Ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez, ‘her şeyin bir sonu var, doğrudur! Ama en mutlu son hafta sonudur’ demiş. Biz de Marquez’in bu sözüne aynen katılıyoruz. Birçoğumuz hafta içinin o bitmek bilmeyen karmaşasına kendini öyle bir kaptırıyor ki, hayatın tüm güzelliklerinden mahrum kalıyormuş hissine bürünüyor birden. Neyse ki hafta sonu var. Bu puslu ve soğuk havalarda battaniye altına gömülmekten başka bir şeyler gelmiyorsa aklınıza, sizin için harika bir önerimiz var. Eskişehir’in ilk kurulduğu yerde, tarihi dokuyu iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir zaman yolculuğu için kendinizi hazırlayın. İşte hafta sonu tatil önerisi: Odunpazarı.
{facility:0}1) Cuma iş çıkışı aracınıza atlayın. İstanbul’dan yaklaşık 3 – 4 saat sürecek bir yolculuk sizi bekliyor. İstanbul – Adapazarı üzerinden otoyolu takip edin. Eskişehir – Odunpazarı arası ise yaklaşık 18 km. Ankara – Eskişehir arası da yine düz bir yol ile yaklaşık olarak 2,5 saat sürüyor. Otobüs ya da trenle gelecekseniz, Eskişehir’e geldikten sonra tramvaya binin ve Atatürk Lisesi durağında inin; Odunpazarı’ndasınız.
2) Odunpazarı’nda konaklama açısından fazlasıyla bol seçeneğiniz var. Odunpazarı otelleri arasından dilediğiniz bir tanesini tercih edebilirsiniz. Zaten hemen hemen hepsi tarihi Osmanlı konaklarından oluştuğu için tarihi dokuyu dibine kadar hissedeceksiniz tüm bir hafta sonu boyunca. Fiyatlar ise ortalama 75 TL ile 690 TL arasında değişiyor. Artık bütçenize göre karar vereceksiniz. :)
3) Akşam otelinize yerleştikten sonra biraz civarı turlayın. Tesis yetkilisinden çevre hakkında birkaç bilgi edinin. 4) Sabah erkenden kalkın. Vakit kaybetmeden Kasr-ı Nur Kahvaltı Evi’ne gidin ve enfes bir serpme köy kahvaltısı yapın. 5) Öğleden öncesini Odunpazarı’nda görülecek müzelere ayırın. İlk olarak Eğitim Karikatürleri Müzesi’ni görün. Hemen ardından Cumhuriyet Tarihi Müzesi’ni ziyaret edin. Son olarak, bolca vakit geçireceğiniz ve içinden bir türlü çıkmak istemeyeceğiniz Lületaşı Müzesi’ne gidin.
6) Kendinize bolca tarihi bilgi ve kültür depoladıktan sonra öğle yemeği yiyin. Öğle yemeği için Köfteci Ahmet’i tercih edin. 7) Öğle yemeğinin ardından Kurşunlu Camii ve Külliyesi’ni gezin.
8) Meşhur Odunpazarı Evleri’ni Pazar gününe bırakın. Malum, hava erken karardığı için güneşi batırmaya Şelale Park’a doğru yol almanız gerekiyor. Burada güneşin batışını seyredin ve bol bol fotoğraf çekin. Akşam yemeğini yine Şelale Park’ta bulunan Şelale Park Restaurant’ta, manzara eşliğinde yiyin.
9) Otelinize dönün ve kendinize güzel bir uyku çekin. 10) Sabah erkenden kalkın ve otelinizde güzel bir pazar kahvaltısı yapın. 11) Kahvaltının ardından Odunpazarı sokaklarını turlayın. Meşhur Odunpazarı Evleri’ni görün. Bol bol fotoğraf çekin. Osmanlı Evi'ni kesinlikle ziyaret edin. 12) Odunpazarı’na gelmişken Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nı görmeden dönmek olmaz. Baştan sona çarşıyı gezin. Kendiniz ve sevdikleriniz için el emeği göz nuru birer hediyelik alın
13) Alışverişin ardından, Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nın arkasında kalan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne gidin. Müzeden elde edilen gelir engelli vatandaşlarımız ve kız çocuklarımız için harcanıyor. Böylece hem farklı ülke sanatçılarının yapmış olduğu camdan eserleri görebilir, hem de bir sosyal sorumluluk projesine katkı sağlamış olursunuz. 14) Cam Sanatlı Müzesi’nden biraz daha ilerledikten sonra, karşınıza Eskişehir’in meşhur Eskişehir Balmumu Heykel Müzesi çıkacak. Burada pek çok sanatçı, siyasetçi ve sporcunun balmumundan heykelleri yer alıyor. İçeride çok eğlenceli vakitler geçireceğinizden emin olabilirsiniz.
15) Eskişehir’e gelmişken çiğbörek yemeden dönmek olur mu? Odunpazarı’nda bulunan Kırım Tatar Kültür Evi’ndeki şahane çiböreklerin tadına mutlaka bakın. Ancak diğer bir alternatif olarak Eskişehirlilerin gözdesi Alpu Çiğbörek, Eskişehir’in en iyi çiböreğini yapıyor. Bizden söylemesi. Alpu Çiğbörek, Muttalıp Caddesi’nde bulunuyor. Bunu da belirtmiş olalım. Çiğböreğinizi de yedikten sonra artık geri dönüş faslına geçebilirsiniz. :( 16) Odunpazarı, Osmanlı tarihinin en önemli kültür merkezlerinden biri. Sokaklarında esen rüzgarda bile geçmişin izleri var. Böylesine bir geziyi sevgilinizle ya da eşinizle planlamanızı tavsiye ediyoruz. Bir nevi kültürel romantik kaçamak yani.
17) Önemli hatırlatmalar; kış iyice yüzünü göstermeye başladı. Bu nedenle yanınızda kalın ancak sizi sıkmayacak, rahat giysiler alın. Ayakkabılarınız da keza öyle. Son olarak fotoğraf makineniz ve yedek pilleri mutlaka yanınızda bulunsun. Şimdiden keyifli bir hafta sonu tatili geçirmenizi dileriz.