İstanbul'un yoğun kalabalığından ve şehir hayatının hızından uzaklaşmak isteyenler için Mihrabat Korusu, adeta saklı bir cennet gibi. Bu rehberimizde, İstanbul'un en güzel doğa harikalarından biri olan Mihrabat Korusu'nun eşsiz güzelliklerini, huzurlu atmosferini ve ziyaretçilere sunduğu sayısız olanakları keşfedeceğiz. Boğazın nefes kesen manzarasına karşı, yeşilin her tonunu barındıran bu koru, doğaseverler ve fotoğraf tutkunları için mükemmel bir kaçış noktası. Mihrabat Korusu, İstanbul'da doğayla iç içe, sakin ve dinlendirici bir deneyim arayan herkes için vazgeçilmez bir destinasyon. Bu rehberle, korunun saklı köşelerini, tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini yakından tanıma fırsatı bulacaksınız.
{ad:0}"Mihrabat Korusu Hakkında Genel Bilgiler" başlığı altında, İstanbul'un Boğaziçi kıyılarında yer alan bu eşsiz doğa harikası hakkında bilgiler sunacağız. Mihrabat Korusu, zengin bitki örtüsü, nefes kesen Boğaz manzarası ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyüler. Beykoz ilçesinde yer alan bu koru, hem İstanbulluların hem de şehir dışından gelen ziyaretçilerin stres atıp, huzur bulabilecekleri nadide bir yerdir. Tarihi yapısı ve doğal güzelliklerinin yanı sıra, piknik alanları, yürüyüş parkurları ve çocuk oyun alanları ile her yaştan ziyaretçiye hitap eden Mihrabat Korusu, İstanbul'un gizli kalmış cennetlerinden biri olarak kabul edilir.
Mihrabat Korusu’nun tarihi söz konusu olduğunda, eminim birçoğunuz yüz görümlüğü olarak hediye edildiğini biliyorsunuzdur. II. Abdülhamit Dönemi’nde gerçekleşen bu olayın bir tarafında Osmanlı’nın Berlin elçisi Sadullah Paşa’nın eşi Necibe Hanım, diğer tarafında ise Mısırlı Abbas Halim Paşa’nın kızı Rukiye Hanım bulunuyormuş.
Koru, her ne kadar bu olay ile tarih sahnesindeki yerini almış olsa da kökenlerinin çok daha eskilere dayandığı düşünülüyor. Aslında bu düşüncenin ortaya çıkmasında da yine bir hediye verme durumu söz konusu.
Rivayete göre Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, boğazın bu bölgesine Mihrabat Kasrı’nı inşa ettirmiş. Yapım sürecinin tamamlanmasının ardından ise hemen Sultan III. Ahmet’e armağan olarak sunmuş. Lakin koruya ismini verdiği düşünülen bu yapı, yeniçeri isyanı sırasında yakılmış. Rukiye Hanım da kendisine hediye edilen yeşil alanı çok beğenmiş olacak ki yıkılan bu kasrın yerine asırlar sonra benzerini inşa ettirmiş.
Yaklaşık 210 bin metrekarelik alanı kaplayan Mihrabat Korusu, İstanbul’un yoğurdu ve tarihi atmosferi ile ünlü semti Kanlıca’nın üst kısmında yer alıyor. Konumu gereği yeşil alan, boğazın iki yakasını aynı kare içerisinde görmeyi mümkün kılıyor. Dolayısı ile hem İstanbul tatili yapan gezginleri hem de yaşadığı kentin güzelliklerine farklı açılardan şahit olmak isteyenleri kendisine çekmekte hiç zorluk yaşamıyor.
Küçük bir çam ormanını andıran yeşil alan; Ortaköy Sahili’nin, İstinye Koyu’nun ve Rumeli Hisarı’nın enfes manzarasının seyredilebileceği en ideal yer olarak tanınıyor. İstanbul’un birbirinden güzel bu noktalarına ek olarak Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de tüm görkemi ile korunun ziyaretçilerini selamlıyor.
Tabii bana göre hemen sol tarafında kalan küçük koya odaklanmak bile olumsuz düşüncelerden arınmak ve sakinleşmek için fazlasıyla yeterli oluyor.
Mihrabat Korusu asırlar boyunca padişahları, devletin üst kademesindeki isimleri ve onların misafirlerini ağırlayan bir yer konumundaymış. Şimdilerde ise bünyesinde barındırdığı farklı olanaklar sayesinde özellikle çocuklu ailelere keyifli vakit geçirme fırsatı sunuyor.
Özellikle hafta sonu artan ilginin merkezinde, Mihrabat Korusu’ndaki kafe ve restoranlar yer alıyor. Eğer aklınızda İstanbul Boğazı’nın enfes manzarası eşliğinde kahvaltı keyfi yapma fikri varsa, buraya gelmeyi düşünebilirsiniz. Gerçi serpme kahvaltı için belirlenen kişi başı fiyat biraz yüksek. Ama gerek atmosfer gerekse de manzara, bu olumsuzluğu nötralize ediyor.
İstanbul’u en popüler etkinlik alanları arasındaki koruda kahvaltı keyfi dışında yürüyüş yapabilir, amfi tiyatrodaki etkinliklere katılabilirsiniz. Tabii siz bunları yaparken çocuklarınızın da keyifli vakit geçirmesini arzularsanız, onları yaşıtlarıyla güven içerisinde etkileşime girebilmeleri için oyun alanlarına yönlendirebilirsiniz.
İstanbul, köklü tarihi ve enfes güzellikleriyle pek çok şaire, yazara, ressama ve müzisyene ilham kaynağı olmuştur. Ancak konu Mihrabat Korusu olduğunda aklımıza mıh gibi kazınabilecek iki ayrı şairin, iki ayrı dörtlüğünün gelmesi kaçınılmazdır. İlki, Yahya Kemal Beyatlı’nın meşhur dörtlüğüdür;
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmediğim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer; Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer..."
Tahmin edebileceğiniz üzere, Beyatlı’nın aziz İstanbul’a baktığı o tepe Mihrabat Korusu’dur. İkinci dörtlük ise, Özdemir Asaf’tandır ve şair yorum gerektirmeyecek kadar net bir ‘konum bildirimi’ yapmaktadır;
"Şu anda İstanbul’da olmak isterdim. Mihrabat Korusu’nun dar yollarında seninle, Yan yana, yana yana yürümek… Bir de martıların kanatlarından seyretmek İstanbul’u"
Konu Mihrabat Korusu olduğunda, tarihi ve doğasının yanı sıra bahsedilmeden geçilemeyecek bir diğer unsur da müthiş manzarasıdır. İki köprü manzarasına da hakim olan Mihrabat Korusu, maviyle yeşilin en nefes kesici bileşimlerinden birisini ziyaretçilerine bahşetmektedir.
Mihrabat Korusu, halihazırda var olan piknik alanlarının haricinde özellikle serpme kahvaltısının denenmesi gereken mekanlara da sahiptir. Kahvaltı veya gözde tabirle ‘brunch’ yapmanın yanı sıra düğün organizasyonları için de panoramik boğaz manzarasına ve bin kişiye yakın ağırlama kapasitesine sahip (tabii pandemi döneminde bu durumun daha seyreltilmiş olması söz konusu) işletmeleriyle de son yılların düğün konusundaki ideal destinasyonlarından birisi Mihrabat Korusu olmuştur. Kahvaltı ve Düğün organizasyonları için Mihrabat Korusu’nda bulunan işletme ile önceden irtibata geçebilirsiniz.
İstanbul’un Beykoz ilçesine bağlı, Kanlıca semtinin sırtlarında yer alan Mihrabat Korusu, Boğaz manzarasını en iyi gören İstanbul’daki adreslerin en başında yer alıyor. Mihrabat Korusu’na ulaşım için yolculuğunuza nereden başlayacağınıza bağlı olarak farklı seçenekleri kullanabilirsiniz.
Koruya ulaşım konusunda toplu taşımadan yararlanmayı düşünüyorsanız, Üsküdar’dan Beykoz yönüne yolcu taşıyan İETT otobüslerine veya minibüslere binebilirsiniz.
Boğaz havasını içinize çekerek bu yolculuğu gerçekleştirmek isterseniz, koruya aşağı yukarı 1,5 kilometre mesafedeki iskeleye uğrayan vapurlara binebilirsiniz. Çengelköy-İstinye, Anadolu Kavağı-Üsküdar ve Bebek- Emirgan hatlarında yolcu taşıyan vapurlar, farklı sıklıklar ile Kanlıca iskelesine yanaşıyor.
Avrupa ve Anadolu Yakalarından kendi aracınızla Mihrabat Korusu’na gitmeyi planlıyorsanız, köprünün Kavacık çıkışından sapıp tabelaları takip etmeniz yeterli olacaktır. Bu yöntemi benimseyen misafirler için koruda ücretli bir otopark bulunuyor.
İstanbul Gezilecek Yerler saymakla bitmez. İstanbul’a geldiğinizde Anadolu Yakası Otelleri’ni tercih ederek, geniş tesis seçenekleri ise Neredekal.com üzerinden İstanbul Otelleri’ni inceleyebilirsiniz. {search:beykoz-otelleri,Beykoz Otelleri}
İstanbul'u köşe bucak gezmek isteyenler için İstanbul Gezilecek Yerler Tarihi Mekanlar ve Yeme İçme Rehberi blog yazımıza da bakabilirsiniz.