Yüzyıllardır baharat ticaretinin odak noktasında bulunduğundan olsa gerek hala konuşulan Cantonese ya da Hakka dilinde Hong Kong “hoş kokular limanı” anlamına geliyor. Burası Asya’nın en büyük serbest pazar limanı ve dolayısıyla ile kent tam bir ticaret, endüstri ve turizm merkezi. Bangkong ve Singapur’dan sonra Asya’da en çok turistin ziyaret ettiği kent. Hong Kong borsası dünyanın yedinci büyük borsası niteliğinde.
{ad:0}1842’de Nanling antlaşması ile İngilizlerin hakimiyetine giren bölge II. Dünya Savaşı sırasında Japonların işgaline uğruyor ancak savaş sonrası tekrar İngiltere’ye veriliyor. Kentte bu hakimiyetin etkileri bariz bir şekilde sokak, cadde, meydan isimlerinde ve özellikle resmi binaların mimarisinde göze çarpıyor. 1 Temmuz 1997’de İngiltere idaresinden çıkan Hong Kong şu anda kısmi demokrasi ile yönetilen Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı özel bölge statüsünde.
Hong Kong’da adalar dağlık bir coğrafyaya sahip. İklim nemli, yağışlı ve sıcak. Yazları ortalama 28, kışları ise 16 derece. Yaz ayları tayfun mevsimi. Bu iklim özellikleri nedeniyle Hong Kong’u ziyaret için en çok sonbahar ve kış ayları tercih ediliyor.
Hong Kong’a ulaşım oldukça kolay. İstanbul’dan Türk Hava Yolları'nın her gün karşılıklı seferi var. Uçuş 10 saat sürüyor. Havaalanına inerken şanslıysanız (sis yoksa) Lantau adasındaki dev Buda heykelini görmeniz mümkün. Türk vatandaşları için 90 güne kadar ziyaretlerde vize gerekmiyor.
Hong Kong’da ilk bakışta iki özellik dikkati çekiyor; gökdelenler ve kalabalık. Zaten bu iki özelliğiyle dünya birincisi… Yüz kat üzerinde en çok gökdelen bulunduran kentler listesinde New York City ve Tokyo’nun önünde yer alıyor. Yirmi dört saat aynı yoğunluğu yaşayan bir kent olmasına rağmen güvenli ve suç oranı çok düşük… İnsanların birbirlerine olan anlayış ve saygısı gerçekten etkileyici…
Haberin tamamı için: MAGAZİN'ÂL / Eylül