Yoğun şehir hayatından kaçıp doğayla iç içe bir tatil mi geçirmek mi istiyorsunuz? O zaman İğneada'ya gitmeye ne dersiniz? Trakya'nın saklı cenneti İğneada; İstanbul'a yakınlığı, muhteşem doğası, tarihi ve yöresel lezzetleri ile özellikle de kısa süreli seyahatler için ideal bir destinasyon. Karadeniz kıyısında, Bulgaristan sınırına yakın konumda bulunan İğneada, longoz ormanları ile adeta bir cennet köşesi. İğneada gezilecek yerler ve yapılacak aktiviteler, nerede kalınır, nasıl gidilir gibi birçok konuda bilgi edinebileceğiniz bir içerik hazırladık. Hazırsanız, İğneada'nın güzelliklerini keşfetmeye başlayalım!
{ad:0}Güney rotalarına pek benzemeyen ama denizi ve doğasıyla da güneyi pek özletmeyen İğneada’nın en karakteristik yeri Longoz Ormanları. Milli park statüsündeki ormanların içindeki birbirinden güzel 6 gölü, bozulmamış yaban hayatı, tertemiz Karadeniz plajları ve kamp olanakları da İğneada’yı çekici kılan özelliklerden. Burası ayrıca Avrupa’nın ilk üç ekosisteminden birisi ve doğaseverlerin de gözbebeği. Longoz su basmış ormanlar için kullanılan bir tanım olup, İğneada dışında yalnızca Sakarya Acarlar ve Sinop Sarıkum’da da bu sulak ormanlarla karşılaşabiliyorsunuz.
{search:igneada-otelleri,İğneada Otelleri}
İğneada, İstanbul’a yaklaşık 260 kilometre mesafede, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı bir belde. Karadeniz sahilinde Bulgaristan sınırına en yakın yerleşim olan İğneada, dünyanın en büyük longoz ormanlarından biri olan İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı’nın bitiminde yer alıyor.
İstanbul’a yaklaşık 230 km mesafede olan İğneada’ya, özel araçla TEM otoyolundan ortalama 3 saatte ulaşılabiliyor. İğneada’ya giderken yol dümdüz akmıyor, yarı yolu biraz geçtiğinizde Istıranca Dağları’nın kavisli yollarında iniş çıkışlar başlıyor ve biraz zorlanıyorsunuz. Otobüsle gitmek isterseniz buraya direkt sefer düzenleyen firmalar var fakat çevresindeki yerleri de gezmek istiyorsanız aracınızla gitmenizin büyük kolaylık olacağını da belirtmek istiyoruz. Deniz tatilleri ve doğa keşifleri için İstanbul’a en yakın rotalardan olan İğneada’ya giderken yollardaki ayçiçek tarlalarının muhteşemliğini de bir izleyin deriz.
NOT: İğneada'ya gitmek için Kırklareli'ne uğramanıza gerek yok. Kırklareli il merkezi, İğneada'ya 97 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
Longoz ormanları, berrak denizi ve zengin biyoçeşitliliği ile her mevsim ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunan İğneada, sakin atmosferi ve doğal zenginlikleriyle hem dinlenmek hem de macera arayanlar için ideal bir destinasyon. Şimdi İğneada'da gezilecek yerleri keşfetmeye başlayalım.
İğneada ormanlarını diğer ormanlardan ayıran özellik, ağaçların ve bitki örtüsünün suyun içinde yeşermesi. 2007 yılında koruma altına alınan İğneada Ormanları Milli Parkı'nda ağaç kesilmesi yasak. Ekosistemi ise çeşitliliğiyle burayı daha da özel kılıyor. Her mevsim ayrı bir güzellik sergileyen ormanda Karadeniz iklimi hâkim olduğu için kışın soğuk oluyor. Eğer yazın gidecekseniz ormanın içindeki patikalardan ilerleyip Karadeniz’in dalgalı sularıyla buluşabiliyorsunuz.
Bir diğer seçenek olarak da orman içindeki en güzel göllerden biri olan Mert Gölü’nde kanoya binebiliyorsunuz. Gölde kanoya gün batımına en az iki saat kala başlarsanız tur bitiminde güneşin batışını da izlemiş oluyorsunuz. Uykunuzdan feragat ederseniz gün doğumunda da turlar düzenleniyor. Kanoya tek veya iki kişi binebiliyorsunuz. Tura çıkarken mutlaka bir can yeleği veriliyor ama rehber isterseniz ayrıca ücret ödüyorsunuz. Gölün en derin yeri 2 metre. Orman içinde direkt Mert Gölü’ne gitmek isterseniz park girişinden 3 km ötede yer alıyor. Kamp yapmak isterseniz Mert Gölü kıyısında kendi çadırınızı kurabileceğiniz ya da çadır kiralayabileceğiniz alanlar da var.
Demirköy’e girince kahverengi yön tabelasını göreceğiniz Dupnisa Mağarası bilimin tahminlerine göre yaklaşık dört milyon yaşında ve gelişimi de halen sürüyor. Trakya’nın turizme açılmış ilk ve tek mağarası olma özelliğine sahip bu mağaranın bizlere çok değişik gelen ismi ise Bulgarca ‘delik’ anlamını taşıyor. Biz mağara desek de birbiriyle bağlantılı 2 kat ve 3 mağarasıyla (kuru mağara, sulu mağara ve kız mağarası) bir sistem oluşturan Dupnisa’nın uzunluğu 2720 metre ama içinde 500 metre yürüyebiliyorsunuz. İğneada’ya mayıs – kasım ayları arasında giderseniz bu mağara süt renginden kahveye çalan bir renk skalasındaki sarkıt ve dikitleriyle gerçekten görülmeye değer. Diğer aylarda ise içindeki yarasalar kış uykusu uyuduğundan girişe izin verilmiyor.
Dupnisa Mağarası, İğneada’nın merkezine 53 km. Mağaraya gelirken biraz hırpalayan kavisli yollardan geçiyor ve yol üstünde dere kıyısına dizilmiş mesire yerleri görüyorsunuz. Kafelerden yiyecek bir şeyler almak isterseniz ekmek arası sunumlar lezzetli ve fiyatları da uygun. Ayrıca buradan yörede çok meşhur olan karadut ve hardaliye de alabiliyorsunuz.
İstanbul’un fetih hikayesinin bir parçası olan bu dökümhanede bir zamanlar neyin nerde olduğunu biraz hayal gücünüze bırakmanız lazım. Çünkü dökümhaneden görsel olarak pek bir şey kalmamış, sadece camisi kendini ortaya koyacak şekilde restore edilmiş. Demirköy’e 4 km mesafedeki Fatih Dökümhanesi’nin İstanbul’a uzak olmasındaki sebep top güllelerinin dökümü için gereken demirin buradan çıkarılmasıymış. Arnavut kaldırımlı bir yoldan ulaşacağınız dökümhaneyi ücretsiz gezebiliyorsunuz. İsterseniz yol üzerindeki kafelerde kahvaltı da edebiliyorsunuz. Demirköy gezilecek yerler ile ilgili daha kapsamlı bilgi almak için sayfamızı ziyaret edin.
Kilometrelerce uzanan kumlu sahilinde mutlaka bir tenhalık bulabileceğiniz, şemsiyeyi – şezlongu uygun fiyata kiralayabileceğiniz, o da olmazsa çadırınızı kurup, havlunuzu atıp kendi alanınızı yaratabileceğiniz bir yer İğneada Plajı. Haziran – ağustos aralığında en uygun dönemini yaşayan plajın dezavantajı, bir Karadenizli olmasından kaynaklanan dalgası. Kimi zaman az, kimi zaman çok olan bu hırçınlık durumu biraz da sizin şansınıza bağlı.
Plaja girişler ücretsiz, yeme – içme yerleri de yakın ve fiyat açısından normal düzeyde. Gitmişken serinleyeyim derseniz konum olarak Demirköy ilçesine 26 km mesafede.
Ülkemizin Karadeniz’deki en batı noktası olan bu köy Bulgaristan’ın Rezovo Köyü’nün komşusu. İğneada’ya 17 km mesafedeki bu köye geldiğinizde sınırda olduğunuzu dalgalanan Türk ve Bulgar bayraklarından da anlıyorsunuz. Köyü İğneada gezi rotasına ekleten özelliği 3 km uzunluğundaki muhteşem sahili. Suyu temiz, sahili kumlu ve izole bir tatil arayanlar için her daim uygun. Fakat çocukla gidiyorsanız huyu suyu belli olmayan Karadeniz’de yüzmek için tedbir gerekiyor. Burada kamp yapmak isterseniz mütevazi bir tesis de bulabiliyorsunuz.
İğneada Limanı’nın yani Limanköy’ün şehir merkezine uzaklığı 7 km. Buraya geldikten sonra Dalyan Koyu’nda bir deniz molası verebilir ardından bölgenin en simgesel yapısı olan Fransız Feneri’nde fotoğraf çekebilirsiniz. Fener 1866 yılında ülkedeki tüm aynı dönem fenerleri gibi Fransızlara yaptırılmış. 44 metre boyundaki fener denizde 20 millik mesafeden bile görülebiliyormuş. Hem tarihi hem de görsel bir değer olmasına rağmen fener maalesef bakımsız kalmış.
İstanbul'a yaklaşık 260 kilometre uzaklıkta yer alan Palivor Çiftliği, Kırklareli'nin Demirköy ilçesinde, İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı'nın yanında yer alan bir ekoturizm tesisidir. 140 dönümlük bir arazi üzerinde kurulu olan çiftlik, 6 ve 20 dönüm arası değişen 10 ayrı çiftlik evinden oluşuyor. Her evde, konukların doğayla iç içe bir tatil geçirmesi için gerekli tüm imkanlar mevcut. Buraya gelmişken çiftlik içinde yer alan Zindan Dere Şelalesi’ne de uğrayabilirsiniz.
İğneada’nın en çok ziyaretçi çeken yerlerden birisi Bulanık Dere Longozu. Doğası, farklı türden kuşları ve bitkileri ile herkesi büyüleyen longoz, mavinin ve yeşil tonlarının bir araya gelmesi ile tablo gibi bir görüntü oluşturuyor. Buraya geldiğinizde kendinizi bir resmin içinde gibi hissedeceksiniz.
Sarpdere, Trakya'nın Kırklareli ilinin Demirköy ilçesinde yer alan ve yemyeşil ağaçları ve kuş sesleri ile çevrili bir mesire yeri. Buranın en önemli özelliği, hiç şüphesiz suyunun ciddi anlamda buz gibi olması. Sıcak yaz aylarında serinlemek için buraya gelebilir, doğayla iç içe vakit geçirerek aileniz ve arkadaşlarınızla keyifli bir gün yaşayabilirsiniz.
İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı'nın eşsiz longozlarından biri olan Hamam Gölü Longozu, her mevsim farklı bir güzelliğe sahip. Birçok farklı kuş türüne ev sahipliği yapan Longoz, kuş gözlemciliği ile ilgileniyorsanız, burası sizin için mükemmel bir yer.
Bölgeye özgü lezzetleri tatmak, Trakya mutfağının zenginliğini keşfetmek de İğneada'ya gelenlerin keyif aldığı bir deneyim. Trakya mutfağı, coğrafi konumu ve tarihi boyunca farklı kültürlerle etkileşime girmesi nedeniyle oldukça zengin ve çeşitlidir. Zeytinyağlılar, et yemekleri, hamur işleri ve deniz ürünleri bu mutfakta önemli bir yer tutuyor. İğneada'ya özgü lezzetleri tatmak ve Trakya mutfağının zenginliğini keşfetmek için bu restoranları ve lezzetleri listenize eklemeyi unutmayın.
Bunlar dışında: Demirköy'de Tarihi Dökümhane yolu üzerindeki kahvaltıcılar ve İğneada ile Limanköy Sahilindeki balık restoranları da deneyebileceğiniz yerler arasında.
İğneada'dan dönmeden kendiniz ve sevdikleriniz için alabileceğiniz birçok hatıra ve hediyelik ürün bulunuyor.
Her cumartesi günü İğneada'da pazar kuruluyor. Pazardan yöresel ve tamamen doğal ürünlerden de satın alabilirsiniz.
İğneada'ya seyahat etmeyi planlıyorsanız, konaklama için birçok seçeneğiniz var. İğneada'da kamp ve otel konaklama seçeneklerini sizler için listeledik.
Longoz ormanları arasında birçok kamp alanı bulunuyor. Bu kamp alanlarının bazılarında temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz tesisler de mevcut. Popüler İğneada kamp alanları:
Eğer kamp yapmak istemiyorsanız, İğneada'da her bütçeye uygun birçok otel seçeneği de var. Bu otellerin bazıları deniz kenarında, bazıları ise longoz ormanları içinde yer alıyor. Popüler İğneada otelleri: