Adeta bu dünyadan değilmişçesine ama bu dünyadan masalsı bir yer, Kapadokya. Binlerce yıllık doğa oluşumlarıyla, büyüleyici manzaralarıyla sanki insan ve doğa el ele vermiş, dünya harikalarından birini ortaya çıkarmış. Oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Kapadokya tarihteki adıyla Katpatukya; yüzlerce yıllık yaşanmışlıkları, terk edilmiş köyleri, harika vadileri, üzüm bağları, şarapları ve daha nice ev sahipliği yaptığı zenginliğiyle ziyaretine gelenleri kendine aşık etmeye devam ediyor. Günün her saati sihir dolu anlara şahit olabileceğiniz güzel atlar ülkesi Katpatukya vadilerinde yürüyerek tüm güzellikleri yaşayabilir, büyülü her ana şahit olabilirsiniz. İşte Kapadokya'nın yürüyerek keşfedebileceğiniz masalsı vadileri.
{ad:0}Kapadokya'nın en ünlü yerlerinden biri burası. Gün doğumundan gün batımına kadar görsel bir şölen sunar güneş ışıkları ile Aşk Vadisi. Üzüm bağları ve meyve ağaçlarının sıralandığı kanyonların, etkileyici doğanın manzarasına dev peri bacaları eşlik eder Aşk Vadisi'nde. Aşk Vadisi yürüyüşü sırasında doğanın şekillendirdiği inanılmaz güzellikteki peri bacalarını da yakından deneyimleme şansı yakalarsınız.
Kızıl Çukur Vadisi olarak da bilinen Kızıl Vadi'ye yürüyüş için Ortahisar yönünden giriş yapmanızı tavsiye ederiz. Çünkü bu taraftan girmeniz durumunda vadinin kolaylıkla üst kısımlardan yürümeye ve gezmeye başlayabilir, tepeden iç kısımlara daha kolay ulaşabilirsiniz. Kapadokya’nın tüm karakteristik özelliklerini bünyesinde barındıran Kızıl Vadi, adını da sahip olduğu bu kızıl tüf kayalardan alır. Özellikle de güneşin batışı ve doğuşu sırasında kızıl tüf kayalarının rengi iyice kızıllaşmaya başlar. Bu da sabahın ilk saatlerinde ve akşam saatlerinde vadida tam bir şölen sunar.
Bölgenin en ünlü ve en çok ziyaret edilen noktalarından biri olan Paşabağ, Göreme-Avanos yolu üzerinde. Paşabağ Rahipler Vadisi olarak da bilinen bu yer, isminden de anlaşılacağı gibi tarihte keşişler inziva yeri olarak kullanmış ve yaşamışlar. Burada ayrıca ilginç oluşumları ile göze çarpan şapkalı peri bacalarından bolca bulunmakta. Vadide ayrıca gezmeden dönmemenizi tavsiye ettiğimiz bir de kilise var.
4400 metre uzunluğundaki, Meskendir Vadisi'nde yapacağınız yürüyüşün en önemli özelliği sizi tünellerin keşfine çıkarmış olması. Vadi boyunca yürürken doğanın ve insan elinin açtığı eşsiz güzellikteki tünellerden geçiyorsunuz. Peri bacalarının aralarındaki tünellerle vadi tabanına doğru iniyorsunuz. Vadiye inen dik patikanın sizi ürkütmesine izin vermeyin, zira burada sizi harika bir yürüyüş rotası bekliyor olacak. Vadiye indikten 200 metre sonra girilen ikinci tünelin ortasında sol tarafa bir çıkış bulunuyor. Buradan çıktıktan sonra yukarıya çıkan patikadan yürürseniz yaklaşık 80 metre sonra Meskendir Kilisesi’ne varacağınızı da hemen hatırlatalım. Vadiye girdikten yaklaşık bir saat sonra sağda Kızıl Vadi ayrımı gelir. Bu ayrım noktası da Kızıl Vadi'den yürüyenlerin Meskendir Vadisi’ne indikleri yerdir. Bu ayrımdan 10 dakika sonra sizi, sağ tarafta 'Adsız Şapel' olarak bilinen, peri bacası içine oyulmuş bir Şapelin yanından da geçersiniz.
Zemi Vadisi, Uçhisar’ın doğusunda olup Göreme-Açık Hava Müzesi sınırları içinde yer alıyor. Vadinin başlangıç noktasıyla Göreme arasındaki 5600 metrelik vadi, doğa yürüyüşüne oldukça elverişli parkurlardan biri olmakla birlikte burada; kızıl şahin, kerkenez ve karaleylek gibi kuş türlerini gözlemleme ayrıcalığını yaşarsınız. Diğer vadi yürüyüşleri ile burayı kıyaslarsak, bu parkur kimileri için zorludur. Derin bir kanyondan geçiyormuşçasına kavak ağaçlarının ve Kapadokya'nın sesi güzel kuşları eşliğinde adrenalin dolu bir yürüyüş sizi bekliyor. Unutmadan yine hatırlatalım; Sarnıç Kilisesi, Saklı Kilise, Görkündere Kilisesi ve El Nazar Kilisesi de vadi içinde gezilmesi gereken yer arasındadır.
Paşabağ - Bozdağ Vadi yürüyüşünün belirleyici özelliği ise en yüksek noktalarda dolaşmanıza imkan vermesi. Doğanın peri bacalarını serpiştirdiği üst platoları adımlayarak yükseklerde yürümenin tadı çıkartabileceğiniz parkuru tamamlarken bir yandan da tüm Kapadokya'yı kuş bakışı seyredebileceğiniz bu rotayı çok seveceksiniz.
Biraz doğa biraz yaşam. Doğanın sunduğu oluşumlarda yaşam bulan peri bacalarının görsel şölenlerinden birini de Güvercinlik Vadisi'nde attığınız her adımda keşfedersiniz. Güvercinlik Vadisi yürüyüşünüzde Kapadokya'nın eski sakinlerinin birkaç asır önce peri bacalarını oyarak açtıkları güvercinlikleri yakından keşfetme imkanını yaşarsınız. Vadi sizleri ağaçları, çiçekleri, yaşanmışlıklarıyla karşılayacak ve vadinin sonunda yer alan kilisesiyle doğru uğurlayacak.
Kapadokya'nın en masalsı bir diğer vadisidir, Ihlara. Burası belki de sizi en çok büyüleyecek noktalardan sadece biri. Dünyanın 2. büyük kanyonu olarak da bilinen Ihlara Vadisi, yaklaşık 15 kilometrelik bir uzunluğa ve yer yer 100 metreyi bulan derinliğe sahip. Doğanın bir kez daha insanoğlunu kendine hayran ettiği bu vadi aynı zamanda Hristiyanlığın Anadolu’ya yayıldığı yer olarak geçiyor kaynaklarda. Vadide sayısız kilisenin ve manastırın yer alması da bunu ispatlar nitelikte adeta.
Namıdiğer Hayaller Vadisi. Neden Hayaller Vadisi de denilmiş hemen anlatalım. Kapadokya fotoğraflarında oturan bir deveyi andıran görsel hep göze çarpar. İşte o oturan deveye benzeyen oluşum burada. Burası Kapadokya'nın vadileri arasında oldukça farklı bir yere sahip ve Hayaller Vadisi adı da bu farklılıktan geliyor. Buradaki peri bacası oluşumları o kadar farklı ki vadiye gelen herkes bu şekilleri farklı farkı canlılara ve nesnelere benzetiyor.