Nerede ve ne zaman karşımıza çıkacağını asla tahmin edemediğimiz sanatı, bazen şehir sokaklarında gezinirken bir müzisyenin gitarından çıkan eşsiz tınılar olarak, bazense bir sanat galerisinin en nadide parçası olarak görebiliyoruz. Ne şekilde olursa olsun hep büyüleyici olmayı başaran sanatın üzerimizde bıraktığı o tarif edilmez duyguyu yaşamak içinse yeri geldiğinde dünyanın diğer ucuna bile gidiyoruz. İşte sanatı bolca barındıran ve her daim ihtişamlı kalmayı başaran o sanat şehirleri.
{ad:0}Leonardo da Vinci, Michelangelo ve daha nice sanatçıyı adım adım takip edebileceğiniz Floransa, hiç şüphesiz sanata doymak isteyenlerin günün birinde mutlaka görmesi gereken şehirlerden biri. Rönesans’ın ve sanatın başkenti olarak bilinen bu kentin insanı etkisi altına alan bir enerjisi olduğu ise yadsınamaz bir gerçek. Dünyaca ünlü eserlere ev sahipliği yapan müzeleri, sanat galerileri, mimarisi ve sokak sanatçıları sayesinde Floransa her zaman hem canlı hem de sanat dolu olmayı başarıyor.
Sanatla adeta bütünleşen şehirlerden biri de Avusturya’nın başkenti Viyana. Öyle ki bu şehir Beethoven, Mozart ve Schubert gibi isimleri beslemiş ve yaşamlarının en verimli dönemlerini geçirmelerini sağlamış. Bu nedenle de sanatseverlerin gözünde bambaşka bir değere sahip. Opera binalarıyla sınırlı kalmayıp neredeyse tüm sokaklarına yayılmış müzisyenleri ise adeta Viyana’nın ruhunun bir yansıması. Siz de klasik müzik, vals, opera ve baleyi bir de yerinde yaşamak istiyorsanız ilk fırsatta rotanızı Viyana’ya çevirin.
Viyana'nın İlham Veren Kafelerini de keşfedin!
Sanata olan ilgi özellikle son dönemlerde İstanbul’da ciddi bir artış göstermiş durumda. Bunda yeni açılan sanat galerilerinin, atölyelerin ve etkinliklerin çok büyük katkısı olsa da aslında şehir tarihinde yer alan medeniyetlere ve kültürlere de çok şey borçlu. Doğu ve batıya ait sanatsal değerlerin sentezinden ortaya çıkan tüm eserler İstanbul’u bir sanat şehri haline getiriyor. Bu sebeple de şehir bugün dünyanın dört bir yanından gelen sanatçılar ile sanatseverleri buluşturmaya devam ediyor.
Mimarisiyle baş döndüren şehirlerden biri olan Barselona’da sanat her daim baş tacı ediliyor. Şehrin sanat müzeleri ve mimarisi en çok ilgi gören değerlerinden olmakla birlikte sokakları da tüm bu güzelliklerden fazlasıyla nasibini almış. Flamenko dansçıları ve ona eşlik eden sokak müzisyenlerine sıklıkla rastladığınız hatta bir süre sonra tüm bu hareketliliğin yaşam gerçeğiniz olduğunu göreceğiniz şehirde, her şey fazlasıyla ahenk barındırıyor.
Sanat galerilerinin, müzelerin ve tiyatro binalarının şehrin dört bir yanına dağıldığı göz alıcı yerlerden biri olan Londra, sanata gösterdiği saygı nedeniyle listemize girmeyi fazlasıyla hak ediyor. İnsana ait muhteşem sanat eserlerini günlük yaşamın merkezine koyan şehirde neredeyse haftanın her günü bir sanat etkinliğiyle karşılaşmak mümkün. Bu nedenle de bu şehri ziyaret etmek için özel bir mevsimi beklemenize ihtiyacınız yok. Çünkü Londra’da sanat dört mevsim devam ediyor.
Avrupa’nın en yeşil metropollerinden Berlin, bünyesinde çok sayıda müze barındıran şehirlerden biri olmasının yanı sıra hiç şüphesiz sokak sanatı ile adından bir o kadar çok söz ettiriyor. Şehrin adeta simgesi haline gelen sokak sanatı sayesinde duvarlar rengarenk boyanmış ve bu durum içimizde bambaşka bir merak duygusu uyandırıyor. Bugün yaklaşık olarak 1 km’yi aşkın bir kısmı anıt olarak duran Berlin Duvarı’nın üzerindeki eserler bölgede mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Berlin’i sanat açısından önemli kılan şey ise birbirinden yetenekli genç sanatçıya fırsat vermesi.
Paris ve sanat kelimeleri artık öyle özdeşleşmiş durumda ki günümüzde bir Paris seyahatinden, dünyaca ünlü Leonardo da Vinci tablosu Mona Lisa’nın bulunduğu Louvre Müzesi’ni görmeden dönmek yapılacak en son şey. Üstelik Louvre, şehirde görülmesi gereken tek müze olmamakla birlikte yalnızca keyifli bir başlangıç niteliğinde. Şehrin insanı sarmalayan duygusu ise metroda müzisyenlerin yaptığı muhteşem müzikle başlayıp, tüm Paris sokaklarına kadar yayılıyor.
Yunanistan’ın başkenti Atina, şehirde bulunan herkesi etkisi altına alan tarihi değerlerinin yanı sıra sanat galerileri ve müzeleriyle de bir hayli ünlü. Antik zamandaki en yetenekli sanatçılara barındırmış olan şehir bu sanatçılar ve her geçen gün artan sanatseverlerin desteği sayesinde hala ününü korumayı başarıyor. Zaten sokaklarında dolanırken başınızı kaldırdığınız her an Akropolis gibi bir mimari ile göz göze geldiğiniz bir ortamda sanatın gelişmemesinden söz etmek pek de mümkün değil.
Evinizden Ziyaret Edebileceğiniz 13 Sanal Müze Deneyimi içeriğini de keşfedin.