Uzun zamandır tren ile seyahat etmediğimi fark ettim. Tren yolculukları bende değişik içsel deneyimlere yol açıyor. Günümüzde nostaljik trenlere binmek, kısa da olsa zaman makinesine binmiş gibi bir hissiyata mahal vermiyor mu? Şimdilerde artık hızlı trenler daha çoğunlukta da olsa tren garlarının o dokusu bende hala aynı hissiyata sebep oluyor.
{ad:0}Tren ile yolculuk yapmak için hafta sonu kaçamağı neresi olur diye düşündüm durdum. Şöyle bol kültürel dokuya sahip Konya geldi aklıma. Hem İç Anadolu’da olması nedeniyle ulaşım açısından birçok noktaya eşit mesafede olması hem de gezip görebileceğimiz birçok önemli değere sahip olması açısından oldukça elverişli bir yer.
O zaman sabahın erken saatlerinde, Konya’nın güzel manzaralı bir yerinde kahvaltı yaparak güne başlamaya ne dersiniz? Yiyip, doyduktan, üzerine Türk kahvemizi de içtikten sonra Konya’yı keşfetmeye başlayabiliriz.
Konya denince akıllara ilk Mevlâna geliyor ve ilk uğranan yer Mevlâna Müzesi olur.
Biliyorsunuz Mevlâna tasavvuf şiirleriyle ve kurucusu olduğu Mevlevilikle dünyada saygı ile anılan alimlerimizden biri. Şems-i Tebriz’i ile tanıştıktan sonra kendisini tasavvufa adadığı biliniyor.
Mevlâna’nın babası Sultanül Ulema vefat ettiğinde, surların yakınlarındaki gül bahçesine gömüldü. Bu mezar taşı ile Dergâh’ın ilk adımları da atılmış oldu. Mevlâna da onun başucunda hazırlanan kabre gömüldü.
"Dervîşân" kapısından müzenin avlusuna giriyorsunuz. Derviş hücreleri kuzey ve batı yönü boyunca sıralanıyor. Güney yönünde Üçler Mezarlığı'na açılan "Susmuşlar" kapısı ile son buluyor. Mevlâna ve ailesinin mezarlarını ziyaret etmek isterseniz kabirler avlunun doğusunda kalıyor.
Huzur-u Pir Türbesine kadınlar başlarını örterek ve herkes ayakkabılarını çıkartarak girebilir. İçeride fotoğraf çekmenin yasak olduğunu bildirmek isteriz. Semahane bölümünde, 1926 yılında dergâh müze olana kadar semalar devam etmiş. Artık Mevlevi müzik aletleri sergileniyor. Matbah bölümünde zamanında dergâhın yemek ihtiyacı karşılanıyormuş. Tilavet odasında ise çeşitli eşyaların sergilendiğini göreceksiniz.
Mevlâna kabri ziyareti sonrasında onun hocası olan Şems-i Tebriz-i'nin türbesini de ziyaret etmek isteyebilirsiniz. Mevlâna Müzesi’nden yürüyerek 10 dakika uzaklıkta bulunuyor. Na’şının burada olup olmadığı konusunda bazı tartışmalar var ama burada olduğu kabul ediliyor.
Konya Arkeoloji Müzesi, Konya Etnografya Müzesi, Karatay Medresesi (Çini Eserler Müzesi) de görmek isteyeceğiniz diğer şehir içi gezi noktalarından olabilir.
İlk gününüzü Konya’nın şehir kültürüne ve tarihi yapılarına ayırabilirsiniz. Konya bu açıdan birçok değere sahip. Mimari olarak çeşitli camiiler ve türbeler ile konumlanıyor.
Ertesi gün otelinizde güzelce dinlendikten sonra Konya'nın En Güzel Restoranlarında kahvaltı yapıp keşfe başlayabilirsiniz.
Japon Kyoto Parkı, Konya ile Kyoto'nun kardeşlik ilişkilerini pekiştirmek için yapılmış. Parkın içindeki restoranın yemeklerini tadabilir ve hatta ikinci güne başlamak için kahvaltınızı burada yapabilirsiniz. Zaten parkı gezmek de yarım saatinizi alacak. Karın doyurmak ve parkı gezmek için bir saat yeterli bir süre. Restorandaki Japon yemeklerin yanı sıra parkın mimari ve peyzajı da Japon kültürüne göre düzenlenmiş. Hiç Japonya’ya gitmemiş olanlar için güzel bir deneyim olabilir.
Ardından Sille Köyü’nü gezmeye geçebilirsiniz. Kyoto Parkı’ndan araç ile 25-30 dakika gibi bir süre ile buraya ulaşabilirsiniz.
5 bin yıllık bu tarihi köy, keyifli bir destinasyon noktası olarak karşımıza çıkıyor. Frigler'den Osmanlı'ya kadar birçok kültürün izlerini içinde barındırıyor. Prof. Dr. Ahmet Çaycı'nın verdiği demece göre Sille ismi "su perileri" anlamına gelen "Sylla" kelimesinden geliyor. Tarihin her döneminde iskan edilen bu bölge, birçok kültürel tarihi yapıyı günümüze sunuyor. Listenize burayı kesinlikle eklemelisiniz.
İkinci gününüzü daha farklı şekilde geçirmek için Çatalhöyük bölgesine gidebilirsiniz. Aslında tüm bu destinasyonları ziyaret edebilmek için gezinizi Kyoto Parkı’nın olduğu bölgeden başlatarak Çatalhöyük’te bitirebileceğinizi hatırlatalım. Daha yoğun gezmek isteyenler bu şekilde de seyahatlerini planlayabilirler. Mevlâna Müzesi’nin olduğu bölge, Kyoto ile Çatalhöyük’ün arasında kalıyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2012 yılında giren Çatalhöyük Neolitik Kenti, insanlığın gelişiminde önemli bir evreye sahip. Konya’nın Çumra ilçesinde konumlanıyor.
Bu arada Çatalhöyük'e kadar tren ile gelebiliyorsunuz. Hızlı tren ile Konya'ya vardıktan sonra Konya-Karaman Treni ile de bu bölgeye yani Çumra'ya gelebilirsiniz. Bir de sadece yaz aylarında minibüsler ile Çumra'dan Çatalhöyük'e ulaşabilirsiniz. Diğer mevsimlerde kendi özel aracınız veya taksi ile buraya ulaşabilirsiniz.
Çatalhöyük, doğu ve batı tarafında kurulmuş iki adet höyükten oluşuyor. Doğu tarafı Neolitik Çağ'da insanların yerleşim yeri olmuş. Batı tarafı yani Çatalhöyük olarak da isimlendirilen bu alan da Kalkolitik Çağ'da yerleşim yeri olarak kullanılmış. Kültür ve sanatın bu çağlarda da hakim olması dikkatlerden kaçmazken, kentleşme sürecinin de görülmesi bu bölgeyi diğer antik kentlerden biraz daha özel kılıyor.
Şöyle ufak bir araştırma yaparsanız Konya’da bir sürü gezilecek hanlar, kervansaraylar, camiler ve tarihi yerler bulabilirsiniz ama elbette hepsini bir hafta sonuna sığdırmak mümkün değil. Sizler için aralarında çok mesafe olmadan, iki gün içinde gezebileceğiniz yerleri çıkarmaya çalıştım.
Türkiye'de bir çöl olduğunu biliyor muydunuz? Karapınar ilçesinin büyük bir kısmı çöl arazisi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin tek çölü olan "Karapınar Çölü" Buzul Çağı döneminde bulunan büyük bir gölün kuruması sonucunda oluşmuş. Ardından gerçekleşen volkanik patlamalar da bir hayli dikkat çeken kumulları meydana getirmiş.
Çöle alışık olmadığımız için insanların çoğuna bayağı ilginç geliyor. Hatta dünyaca ünlü markalar burada koleksiyon çekimlerini bile yapıyorlar.
Ayrıca bu bölge ülkemizdeki Samanyolu Galaksi'nin en iyi izlenebileceği noktalardan biri. Geçen ağustosta gerçekleşen Perseid Göktaşı Yağmuru buradan takip edildi.
Konya Mavi Treni, İzmir (Basmane) ile Konya arasında sefer yapıyor. Yataklı, yemekli ve pulman vagonlarına sahip bu tren ile her gün İzmir'den Konya'ya gidebilirsiniz. Toplam yol süresi 12 saat.
Konya Mavi Treni kalkış saatleri ve durakları:
Toros Ekspresi ile de Adana'dan Konya'ya tren ile ulaşabilirsiniz. Tüm sefer toplam 6 saat 30 dakika.
Toros Ekspresi kalkış saatleri ve durakları:
Ayrıca Yüksek Hızlı Tren ile de Ankara'dan Konya'ya gidebilirsiniz. Bir sefer 1 saat 47 dakika sürüyor. Günde 2 sefer yapılıyor.
Ankara-Konya YHT kalkış saatleri ve durakları:
Yine Yüksek Hızlı Tren aracılığı ile İstanbul'dan Konya'ya gidebilirsiniz. Yolculuk süresi 5 saat 26 dakika. Günde 2 sefer yapıyor.
İstanbul-Konya YHT kalkış saatleri ve durakları:
Eğer doğrudan ilçelerine gitmeyecekseniz şehir merkezi aslında 10 dakikalık bir mesafede konumlanıyor. Konya Tren Garı'ndan 38 numaralı otobüs ile şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Otobüs 2 saatte bir hizmet veriyor.
Şimdiden keyifli bir seyahat diliyorum sizlere!
Konya konaklama seçeneklerini de detaylı bir şekilde öğrenmek için aşağıya bakabilirsiniz;
{search:konya-otelleri,Konya Otelleri}