Montreal’in ilk göçmenleri, tabii afetlerden kendilerini koruduklarına inandıkları dağın tepesine, şükran duygularını göstermek adına tahta bir haç dikmişler. Bu noktadan şehri seyretmek kanatlanmak gibi bir his.
{facility:0} Şehri 1842 yılında gezen romancı Charles Dickens, yolların dar ve düzensizliğinden söz eder ve tipik bir Fransız kasabası olarak niteler Montreal’i. Gerçekten de bu artistik şehir için, küçük Paris yakıştırması öteden beri yapılır.Montreal’de; Vieux-Montreal ve Downtown bölgeleri ve bu bölgeler dışında kalan kimi parklar, kayak alanları ve spor kompleksleri keşfedilecekler arasında yer alır. Vieux-Montreal, şehrin geçmişini yansıtırken, Downtown ise daha çok modern zamanların bir eseri olarak kabul edilir.