Ohrid, Makedonya'nın güneybatısında, aynı adı taşıyan Ohri Gölü'nün kenarında yer alır. Ülkenin incisi olarak nitelendirilen bu şehrin tarihi çok eskilere dayanır. Gölün bir kenarı Ohrid'e ev sahipliği yaparken tam karşısı da Arnavutluk'a ev sahipliği yapmaktadır. Mimarisi ve tarihi dokusu çok iyi şekilde korunmuş olan şehir ve göl UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmış bile. Bu tarihi kentte birçok Fransız yazarın evinin olduğu da biliniyor. Her köşe başını döndüğünüzde buram buram tarih kokan Ohrid, akşam saatlerinde masmavi gölünün etrafındaki balık restoranları ve tavernalarıyla bambaşka bir havaya bürünüyor.
{facility:0}Başkent Üsküp’ten her gün otobüs firmaları karşılıklı seferler düzenlemekte. Bu otobüsler biraz eski tip olsa da yine de konforlu sayılır. Bu yolculuk yaklaşık 3 buçuk 4 saat arası sürmektedir. Yol boyunca yemyeşil ağaçlarla kaplı ormanlar size eşlik ediyor. Eğer konaklama yapmayacaksanız yani günübirlik gidiyorsanız tavsiyemiz dönüş biletinizi de hemen almanız. Ohrid otogarına geldiğiniz zaman hangi firmadan dönüş biletini aldıysanız o firmanın ofisine gidin ve dönüş bileti rezervasyonunuzu yaptırın. Yoksa otobüslerde yer kalmıyor. Şehre bir de araç kiralayarak da ulaşabilirsiniz. Yollar oldukça sakin ve güvenli. Ancak paralı olduğundan dolayı sürekli olarak gişelerde duruyorsunuz ve para ödemesi yapıyorsunuz. Yol boyunca yaklaşık 5 tane gişeden geçiyorsunuz. Bu sebeple yanınızda nakit Makedon Denarı bulundurmanızı tavsiye ederiz.
Otogardan şehir merkezine ya da Ohri Gölü'ne taksi ile ulaşabilirsiniz. Ancak biz otogardan merkeze ve meydana yürümenizi tavsiye ederiz. Otogar ile göl kıyısı arası yürüme hızınıza bağlı olarak yaklaşık 30 dakika kadar sürüyor. Yürürken yol boyunca size tek katlı eski evler, tarihi Osmanlı camisi, Türklerin yaptığı ilkokul ve sokaklarda oynayan çocuklar eşlik eder.
{ad:0}Ohrid meydana geldiğinizde küçük çarşıyı hemen fark edersiniz. Meydandan başlayarak yokuş yukarı çıkabilir ve tüm çarşıyı rahatlıkla gezebilirsiniz. Çarşıda fiyatlar dükkanlara göre ve satın almak istediğiniz ürünlere göre farklılık göstermektedir. Ancak genel olarak bakıldığında çok da pahalı değil.
Göl etrafında küçük bir tur atabilir ya da boydan boya göl kıyını turlayabilirsiniz. Yaz mevsiminde bu kente gelirseniz plajlarından faydalanabileceğinizi hemen hatırlatalım. Göl, oldukça büyük ve temiz o yüzden gölde rahatlıkla yüzebilirsiniz. Küçük çakıl taşlarından oluşan plajlarda sizinle ilgilenen mekanlar bulunmaktadır. Mekanların önünde güneş şemsiyesi ve şezlonglar da yer almaktadır. Hem Ohrid şehir merkezinde hem de kısa bir yürüme mesafesindeki plajlardan göle girilebilir durumda. Göl üzerinde rehberli tekne turları da düzenlenmektedir. Bu turlara da katılabilirsiniz. Gölde zaman zaman yelkenli tekne yarışları da düzenlenmektedir. Yarış dönemine denk gelirseniz de bu görsel şöleni kaçırmamanızı tavsiye ederiz.
Arkeolojik çalışmalardan saptanan bilgilere göre şehrin yaklaşık 6000 yıllık köklü bir geçmişi var. 1395 yılında Osmanlı'ya katılan kentte o dönemlerden kalma 10 cami, 1 de tekke bulunmaktadır. Sokaklarda gezerken her köşeyi döndüğünüzde kendinizi Safranbolu sokaklarında geziyormuş gibi hissedersiniz. Çünkü eski daracık sokaklarda karşılıklı Safranbolu evlerinin mimarisine sahip bu eski Türk evleri sıralanmaktadır. Bu eski ahşap evlerin çoğu UNESCO koruması sayesinde restore edilerek hayata döndürülmüş. O yüzden bu eski kent sokaklarında gücünüzün yettiği kadar yürüyün ve gezinin.
Eski şehrin içinden kaleye çıkılan yolda Lupco Panevski'nin elde üretilen kağıt yapım atölyesi var. Bu atölyede ilk kağıt üretildiği dönemde nasıl yapıldığını ve ilk matbaa örneklerini keşfetme şansını yakalayabilirsiniz. Ayrıca kendiniz için bu kağıtlara basılmış bir minik hediye de hazırlayabilirsiniz. Atölyenin sahibi Panevski bu dükkanda tamamen doğal malzemelerden ve hiçbir kimyasal madde kullanmadan imal ediyor.
Şehre hakim bir tepede yer alan kale harika bir şehir ve ve göl manzarasını ayaklarınızın altına seriyor. Kaleye giriş ücretli. İçerisinde birkaç tane harabe duvarlardan başka bir şey yok. Kaleye yürüyerek çıkarken de yol boyunca tarihi eski kiliselerin de yanından geçersiniz ve bu kiliseleri de gezebilirsiniz.
Bu kilise tüm dünyaya kendini Oscar ödüllü 'Before the Rain' filmindeki sahne ile tanıtmıştır. Kiliseye yer yer geniş, yer yer patika bir yoldan ulaşılıyor. Bu Ortodoks kilisesi biraz yüksekte yer alması ile harika bir manzarayı kucaklamaktadır. Gittiğiniz anda bu harika manzaranın büyüsüyle kapılmamak elde değil.
Antik Plaosnik bölgesinde yer alan Plaosnik kilisesinin bir yanında kazı çalışmaları halen devam ediyor. Kilisenin bahçesinde çıkarılan mozaikleri görme şansınız var. Kilise renovasyon çalışması adı altında 2002 yılında yapılmış. Kilisenin yapıldığı bu noktada çok eski tarihlerde aslında bir kilise varmış. Kilise doğanın ve insanların şartların yıllarca etki etmesi sonucunda yıkılınca, Osmanlı bu noktaya bir cami yapmış. Makedonlar bu camiyi yıkıp, yerine 2002 tarihinde bu kilise yapmışlar. Aslında burada bulunan kilise Türklerden önce yıkılmıştı ve Osmanlı bu yıkık temel üzerine cami yapmıştı, Makedonlar da bu olayı böyle değil de sanki Osmanlı kiliseyi yıkmış gibi düşündüğü için 550 yıllık camiyi yıkarak yerine bu kiliseyi yapmışlar.
Ohrid'in göle yakın bir noktasında yer alan kilisenin 9. ya da 10. yüzyılda Bulgarlar tarafından yapıldığı düşünülüyor. Kilisenin içini gezmek ücretli. St. Sophia Kilisesi, Makedonya'nın ve Ohrid'in en önemli tarihi eserlerinden sadece birisi. Kilise, içindeki freskleriyle ünlü. Şehir Osmanlı hakimiyetindeyken bu kilise camiye çevrilmiş.
Yine harika bir göl ve doğa manzarasına sahip küçük bir amfi tiyatro. Bu tarihi tiyatroya giriş ücretsiz. Restorasyon çalışmaları az da olsa devam eden tiyatroda zaman zaman etkinlikler düzenleniyormuş. Yol üzerinde bulunan bu antik tiyatroyu kaleyi ve kiliseleri gezdikten sonra ziyaret edebilir manzaraya karşı bol bol fotoğraf çektirebilirsiniz.
Şehre yaklaşık 29 km. uzaklıkta yer alan St. Naum Manastırı, 10. Yüzyıla kadar uzanan tarihi ile Ohri Gölü kenarında yer almaktadır. St Naum; St Clement ile birlikte Ciril ve Metodyl adlı azizlerin öğrencileri. St Clement Ohrid’de kalırken, St Naum bu yerde kalmış öğretisini buralarda yaymaya devam etmiş. Burada Manastır ve kiliseyi gezebilirsiniz ve gezerken de en az Selimiye Camii bahçesindeki kadar tavus kuşu görürsünüz. Burayı gezdikten sonra zamanınız varsa Ohri Gölü'ne akan Kara Drim nehrinin kaynaklarında bir bot turu da yapabilirsiniz.
Makedonya'nın büyüleyici atmosferini ve Balkanlar'ın eşsiz doğasını keşfetmek için en ideal zaman, Mayıs ve Ekim ayları arasındadır. Yemyeşil bahar aylarında veya renk cümbüşü sunan sonbaharda, bu bölgenin doğal güzellikleri bambaşka bir güzelliğe bürünür.Yaz aylarında ise rotanızı Ohrid'e çevirmenizi öneririm. Ohrid Gölü'nün berrak suları ve muhteşem manzarası sizi büyüleyecektir. Hava biraz serin olsa da gölde yüzmek unutulmaz bir deneyim yaşatabilir. Ayrıca, her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında düzenlenen Ohrid Yaz Festivali'ne denk gelme şansınız da var. Bu festivalde müzik, tiyatro ve dans gibi çeşitli sanat dallarından eserler keyifle izleyebilirsiniz. Ancak, yaz aylarında Ohrid'in oldukça kalabalık olabileceğini göz önünde bulundurmanız gerekir. Bu dönemde Üsküp ise sakinleşirken, Ohrid'e hem yerel halktan hem de çevre ülkelerden birçok ziyaretçi akın ediyor.
Ohrid seyahatinizde sizlere rehberlik etmek için şehrin en lezzetli duraklarından bazılarını sizler için derledim. İşte damak tadınıza hitap edecek mekanlar ve öne çıkan lezzetler:
Bunlara ek olarak:
Ohrid'in tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini keşfetmek için ideal süre iki gündür. Bu sürede şehrin en önemli turistik noktalarını gezebilir, Ohrid Gölü'nde tekne turuna çıkabilir ve yöresel lezzetleri tadabilirsiniz.
Eğer zamanınız kısıtlıysa:
Birinci gün: Ohrid'in tarihi merkezini gezebilirsiniz. Samuil Kalesi'ne çıkarak şehrin panoramik manzarasının keyfini çıkarabilir, Aziz Sofya Kilisesi'ni ve Antika Tiyatro'yu ziyaret edebilirsiniz.
İkinci gün: Ohrid Gölü'nde tekne turuna çıkarak St. Naum Manastırı'nı ve Sveti Naum Mağarası'nı gezebilirsiniz.
Eğer özel aracınız varsa:
Bir buçuk gün: Ohrid'in turistik noktalarını gezebilir ve Sveti Naum'a günübirlik bir gezi düzenleyebilirsiniz.
Ancak:
Ohrid'e geldiğinizde şehrin atmosferini içinize çekmek ve dinlenmek için zaman ayırmak da oldukça önemlidir. Bu nedenle, mümkünse iki günden fazla kalmanızı tavsiye ederiz. Özellikle yaz aylarında geliyorsanız, Ohrid Gölü'nde yüzmenin ve güneşlenmenin keyfini çıkarabilirsiniz.
Ohrid'in tarihi merkezinde yer alan Eski Şehir, şehrin en popüler konaklama bölgelerinden biridir. Bu bölgede birçok otel, pansiyon ve Airbnb seçeneği mevcuttur. Eski Şehir'de konaklamanın en büyük avantajı, şehrin en önemli turistik noktalarına yürüme mesafesinde olmanızdır. Ohrid Gölü'nün kıyısında yer alan otellerde konaklayarak doğayla iç içe bir tatil yapabilirsiniz. Göl manzaralı bir odada konaklayarak Ohrid'in muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Kaneo Mahallesi, Ohrid Gölü'nün tepelerinde yer alan bir mahalledir. Bu mahallede konaklayarak şehrin panoramik manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Kaneo Mahallesi'nde birçok tarihi kilise ve manastır bulunmaktadır.