Çok zengin bir kültür mozaiğine sahip olan Gaziantep, tarihinden daha çok yemekleriyle rağbet gören gurme şehirlerimizden. Resmi-dini tatiller, hafta sonları, hatta günübirlik gidiş gelişlerin favorisi olan kent "Güneydoğunun Paris’i" olarak da anılıyor. Hem modern bir şehir havası hem de yerel bir kültürle karşılaşacağınız şehirde, gidiş sürenize bağlı olarak yapılacak birçok şey, gidilecek birçok yer ve tadına bakılacak birçok lezzet var. Gaziantep’te başka neler mi var, haydi listeleyelim!
{ad:0}Kahvaltının mutlulukla olan ilgi ve alakasını Gaziantep’in sabah sofralarına oturduğunuz zaman anlıyorsunuz. Tabii biz kahvaltı dedik ama bu lezzetlerin günün her diliminde büyük hatırı var. İçi bol fıstıklı ve kaymaklı katmeri sıcak sıcak yemek ve yanına da bir çay söylemek. İçinizi yakacak bir beyran çorbası içmek ya da şişte ciğeri ekmeğin arasına döşeyip mideye indirmek bizce bu şehre mahsus bir ritüel. 2015 yılından bu yana UNESCO’nun gastronomi şehirleri arasına giren Gaziantep’in mutfağı bambaşka. Ali Nazik, Küşleme, Simit kebabı gibi kebap literatürüne girmiş bol çeşidiyle bu şehir rejim için hiç uygun değil. Tabii et ağırlıklı bu sofraların ardından en iyi giden lezzet de tatlısıyla baymayan, ağızda kıtır kıtır dağılan baklava ve şöbiyet. Denemeden dönmeyin, dönerken de paket paket getirin. Sabah sabah ağır gelir deseniz de bizce denemeye değer!
Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaiklerin sergilendiği müze, alanında dünyanın en büyüklerinden biri. Tıpkı bir halı gibi rengarenk, desen desen mozaikleri gördüğünüzde ve bunların Roma döneminde zengin bir zümrenin oturduğu alanlardan çıktığını öğrendiğinizde çok şaşırıyorsunuz. Çünkü çoğu sanki 1980’lerden kalmış gibi çok iyi korunmuş ve resmen olağanüstü bir sanat yaratılmış. Müzedeki Çingene Kızı mozaiği hem müze hem de dünya için bir başyapıt olup özel bir bölümde sergileniyor. Şehitkamil Caddesi üzerindeki müzeyi müzekartla gezebiliyor, müzekartınız yoksa Zeugma müzesi giriş ücreti için 40 TL ödüyorsunuz.
Mezopotamya ruhunu yansıtan atmosferiyle, hem çok renkli hem de çok etnik Bakırcılar Çarşısı. Sadece alışveriş için gidin diyeceğimiz bir yer değil, sedefçilik, bakırcılık gibi neredeyse 400 yıllık geleneksel zanaatların da merkez üssü burası. Dilerseniz el emeği bakır, yemeni gibi şehre mahsus ürünler alabiliyor ya da Almacı Pazarına geçip salça, baharat alışverişi yapabiliyorsunuz. Çarşı gezmeye doyamayanlardansanız Habbabçılar Çarşısı, Saraciyeciler Çarşısı, Külekçiler Çarşısı gibi merkezdeki yan yana dizili diğer çarşıları da gezebilirsiniz.
İçinde 80 dükkan olan bu bedesten iki katlı. ‘Kara basamaklı Bedesten’ olarak da bilinen bu yapı 18. Yüzyıldan kalma olup kitabesinde dört dizelik bir şiir yazıyor. Takıların ışıltısı ve nostaljik atmosferiyle gezilip görülesi bu eski yapı diğer çarşılara da çok uzak değil. {product:32679}
20. Yüzyıl başlarına kadar Ermenilerle Müslümanların bir arada yaşadıkları Bey Mahallesi, şimdiye kadar birçok dizinin çekildiği taş konaklarıyla Gaziantep’in tarih geçidi. Uzun yıllar unutulup kalmış bu nostaljik mahalleye 2007 yılında belediyenin eli değmiş ve aslına uygun olarak restore edilmiş. Mahalledeki Oyun ve Oyuncak Müzesi, Atatürk Evi, Hasan Süzer Etnografya Müzesi, Kurtuluş Camii ve Bey Camii’nin yanında eski kiliseler de görmeye değer. Ayrıca dar sokaklarda çok ilginizi çekecek birçok tematik kafe, restoran ve butik otel de göreceksiniz.
Tahmis sıradan bir kahve dükkanı değil, Gaziantep’in geçmişi 1600’lü yıllara dayanan tarihi mekanlarından. Eski mimarisi korunarak değişik dönemlerde restorasyondan geçen bu nostaljik dükkana kebaplı baklavalı bir yemek sonrası uğrar ve bir kahve ya da zahter çayı içerseniz hafifleyeceksiniz. {product:15667}
Aslında her şehrin bir kalesi var ve ilk kez gittiğiniz bir şehirde kaleye çıkıp etrafı izlemek de adetten. Şahinbey ilçesindeki Gaziantep Kalesi muhtemelen 12. veya 13. Yüzyılda inşa edilmiş bir Selçuklu yapısı. Kaleye ücretsiz girebiliyor ve içindeki Antep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi’ni gezebiliyorsunuz. {product:20513}
Merzimen Çayı’yla Fırat Nehri’nin birleştiği noktada bir yarımada üzerinde konumlanan Rumkale’ye, Gaziantep’in Yavuzeli ilçesine bağlı Kasaba Köyü’nden ve Şanlıurfa Halfeti’den tekneyle ulaşabiliyorsunuz. Kale hem görsel açıdan hem de tarihi değeriyle önemli bir eser. Bir rivayete göre İncil’in nüshaları burada çoğaltılıp dünyaya yayılmış. Doğru mu bilemesek de etrafını saran zümrüt yeşili suya düşen aksi bu kaleye hayran olmanız için en görünen sebep.
Gaziantep'e ulaşım için havayolunu tercih edebilirsiniz. Özellikle vaktiniz az ise en iyi ulaşım şekli havayolu. İstanbul-Gaziantep arası uçak seferleri 1 saat 35 dakika sürüyor. Bunun dışında pek çok otobüs firması da Gaziantep'e sefer düzenliyor. Kendi aracınız ile de gelebilirsiniz elbette. Havayolu tercih edecekler eğer araba kiralamayacaklarsa Havaş ile şehir merkezine ulaşım sağlayabilirler. Havalimanından şehir merkezi Havaş ile yaklaşık 20 dakika sürüyor.
Gaziantep'i gezmek için nisan, mayıs ve haziran ayları oldukça ideal. Diğer aylarda da gelebilirsiniz elbette. Gaziantep'in genel iklim şartları bu duruma elverişli. Gaziantep'i gezmek için ise 2-3 gün ayırmanız yeterli olur. {product:41099}
Gaziantep’i en iyi şekilde gezmek için Merkezi bir konumda olan otellerde kalabilirsiniz. Gaziantep’te doyasıya gezmek, Gaziantep tatlarını da zahmetsizce tatmak istiyorsanız, sizin için derlediğimiz Gaziantep Otellleriyazısına göz gezdirebilir, seyahatinizi unutulmaz bir deneyime dönüştürebilirsiniz. {product:5017}{search:gaziantep-otelleri,Gaziantep Otelleri}