Yüzünüze değen meltemin, her daim gülücükle dolaşan insanların arasına karışmanın, dünyanın en özgür insanı olduğunuzun hissiyatını keşfetmenin verdiği o tatlı huzuru bulabileceğiniz nadide bir şehirdir
İzmir. Hele ki hem
İstanbul hem de İzmir’de yaşamış insanların büyük bir çoğunluğu tercihini İzmir’den yana kullanacaklardır hiç şüphesiz. Eh, ne de olsa İzmir’de yaşamak bir ayrıcalıktır. Daha önce hiç İzmir’e gitmediyseniz, İzmir nasıl bir şehir sorusunun cevabınız arıyorsanız, bu yazıyı okuduktan sonra İzmir’e yerleşme kararı alabilirsiniz, aman dikkat!
Diğer şehirlerin aksine İzmir’de çok farklı bir dünya yaşanıyor bizlere göre. Herkes mi güler yüzlü, herkes mi anlayışlı, herkes mi birbirine saygılı olur bir şehirde? Biz İstanbul’da yaşayanların özlem duyduğu maneviyatın hepsi sanki İzmir’de bir araya gelmiş gibi. İzmir’e duyulan aşkın en temel nedenlerinden biri de budur belki. Lafı daha fazla uzatmaya ne hacet. İşte İzmir’in yaşanılası bir şehir olduğunun 12 kanıtı.
1 – Yıllık İzin Tadında Hafta Sonları
{facility:0}
İzmir nasıl bir şehir diye bir İzmirli'ye sorduğunuzda sanırım alacağınız en doğru cevap, ''istediğin zaman denize çok kolay ulaşabildiğin bir şehir.'' olması olacaktır. Canınız denize mi girmek istiyor, bir tarafta Urla,
Çeşme ucuz oteller, Seferihisar, diğer tarafta Karaburun, Foça, Dikili… Hepsine yalnızca 45 dakika, maksimum 1 saat kadar uzaklıktasınız. İster arabayla, ister otobüsle, ister metroyla, hiç fark etmez. Zaten her yer deniz. Hem de ne deniz, berrak, duru, tertemiz, pırıl pırıl… Özellikle Foça’ya tekrar gitmek, bir daha gitmek istiyor, hatta oradan dönmek istemiyorsanız, bilin ki kara taşına basmışsınızdır.
2 – Kordon Candır Günbatımı Heyecandır
Kordon’da günbatımı manzarası gerçekten eşsizdir. Bir yandan denizden esen tatlı meltemi hissetmek, bir yandan martıların şarkısını dinlemek bambaşka bir huzur serper insanın yüreğine. Tabi İzmirliler öyle kuru kuru günbatımı izlemeyi pek tercih etmezler. İzmir’in midyesi malum, bir hayli meşhur. Daha önce İzmir’de midye yemeyen ben midye yedim demesin bir zahmet. Farkına varmadan bir poşet midye bitirme potansiyeliniz bir hayli yüksektir İzmir’de. Yanına da bir bira açtınız mı, günü bundan daha şahane sonlandıramazdınız herhalde.
3 – Dünyanın En Efsane Lezzeti ile Tanışın; Boyoz!
Yaşamak için yemek değil, yemek için yaşamak felsefesine inanıyorsanız, sizin için Boyoz İzmir’de yaşamak için fazlasıyla yeterli bir sebep. Zira bir kere tadına baktınız mı, kendisini bir hayli özlettiriyor. Diğer şehirlerde satılan boyozları bir kenara bırakalım lütfen. Bilmeyenler için; boyoz İzmir mutfağıyla özdeşleşmiş mayasız bir hamur işidir. Börek değil ama poğaça da değil. Genelde içi boş yeniyor ancak peynir ve ıspanaklıları da mevcut. İzmirlilerin kahvaltı sofralarının vazgeçilmezidir aynı zamanda.
4 – Sevinç’te mi Reyhan’da mı Buluşalım?
Bu fazla İzmirliye özgü bir şey oldu tabi. Çoğunlukla
Alsancak’ta yer alan Sevinç Pastanesi önü, İzmirlilerin yegane buluşma noktasıdır.
Reyhan Pastanesi Alsancak da aynı işlevi görür. Yani Saat Kulesi yanlış bilinen bir gerçek. Kimse buluşacağı kişiyi arayıp da neredesin demez, çünkü bilir ki o kişi zaten Sevinç Pastanesi’nin önünde bekliyordur.
5 – Karşıyaka’da Çiğdem Çitlemenin Dayanılmaz Hafifliği
Bilmeyenler için çiğdem, bildiğimiz çekirdek aslında. Bunu söyleyince olayın bütün gizemi çözüldü ama neyse. Şimdi efendim, elinize bir poşet çiğdemi alıyorsunuz ve
Bostanlı sahilden
Karşıyaka sahile doğru çitleye çitleye yürüyorsunuz. Zaten Bostanlı’dan ne ara çarşıya geldiğinizi anlamıyorsunuz bile. O kadar keyifli bir yürüyüş yani. O an farkına varabileceğiniz tek şey, bir poşet çiğdem yemenize rağmen acıkmış olduğunuzdur. Bunun nedeni ise kokoreççilerden yayılan o dayanılmaz kokudur. Artık çok geçtir, o büyülü koku sizi kokoreççiye doğru çeker ve iş işten geçmiş, yarım ekmek kokoreci çoktan mideye gömmüşsünüzdür. Bu arada, İzmir’in kokoreci diğer şehirlerdeki kokoreçlere benzemez, daha farklıdır.
6 – Şehir Merkezinin Küçük Ama Dev Simgesi; Saat Kulesi
[
Konak Meydanı’nda yer alan İzmir Saat Kulesi, şehrin simgesidir bir nevi. Küçük ama dev dememizin sebebi de bu yüzden. Çok büyük bir kule olmamasına rağmen neredeyse İzmir’le özdeşleştiğinden dev bir etkisi var bu şehir için. Bir rivayete göre yaptırıldığı 1901 yılından beri bir kez olsun şaşmamış kulenin saati. Saat Kulesi’ne geldiğiniz, gördünüz, sonra ne mi yapacaksınız?
Kemeraltı Çarşısı’ndan gireceksiniz, biraz alışveriş yapacaksınız. Yürüye yürüye İkiçeşmelik’e varacak ve soluklanmak için bir söğüş patlatacaksanız.
7 – Sen Hiç Asansör’den Körfez’i Seyrettin mi?
Konak’ta bulunan İzmir Tarihi Asansör, iki semt arasındaki ulaşımı sağlamak amacıyla yaptırılmış. 155 basamaktan oluşan Tarihi Asansör, İzmir’in en önemli turistik noktalarından biri. Ahşap balkondan
İzmir Körfezi’ni seyretmediyseniz, bilin ki çok şey kaybetmişsiniz demektir.
8 – Belediye Otobüsünde Lavanta Kokulu İnsanlar
İzmir’de taksinin çok pahalı olması, insanları belediye otobüslerine yönlendiriyor. Ancak görüp görebileceğiniz en kibar otobüs şoförlerinin bulunduğu tek şehir İzmir’dir herhalde. Zaten otobüslerin yolcu kitlesi de fazlasıyla elit ve nezih insanlardan oluşuyor. Hani sanırsın otobüsten inip operaya gidecekler. Öyle bir izlenim yaratıyorlar.
9 – Şehrin Ortasında Bir Vaha; İzmir Fuarı
Burası İzmir’in dünyaya açılan kapısı. İzmirliler için yeşil alan ve fuar alanı olarak kullanılıyor. İçerisinde bir de lunapark var. Bildiğimiz kadarıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın ailesi bağışlamış fuar alanını. Günümüzde pek ağaç kalmamış ama yine de İzmir için önemi büyüktür İzmir Enternasyonal Fuarı’nın.
10 – Kumru Bir Kuş Türü Değildir
Bu sözü sıklıkla duymuşsunuzdur. Evet, kumru bizler için aşkı sembolize eden bir kuş türü iken, İzmirliler için bir lezzet patlamasıdır. Yine İzmir mutfağına özgü olan bu sandviç, ekmeğinin şeklinden dolayı bu ismi almıştır. Ekmeğin bol susamlı olması bir kumrunun en büyük özelliğidir. İçerisine konan peynirin İzmir tulumu olması makul olandır ama kaşar peyniri de kabul edilebilir tabi. Ancak, içine her bol malzeme konulan sandviçin kumru olmadığını bilmemiz gerekir. Zira arada bariz bir lezzet farkı vardır. İzmir’de en iyi kumruyu yiyebileceğiniz yer ise şüphesiz Çeşme’dir.
11 – İşe Gitmek Hiç Bu Kadar Eğlenceli Olmamıştı
Çünkü İzmirlilerin çoğu işlerine vapurla gidip gelirler. Sabahları gevrek ve çayla kahvaltı yapıp, körfezi izleye izleye işe gitmek bir İzmirli için sıradan görünebilir. Ancak her gün trafikte çürüyen bizler için bu durum büyük bir lükstür. Vapurda herkes birbirine gülümser ve akşam evine dönerken yine aynı gülümseyen suratlara selamlaşırsın. İşte İzmir’de işe gidip gelmek böyle bir şey dostlar.
12 – No Trafik, No Cry
İzmir’den başka şehirde yaşamamış olanlar tam tersini düşünebilirler. Ama İstanbul’un halini görmüş bir İzmirli ne demek istediğimizi çok iyi anlamış olmalı. İzmir’i baştan sona geçmek 1 saat bile sürmez iken, onlar bu süre zarfında sinirden ölebilirler. Çünkü bir İzmirli için 1 saat, trafikte geçirilen bir zaman için fazlasıyla uzundur. Yolda kendilerinden başka 5 araba daha varsa, ‘eyvah, trafik var’ diye paniklediklerine bizzat şahit oldum.
Bonus: İzmirlilerin Sıradan Kahvaltısı