadisi’nin Eskişehir girişinde, Antik yola giren platonun başında yer alan Sümbüllü Anıt adını sümbüle benzeyen şeklinden alıyor. Bölgede bu anıta benzeyen başka bir eser daha yok. Üçgen alınlıklı yapının her iki tarafında da küçük pencereler bulunuyor. Anıtın cephe duvarında çerçeve şeklinde bir kabartma, bu kabartmanın içi de dama şeklindeki bezemelerle dikkat çekiyor. Yazılıkaya’nın doğu yamacında konumlanan anıt Frig sivil mimarisinin en sade örneklerinden.
Frig Vadisi’nde özel olarak turlar düzenleniyor. Ama toplu taşımayla gitmek ve münferit gezmek isterseniz Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüs ve otobüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz.
Tıpkı Kapadokya gibi kolay yontulabilen volkanik kaya oluşumlarıyla Frig Vadisi geçmişin izlerini sürebileceğiniz eşsiz bir vadi. Afyon – Kütahya – Eskişehir illerinin paylaştığı bu vadiye Eskişehir’den giriyorsanız Çukurca Köyü’nde konumlanan Hamamkaya Frig Kaya Mezarı’nı da görün diyoruz. İki küçük mezar odacığından oluşan bu kaya kütlesinin üzerindeki kabartmalar ve kalelere bakan kuzey tarafındaki manzara bu rotaya uğramaya değer. Hamamkaya’nın yaklaşık 500 metre kuzey tarafında da yine çok etkileneceğiniz başka bir Frig anıtı olan Gerdekkaya Kaya Mezarı bulunuyor.
Eskişehir’den girebileceğiniz Frig Vadisi’ne toplu taşımayla ulaşım yerine özel araçla gelmek daha avantajlı. Özel aracınız yoksa Eskişehir Otogarı’ndan Han minibüslerine binmeniz, ardından da vadiye gitmek için tekrar araç bulmanız gerekiyor.
Hamamkaya’nın da dahil olduğu Eskişehir Frig rotasında yürümek biraz meşakkatli. Yazın çok sıcak kışın da çok soğuk olan bölgeye mutlaka kıyafet – güneş kremi- şapka gibi giyim önlemleri alarak gitmenizde fayda var. Ayrıca bölgede telefon çekmiyor, yeme – içme alternatifi de pek yok. Taşlık ve kayalık bir alan gezeceğiniz ve epey yürüyeceğiniz için ayaklarınızda da mutlaka spor ayakkabı olsun.
Görür görmez bir Bizans tapınağı olduğunu düşündüren ama iki mezar odasına ev sahipliği yapan Gerdekkaya, Frig Vadisi’nin en büyüleyen anıtlarından. Yapılışı milattan önce Hellenistik Çağ’a tarihlenen, Roma ve Bizans döneminde de eklentiler yapılan mezar, 1991’de Eskişehir Müze Müdürlüğü tarafından restore edilerek etkileyici bir çehreye kavuşmuş. Anıtın önündeki üçgen alınlıklı dorik iki sütun, sütunların ayrı bir atmosfer kattığı giriş holü ve duvarlardaki üzeri kemerli mezarlar Gerdekkaya’yı gerçekten de çok özel bir rotaya dönüştürüyor.
Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüs ve otobüslerle de gelebileceğiniz vadi köylerinden Frig rotasına ulaşmak için özel araç gerekiyor. Size önerimiz kendinize ait bir aracınız yoksa, vadinin keşfi için araç kiralamanız.
Gerdekkaya Anıt Mezarı’na en yakın Frig Anıtı 500 metre ötesindeki Hamamkaya Frig Mezarı. Soğanlık Vadisi’nde bulunan anıt mezara gelirken spor ayakkabı giymeniz, sıcak -ve soğuğa karşı kıyafet önlemi almanız ve telefon çekmediği için çevrimdışı harita uygulamaları indirmeniz de keşfinizin keyifli geçmesi için önemli.
Detaylı bilgi için: Gerdekkaya Anıt Mezarı
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde yer alan Pessinus Antik Kenti, rivayetleriyle ünlü Kral Midas’ın da gizemli ülkesi. Antik kent eski Roma ve Yunan yazıtlarından edinilen bilgiye göre M.Ö. 8. Yüzyılda Frigya Kralı Midas tarafından inşa ettirilmiş. Kent en ihtişamlı dönemlerini de M.S. 14’te, Roma İmparatoru Augustus döneminde yaşamış. Augustus’un ölümünden sonra yapılan tapınak antik şehrin en görkemli yapıtı. Tapınağın konumlandığı alanda merdivenli bir tiyatro, agora ve sütunlarla çevrelenmiş bir cadde bulunuyor. Asırlar öncesine hayal dolu ve keyifli bir yolculuk için Eskişehir’de bu antik kenti görmeden geçmeyin.
Pessinus Antik Kenti’ne gelmek için önce Sivrihisar’a ulaşmanız gerekiyor. Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüsler ve otobüsler ile Sivrihisar’a kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Sivrihisar’a 13 kilometre mesafedeki Ballıhisar Köyü’nde yer alan antik kente ulaşım için özel araç gerekiyor. Yolların asfalt olmadığını ve yönlendirici tabela bulunmadığını da ayrıca belirtmiş olalım.
Frig Yolu’nun Eskişehir – Ankara rotasında konumlanan Pessinus Antik Kenti ve Ören Yeri özellikle korunan bir yer olmadığı için yolunuz düştüğünde ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Kentte yaklaşık 30 yıl süren kazılarda amaç efsanelerde geçen Kybele Tapınağı’nı bulmakmış ama bahsi geçen yapıya rastlanmamış. Kentin tüm buluntularını Ballıhisar Köyü’nün açık hava müzesinde görebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Pessinus Antik Kenti ve Ören Yeri
Batı Anadolu’nun ilk şehri olarak tarihe geçen Küllüoba Höyüğü Eskişehir’e 35 km, Seyitgazi ilçesine 15 km mesafedeki Yeniköy Köyü’nde konumlanıyor. Geç kalkolitikten İlk Tunç Çağı’na kadar uzanan tarihinden birçok buluntu veren höyüğün en ilginç buluntusu ise bir mezardan çıkarılan ve içinde ağrıkesici etki taşıyan kalıntılar bulunan çömlek. Ayrıca Anadolu’da ilk yerleşim dışı mezarlıklar da burada görülmüş. Yerleşim alanından görülebilecek şekilde kurulan mezarlıkta bulunan 120 iskeletten bazılarında da şiddet izlerine rastlanmış. Antik çağlarda kervan yolları üzerinde konumlanan höyükte bulunan eserlerin bir kısmını Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi’nde görebiliyorsunuz.
Höyüğe özel araçla gelecekseniz Eskişehir – Ankara karayolunu takip etmeniz gerekiyor. Eğer toplu taşıma kullanmak isterseniz Odunpazarı durağından kalkıp Seyitgazi güzergahına giden 75 no’lu kırmızı otobüslere binebilirsiniz. Otobüsten indiğinizde 10 dakikalık kısa bir yürüyüşle höyüğe ulaşabilirsiniz.
Küllüoba Höyüğü’nün sezon kazıları temmuz ortasında başlıyor, ağustos ayı sonuna kadar sürüyor. Ziyaretinizi bu tarihlere denk getirirseniz kazı ekibinden bilgi de alabilirsiniz. Höyüğü ziyaret geldiğiniz gün Frig Vadisi’ni de gezebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Küllüoba Höyüğü
Anadolu’daki kavşak konumuyla bir demiryolu şehri olan Eskişehir’e hızlı tren ile gitmeyi planlıyorsanız ineceğiniz garın ayrı bir tarihsel önemi olduğunu da bilmenizi isteriz. 1953 – 1955 yılları arasında yapılıp hizmete açılan Eskişehir Tren Garı’nın hemen yakınındaki TCDD Eskişehir Müzesi de küçük olmasına rağmen içinde eskiye dair pek çok şey barındırıyor. TCDD Eskişehir Müzesi’nin açılış fikri 1997 yılında malzeme ambarındaki 1908 yapımı lale döküm sobaların boyatılması ve şube bürosunda sergilenmesiyle ortaya çıkmış. Sobalar çok ilgi görünce, sergi de 1998 yılında resmi olarak müzeye dönüştürülmüş.
TCDD Tren Garı ve müze Eskişehir’de oldukça merkezi bir yerde, merkezdeyseniz yürüyerek de gidebiliyorsunuz. Garın önünden geçen araçlar ise 19 ve 23 no’lu kırmızı minibüsler.
Eskişehir Tren Garı’nın yanındaki iki dönümlük arazi üzerine kurulu müze 100 yıllık tarihi bir binada bulunuyor. Müzenin bahçesinde buharlı vidanjör, lokomotifler, tren rayları, bariyerler, geçitler, elle çalışabilen drezinler sizi çok eskilere götürüyor. İç mekanlarda ise demiryolu görevlilerin giydiği geçmiş zaman olur ki kıyafetleri, bir demiryolu istasyon maketi, vagonlar, eski telgraf- teleksler, lambalar ve Padişah Abdülhamit döneminden kalan eski bir ferman sergileniyor. Müzeyi pazar ve pazartesi günleri hariç haftanın her günü ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: TCDD Eskişehir Müzesi
Restore edilen Odunpazarı evlerinin bazıları Kent Müzeleri olarak değerlendirilmiş. Kent Belleği Müzesi de bu evlerden biri ve Çağdaş Cam Sanatları Müzesi ile aynı binada konumlanıyor. İsterseniz iki müzeyi de birbiri ardına gezebiliyorsunuz. 2012 yılında açılan Kent Belleği Müzesi’nde şehrin dünü ve bugünü dokunmatik ekranlarla anlatılıyor. Ekranların yansıttığı müze eserleri ise 1300’ü aşan yazılı ve görsel belgeden oluşuyor. Eskişehir’i merak edenlere bu müze rehber niteliğinde.
Eskişehir Kent Belleği Müzesi Odunpazarı’nda, Atatürk Bulvarı’nda konumlanıyor. Müzeye şehrin başka bir bölgesinden gelecekseniz otogar yönüne giden tramvayın ‘Atatürk Lisesi’ durağında inerek kolayca ulaşabilirsiniz. Müze Balmumu Heykeller Müzesi, Odunpazarı Modern Müze ve Kurtuluş Müzesi’ne çok yakın mesafede.
Kent Belleği Müzesi’ni pazartesi günleri hariç haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında gezebilirsiniz. Müze giriş ücretleri ise tam bilet için 50 TL, öğrenci- indirimli bilet için 30 TL. Müzeye çocuklarınızla gelecekseniz, siz gezerken onların oyun oynayabileceği bir park alanı da var.
Detaylı bilgi için: Kent Belleği Müzesi
2010 yılında yerli – yabancı sanatçılar eşliğinde açılışı yapılan Şehr-i Aşk Adası’nın teması da aşk ve sevgi üzerine. Porsuk Çayı üzerindeki bu küçük adanın çiçek peyzajları da kalp şeklinde. Yeşillikle çevrelenmiş küçük bir park ve akarsuyun da olduğu adaya köprüyle ya da gondollarla ulaşabilirsiniz.
Porsuk Çayı’ndaki bu romantik adaya Kentpark’tan yürüyerek de gidebilirsiniz. Toplu taşıma kullanarak gitmeyi planlıyorsanız tramvaya binebilir, Gökmeydan durağında inip 5 dakika aşağı doğru yürüyerek adanın girişine ulaşabilirsiniz.
Şifalı su kaynaklarıyla da tanınıp bilinen Eskişehir geleneksel hamamlarıyla ünlü. Eskilerde ‘Yunak Caddesi’ denilen Hamamyolu Caddesi halen hizmet veren 15 tarihi hamamı ve her daim kalabalık olan ara sokaklarıyla şehir halkının en sevdiği caddelerden. Araç trafiğine kapalı caddeyi Porsuk Nehri’nin kollarından Akarbaşı Deresi ikiye bölüyor. Dere kıyısındaki salkım söğütler ise caddede yürümeyi daha keyifli kılıyor. Eskişehir gezinize şifalanacağınız bir hamam keyfi de eklemek isterseniz bu caddeye uğramalısınız.
Hamamyolu Caddesi şehrin merkezinde konumlanıyor. Tramvayın ‘Çarşı’ durağında inerek kolayca ulaşabiliyorsunuz. Özel aracınızla geliyorsanız bu caddeyi navigasyonda ‘Süleyman Çakır Caddesi’ olarak da arayabilirsiniz. Hamamyolu Caddesi Porsuk Çayı, Kentpark, Şehr-i Aşk Adası’na da oldukça yakın.
Odınpazarı’ndaki Alaeddin Camii Eskişehir’in en eski camileri arasında baş sıralarda. 1267 senesinde III. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında inşa edilen cami, sonradan yapılan restorasyonlarla Selçuklu mimari özelliklerini maalesef kaybetmiş. 1944 – 1951 tarihleri arasında müze olarak da kullanılan cami ibadete açık. Odunpazarı’nın tarihi atmosferini keşfederken isterseniz burayı da gezebilirsiniz.
Eskişehir’in en merkezi yerlerinden olan Odunpazarı’na gelmek için otogar yönünden gelen tramvaya binebilir, ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip kısa bir süre yürüyerek camiye ulaşabilirsiniz.
Tepebaşı ilçesine bağlı Kızılinler Köyü’nde bulunan kaplıca, romatizmadan astım bronşite kadar birçok hastalığa iyi geliyor. 2006 yılında Bakanlar Kurulu’nca termal turizm bölgesi ilan edilen kaplıcaların suyu yaz – kış stabil, 37 derece. Aynı zamanda bikabonat, magnezyum, kalsiyum, sülfat içeriği ve 7,2’lik Ph değeriyle içme suyu olarak da içilebiliyor. Eskişehir gezilecek yerler arasında bir şifa noktası olarak gidebileceğiniz Kızılinler Kaplıcası strese ve yorgunluğa da birebir. Ayrıca kaplıcanın bulunduğu köy doğal güzellikleriyle gezilesi görülesi.
Kızılinler Köyü Eskişehir merkezine 13 km uzaklıkta bulunuyor. Eskişehir’in merkezinden kalkan 73S ve 86S no’lu otobüsler Kızılinler Köyü’nün yakınından geçiyor.
Eskişehir ‘Şifalı Frigya’ olarak da bilinen bölgenin en önemli yerleşimlerinden biri. Roma ve Bizans döneminde hamamlarıyla ve kaplıcalarıyla en tercih edilen şifa merkezlerinden olan kentten ünlü Yunanlı tarihçi Athenaus da M.Ö. 200’lü yıllarda yazdığı kitaplarında bahsetmiş. Kaplıcanın bulunduğu köyde küçük bir pansiyon bulunuyor. İsterseniz gitmeden Eskişehir termal otellerinden ve pansiyonlardan da rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Kızılinler Kaplıcası hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Avlakkaya Kanyonu’na yakın bir noktada konumlanan Sakarılıca Kaplıcaları hem doğa hem de bir şifa rotası. Kaplıcaların hamamlarının su sıcaklıkları ve şifa güçleri değişkenlik gösteriyor. 57 derecelik sıcak su kaynaklarının yanında 18 derecelik içme su kaynaklarından da faydalanabiliyorsunuz. Kaplıca suları başta mide rahatsızlıkları olmak üzere romatizma ve kireçlenmeye, kadın hastalıkları ve yüksek tansiyona iyi geliyor. Sakarya Vadisi üzerinde, çam ormanlarıyla çevrili bir alanda bulunan Sakarılıca Kaplıcaları’nda piknik de yapabiliyorsunuz.
Sakarılıca Kaplıcaları Eskişehir’in 28 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Kaplıcaya özel aracınızla gidecekseniz Mihalgazi – Bozdağ – Yarımca Köyü yolu güzergahını izleyebilirsiniz. Toplu taşıma kullanmak isterseniz Eskişehir Otogarı’ndan Sakarılıca Köyü otobüslerine binebilirsiniz.
1993’te termal turizm Merkezi ilan edilen kaplıcalarda konaklamanız için 1 kaplıca oteli de var. Otelde aile banyolarından, özel havuzlardan ve içmelerden hizmet alabiliyorsunuz. Adones Termal Otel yıl boyunca açık.
Detaylı bilgi için: Sakarıılıca Kaplıcaları
Eskişehir gezilecek yerler rotanıza doğayla haşır neşir olacağınız noktalar da eklemek isterseniz Mihalgazi ilçesine bağlı Hekimdağ Köyü’nde konumlanan Avlakkaya Kanyonu’nu görmenizi öneriyoruz. Doğanın milyonlarca yıllık çabasıyla oluşan ilginç kayalıkları, kayalıklar arasındaki şelaleleri – akarsuları ve yemyeşil patikalarıyla burası gerçekten de keşfe değer. Avlakkaya Kanyonu doğa gezginleri dışında pek de fazla bilinmiyor.
Bakir doğasıyla etkileyen Avlakkaya Kanyonu’nun Eskişehir’in merkezine mesafesi ortalama 35 km. Kanyona Mihalgazi – Bozdağ – Yarımca Köyü yolunu takip ederek gidebiliyorsunuz. Giderken toplu taşıma kullanmak isterseniz Eskişehir Otogarı’ndan Sakarılıca Köyü otobüslerine binebilir, Yarımca Köyü’nde inebilirsiniz. Buradan kanyona yürüyerek gidilebiliyor.
Avlakkaya Kanyonu’nda rehberli doğa turlarının yanında motor ve bisiklet turları da yapılıyor. Kış ve ilkbahar mevsiminde yükselen su debisi ve kaygan taşlar kanyonu yürüyüş için tehlikeli kılıyor. 1,5 kilometre süren kanyon yürüyüşü için en müsait aylar haziran – eylül ayları arası. Yaban hayvanları da göreceğiniz bu yürüyüşte sizi en çok ürkütecek şey ise engerek yılanları olacak. Önlem olarak bot – çizme tarzı ayakkabı giymeniz ve yürüyüş öncesinde kaç kişi olacağınızı 156’yı arayarak jandarmaya bildirmeniz de güvenliğiniz açısından önemli.
Detaylı bilgi için: Avlakkaya Kanyonu
Eskişehir’in Alpu ilçesinde Karacaören Köyü’ne yakın konumlanan Derekop Kanyonu, dışarıdan bakıldığında görünmediği için ‘Saklı Kanyon’ olarak da anılıyor. Kanyonun içinde irili ufaklı 28 şelale, göletler ve çok çeşitli yaban hayatı bulunuyor. Kaya yapısı kaygan mermer ve su debisi de hava durumuna göre değişkenlik gösteren kanyonu rehberle ve profesyonel ekipmanla gezmeniz gerekiyor.
Derekop Kanyonu’na Eskişehir’in merkezinden geliyorsanız araç yolculuğu yaklaşık 1 saat 20 dakika sürüyor. Toplu taşımayla gitme imkanının olmadığı kanyonun girişine kadar araçla ulaşabiliyorsunuz.
Anadolu’nun 3 büyük kilisesinden biri olan Surp Yerotutyun Ermeni Kilisesi, Eskişehir’de Sivrihisar’ı görmeniz için başlı başına bir neden. Kilise ilk olarak 1650 yılında inşa edilmiş fakat 1876’da çıkan yangınla oldukça büyük bir zarar görmüş. Yeniden inşa edilmesi ise 1881 yılında olmuş ve yapımında kırmızı kesme taşlar kullanıldığı için de halk arasında adı ‘kırmızı kilise’ olarak anılmış. Taş işçiliğiyle bir sanat eseri olan kilise 1.400 metrekarelik alanıyla görebileceğiniz en büyük mabetlerden biri.
Sivrihisar’a Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüsler ve otobüsler ile kolayca ulaşabiliyorsunuz. Özel aracınızla ulaşım planı yapıyorsanız yol yaklaşık 98 km sürüyor.
Sağlam durumdaki kilisede rölyef gibi sanatsal işlemelerin çoğu silinmiş. Ama mekan mimarisi ve akustiğiyle hala çok özel bir atmosfere sahip. Kiliseyi her gün 09:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Tarihi boyunca birçok medeniyetin parçası olmuş, Selçuklu ve Osmanlı döneminde birçok eserle süslenmiş Sivrihisar’ın milli mücadele yıllarından kalan en güzel anılarından biri de Zaimağa Konağı. 1922’nin mart ayında Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün katılımıyla burada savaşın gidişatını değiştiren çok önemli kararlar alınmış. Atatürk bu toplantıya Bakanlar Kurulu’nu da davet etmiş ve bu vesileyle Zaimağa Konağı Ankara dışında yapılan ilk Bakanlar Kurulu Toplantısı’na ev sahipliği yaparak tarihe geçmiş. Yapılan toplantının sonucunda Bakanlar Kurulu Anadolu’nun düşman kuvvetlerince hemen boşaltılması şartıyla ateşkesi kabul etmiş.
Zaimağa Konağı’nın bulunduğu Sivrihisar’a Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüsler ve otobüsler ile ulaşabiliyorsunuz.
Konak canlandırdığı anılar kadar mimarisiyle de etkileyici. Taş ve ahşap işçiliğindeki özen, cumbalarındaki geleneksel doku ve dönem dekorasyonuyla sizi Kurtuluş Savaşı yıllarında derin bir yolculuğa çıkarıyor. Konaktaki bazı Atatürk fotoğrafları ise size daha önce hiç görmemiştim dedirtecek kadar buraya özel.
Detaylı bilgi için: Zaimağa Konağı
1717 yılında yapılmış olan Hacı Hafız Ahmet Efendi Konağı Eskişehir’in en eski konaklarından biri. Şehrin ilk lületaşı ustaları arasında bulunan Hafız Ahmet Efendi’ye ait bu Osmanlı konağı aslına uygun restore edilerek ziyarete açılmış. Odunpazarı’nda Beyler Sokak’ta konumlanan konak 2 katlı olup kerpiç ve ahşap malzemeyle inşa edilmiş.
Eskişehir’in merkezinden Odunpazarı’na belediye otobüsleri, özel araç ve tramvayla ulaşabilirsiniz. En rahat ulaşım aracı ise tramvay. Tramvayın ‘Atatürk Lisesi’ durağında indiğinizde kısacık bir yürüyüşle konağa ulaşabiliyorsunuz.
Hafız Ahmet Efendi’nin asıl mesleği imamlıkmış ve 22 yıl boyunca Kurşunlu Camii’nin de imamlığını yapmış. Evi olan bu konağın bir odasını da evlenmek isteyen çiftlere dini nikah kıymak için kullanmış. Evin alt katı kömürlük, kiler ve mutfak bölümlerine ayrılmışken, üst katında dönem yaşamını yansıtan bir dekorasyon hakim. Odunpazarı’nı çevreleyen evlerin içi nasıldır diye merak ediyorsanız dönem mimarisinin en güzel örneklerinden olan bu konağı gezerek fikir edinebilirsiniz.
Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Doğançayır Köyü’nde konumlanan Melikgazi Türbesi bir kabir değil, makam olarak ziyaret ediliyor. Şöyle ki; 30 yıl hükümdarlık yapan Selçuklu komutanı Melik Gazi aslında Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine defnedilmiş. Ama Eskişehir ve çevresinde de çok sevildiği için buraya da sembolik bir türbe yapılmış. Klasik Selçuklu mimarisiyle dikdörtgen formda yapılmış türbe bitkisel motiflerle süslenmiş. Yapımında kullanılan taşlar ise Bizans ve Roma döneminden kalan kalıntılardan alınmış. Anıt türbenin hemen yanında da Nazım Hikmet’in anıt mezarı bulunuyor.
Melikgazi Türbesi’ne gitmek için önce Seyitgazi ilçesine ulaşmanız gerekiyor. Seyitgazi Eskişehir’in merkezine yaklaşık 43 km uzaklıkta ve Eskişehir’in Yunus Emre Caddesi’nden günde 3 kez kalkan otobüslerle gidebiliyorsunuz. Türbe ise Seyitgazi ilçesine 6 km mesafede. Bu yolu da minibüs ve özel araçla kat edebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Eskişehir Melikgazi Türbesi
Tarih sayfalarında Aleviliğin 4 velisinden biri olarak geçen, Batı Anadolu’da Alevilik ile Babai tarikatının kurucusu olarak bilinen ve 12 imamın sekizincisi Rıza’nın torunu olan Şeyh Sücaeddin-i Veli adına yapılmış türbenin inşa tarihi net olarak bilinmiyor. Ama bazı kaynaklarda da yapım tarihinin 1517 olduğu belirtiliyor. Bir Kalenderi Şeyhi olan Veli’nin yaz mevsiminde her yeri dolaşıp, kış mevsiminde de Seyitgazi’nin kayalık alanlarındaki mağaralarda kaldığı söyleniyor. Şeyh Sücaeddin-i Veli ve müritlerinin yattığı türbe asırlık çınarlar, yüzyıllık dut ağaçları arasında ve son restorasyonla yenilenmiş çehresiyle Eskişehir’in maneviyat rotasında önemli bir yere sahip. Türbenin kapısındaki kitabeden külliye hakkında bilgi alabiliyorsunuz.
Türbe ve külliye Seyitgazi ilçe merkezine 7 kilometre mesafedeki Arslanbeyli Köyü’nde. Seyitgazi’ye geldikten sonra köye giden minibüslere binmeniz gerekiyor.
Türbeyi gezdikten sonra Seyitgazi’nin bir başka maneviyat noktası Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi’ni de görebilirsiniz. Türbeyi haftanın her günü 08:00 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Seyitgazi’de 150 metre yüksekliğiyle tüm vadiye hakim Üçler Tepesi’nde bulunan Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi’nin inşası bir rüyaya dayanıyor. Dönemin ermişlerinden birinin koyun otlattığı yerde nur hareleri görmesi ve bunu Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun’a söylemesi üzerine Ümmühan Hatun 1208 yılında bu türbe ile camiyi yaptırmış. Osmanlı döneminde de türbeye çeşitli yapılar eklenerek bir külliye haline getirilmiş. İslam ilimlerinin öğretildiği medrese, tekke, ekmek evi, imaret, zikir odaları, Bektaşilik dergahı, semahane gibi farklı birimlere ayrılan külliye, Selçuklu – Osmanlı sanatının da en güzel harmanlarından biri. Burası İstanbul – Bağdat – Hicaz yolunda yer aldığı için padişahların sefere giderken uğradığı yerlerin başında geliyor.
Türbe ve külliye Seyitgazi’nin Derebenek Mahallesi’ndeki Üçler Tepesi’nde konumlanıyor. Seyitgazi’ye geldikten sonra dolmuşla ya da yürüyerek Derebenek’e ulaşabilirsiniz. Seyitgazi’ye Eskişehir Odunpazarı durağından 75 no’lu kırmızı otobüslerle gelebilirsiniz.
Seyyid Battal Gazi’nin boyunun 2.40 metre olduğu ve türbeye cenin şeklinde büzülerek yerleştirildiği söyleniyor. Hemen yanındaki mezarda ise Şeyh’in aşık olduğu ve kaçırarak evlendiği Bizans İmparatorunun kızı Elenora yatıyor. Türbeyi her gün 08:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Anadolu’nun maneviyatı yüksek yerlerinden olan Üryan Baba Türbesi Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde yer alıyor. Bektaşi dedesi, Anadolu ereni, Kalanderi dervişi olarak da bilinen Üryan Baba, tarih sayfalarında da yaşadığı dönemin en sevilen şahsiyetlerinden biri olarak geçiyor. Adını yarı çıplak yaşamasından alan Üryan Baba, cem dergahlarındaki ‘Üryan geldim üryan giderim’ deyişiyle de anılıyor. Türbenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Ama kesme taşlarla yapılmış üstü kubbeli dikdörtgen yapısı Sucaeddin Veli ile Seyyit Battal Gazi türbeleriyle benzeştiği için aynı yüzyılda yaşadığı sanılıyor. Üryan Baba türbesinden günümüze kalanlar sadece türbe ve yanındaki meydan evinden ibaret. Çevresindeki diğer yapılar ise yıkılmış.
Üryan Baba Türbesi Eskişehir’i Ankara’ya bağlayan Seyitgazi – Mahmutbey yolu üzerinde, Yazıdere Köyü’nde bulunuyor. Özel araçla ulaşım için yol biraz bozuk. Eskişehir’den toplu taşımayla ulaşabileceğiniz Seyitgazi’den bineceğiniz minibüslerle de türbenin olduğu köye ulaşmanız mümkün.
Dini bayramlarda ve kandillerde dua etmek isteyenlerin akınına uğrayan Üryan Baba Türbesi’nin dışı sağlam, ama içindeki bezemeler önlem alınmazsa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hemen arkasındaki Osmanlı mezarlığında tarihi eser niteliğinde çok sayıda mezar taşı var.
Sivrihisar’da Belediye Garajı ile Askerlik Şubesi arasındaki alanda konumlanan Yunus Hoca Kümbeti 1274 yılına, Selçuklular dönemine tarihleniyor. Ravzat-ül Ahbar adlı eserde anlatıldığına göre 6 metre çapındaki bu kümbet, Selçuklu Bahriye Nazırı Sadrettin Hoca Yunus’un Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından katledilmesi sebebiyle yapılmış. Kümbetin mermer kapı sövelerindeki motiflerde ise Selçuklu sanatının olmazsa olmaz sahnelerinden aslanın geyiği kovalaması, çarkıfelek ve bitki motifleri bulunuyor. Selçuklu – Osmanlı tarihi ilginizi çekiyorsa birçok dönem yapısıyla karşılaşacağınız Svrihisar’da tarih rotanıza ekleyeceğiniz yapıtlardan biri de burası olsun.
Eskişehir ile Sivrihisar arasındaki uzaklık yaklaşık 100 kilometre civarında. Sivrihisar’a toplu taşımayla gelmek isterseniz Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüsler veya otobüslerle 1,5 saatte ulaşabiliyorsunuz. Yunus Hoca Kümbeti Sivrihisar’ın merkezinde, indikten sonra yürüyerek kısa sürede gidebiliyorsunuz.
Hoca Yunus Kümbeti’nde 1965 yılında yapılan kazıda bir kafatasına rastlanmış ama gövde bulunamamış. Hemen yanındaki mezarlıktaki iki kabrin de Nasrettin Hoca’nın oğullarına ait olduğu söyleniyor.
Selçuklular döneminde yapılmış kabirlere kümbet deniyor. Sivrihisar Ulu Camii’nin hemen yanındaki küçük kümbet ise Melikşah’ın savaşta şehit düşen kardeşi Sultan Şah için yaptırdığı kabir. 1328 yılında yapılan kümbet Selçuklu mimarisinin tüm güzelliğini yansıtırken hemen yanındaki cami ile de bir bütünlük oluşturuyor. Yapımında Pessinus Antik Kenti’nden alınan taşlar da dahil kesme taşlar kullanılan kümbet kare planlı ve iki katlı olup, üst tarafı mescit alt tarafı da mumyalık olarak konumlanıyor. Mumyalığın kapısındaki çengel, örgü, balık, burç - yıldız sembolleri ile geometrik süsler kümbeti sanatsal bir şölene dönüştürüyor.
Alemşah Kümbeti’ne gelmek için Sivrihisar Ulu Camii tabelalarını takip edebilirsiniz. Kümbet ile camii yan yana konumlanıyorlar.
Detaylı bilgi için: Alemşah Kümbeti
Eskişehir’in ilk, ülkemizin de 21. UNESCO Dünya Mirası olan Sivrihisar Ulu Camii yaklaşık 800 yıllık bir eser. 1274 senesinde Mevlana’nın müritlerinden Emineddin Mikail tarafından inşa ettirilen cami, Selçuklulardan günümüze ulaşan ahşap direkli camilerin en büyüğü. Çatısını taşıyan 67 ahşap direği, direklerin üzerindeki Bizans tarzı başlıklar ve 6 direğin üzerindeki rozetler – bezemelerle bu camiyi Eskişehir gezilecek yerler mutlaka dahil etmenizi öneriyoruz. Caminin mükemmel mimberindeki bezemeler Horasanlı İbni Mehmet tarafından elle oyma tekniğiyle yapılmış. 4 giriş kapısı olan ve iki kapısında kitabesi bulunan cami 1440 yılında onarımdan geçmiş. 1485 metrekarelik alanında aynı anda 2.500 kişinin ibadet edebileceği kadar büyük olan cami ismindeki ulu sıfatını da sonuna kadar hak ediyor.
Sivrihisar Ulu Camii ilçenin merkezinde konumlanıyor. Sivrihisar’a Eskişehir’den toplu taşımayla gelmek isterseniz otogardan kalkan ilçe minibüslerine binebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Sivrihisar Ulu Camii
Eskişehir’in hem sanat hem de tarih açısından sürprizlerle dolu ilçesi Sivrihisar’da bulunan Metin Yurdanur Açık Hava Heykel Müzesi, ülkemizin de ilk açık hava heykel müzesi. 2011 yılında açılan müzede aralarında Atatürk, Yunus Emre, Nasrettin Hoca, Kazım Karabekir, Yaşar Kemal, Karacaoğlan ve daha birçok Türk büyüğünün de olduğu 100’ün üzerinde heykel yer alıyor. Açık hava müzesi dağın eteklerine kurulu olup, yüz bin metrekarelik büyük bir alandan oluşuyor. Ünlü heykeltraş müzenin hemen yanında konumlanan aile evini de Sivrihisar Belediyesi’ne bağışlamış. Restore edilen bu konağı da günümüzde anıt müze ve heykel atölyesi olarak gezip görebiliyorsunuz.
Eskişehir’in en büyük ilçesi Sivrihisar’a Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüsler ve otobüsler ile 1,5 saatte ulaşabiliyorsunuz.
Metin Yurdanur Ankara Sıhhıye’de Abdi İpekçi Parkı’nda konumlanan ‘Eller’ heykelinin, Yüksel Caddesi’ndeki ‘İnsan Hakları’ heykelinin, Olgunlar Sokak’taki ‘Madenci’ heykelinin heykeltraşı olarak da tanınıyor. Sivrihisar’daki müzeyi günün her saati ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Metin Yurdanur Açık Hava Heykel Müzesi
Odunpazarı sadece tarihi evleriyle değil; gezerken eğitip bilgilendiren müzeleriyle de şehir içinde ayrı bir dünya. Kurşunlu Külliyesi’nin eskiden nikah salonu olarak ayrılan alanında konumlanan Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf Müzesi fotoğraf makineleri ve kullanılan ekipmanlarla sizi fotoğrafçılık dünyasında apayrı bir yolculuğa çıkarıyor. Eskişehirli bir fotoğraf sanatçısı olan Osman Yaşar Tanaçan’ın bağışladığı 372 fotoğraf makinesi, kitaplar, dergiler ve fotoğrafçılıkta kullanılan malzemelerle zengin bir koleksiyon sergileyen müzede, eskilerde sanat gibi fotoğrafların banyo edildiği karanlık oda da çok etkileyici.
Fotoğraf Müzesi’nin bulunduğu Kurşunlu Camii ve Külliyesi Odunpazarı’nda konumlanıyor. Odunpazarı’na şehir içinden en rahat ulaşım da otogar yönünden gelen tramvay ile sağlanıyor. Tramvaydan ‘Atatürk Lisesi’ durağında inip 5 dakika yürüdüğünüzde külliyeye ulaşabiliyorsunuz. Özel aracınızla ulaşım planlıyorsanız çok yakınındaki belediye otoparkına park edebilirsiniz.
Müzeyi pazartesi günleri hariç her gün 10:00 – 18:00 saatleri arasında cüzi bir ücretle gezebiliyorsunuz. Fotoğraf Müzesi Eskişehir Lületaşı Müzesi, Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi ve Ahşap Sanatları Müzesi’ne de oldukça yakın. Gelmişken tüm müzeleri gezebilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf Müzesi
13. yüzyılda Alaaddin Keykubat’ın validesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılan Selçuklu Hamamı, 1985 yılına kadar hamam olarak kullanılmış. Eskiyen ve maliyetlerin yüksekliği nedeniyle kapatılan hamam 2007 yılındaki restore edilip müzeye dönüşünceye kadar da kapalı kalmış. Dünyadaki ilk Bor müzesi olan ve 500 metrekare alan kaplayan Seyitgazi Bor ve Etnografya Müzesi’nde Bigadiç, Emet, Bandırma ve Kırka’dan çıkarılan bor madeni örneklerini, borla yapılmış ürünleri ve açık ocak maketini görebiliyorsunuz. Etnografya bölümü ise ilçenin ve ilçeye bağlı köylerin neredeyse 200 yıllık geçmişine uzanıyor. Geçmişteki Seyitgazi odalarından biri, odadaki bakır eşyalar, dokuma tezgahları ve nostaljik fotoğraflarla bu müze bir eski zaman tüneli gibi.
Seyitgazi ile Eskişehir merkez arası yaklaşık 43 kilometre. Seyitgazi’ye Eskişehir Yunus Emre Caddesi’nden günde 3 kez kalkan otobüslerle ulaşabiliyorsunuz.
Seyitgazi’nin ilçe merkezinde konumlanan müzeyi haftanın her günü 09:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Sivrihisar’ın geleneksel renk ve desenleriyle dokunmuş kilimleriyle çok keyifli bir seyir vadeden Sivrihisar Kilim Müzesi’nden isterseniz alışveriş de yapabiliyorsunuz. Modern sanat ile Türk kültürünü birleştiren kilimlerin sergilendiği bina da tıpkı kilimler gibi sanatsal bir mimariyle yapılmış ve ahşap dış cephenin üzerine Sivrihisar dokumalarından esinlenmiş motifler işlenmiş. 2 katlı bir binada 600 metrekare alan sunan müzedeki kilimler hava almayan ve nemden koruyan cam fanuslar içinde sergileniyor. Müzede toplam 42 sergi salonu bulunuyor.
Eskişehir Otogarı’ndan kalkan minibüsler veya otobüslerle Sivrihisar’a yaklaşık 1,5 saatte ulaşabiliyorsunuz.
Sivrihisar Kilim Müzesi’ni pazartesi hariç her gün 10:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.
Kurtuluş Savaşı’nda alınan en önemli kararların en önemli mekanlarından olan İnönü Savaşları Karargah Evi 2001 yılından bu yana da ‘İnönü Savaş Müzesi’ olarak gezilebiliyor. İki katlı eski bir Osmanlı konağı olan müzede başta Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü olmak üzere diğer komutanların verdiği yazılı emirler, silahlar, diğer askeri malzemeler, İnönü’nün resmi üniforması ile etnografik eserler görülebiliyor.
Müzeye özel aracınızla gidecekseniz Bursa – Eskişehir ya da Kütahya – Eskişehir karayolu alternatiflerinden birini değerlendirebilirsiniz. İnönü ilçesi Eskişehir’e bağlı olmasına rağmen Kütahya’ya daha yakın. Eskişehir’in merkezinden müzeye gelmek için İnönü ilçesine giden 92S otobüs hattını kullanabilirsiniz. Otobüsle yolculuk yaklaşık 40 dakika sürüyor.
Müzeyi ücretsiz olarak hafta içi her gün 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz.
Porsuk Çayı kenarındaki yüksek bir plato üzerinde konumlanan Karacahisar Kalesi’nden günümüze pek bir şey kalmamış olsa bile, burası Osmanlı’nın ilk fethettiği kale olması açısından önemli. 200 x 300 metrelik bir alan kaplayan ve sadece birkaç sur duvarından ibaret olan kalenin fethi 1288 yılına, Osman Bey zamanına dayanıyor. Osman Bey fetih sonrası ilk hutbeyi burada okutmuş, Osmanlı’nın ilk sikkesi de burada basılmış.
Karacahisar Kalesi Eskişehir’in Odunpazarı ilçesi sınırlarında konumlanıyor. Tramvayla Odunpazarı’na geldikten sonra kalenin bulunduğu Karacahisar Köyü’ne gitmek için belediye otobüslerine ya da minibüslere aktarma yapmanız gerekiyor.
Deniz seviyesinden ortalama 1000 metre yükseklikte bulunan kale eşsiz bir şehir manzarasının da seyir noktası. TRT 1 ekranlarının sevilen dizisi Diriliş Ertuğrul’da da adı sık sık geçen kale geçmişin izlerini sürmek için de çok özel bir rota.
Detaylı bilgi için: Karacahisar Kalesi
‘Acaba bir masal kahramanı mı yoksa gerçekten yaşamış mı’ sorularıyla gizemini sürdüren bir tarihi kişilik Nasrettin Hoca. Bazı tarihi bilgilere göre Nasrettin Hoca 13. Yüzyılda Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğmuş, yaşamış, medrese eğitimi görmüş, köy imamlığı yapmış gerçek bir kimlik. Mizah anlayışı ve hazır cevaplı olmasını konu alan fıkralarıyla her daim andığımız Nasrettin Hoca’nın hayatının bir döneminde Sivrihisar’da yaşadığı ve burada kadılık yaptığı söyleniyor. Bölgede yapılan kazılar ve Nasrettin Hoca’ya ait olduğu düşünülen bir mezar da bu fikri destekliyor. Nasrettin Hoca’nın Sivrihisar’da yaşadığı ev günümüzde bir müze olarak ziyaret ediliyor.
Sivrihisar’da bulunan Nasreddin Hoca’nın Evi Eskişehir’in merkezine 118 km, Sivrihisar’ın merkezine 23 km, Eskişehir – Ankara karayoluna 8 km mesafede. Eskişehir’in merkezinden bineceğiniz Sivrihisar minibüsleri / otobüsleriyle ilçeye gelebilir, burada da dolmuşlarla köye ulaşabilirsiniz.
Nasreddin Hoca’nın Evi’ni her gün ücretsiz gezebiliyorsunuz. Eskişehir gezinizde denk gelirseniz burada her yıl 3 – 10 Haziran tarihleri arasında düzenlenen şenliklere de katılabilirsiniz.
Eskişehir’in Akhisar Köyü’nde yer alan ve bulunduğu köy ile aynı adı taşıyan Akhisar Kalesi, Friglerin izini sürmeye sevenlere hitap eden dokuz bin yıllık bir anıt. Volkanik kayaların oyulmasıyla inşa edilmiş bu kale ve çevresinde Roma – Bizans döneminden kalan kaya mezarlar da var. Yalnız hatırlatalım ki Akhisar Kalesi’nden günümüze hayal gücünüzü canlandıracak çok az şey kalmış.
Kalenin bulunduğu Akhisar Köyü’ne 18 – 33- 43 – 44 no’lu otobüslerle veya Şehir Hastanesi yönünden geçen tramvaylarla ulaşabilirsiniz.
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin sembolü olan Saat Kulesi şehir gezinizde karşılaşacağınız en fotojenik noktalardan. 1899 yılında devrin Sivrihisar Kaymakamı Mahmut Bey ve Belediye Reisi Yüzügüllü Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırılan kule 12 metre yüksekliğinde. Kayalık bir alanda konumlanan kule her yerden görünsün istendiği için inşasında da özellikle yüksek rakımlı bir yer seçilmiş. Haftada iki kez kurularak çalışan kulenin saati ise Avrupa’dan getirtilmiş. Saat Kulesi en son 2015 yılında restore edilmiş. Gece aydınlatmalarıyla muhteşem görünen Sivrihisar Saat Kulesi’ni Eskişehir gezilecek yerler listenize dahil etmeyi unutmayın.
Eskişehir ile Sivrihisar arası mesafe yaklaşık 100 kilometre. Eskişehir otogarından kalkan küçük minibüsler veya otobüslerle bu mesafeyi yaklaşık 1,5 saatte gidebiliyorsunuz.
Saat kulesinin önündeki seyir terası ilçenin panoramasını ayaklarınıza seriyor. Seyir terasına rahat çıkabilmek için kule ziyaretine spor ayakkabıyla gelmenizi öneriyoruz.
Eskişehir gezilecek yerler arasındaki şimdiki önerimiz doğada kamp ve piknik sevenlere gelsin. Kentin Tepebaşı ilçesi sınırlarında konumlanan Musaözü Tabiat Parkı, bir göleti çevreleyen yürüyüş - bisiklet yolları, kamelyalar, piknik masaları ile doğanın içinde keyifli zamanlar vadediyor. Gölün su seviyesi mevsimlere göre değişkenlik gösterdiği için suya girerken dikkatli olunması gerekiyor. Parktaki bitki örtüsü ve karaçam, söğüt, meşe, ardıç gibi uzun ömürlü ağaçlar gününüze yeşilin huzurunu katarken şehre çok uzak olmaması da bu huzuru çok yakın kılıyor. Musaözü Tabiat Parkı 1967 yılında tabiat parkı ilan edilmiş ve koruma altına alınmış.
Tabiat parkına özel aracınızla ulaşım sağlayacaksanız Eskişehir – Kütahya yolunu 21 kilometre takip ettiğinizde parka ulaşabilirsiniz. Ayrıca park alanına şehir merkezinden kalkan otobüsler ve tramvayla da gidebilirsiniz. Fakat bu araçlardan indikten sonra yaklaşık 20 dakika yürümeniz gerekiyor ve kamp için geliyorsanız bu yürüyüş taşıdığınız malzemelerle oldukça zor olabiliyor.
Park olta balıkçılığı, doğa fotoğrafçılığı ve çadır kampı için ideal bir ortam sunuyor. Parka karavanınızla da girebiliyorsunuz. Parka giriş ücretleri ise her yıl Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce revize ediliyor. Yayalar ve araçlı girişler için farklı tarifeler uygulanıyor. Parkta arı ve sinekler oldukça fazla olduğu için gelirken önlem almanız gerektiğini de özellikle belirtmiş olalım.
Eskişehir’de şehir merkezine çok yakın ama şehir hayatına uzak bir mesire yeri arıyorsanız Kent Ormanı sizi dinlendirecek o yer olabilir. 12 hektarlık devasa büyüklüğü, Porsuk Çayı kenarındaki konumu ve içindeki yemyeşil bitki örtüsüyle Eskişehirliler bu ormanı çok seviyor. Çınar, meşe, karaçam ağaçlarıyla çevrili alanda çocukların oynayabileceği oyun alanları, bisiklet yolları, tenis kortları, paintball alanları ve uzun uzun yürüyebileceğiniz yürüyüş yolları da var. Ormanın içindeki kır kahvesinde de çay – kahve içebiliyorsunuz. Orman girişinden 2 kilometre içeride sizi bir yangın kulesi karşılıyor. Biraz daha ilerleyince tarihi bir kale olan Karacaşehir Kalesi’nin yıkıntılarıyla karşılaşıyorsunuz.
Eskişehir Kent Ormanı şehir merkezine yaklaşık 7 km mesafede. Toplu taşımayla gitmek isterseniz Şehitlik – Üniversite Evleri arasında sefer yapan 34 no’lu minibüslerle kolayca ulaşabilirsiniz. Eskişehir Kent Ormanı’na Gençlik Bulvarı üzerinden giriliyor.
Kurtuluş Savaşı yıllarında amaçları Ankara’daki meclise ilerlemek olan Yunanlıların karargahı olan Eskişehir, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli 5 meydan muhaberesinden üçüne de cephe olmuş. Kanlıpınar Şehitliği Kütahya – Eskişehir muharebelerinin sürdüğü 20 – 21 Temmuz 1921 tarihlerinde şehit düşen 145 er ve 5 subay anısına yapılmış sembolik bir şehitlik. Tüm şehitleri temsilen 6 sanduka göreceğiniz şehitlikte Eskişehir’in kurtuluş günü olan 2 Eylül tarihinde anma törenleri düzenleniyor.
Kanlıpınar Şehitliği Eskişehir – Ankara karayolu üzerinde, Eskişehir’in merkezine 13 km mesafede konumlanıyor. Özel aracınızla gittiğinizde park sıkıntısı yaşamıyorsunuz. Toplu taşıma kullanmak isterseniz Eskişehir merkezden kalkan ve şehitliğin yakınından geçen 57 no’lu siyah otobüse binebilirsiniz.
Ülkemizin en büyük sulak alanlarından olan kuş cennetine balığının bolluğundan dolayı ‘Balıkdamı’ deniliyor. Asya’dan gelen yabanıl su kuşlarının batı bölgesindeki son durağı olan Balıkdamı Kuş Cenneti çok sayıdaki göleti ve sazlıklarıyla yaklaşık 30 bin dönüm alana yayılıyor. 5 kilometrelik genişliği 20 kilometrelik uzunluğuyla kocaman bir doğal yaşam alanı olan bu cennette balık tutabiliyor, fotoğraf safarisi yapabiliyorsunuz. Balıkdamı Kuş Cenneti 1980’den bu yana 2. Derece doğal SİT alanı, 1994’ten beri de yaban hayatı koruma alanı olarak korunuyor.
Svrihisar ilçe merkezine 25 kilometre mesafedeki Balıkdamı Kuş Cenneti’ne özel araçla gidebilirsiniz. Sivrihisar’dan Balıkdamı’na gidiş yaklaşık 40 dakika sürüyor.
Balıkdamı, Kuş Cenneti olarak anılsa kuşları bu alana çeken etken balıkların çok olması. Sakarya Nehri’nin taşkınlarıyla oluşan alandaki menderesleriyle kano sporu için de çok uygun olan alan, balıkçıl kuşları, pelikanları, balabanları ve flamingoları ile tam bir seyir şöleni.
Detaylı bilgi için:Balıkdamı Kuş Cenneti