{facility:0} Alparslan’ın Anadolu’ya girişiyle birlikte, Sivas’ta inşa edilen dönem eserleri hala ayakta. Mermer taç kapısıyla ziyaretçileri büyüleyen Gök Medrese, 1271 yılında Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmış. Tuğla örgülü iki minaresi çinilerle bezeli. Sivas’ta Selçuklu sanatının başka örnekleri de var. Anadolu Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Hibetullah Burucerdi’nin oğlu tarafından 1271 yılında yaptırılan Buruciye Medresesi de sadece taş işçiliğiyle değil, çinilerinin güzelliğiyle de ünlü. Medreseler, konaklar, hamamlar, camiler ve daha birçok eserle zengin bir şehir olan Sivas’ın ilçeleri de ziyaret edilip, tarihe tanıklık etmiş bu eserler mutlaka görülmeli. Kangal’ın Köpekleri ve Balıkları
Sivas’ın ünü sınırları aşan köpeklerini ve kaplıcasını tanımak için merkezden 85 km uzaklıktaki Kangal’a gitmek gerek. Anadolu çoban köpeğinden farklı bir ırk olan Kangal köpeklerinin kökeni konusunda farklı rivayetler var. Bir tanesi, bu köpeklerin kökenini Asur ve Babil dönemine dayandırıyor. Buna göre, kangal köpeği bir aslan ve kaplanın çiftleşmesinden dünyaya gelmiş. Bu köpekler o dönemde, insanları vahşi hayvanlara karşı korumakla kalmıyor, aynı zamanda savaşıyorlarmış. Bir başka rivayete göre, kangal köpeği, bir Hint mihracesinin Osmanlı Sultanı Yavuz Selim’e hediyesiymiş. Sarayda bir aslanla savaşan ve onu yenmeyi başaran bu köpek, sultanın ilgisini çekince, mihrace ona hediye etmiş. Ne yazık ki, Sivas yakınlarına savaşmaya gelen Osmanlı ordusu, yanındaki köpeği buralarda kaybetmiş. İşte, Kangal köpekleri de bu kayıp köpekten üremişler. 17. yüzyılda Evliya Çelebi, Kangal köpekleri için bir aslan kadar güçlü diye yazmış. Avrupa’daki çoban köpeklerinin de, kıtaya akınlara giden Osmanlılar’ın beraberindeki kangal köpekleri sayesinde ortaya çıktıklarına inanılıyor. Kangal köpeğinin Amerika kıtasına gelişi ise 1950’leri bulmuş ve 1970’lere kadar sadece besicilikle uğraşanlar arasında tanınmış; 1980’lere doğru köpek cinsi uzmanları tarafından kabul edilir hale gelmiştir. American Kennel Club (AKC) ancak 1996 yılında Kangal'ı cins olarak kabul etmiştir.
Korku nedir bilmeyen Kangal köpekleri, güçlü, kuvvetli ve sorumluluk sahibiler. Aynı zamanda da çok yakın birer arkadaşlar. Sahip oldukları bu özellikler onları değerli kılıyor. Dünyanın farklı ülkelerinde çiftlik hayvanlarını yırtıcılardan korumak için Kangal köpekleri yetiştiriliyor. Örneğin, Namibya’da nesli tükenmek üzere olan çitaların kurtarılması için Dr. Laurie Marker tarafından 1970 yılında kurulmuş olan Çita Koruma Fonu’nda, Kangal köpekleri vazgeçilmez bir öneme sahip.
Bölgenin sıcak sularını, 1800’lü yıllarda komşu köylerden gelen insanlar fark etmişler. 1917’ye kadar bölge sazlıklarla doluymuş. Derken bir gün ayağından yaralanan bir çoban, yarasını suların iyileştirdiğini fark etmiş. Bu, birçok insanın bölgeye gelmesini sağlamış ve küçük havuzlar oluşturulmuş.
20. yüzyıl aşık edebiyatımızın en büyüklerinden biri olan Aşık Veysel, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğdu. Pir Sultan Abdal, Ruhsati, Kul Himmet ve daha niceleri Sivas’ın yetiştirdiği ünlü aşıklar... Bugün Sivas’ta aşıklık geleneği hala yaşıyor ve meraklılar için Aşıklar Kahvesi’ndeki atışmalara tanıklık etmekte fayda var. Bu geleneği sürdürmeye niyetli aşıkların atışmaları, hayatın izlerini taşır. Sevinç de hüzün de dile getirilir bu atışmalarda... Hayatın acısı-tatlısı saz eşliğinde dile getirilir ve dinleyicilerinin de kulaklarının pası silinir.