İstanbul’un çok eskilerini bilen, gördüğünü bildiğini de dört duvarı arasında sıkı sıkı saklayan bir müze otel Pera Palace. Neredeyse 130 yıldan bu yana var olan otelin her odasında derin bir tarih, farklı bir gizem var. Atatürk’ün birkaç kez kaldığı, Agatha Christie’nin koca bir roman yazdığı otelin geçmişi de en az mimarisi ve içindeki dekor kadar etkileyici. İşte size Beyoğlu’ndan Tünel’e doğru yürürken göreceğiniz Pera Palas’ın herkes tarafından pek bilinmeyenleri ve 1888 yılında Paris’ten kalkan bir trenle başlayan hikâyesi!
{ad:0}Adı Orient Express olan o Paris treniyle İstanbul’a gelenlerin çoğunu bürokratlar ve zenginler oluşturuyordu. İstanbul’da o zamanlar bu kadar elit bir tabakayı ağırlayacak lüks bir otel de yoktu. 19. Yüzyılın en güzel yapılarından olan Pera Palas’ta işte bu misafirlerin konaklaması için yapıldı ve 1895’te ihtişamlı bir baloyla bu aristokratlara kapılarını açtı. Otele gösterilen ihtimam ise Osmanlı saraylarına gösterilenle neredeyse aynıydı. Öyle ki şehirde saraylar dışında ilk elektrik verilen ve sıcak suya ilk kavuşan yer de burasıydı.
Zamanının en gösterişli yapılarından olan otel günümüzde de aynı ihtişamını koruyor. Oryantal ve Neo -Klasik karışımı bir tarzda inşa edilen otel 7 katlı olup, 115 oda ve 16 süitle hizmet veriyor. Yapının mimarı ise başta İstanbul Arkeoloji Müzesi binası olmak üzere, İstanbul’da pek çok yapıda imzası bulunan mimar Alexandre Vallaury. Otel odalarının nostaljisi korunuyor ama teknolojinin nimetleri de maksimum seviyede kullanılıyor. Yüksek tavanlar, Murano camından avizeler, geleneksel Türk kilimleri ve halıları, rustik mobilyalar, Fransız dantel perdeleri, mermer banyolar ve pençe ayaklı küvetleriyle eşsiz bir konaklama sunan Pera Palas, sizi bir eski zaman filminin başrolüne taşıyıveriyor. Otelin nostaljik asansörü kurulduğu ilk günden bu yana çalışıyor. Alt katındaki Atamızın kaldığı 101 no’lu oda ise şimdi onun anılarıyla dolu, çok sevdiği şafak pembesiyle bezeli bir müze oda ve konaklamaya kapalı. Otelde ayrıca Agatha Christie, Greta Garbo, Ernest Hemingway ve Pierre Loti için de farklı konseptlerde müze süitler de var.
{search:beyoglu-otelleri,Beyoğlu Otelleri}
Paris’ten kalkan Orient Ekspres ile gelen Agatha Christie, Ernest Hemingway, Greta Garbo, İran Şahı Rıza Pehlevi, Amerika’nın first lady’si Jacquelin Kennedy, İngiliz Kralı 8. Edward, gibi ünlü isimlerin yanında Avrupalı diplomatları, tüccarları ve bankacıları da ağırlamış Pera Palas. Atamız ise 1917 sonrası burada birkaç kez kalmış ve misafirlerini de burada karşılamış. Ünlü yazar Ernest Hemingway ‘Kilimanjero’nun Karları’, Agatha Christie ise ‘Doğu Ekspresi’nde Cinayet’ eserlerini burada yazmış.
Pera Palas Hotel İstanbul’da yapılan ilk Avrupai bina. Günümüzde bile dikkat çeken binası o zamanlar gelen geçen tarafından parmakla gösteriliyormuş. Şehirde ilk yılbaşı balosu 1925’te burada yapılmış ve azınlıkların her alanda önde gelen isimlerinin katıldığı bu partiyle hakkında bolca konuşulmuş. Osmanlının ünlü ressamlarından Şeker Ahmet Paşa’nın eserlerinden oluşan ilk resim sergisi de Pera Palas’ta açılmış. Otelin mutfağı şehrin ilkleri olması açısından önemli. Osmanlı’nın zengin mutfağının o zamana kadar tanımadığı köri baharatı ilk kez bu mutfakta kullanılmış. İngiliz çorbalarının en sükselisi olan kaplumbağa çorbası da ilk kez bu mutfakta pişirilmiş.
Otelin birçok ünlü misafiri arasında öyle biri var ki Pera Palas denildiğinde akla hemen onun ismi geliyor, bu kişi dünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie. Oteli İstanbul’daki evi yapan ünlü yazar 1926 – 1932 yılları arasında burada pek çok kez konaklamış. Her geldiğinde kaldığı 411 no’lu oda şimdi onun hatıralarıyla dolu bir müze oda olarak gezilmekte. Otelle özdeşleşen hikaye de bu ünlü misafir ve kaldığı oda ile ilgili. 1926 yılında 11 gün boyunca ortadan kaybolan ve kendisinden haber alınamayan Agatha Christie’nin nerede olduğunu bulmak için zamanın ünlü medyumu Tamara Rand’dan yardım istenmiş. Medyum, bu kayıp zamanın tüm detayının İstanbul’da Pera Palas Oteli’nde kaldığı odada gizli olduğunu söyleyince, medyumun tam tarif ettiği yerde bir anahtar bulunmuş. Anahtarın hangi kapıyı açtığı konusunda günümüze ulaşmış bir bilgi yok. Ama bu esrarlı hikaye de dilden dile dolaşmış.
Pencereleri Haliç’in eşsiz manzarasına bakan ve yüzyılı aşkın süredir önünden geçen caddenin kalabalığı hiç azalmayan bu tarih abidesi Word Luxury Awards’ın ‘Avrupa En Lüks Tarihi Oteli’ ödülüyle de onurlandırılmış. Şu sıralar digital platform dizilerine de konu olan Pera Palas bir otelden çok daha fazlası ve bizce bu onuru da fazlasıyla hak ediyor.
{search:istanbul-otelleri,İstanbul Otelleri}
Pera Palas'taki 101 numaralı oda, Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaretleri sırasında konakladığı odadır. Bu oda, "Atatürk Müze Odası" olarak da biliniyor. 101 numaralı oda, Atatürk'ün doğumunun 100. yılında müze oda haline getirilmiştir. Burada özel eşyaları, kitapları, kendisine gönderilen armağanları, dönemin gazeteleri ve dergileri sergileniyor. Odayı her gün 10.00-11.00 ve 15.00-16.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.