Kapadokya’da yer alan Hacı Bektaş Veli Külliyesi ve Müzesi, yalnızca manevi atmosferiyle değil, aynı zamanda derin bir tarih yolculuğu sunmasıyla da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Büyük mutasavvıf Hacı Bektaş Veli’nin öğretilerini yansıtan külliye, bir zamanlar Yeniçeri Ocağı’nın ruhani merkezi olarak da kabul edilmiş. Günümüzde müze haline getirilen külliye, türbeleri, dev yeniçeri kazanları ve dönemin eşsiz eserleriyle ziyaretçilere geçmişin izlerini taşıyor. İçeri adım attığınız anda, tarih ve maneviyatın bir arada yoğrulduğu bir dünyaya girmiş gibi hissediyorsunuz.
{ad:0}Külliye içerisinde, zikir yapılan odalardan ilim odalarına, çilehanelerden yemekhanelere kadar her bölümü ayrıntılı olarak ziyaret edebilirsiniz. Dergahın günlük yaşamda kullanılan eşyaları, o dönemin kıyafetleri ve etnografik öğeler, tarih ve kültür severler için oldukça ilgi çekici. Ayrıca dergahın oturulan postları, her birinin taşıdığı derin anlamlarla dikkat çekerken, kapılardan eğilerek girme ritüeli ise dergahın saygı dolu atmosferini yansıtan özel bir detay. Külliyede avluyu geçtikten sonra Hacı Bektaş Veli’nin türbesi ile birlikte dergahın önemli şahsiyetlerinin mezarlarını da ziyaret edebilir, tarih ve maneviyatın izinde huzurlu bir an yaşayabilirsiniz.
Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesi Bâla Mahallesi, Kayseri Caddesi üzerinde bulunan Hacı Bektaş Velî Dergâhı, Orhan Gazi, I. Murad (Hüdavendigâr), Yıldırım Bayezid ve Yavuz Sultan Selim zamanında yapılan eklerle genişletilmiş ve XVI. yüzyılda bugünkü konumuna getirilmiştir.
Nevşehir merkezine 60 km uzaklıkta olan külliyeye, yaklaşık olarak 1,5 saat süren araba yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Ayrıca Nevşehir’in merkezinden yarım saatte bir sefer yapan otobüs firmaları da bulunuyor.
Hacı Bektaş Veli Külliyesi, Türbesi ve Müzesi, hoşgörünün, felsefenin ve inancın kesiştiği bir merkez olarak yüzyıllardır varlığını sürdürüyor. Bektaşilik tarikatının yayıldığı ilk yer olan bu yapı, içerisindeki ritüel ve sembolleri barındıran özel iç tasarımıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday gösterilmiş. Bu anlamda, yalnızca mimarisiyle değil, temsil ettiği değerlerle de tüm dünyada ilgi çekiyor.
Hacı Bektaş Veli’nin 1248-1337 yılları arasında burada yaşadığı tahmin ediliyor. Ünlü düşünürün felsefesini yaydığı ve inanç yolculuğuna ev sahipliği yapan bu dergah, 13. yüzyıldan günümüze ışık tutan bir kültür mirası olarak günümüzde de önemini koruyor. 1964 yılından beri müze olarak ziyaretçilerini ağırlayan külliye, Bektaşi hoşgörüsünü ve felsefesini daha yakından tanımak isteyenler için adeta bir manevi yolculuğa kapı açıyor.
Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nde, zamanın ruhunu derinlemesine hissedebileceğiniz ve manevi bir yolculuğa çıkabileceğiniz pek çok önemli eser sizi bekliyor. Orijinaline sadık kalınarak 1963’te yeniden yapılan görkemli Taç Kapı, külliyenin tarihine açılan kapılardan sadece biri. Sadrazam Halil Paşa’nın eşi Fatma Fikriye Hanım tarafından yaptırılan Üçler Çeşmesi’nin su sesi ise buradaki huzurlu atmosferi tamamlıyor.
Külliyede ayrıca Aş Evi ve mistik havasıyla dikkat çeken, Kızılca Halvet olarak bilinen Çilehane gibi yapılar da bulunuyor. Bektaşi dergahının günlük yaşamda kullandığı eşyalar, nadir el yazmaları ve hat örnekleri, bu kültürel mirasın zenginliğini gözler önüne seriyor. Hacı Bektaş Veli’nin 13. yüzyılda kurduğu bu yapı, yüzyıllar boyu yapılan eklemeler ve onarımlarla günümüze kadar ulaşarak, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir manevi merkez olarak kapılarını açıyor.
Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nde 3 avlu yer alıyor. Yapılar 1. Avlu (Nadar Avlusu), 2. Avlu (Dergah Avlusu) ve 3.avlu(Hazret Avlusu) etrafına konumlanmış durumda bulunuyor. Hacı Bektaş Veli Külliyesi, üç farklı avlusu ve her birinin içinde barındırdığı özel detaylarla ziyaretçilerini tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kutsal mekanda adım attığınız her avlu, Bektaşi hoşgörüsünün ve geçmişten gelen manevi atmosferin bir yansıması.
Nadar Avlusu: “Altın avlu” anlamına gelen Nadar Avlusu, Osmanlı bahçe düzenlemesinin izlerini taşıyan geniş bir alandır. Bu büyüleyici avluya ulaşmak için Çatal Kapı’dan geçiyorsunuz. 1963’teki onarımdan önce kapının üzerinde “Burası aşıkların kabesidir. Eksik gelen tamam olur” yazılı bir kitabenin yer aldığı biliniyor, ki bu da avlunun anlamını daha da derinleştiriyor.
Dergah Avlusu: İkinci avlu olan Dergah Avlusu’na geçtiğinizde, 1906-1908 yılları arasında Beyrut Valisi’nin eşi tarafından yaptırılmış kare bir havuzla karşılaşıyorsunuz. Havuzun yanı sıra, ayakları kesme taşlardan oluşan 15 kemerli yapılar ve Aslanlı Çeşme, Cami Dergah, Kiler, Meydan Evi, Aş Evi, Mihman Evi ile Dedebaba Köşkleri de bu avluda yer alıyor. Aslanlı Çeşme’ye adını veren aslan heykelinin, 1850’de İskenderiye mermerinden yapılıp Dergah’a getirildiği ve çeşmeye dönüştürüldüğü rivayet ediliyor. Buraya gelen ziyaretçiler, bu kutsal çeşmeden bir yudum su içmeyi ihmal etmiyor.
Hazret Avlusu: Üçüncü ve son avluya, yani Hazret Avlusu’na geçmek için çift kanatlı Altılar Kapısı’ndan geçiyorsunuz. Bu avluya adım atar atmaz, Hacı Bektaş Veli’nin manevi huzuruna kavuştuğunuzu hissediyorsunuz. Girişin karşısında Hacı Bektaş Veli Türbesi bulunuyor, ancak türbeye girerken “Gök Eşik” adı verilen kapı eşiğine basmamanız gerekiyor. Bu eşik, Hacı Bektaş Veli’ye duyduğu derin saygıyla anılan Yanko Medyan’a ithafen yapılmış. Rivayete göre, çatıda çalışırken düşmek üzere olan Yanko, “Yetiş ya mübarek Pir” diye bağırdığında yere pamuklara düşmüş gibi inmiş. Bu olaydan sonra, Pir’in eşiğinde gömülmeyi vasiyet eden Yanko’nun bu dileği, eşikte onu simgeleyen özel bir anlamla yaşatılıyor.
Hacı Bektaş Veli Külliyesi’ni ziyaretiniz, eğer Ağustos ayına denk gelirse, geleneksel olarak düzenlenen Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve festivaline katılarak unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz. Her yıl 16 Ağustos’ta başlayan bu törenler, sadece Anadolu’dan değil, dünyanın dört bir yanından gelen Alevi-Bektaşi inancına sahip kişileri Hacıbektaş ilçesinde bir araya getiriyor. Külliyenin manevi atmosferinde gerçekleşen bu buluşmada, Hacı Bektaş Veli’nin hoşgörü, sevgi ve insanlık üzerine kurulu felsefesi onurlandırılıyor
Tören süresince, Külliye ve çevresinde farklı etkinlikler, ibadetler ve anma programları düzenleniyor. Hacı Bektaş Veli’nin düşünceleriyle şekillenen festival, aynı zamanda inanç ve kültürün birleştiği bir buluşma noktası olarak katılımcılara hem ruhsal hem de kültürel bir zenginlik sunuyor. Eğer bu tarihte orada bulunabilirseniz, insanlık adına sevgi ve hoşgörünün yankılandığı bu özel etkinliklere tanıklık ederek Hacı Bektaş Veli’nin felsefesini daha derinden hissetme fırsatını kaçırmayın.
Hacı Bektaşı Veli Külliyesi ziyaret saatleri şu şekilde:
Müze haftanın her günü ziyaret edilebilir. Ancak dini bayramların ilk günü saat 13.00’e kadar kapalı oluyor.
Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin giriş için bir ücret ödemeniz gerekmiyor. İ