Gastronomi Diyarına Yolculuk: Meşhur Yemekleri ile Gaziantep

Bu şehri anlatmaya ne dil ne de kalem yeter. "Dünya yüzünden geniş bir ili, göz alıcı büyük yapıları her yerde aranan eşyası, birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve içecek pınarları ve ırmaklarıyla burası Şehr-i Ayıntab-ı Cihandır (Dünyanın Gözbebeği Şehir). "Evliya Çelebi'nin övgü dolu cümleleriyle bu şehri elimden geldiği kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Öncesinde küçük hatırlatmalarla başlayalım.

Gaziantep Hakkında

Gaziantep İsmi Nereden Geliyor?

{facility:0} Gaziantep, Türkiye'nin hatta dünyanın yaşanılan en eski kentlerinden biri. Ayıntap adı zaman içerisinde Antep, Entep ve Antap gibi değişikliğe uğramış, 1921 yılında şanlı direnişler sonrasında çıkarılan yasa ile Antep'e Gazi unvanı verilmiş ve şehir "Gaziantep" adıyla anılmaya başlamış. Türkiye'nin en kalabalık 8. ili olma özelliği taşıyan şehir, Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu il olarak biliniyor aynı zamanda.

Gaziantep’e Ne Zaman Gidilir?

Gaziantep’i gezmek için nisan, mayıs ve haziran ayları oldukça ideal. Diğer aylarda da gelebilirsiniz elbette. Gaziantep’in genel iklim şartları bu duruma elverişli. Gaziantep’i gezmek için ise 2-3 gün ayırmanız yeterli olur. Zaten ben de bu kadar süreli bir gezi planlamıştım.

Gaziantep’in Neyi Meşhur?

Katmer, baklava, beyran, yuvalama, nohut dürüm, simit kebabı, ekşili köfte, Antep fıstığı... Bunların hepsi Gaziantep’te tatmanız gereken olmazsa olmaz lezzetlerden.

Gaziantep’te Gezilecek Yerler

1 - Gaziantep Milli Mücadele Müzesi (Savaş Müzesi)

Gaziantep Gezilecek Yerler listemizin ilk sırasında şehrin gazi unvanını nasıl hak ettiğini çok iyi bir şekilde anlatan, eski adıyla Savaş, yeni adıyla Milli Mücadele Müzesi var. Kurtuluş Savaşı'nda en küçüğünden en büyüğüne halkın gösterdiği kahramanlığı, tüm zorluklara ve açlıkla mücadeleye rağmen kazanılan zaferi çarpıcı bir şekilde anlatıyor tüm eserler. Gaziantep ile tanışmak, Gaziantep'i anlamak için başlangıç noktanız kesinlikle burası olmalı. Kulaklıkla Antep tarihini dinlerken duygulanarak gezeceğiniz bence en önemli müzelerden. Müzenin bir kısmı tarihi bir konakta, bir kısmı da hemen altındaki mağarada sergileniyor. Burada da fark edeceğiniz üzere yaygın olarak kullanılan mağara kültürü var Antep'te. Birçok evin bodrum katında da serinlemek için gizli mağaralar varmış. Kurtuluş Savaşı sırasında da halk bu mağaralara saklanarak direnmiş.

Müze giriş saatleri: Her gün saat 09:00-18:00 arası açık.

Giriş Ücretsiz.

2 - Zeugma Mozaik Müzesi

9 Eylül 2011 tarihinde Gaziantep'te açılan ve 1700 metrekarelik mozaik ile dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan Zeugma Mozaik Müzesi, dünyaca ünlü "Çingene Kızı" mozaiğine ev sahipliği yapıyor. Dünyanın birinci büyük mozaik müzesi ise Hatay’da bulunuyor, bu bilgiyi de buraya koyalım.

Müze giriş saatleri: Hafta içi her gün açık olan müze; kışın saat 09:00-17:00, yazın saat 09:00-19:00 arası faaliyet göstermekte.

Müze giriş ücreti: Yetişkinlere 50 TL olan müzede Müze Kart geçerli ve öğrencilere ücretsiz.

3 - Gaziantep Hamam Müzesi

Şarkılara konu olan meşhur Antep hamamlarının müzesi, 1577 tarihinde yapılmış, 2015 yılında belediye tarafından restorasyonu sağlanarak müzeye dönüştürülmüş. Çiğ köfteye kadar her ayrıntının düşünüldüğü müzeyi mutlaka görün.

Müze giriş saatleri: 08:30-17:30

Müze giriş ücreti: Tam 10 TL, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz. Müze Kart geçerli değil.

4 - Bakırcılar Çarşısı

Dükkanlarında bakırı işleyen ustaları, alışveriş yapmasanız da izlemenin keyifli olduğu tarihi çarşı mutlaka listenizde olsun. Genellikle bakır eşyalar satıldığı için adını buradan almış. 400 yıldır devam eden bir el sanatı olan bakırcılığı görebileceğiniz buram buram tarih kokan bir çarşı Bakırcılar Çarşısı. Bir de yemeni ayakkabılar var. Gaziantep'e ait olan bu ayakkabılar; koyun, keçi, oğlak, sığır, manda olmak üzere 5 farklı hayvan derisinden üretiliyor. El işçiliği ve dikişe dayanan bir emek. Mutlaka bir inceleyin.

5 - Tarihi Gümrük Hanı

Gümrük Hanı, Hacı Ömer Efendi tarafından 1873-1878 yılları arasında yaptırılmış. "Yolcu Hanı" olarak inşa edilen hanın zemin katındaki mekanlar depo ve ahır, üst katta yer alan odalar ise yolcuların kalması için yapılmış. Günümüze kadar han, dükkan ve depo olarak kullanılmış. Yöre insanının tarihsel süreçte uğraşı olan gümüşçülük, bakır işlemeciliği, kilimcilik, yemeni yapımı, sedefkarlık, aba dokumacılığı, kutnu ve alaca dokumacılığı, ahşap oyma ve ağaç işleri, mozaik yapımı, tespih yapımı ve Gaziantepli hanımlar tarafından yapılan Antep işi el işlemesi gibi meslekler yok olmaya başlamış zamanla. Şahinbey Belediyesi kaybolmaya yüz tutmuş bu el sanatlarını gelecek nesillere aktarmak, tanıtmak ve bu el sanatları ile uğraşanlara satış merkezi olacak şekilde Tarihi Gümrük Hanı’nı restore ettirmiş ve gelecek nesillere aktarma amacı ile "Yaşayan Müze Tarihi Gümrük Hanı" olarak Uzun Çarşı’daki asırlık binayı hizmete açmış.

İçeride değişik dükkanlar var. Buranın en meşhurlarından biri olan Kahveci Seddah Bey. Nasıl yapıldığı sır gibi saklanan iki ayrı kıvamda, birbirine karışmadan yapılan dibek kahvenizi yudumlayıp yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Çift renk, çift tat...

Müze giriş saatleri: Pazartesi günleri hariç haftanın 6 günü saat 09:00-18:00 arası açık.

Giriş ücretsiz.

6 - Rumkale

Merkezden 1,5 saat uzaklıkta olan Rumkale, Gaziantep ile Urfa arasında bulunuyor. Rumkale, her iki şehrin paylaşamadığı bir güzellik konumunda. Fırat Nehri ile Merzimen Çayı’nın birleştiği, yüksek kayalarla örtülü yıllara direnen bir kale. Buraya kadar gelmişken tekne turu yapmadan dönmeyin. Tekne turunda Birecik Barajı'nın sularının tarihe gömdüğü köyleri göreceksiniz. Yaz-kış tekne turu yapılıyor ve mevsime göre fiyatlar değişiyor. Pazarlık yapmayı ihmal etmeyin. Tekne turunda Halfeti (Şanlıurfa) ve diğer köyleri görebilirsiniz. Urfa'ya bağlı, sular altında kalıp terk edilen Şavaşan Köyü’nü de bu tekne turunda görebilirsiniz.

Araç ile gitmek zaman açısından daha iyi ama aracınız yoksa merkez veya otogardan B70 İstasyon-Yavuzeli son durakta inerek, kalan 1,5 km yolu yürüyerek teknelerin kalktığı yere ulaşabilirsiniz. Yol yorucu ama değer mi derseniz kesinlikle evet. Dikkat etmeniz gereken nokta ise geri dönüş yolunda otobüslerin kalkış saati. Telefon numaralarını veya saatle ilgili bilgileri almadan otobüsten inmeyin.

7 - Gaziantep Bey Mahallesi

Dar sokaklarıyla Bey Mahallesi, Gaziantep'in eski yerleşim yerlerinden biri. Çoğu müzeye dönüştürülmüş, Ermenilerden kalan taş evlerle dolu tarih kokan bir mahalle. Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde Bey Mahallesi için söylediği satırları anmadan olmaz. "Şehrin her sokak başında kale gibi kapıları vardır. Her gece sokaklarında kandiller yanar…"

1587 yılında bu bölgede yapılan Bey Camii’nden adını alan Bey Mahallesi, 2007 yılına kadar terkedilmiş evleri, ıssız ve bakımsız daracık sokakları, tarihi taş konakları ile atıl bir şekilde kaderine terk edilmişti. 2007 yılında, Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB) tarafından başlatılan bir proje ile günümüzdeki haline yavaş yavaş dönüştürülmüş.

19.yy ikinci yarısında mahallede yaşayan Ermeni vatandaşların mahalle kültürüne katkılarını, inşa edilen taş konaklarda görebiliyorsunuz. Muazzam ve biribirinden farklı taş işçiliği örneklerini barındıran mahalle, tam bir kültür mozağinin örnekleri arasında...

Kente tekrar kazandırılan Bey Mahallesi’nde tarihi konakların bir çoğu restorasyon sürecinden geçirilerek son yıllarda turizme kazandırıldı. Atatürk evi, Oyun ve Oyuncak müzesi, Hasan Süzer Etnografya Müzesi ve Ali İhsan Göğüs Müzesi ziyaret edebileceğiniz mekanlardan bir kaçı. Yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olan Bey Mahallesi, geçirdiği dönüşüm sonrası sürdürülebilir turizm örneklerinin en iyileri arasında yer alıyor.

Müzelerin yanı sıra mahallede çok sayıda kafe, restoran, butik otel işletmesi de yer alıyor. Günümüzde birçok dizi, film setine ev sahipliği yapan mahalle, fotoğraf çekimleri için de tercih edilen yerler arasında.

Avlulu evlerin bir kısmı restoran ve kafelere dönüştürülmüşken, konaklara baktığınızda kimbilir kimlerin bu konaklarda yaşadığını hayal ediyorsunuz... Örneğin eski bir Ermeni Konağı olan ve kaderine terkedilen bir konak, Gaziantep’li bir iş adamı tarafından alınıp, özüne uygun restore ediliyor ve bugünkü adıyla Papirüs Kafe olarak işletiliyor. Bey Mahallesi’ne gittiğinizde mutlaka bu kafenin avlusunda soluklanın, üst katına çıkıp, tarihin izlerini ve yaşanmışlıkları hissedin.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bu dönüşüm projesinde, Turizm Bakanlığının desteğinin yanı sıra özel girişimlerin de mahalleye değer katmasını bekliyor. Hala oldukça bakımsız ve terkedilmiş birçok konak dönüştürülmeyi ve değişimi bekliyor.

8 - Papirüs Cafe

Eski Ermeni konağını varlıklı bir aile olan Dailer satın alarak alt tarafını cafe olarak düzenlemiş. Menü seçenekleri sınırlı, bir çay molası için buraya gelip konağı gezebilirsiniz (1884 yapımı). Rivayete göre Atatürk Antep'e geldiğinde bu evde konaklamış. Bey Mahallesi’ne kadar gelmişken buraya uğramadan dönmeyin.

9 - Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi

Bey Mahallesi’nde bulunan Oyuncak Müzesi. Sunay Akın danışmanlığında, Avrupa'daki koleksiyonerlerden Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafınca satın alınan; 1700-1990 yıllarına ait el ve fabrika yapımı 600'e yakın oyuncak müzede sergileniyor. Oyuncak Müzesi, Türkiye’nin dördüncü oyuncak müzesi olma özelliğini taşıyor.

Müze giriş saatleri: Her gün saat 08:30-17:30 arası açık.

Müze giriş ücreti: Tam 5 TL, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz, Müze Kart geçerli değil.

10 - Emine Göğüş Mutfak Müzesi

Gaziantep, 2016 yılında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na "Gastronomi" alanında dahil olarak hak ettiği unvana kavuştu. Bu unvanı daha iyi anlamak için Mutfak Müzesi’ne gitmeden olmaz. Burada öğrendiğim deyimlerden biri "fekke sofrası". Kuruyemiş, meyve, tatlı ikram edilen yer sofralarına fekke sofrası deniyormuş.

Müze giriş saatleri: Her gün saat 08:30-17:30 arası açık.

Müze giriş ücreti: Tam 5 TL, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz, Müze Kart geçerli değil.

11 - Gaziantep Kalesi

Şehir merkezinde yer alan Gaziantep Kalesi'nin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hususunda kesin bir bilgi yok. Kesin bir bilgi olmaması rağmen efsaneleri beraberinde getiriyor hemen. Efsaneye göre; kaleyi zengin bir kadın yaptırıyormuş. Bir gün sokağa çıkmış ve yolda kalabalık insan topluluğunun bir cenaze götürüşüne rastlamış. Yanındaki uşağına dönerek "bu nedir" diye sormuş. Uşak ise; "Efendim insanlar bir gün gelir ölürler, ölülerini de böyle tabut içinde taşıyarak mezarlığa götürür ve toprağa gömerler. Gördüğünüz tabutun içinde dün bizim gibi canlı olan bir insan cesedi var." der. Bunun üzerine zengin kadın uşağıyla beraber geri döner ve kaleyi yapan ustaları yanına çağırarak; "Bırakın kale yarım kalsın, ben ölümü hiç düşünmezdim." der. İşte bu efsaneye göre Gaziantep Kalesi’nin tarihi eski çağlara kadar uzanıp gidiyor. Ancak bu halk arasında anlatılan efsanede kesin bir tarih yok.

En baştaki notlarda hatırlarsanız Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu il olduğunu belirtmiştim. Bu müzede Atatürk'ün kimlik fotoğrafını görebilirsiniz.

Müze giriş saatleri: Her gün saat 08:30-17:30 arası açık.

Müze giriş ücreti: Tam 10 TL, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz, Müze Kart geçerli değil.

12 - Kavaklık Parkı

Şehir merkezindeki en büyük park. İçerisinde oturabileceğiniz kafeler var. Parkın ortasındaki piyanoda, öğle saatlerinde konservatuar öğrencileri piyano çalıyor, tüm parkta dinleniyor. Güzel bir etkinlik. Baharda ise bu parkın her yerine lale ekiliyor, her yer çiçek, her yer renk. :)

13 - Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü

Biliyorsunuz ki Antep'in fıstığı meşhur. Meşhur Antep fıstığı ağacını görebileceğiniz, içerisindeki kafelerde vakit geçirebileceğiniz bir park.

14 - Bayazhan

Gündüz müzesi gezilebilir. 3 bölümden oluşuyor. Meyhane, restoran ve pub. Ortamı harika ama yemekleri çok güzel değil.

Müze giriş saatleri: 08:30-17:30

Müze giriş ücreti: Tam 5 TL, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz, Müze Kart geçerli değil.

15 - Hışvahan

Eski tarihi hanları restorana çevirmişler. Fiyatları ortalamanın üstünde ama ortam güzel. Millet Hanı ve Tütün Hanı’nı da görmeden dönmeyin diyerek listemize yemeklerle devam ediyoruz.

Gaziantep’te Ne Nerede Yenir?

Gaziantep'te 20 saat yenir, 4 saat ne yenileceği düşünür diye bir söz var. Öyle zengin bir mutfak, öyle yemek kültürü var ki Gazantep Yeme - İçme Mekanları listemiz biraz uzun o yüzden.

1 - Dürümcü Recep Usta İbrahimli

Nohut dürüm Antep’e özgü bir yiyecek. Özelliği nohutun et suyunda pişmesi. Denemek isteyenler, deneyip tadına doyamayanlar için doğru adres burası. :) Bir Dürüm 6 TL.

2 - Küşlemeci Mehmet Usta

Küşleme burada yenir. 200 gram Küşleme 48 TL.

3 - Kebapci Halil Usta (Karşıyaka)

En iyi kebap burada. Bazen öğlen bazen öğleden sonra kapatıyor. Zamanınızı ayarlayıp öyle gidin kapalı kapılarla karşılaşmamak adına. :) Simit-Kuşbaşı 30 TL (Simit kebabı deyince aklınızda ne canlandı bilmiyorum ama ince bulgur ve kıyma ile hazırlanan bir kebap çeşidi). Küşleme 35 TL.

4 - Katmerci Zekeriya Usta

Araya biraz da tatlı katalım, ağzımız tatlansın. Katmer sevenler, yine köklü mekanlardan biri olan Katmerci Zekeriya Usta'ya bekleniyorsunuz. Porsiyonu 30 TL.

5 - Tahmis Kahvesi

Çok yemek oldu, e gezdik, üstüne bir yorgunluk kahvesi için Tahmis'e bekleniyorsunuz. Yine saatleri ayarlamayı unutmayın, 17:00 gibi fasıl var burada, fasıl eşliğinde menengiç kahvenizi yudumlamak için doğru adres.

6 - Metanet Beyran

Kuzu eti, iç yağ, pirinç, et suyu ve sarımsaktan oluşan beyran için önerim Metanet. Beyran 22 TL.

7 - İmam Çağdaş

Gaziantep yöresine ait yemeklerden Ali Nazik denemeniz için İmam Çağdaş. Ben gittiğimde menüde Yenidünya (Malta Eriği) kebabı gördüğümde çok şaşırmıştım, mevsimden dolayı olmadığı için deneyemedim. Mevsiminde giderseniz aklınızda bulunsun. Ali Nazik 22 TL, simit kebabı 39 TL, Yenidünya kebabı 45 TL (ağustos-eylül ayı).

8 - Koçak Baklava

Baklava yemek isteyenler buradan. :) Porsiyon 21 TL.

9 - Ciğerci Löküs

Ben ciğer sevmiyorum ama deneyen arkadaşlarımın tavsiyesiyle de siz ciğer sevenler için bunu buraya bırakıyorum. Dürüm 17 TL, porsiyon 34 TL.

10 - MSM Erikçe

Akşam yemeğinize eşlik eden güzel bir manzara için MSM Erikçe.

11 - Yesemek Gaziantep Mutfağı

Dünya bir ev olsaydı mutfağı kesinlikle Gaziantep olurdu. Bu liste uzar da gider anlayacağınız üzere. Benim vaktim yok ama genel olarak Antep yöresine ait yemekleri azar porsiyonlarla denemek istiyorum diyorsanız burayı değerlendirebilirsiniz. Not: Fiyatlar biraz tuzlu.

"Bir Gastonomi Tutukunu" Coşkun Aral İle Gaziantep Üzerine

gastronomi sihirbazlarının diyarı gaziantep

Yemeğe düşkün insanların yolu Gaziantep’e sık düşer. Sahip olduğu mutfak kültürüyle markalaşmayı başarmış olan Gaziantep, ağzının tadını bilenlere beklediğinden fazlasını sunar. Şehrin markalaşmış yemeklerini tadabilmek için seçenek bol. Her öğün farklı bir tatla buluşulan bu şehirde, alınan kalorileri yakmak için çarşı-pazar dolaşmak da büyük keyif veriyor. Ne var ki, sokaklarda tehlike büyük, her an insanı baştan çıkarabilecek bir lezzetle karşılaşmak olası.

Gaziantep Mutfak Sanatları Merkezi

2017 yılının Nisan ayında açılan Gaziantep Mutfak Sanatları Merkezi, şehrin zengin yemek kültürüne tanıklık etmek isteyenler için doğru adres. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren bu merkezde her hafta iki menü çıkıyor. Bir hafta yediğinizi bir sonraki hafta bulamıyorsunuz. Yemek kültürü zengin olunca çeşit de bol oluyor. Üstelik mönüdeki tüm yemekler, çorbasından zeytinyağlısına, tencere yemeklerinden tatlısına kadar sadece lezzetiyle değil, sunumuyla da ziyaretçilerinin beğenisini kazanıyor.

Yeşil Altın: Antep Fıstığı

Gastronomi kenti olarak adından söz ettiren Gaziantep, bugün Türkiye’deki fıstık üretiminin %60’ını karşılıyor. Fıstık bol olduğu için de birçok yemekte fıstık kullanılıyor. Yaşamın her alanında kendinden söz ettirmeyi başaran bu değerli meyve, "yeşil altın" tanımlamasını fazlasıyla hak ediyor.

Fırat yamaçlarında uçsuz bucaksız ekilmiş Antep fıstığı ağaçları, sadece bugünün değil, fıstığın geçmişte de bölgenin lezzet dağarcığında yer aldığını ortaya koyuyor. Bugün Yavuzeli ve Nizip ilçelerinde tespit edilmiş ve anıt ağaç olarak belirlenmiş fıstık ağaçları, yeşil altının bölgede yüzlerce yıldır tüketildiğinin göstergesi.

Dünyada başlıca fıstık üretici ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin Antep fıstığı alanı ABD’den fazla olmasına rağmen, ülkemiz üretimde ABD’den geride. İran ve ABD’den sonra Türkiye fıstık üretiminde üçüncü sırada yer alıyor. Bunun en önemli nedeni de fıstık üretiminde yapılan hatalar. İşte tam bu noktada 2011’de başlayan ‘Fıstığımız Bol Olsun’ projesinden bahsetmek gerekiyor. Tema ve Nestle Damak işbirliğiyle hayata geçirilen projeyle Gaziantep, Şanlıurfa ve Adıyaman çevresinde seçilmiş bahçelerde, Antep fıstığı üretiminde kalite ve verimliliği arttırmak hedefleniyor. Çiftçilere verilen uygulama tabanlı eğitim programıyla üretimde yapılan hata ve eksikler giderilerek, beş yıl içinde %50’ye yakın bir verim artışı sağlanmış.

gastronomi sihirbazlarının diyarı gaziantep

Gaziantep’te bulunan Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü, fıstık yetiştiriciliğinde karşılaşılan sorunlara çözümler arıyor, hastalıkları tanıyıp çözüm geliştiriyor ve topraktan meyveye uzanan yolda türlü bilimsel çalışmalarla yeşil altının geleceği için çalışıyor. Fıstığımız Bol Olsun projesiyle de elde edilen bilimsel bilgiler, çiftçilere ulaştırılarak yerinde eğitimle, verimde fark yaratılması hedefleniyor. Proje bahçelerinde artan verim sayesinde çiftçilerin yüzü gülüyor ve yetiştiricilikte geçmişten gelen yanlış uygulamalar da birer birer değiştiriliyor. Tabii tüm bu sürecin zaman aldığını ve her çiftçiye tek tek ulaşılması gerektiğini düşününce, yürütülen projenin koordinatörü olan Yüksek Orman Mühendisi Metin Şenol’un önemli bir görev üstlendiği ortaya çıkıyor. Öyle ki, Metin Bey artık "Fıstık Dede" olarak anılmaya başlanmış. Her gördüğü ağacı okuyabilen Metin Şenol’un çabaları sayesinde, geçmişte "Dede diker, torun yer." denilen Antep fıstığında hasadı, kim ekerse o yapıyor.

Aşılama ve budama fıstık üretiminde kaliteyi arttırıyor. Geleneksel alışkanlıkları ağır basan çiftçiler aşılamayı ağaç bilek kalınlığına geldiğinde yapıyor, oysa Metin Bey aşının üçüncü yılda yapılmasını öneriyor ve devam eden yıllarda yapılacak şekil budamalarıyla da verimin artacağını söylüyor. Bu sayede Antep fıstığı ağaçları beşinci yıllarında ürün vermeye başlıyor. Oysa genel kanı, verim için 18-20 yıl beklenmesi gerektiği. Bir diğer sorun da sulama. Sulamanın ağaçların ihtiyacına uygun olarak, her yıl bölgenin aldığı yağış miktarı hesaplanarak yapılması gerekiyor. Ağacın gövdesine su değmemesi gerektiğini de Metin Bey’den öğrenmiş oldum. İşin sırrı çok. Ağacı ekip gerisini topraktan beklemekle olmuyor. Tıpkı Metin Bey’in dediği gibi, "Allah’ın bereketi kulunun alın teriyle oluyor."

Dünya, bu topraklardan çıkan bir ürünü Amerika’dan ve İran’dan alırken, tüm çabayı sadece Gaziantep’ten beklemek de haksızlık. Gastronomi konusunda marka olmayı başarmış kentimiz, şimdi de adını verdiği Antep fıstığında büyük bir atılım yapıyor. Darısı diğer fıstık üreticisi şehirlerimizin başına.

Gaziantep’e Nasıl Gidilir?

Gaziantep’e en mantıklı ulaşım için havayolunu tercih edebilirsiniz. Özellikle vaktiniz azsa en hızlı ulaşım bu şekilde. Ben öyle yaptım. İstanbul-Gaziantep arası uçakla 1 saat 35 dakika sürüyor. Bunun dışında pek çok otobüs firması da Gaziantep’e sefer düzenliyor. Kendi aracınız ile de gelebilirsiniz elbette. Havayolu tercih edecekler eğer araba kiralamayacaklarsa Havaş ile şehir merkezine ulaşım sağlayabilirler. Havalimanından şehir merkezi Havaş ile yaklaşık 20 dakika sürüyor.

Gaziantep’te Şehir İçi Ulaşım

Rumkale dışında şehir içinde her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Toplu ulaşım ile de her yere rahatlıkla ulaşmak mümkün. Ancak tekrar ediyorum, Rumkale hariç. :) Tabi araba kiralamak da bir seçenek.

Gaziantep’te Nerede Kalınır?

Şirehan Hotel: Güneydoğu'nun en büyük butik otel unvanına sahip 134 yıllık eski bir yapı.
Anadolu Evleri: Taş binadan oluşan 150 yıllık geçmişe sahip bir yapı.
Melek Lara Butik Otel: Eski Antep Evleri örneği olan butik otel.

Gaziantep’teki diğer otel seçenekleri için:

{search:gaziantep-otelleri,Gaziantep Otelleri}