İstanbul’un Tarihi Lokantaları

İstanbul, medeniyetlerin beşiği, yüzyıllardır farklı etnik kökenlerin birlikte yaşadığı ve bu nedenle kozmopolit olan bir başkent. Bir çok medeniyete ev sahipliği yapması nedeniyle yeme ve içme kültürü de oldukça zengin. Nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelen bu kültür örneklerinin sayısı her ne kadar bir elin parmaklarını geçmiyor olsa da tarihe tanıklık eden ve gelecek yeni nesillere de hizmet etmek isteyen bu lokantaları gelin birlikte tanıyalım.

1- Hacı Abdullah Lokantası, 1888

{ad:0}
kaynak: haciabdullah.com.tr

İstanbul’un en eski restoranlarından biri olan, Osmanlı-Türk mutfağı örneklerini sunan, günümüze usta-çırak ilişkisi ile ulaşmış bir restoran Hacı Abdullah. Osmanlı mutfağını sevenler, klasikleşmiş tatlardan vazgeçemeyenler için Beyoğlunda faaliyet gösteren ve başka şubesi olmayan bu lezzetleri mutlaka tatmalılar. Uyarmakta fayda var lezzet ve kalitesine güvenen işletmede, biraz da turistik bir mekan olduğu için fiyatların emsallerine göre biraz yüksek seviyede olduğunu belirtmek gerek.

2- Orient Express Restaurant, 1890

kaynak: orientexpressrestaurant.net

1800’lü yıllarda Sirkeci garının yapılması ve İstanbul-Paris arası işleyen meşhur Orient Express’in faaliyete geçmesiyle birlikte yıllardır serüvenine devam eden Orient Express Restaurant, günümüzde farklı işletmeciler tarafından orijinal yerinde işletilmektedir. Yabancı turistlerin gözdesi olan mekan Türk Mutfağının en iyi örneklerini sunmaktadır.

3- Yanyalı Fehmi, 1919

kaynak: fehmilokantasi.com

1919’dan beri Kadıköy’de faaliyet gösteren Yanyalı Fehmi Lokantası, esasında Yunanistan’dan göçen Fehmi Bey ile Osmanlı Saraylarında baş aşçılık yapıp, emekliye ayrılmış Hüseyin Efendi’nin kurduğu bir esnaf lokantası. Anadolu yakasının hala sayılı tarihi lokantalarından birisi olan Yanyalı Fehmi’de Türk ve Osmanlı mutfağının örneklerini bulabileceğiniz gibi, günlük çıkan taze ve lezzetli tatlılarından da mutlaka tatmalısınız.

4- Tarihi Sultanahmet Köftecisi, 1920

kaynak: sultanahmetkoftesi.com

Ülkemizde aynı isimde birçok işletme olsa da orjinali 1920’den beri Sultanahmet’te faaliyet gösteren köfteci, dört kuşaktır aynı aile tarafından işletilmekte. Hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken mekanda ızgara köfte, piyaz, turşu ve irmik helvası menüsü dışında başka bir yiyecek yok. Kredi kartı mekanda hala geçmiyor.

5- Rejans, 1924 Rus Lokantası, 1924

Rus ihtilalinden kaçan 3 arkadaşın, o zamanlar Turkuaz adlı bir restoranı devralarak, Rejans’a dönüştürmesiyle bu serüven başlamış. Atatürk’ün de sık sık gittiği ve hep 2 numaralı masayı rezerve ettiği mekanda, 1938’den günümüze Atatürk’ün masası rezerve olarak duruyor. 2015 yılında kapanan restoran daha sonra Güney Afrikalı bir şefin burayı satın alarak yenilenmesiyle, günümüze kadar ulaşmış. Menüde rus mutfağı hakim olmasına rağmen, dünya mutfağına ait örnekleri de görmeniz mümkün. Önceden rezervasyon yaparak eşsiz bir deneyim yaşayacağınıza emin olabilirsiniz.

6- Kanaat Lokantası,1933

Bir aile işletmesi olarak Üsküdar’da başlayan hikaye, günümüze kadar devam ediyor. Esnaf lokantası olarak hizmet veren lokantada zeytinyağlı yemekler, sulu yemekler, sütlü tatlılar, taze yoğurt gibi klasikleşmiş Türk mutfağına ait lezzetler günlük olarak çıkıyor. Esnaf lokantası olduğuna bakmayın, fiyatlar ortalamanın bir tık üzerinde ve biraz fazla yağlı yemekler olabiliyor. Yolunuz o tarafa düştüğünde deneyebilirsiniz.

7- Ayaspaşa Rus Lokantası, 1943

kaynak: ayaspasaruslokantasi.com

1943’ten beri Gümüşsuyu’nda faaliyet gösteren, Rus mutfağı örnekleri yanı sıra Avusturya ve Macaristan mutfağının vazgeçilmez lezzetlerini günümüzde de sunan şık ve atmosferini hiç kaybetmemiş bir mekan, Ayaspaşa. Akşam saatlerinde özellikle kalabalık olması nedeniyle önceden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ediyoruz.

8-Tarihi Bankalar Lokantası, 1947

kaynak: bankalarlokantasi.com

Günümüzde Bankalar Caddesi olarak geçen bölgede olması ve zamanında Banka ve Sigorta şirketlerinde çalışan insanlara hizmet etmesi sebebiyle günümüze kadar aynı isimle gelen Bankalar Lokantası, esasında bir esnaf lokantası. Usta’dan çırağa devretme hikayesi ile işletmesini koruyan lokanta, bulunduğu taş bina nedeniyle ziyaretçilerine tarihi ve nostalji dolu bir atmosfer sunuyor.

9- Pandeli Restoran, 1958

kaynak: pandeli.com.tr

Pandeli’nin geçmişi esasında daha eskilere dayanıyor. Niğdeli bir Rum olan Pandeli, çok küçük yaşlarda İstanbul’a gelerek Eminönü’nde seyyar arabada piyaz satarak bu mesleğe başlıyor. Yıllar içerisinde çok fazla şansızlığa maruz kalan Pandeli, şu anki Mısır çarşısının üst katındaki yerinde 1958’den beri faaliyet gösteriyor. İstanbul’un yeme-içme simgelerinden olan Pandeli, masmavi çinili duvarları yanında, Osmanlı mutfağının pek özel lezzetlerini de bulundurmakta. Günümüzde yabancı turistlerin daha çok tercih ettiği bir restoran olması nedeniyle fiyatlar biraz yüksek olduğunu belirtelim.

Siz de gezi rotalarınızı İstanbul’da oluşturmak için uygun fiyatlı konaklama önerilerimize bakabilirsiniz;

{search:istanbul-otelleri,İstanbul Otelleri}