Galata Kulesi, İstanbul’da gezilecek yerler denilince hemen aklımıza ilk gelen yerdir. Heybetli yapısıyla yüzyıllardır şehrimize göz kulak olur, biz içinde yaşayanları gözetler, başımıza bir hal gelsin istemez. Hakkında türlü hikayeler anlatılır Galata’nın ama hiçbirinin sonu kötü bitmez. Belki bazı hikayeleri yürek burkar ama sonunda bir şekilde ayağa kalkar Galata Kulesi. Onu ziyaret edenlere İstanbul’un en güzel manzarasını sunar, eğer iki kişi çıkarsanız da sizin aranızı yapıp baş göz etmek ister. Şehrin yangınlarına uzun yıllar deva olan, adına yazılan sevdalarda da aşıkların yangınlarına su serpen ve sevdalıları birbirine kavuşturan bir ünü devralan bir yer Galata Kulesi. Arnavut kaldırımları arşınlayarak eriştiğiniz Galata Kulesi belki de İstanbul’un kalbi olduğu kadar her İstanbul sevdalısının da kalbi. Galata Kulesi'nin tarihi ve hikayesiyle başlayalım.
{ad:0}{search:beyoglu-otelleri,Beyoğlu Otelleri}
Galata Kulesi, tarih sahnesine ilk olarak 507 yılında Bizans İmparatoru Anastasius tarafından bir fener kulesi olarak çıktı. Ancak bugünkü görünümüne ulaşması, 1348 yılında Cenevizliler tarafından gerçekleşen yeniden inşasıyla oldu. O dönem İsa’nın Kulesi (Tower of Christ) adı verilen kule, yüzyıllar içinde Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolüne geçti ve birçok farklı amaçla kullanıldı.
Osmanlı döneminde savaş esirleri için zindan olarak kullanılsa da, zamanla rasathane ve yangın gözleme kulesine dönüştürüldü. Ancak en ünlü olaylarından biri 1638 yılında, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesi’nden yaptığı tarihi uçuş denemesi oldu. Çelebi, kendi yaptığı kanatlarla İstanbul Boğazı’nı geçerek Üsküdar’a iniş yapmayı başardı. Tarih boyunca yangınlar ve savaşlar nedeniyle zarar gören Galata Kulesi, 2020 yılında yapılan son restorasyonla günümüzdeki ihtişamlı haline kavuştu.
Galata Kulesi, İstanbul’un en çok merak edilen yapılarından biri olmasının yanı sıra, köklü tarihi ve efsaneleriyle de ön plana çıkıyor. Popülerliği sayesinde birçok tarihi yapının önünde yer alan kule, Bizans döneminde şehri savunma amacıyla gözlem kulesi olarak inşa edilmiştir. Yıllar boyunca tepesinden gelebilecek saldırılar gözlenmiş ve savunma stratejileri belirlenmiştir. Osmanlı döneminde ise farklı amaçlarla kullanılmış, önce zindan olarak hizmet vermiş, ardından yangın gözetleme kulesine dönüştürülmüştür. Günümüzde ise Galata Kulesi, İstanbul’un 360 derece izlenebildiği muhteşem manzarasıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir simge haline gelmiştir.
Galata Kulesi’ne dair en romantik efsanelerden biri, buraya birlikte çıkan çiftlerin evleneceği inancı. “Galata Kulesi’ne kiminle ilk kez çıkarsan onunla evlenirsin” şeklinde dilden dile aktarılan bu hikaye, yıllardır hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler arasında oldukça popüler. Gerçekliği bilinmemekle beraber, kuleye çıkan çiftler bu hikayeye kapılıp hayallere dalmadan edemiyor. Eğer evlilik planları yapıyorsanız, bu efsaneyi gerçek kılmak için bir deneme yapabilirsiniz!
Tarihteki ilk insan uçuş denemelerinden biri olan Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçuşu, Galata Kulesi’ni daha da efsanevi kılan olaylardan biri. Sultan IV. Murad döneminde yaşayan Hezarfen Ahmet Çelebi, uzun yıllar süren araştırmalar ve deneyler sonucunda uçmaya karar vermiştir. Kendisi, Türk bilgini İsmail Cevheri’yi örnek alarak günümüzdeki hava taşıtlarının ilkel modelini yapmıştır. Kanatlı hayvanları inceleyerek tahtadan yaptığı kanatların sağlamlığını test eden Hezarfen, nihayet Galata Kulesi’nden atlayarak İstanbul Boğazı’nı aşmış ve Üsküdar’a başarılı bir iniş yapmıştır. Bu uçuş sadece Osmanlı tarihinde değil, Avrupa’da da yankı uyandırmış, İngiliz yazarlar tarafından eserlerde anlatılmıştır. Ancak, Sultan IV. Murad’ın Hezarfen’in bilgeliğinden korkarak onu Cezayir’e sürgüne göndermesiyle, uçuşun ardından Hezarfen’in hayatı trajik bir şekilde sona ermiştir. Osmanlı tarihçisi Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme adlı eserinde yer alan bu olay, Hezarfen Ahmet Çelebi’yi tarihin unutulmaz figürlerinden biri yapmıştır.
Galata Kulesi’ni romantik kılan bir diğer efsane ise, kule ile Kız Kulesi arasındaki aşk hikayesi. Efsaneye göre Galata Kulesi, karşı yakada bulunan Kız Kulesi’ne derin bir aşk beslemektedir. Ancak İstanbul Boğazı, bu iki aşığın kavuşmasına engel olur. Galata Kulesi, yıllar boyunca Kız Kulesi’ne olan aşkını mektuplarla dile getirir, fakat bu kelimeler dahi aralarındaki derin sevgiyi anlatmaya yetmez. Hezarfen Ahmet Çelebi, uçuş hayalini gerçekleştirirken, Galata Kulesi ona Kız Kulesi’ne yazdığı mektupları fısıldar. Hezarfen, rüzgarı arkasına alarak mektupları Kız Kulesi’ne ulaştırır. Aşkının karşılıksız olmadığını anlayan Kız Kulesi ise bu mutlulukla havalara uçar. Bu romantik efsane, İstanbul’un iki tarihi simgesini birbirine bağlayan bir hikaye olarak ziyaretçiler arasında ilgi görmeye devam ediyor.
Dünyanın en eski kulelerindendir Galata Kulesi. Tarihinde uzunca dönemler devletlerin arasında el değiştirse de, yangın gözetleme kulesi olarak kullanılması pek de değişmemiş. Hatta eskiden ona Galata Yangın Kulesi de derlermiş. İstanbul’un silueti için en ilham veren gölgelerden olan bu kule ayrıca 2013 itibariyle de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiş. Yığma tarzda moloz taş örgüleri üst üste ekleyerek oluşturulan Galata Kulesi, etrafındaki Arnavut kaldırımların göğe doğru yükselmesini devam ettirir gibi görünür. Sanki şehirde yaptığınız yürüyüşü kuleden çıkarak yukarıya taşıyacak gibi hissettirir ilk bakışta. Her bir Galata Kulesi hikayesi başkasını doğurur adeta. Galata’ya arşınlayıp çıktığımız o Arnavut kaldırımları da bu sırları saklamaya yardımcı olur. Aralarında gizlediği aşklar, yalnızlıklar, hikayeler İstanbul’un kulağına fısıldanır Galata’nın tepesinden. Her gördüğünüzde ise heybetinden hayran kaldığınız bir kule olan ‘’Galata Kulesi kaç metre acaba?’’dediğinizi duyar gibiyim. Bu kadar hikayelere konu olan ve ününü asla yitirmeyen bu kule yerden çatının en ucuna kadar ölçüldüğünde tamı tamına 69,90 metre etmekte.
Yapının girişinde de bir kitabe vardır. Bu kitabenin II. Mahmud döneminde eklenmesi nedeniyle dönemin padişahı için yazıldığı tahmin edilir. Kulenin kapısının üstünde, muhakkak içini gezdiyseniz dışarı baktığınız bir yuvarlak kemerli pencere var. Burada bizler selfie çekilmek için pozlar versek de aslında geçmişte bu pencereden askerler dışarıyı gözetlermiş. O giriş sonrası ise yukarı doğru dokuz kat devam eder. İlk yapıldığında sancak, sepet, işaret ve nöbet isimli dört katı olsa da bina 1849 yılında üzerine eklenen katlarla dokuza erişmiş.
Günümüzde yapının üçüncü katına kadar Ceneviz etkisi, sonrasında ise Osmanlı izleri taşıması en dikkat çekici ve gezenlerin hemen fotoğrafladığı bir farklılık. Tarihin içerisindeki savaşçılar gibi aldığı her bir darbeyi Galata Kulesi de üstünde büyük bir gururla taşımakta adeta. Kısacası Galata Kulesi içi de dışı gibi diyebiliriz aslında, taş yapısını korur ve tarihin her bir katmanını merdivenlerini çıkarken size hissettirir.
Galata Kulesi, İstanbul’un tarihi Beyoğlu ilçesinde, Haliç kıyısına oldukça yakın bir konumda Galata semtinde yer alıyor. 62,59 metre yüksekliğindeki kule, denizciler için önemli bir işaret noktası olmasının yanı sıra turistlerin de vazgeçilmez duraklarından biri, eşsiz İstanbul manzarası ile her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. İlçede konaklamayı düşünürseniz Beyoğlu otelleri sayfamız üzerinden listelenen tesisleri inceleyebilirsiniz.
Galata Kulesi’ne ulaşım oldukça kolay. İşte farklı ulaşım seçenekleri:
Galata Kulesi, ziyaretçilerini haftanın her günü ağırlıyor. Yaz sezonunda (1 Nisan-1 Kasım) 08.30-00.00 saatleri arasında ziyarete açık olan kule, kış sezonunda (1 Kasım-1 Nisan) 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Son bilet satışı kapanış saatinden bir saat önce yapılıyor.
Galata Kulesi’nin her katı, ziyaretçilere hem İstanbul’un tarihine hem de kuleye dair önemli detaylar sunan özel bir deneyim yaşatıyor. Tarihi bilgiler, eserler ve belgelerin yanı sıra animasyon, simülasyon ve oyun gibi interaktif deneyimlerle ziyaretçileri zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Geçmişi keşfetmek ve İstanbul’un büyüleyici hikayesini daha yakından öğrenmek isteyenler için adeta bir tarih laboratuvarı olan kule, gezilecek pek çok katıyla dikkat çekiyor. Eskiden kulede yer alan restoran ise artık hizmet vermiyor. Galata Kulesi’ni gezerken en iyi deneyimi yaşamak için en üst kattan başlayıp aşağıya doğru bir rota izleyebilirsiniz.
2024 yılı itibarıyla Galata Kulesi giriş ücreti kişi başı 650 TL olarak belirlenmiştir.
Müzekart sahibi olan öğrencilere ücretsiz ve öğrenciler istedikleri kadar bu haklarından faydalanıyor. Kısacası, Galata Kulesi artık TC Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlandığı için girişte müze kart geçerli. Müzekartınız ile ücretsiz olarak müzeyi gezebilirsiniz.