Neredekal Turizm Seyahat Acentesi Belge No: 7301
Neredekal.com
Üyelik
Giriş Yap
Üye Ol
Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Paylaş
Arzu Aksaya  
Eklenme: 23 Ocak 2023 - 22:15
 • Son Güncellenme: 26 Şubat 2024 - 09:23
Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya’nın en büyülü yerlerinden biri olan Mustafapaşa Ürgüp’e 6, Nevşehir’in merkezine 25 km mesafede. Nasıl ki Kapadokya’ya gittiğinizde Ürgüp – Göreme – Avanos için zaman ayırıyorsunuz, Mustafapaşa’nın da hakkını yemeyin, mest eden güzellikleriyle tanışmadan dönmeyin diyoruz. Günümüzde Kapadokya Üniversitesi’ne de ev sahipliği yapan bu güzel köyün miladının çok eskilere dayandığını biliyor muydunuz?

{facility:0}

Mustafapaşa Köyü Nasıl Bir Yer?

Bin bir bilinmezi, bin bir rivayeti ve büyülü atmosferiyle geçmişin – günümüzün en trend turizm rotalarından olan Kapadokya’da değeri sonradan anlaşılmış köylerden biri Mustafapaşa. Anadolu’nun ortasındaki bu yerleşimin adı köy olsa da aslında binlerce yıllık bir geçmişin hatıralarını taşıyan saygıdeğer bir kültür abidesi. Bu sebeple Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından ödüle layık görülen köy, 1981 yılından bu yana turizm merkezi olarak Kültür Bakanlığı koruması altında.

Mustafapaşa Ürgüp ilçesine bağlı eski bir Rum Köyü. Gezerken göreceğiniz evlerin çoğu da eski sakinleri Rumlardan kalan yapılar. Kiliseleri, camileri, manastırları ve taş evleriyle sizi tarih yolculuğuna çıkaracak bu köyün, ülkemizin başka köşelerinden de tanıyıp bildiğimiz çok dramatik bir mübadele öyküsü var.

{ad:0}

Mustafapaşa Köyü'nün Tarihi

Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Mustafapaşa’nın eski zamanları hakkında maalesef çok da bilinen ya da inanılan bir tarih hikayesi yok. Ama 13. yüzyıl itibariyle bölgenin hem ticaret hem de dini bir merkez olarak kullanıldığı da güçlü bir tahmin. Çoğu zaman Sineson neresi, Sinasos neresi gibi anlam karmaşası yaşatan köyün adı 1476 – 1927 tarihleri arasında Sineson Köyü olarak geçiyor. Sineson ve en çok kullanılan Sinasos isimleri ise ‘güneşin şehri’ anlamına geliyor. Rumların ve Türklerin beraber yaşadığı Sinasos Kapadokya’nın yönetimi de halk meclisinden oluşuyordu. Kasabanın kilisesi ise Kayseri Metropolü’ne bağlıydı. 1800’lü yıllarda ticaret, alışveriş ve kültür açısından Kapadokya’nın en parlak yerlerinden biri olan Mustafapaşa Kapadokya’nın Rum kolejleri ve kütüphaneleriyle eğitim kulvarında da başı çekiyordu. 1800’lerin sonlarına gelindiğinde ise kızların da erkeklerle eşit eğitim alabileceği kız okulları kuruldu ve sayıları neredeyse 700’ü bulan birbirinden güzel taş konaklar yapıldı. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar süren bu düzen 1923 yılında yapılan nüfus mübadelesiyle bozuldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulduğu yıllarda yapılan nüfus mübadelesiyle, İstanbul dışındaki bölgelerde yaşayan Rumlar ile Trakya’nın batısı dışında Yunanistan’da yaşayan Türkler yer değiştirdi. Sinasos da bu değişimden nasibini aldı ve giden Rumların yerine Selanik’ten gelen Türkler yerleştirildi.

Mustafapaşa’nın tarihini kısa ve öz olarak bu iki paragrafla aktarmaya çalışsak da kültürel yapısının oluşmasındaki en büyük rolün 1924 öncesindeki Ortodoks Rumlarına ait olduğunu söylemeden geçmeyelim. O yıllarda Kapadokya’nın en zengin yerlerinden biri olan köyün ekonomisini şarap üretimi ve tıbbi ürünlerin satışından sağlanan gelir oluşturuyordu. Ayrıca İstanbul’da yaşayan Rum tüccarların yazın konakladıkları sayfiyesi konumundaydı. Sinasos esnafı ise bölgenin en zengin esnafları arasında anılıyordu. Eski Rumlardan kalan 700 taş konağın bazıları restore edilerek günümüze kadar heybetini korumayı başardı. Eğer Mardin ve Midyat’ın taş evlerini gördüyseniz Mustafapaşa’nın evlerindeki taş işçiliğini de bu evlere benzetebilirsiniz. Bir rivayete göre Sinasos’daki bu Rum evlerinin mimarları ile Midyat evlerinin mimarları aynı ve hepsi Suriye kökenliydi.

Mustafapaşa İsmi Nereden Geliyor?

Sinasos adı da tıpkı Yunanistan’a dönen köy sakinleri gibi bir süre sonra köyün miladından silindi. Türklerin oluşturduğu köy ihtiyar heyeti köyün ismini kasabaya su getirip bir de çeşme yaptıran kişi olan Mustafa Paşa’nın ismiyle değiştirdi. Mustafa Paşa o dönemlerde üst düzey bir devlet yetkiliymiş. Bu konudaki arşiv bilgisine ise köyde evi olan Serafim Rizos adlı İstanbullu bir Rum tüccarın el yazmalarından ulaşılmış.

Mustafapaşa Köyü'nün Mimari Yapıları

Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Mehmet Şakirpaşa Medresesi 

Mustafapaşa’nın meydanında konumlanan yapı 1899’da yapılmış olup hem Mustafapaşa’nın hem de Kapadokya’nın en önemli Osmanlı eserlerinden. İki katlı olan medreseyi çok özel bir mimariye dönüştüren özelliği ise zamanın taş ustalarının başyapıtı olan geometrik ve bitkisel işlemelerle süslü taç kapısı. Kapının Osmanlı tuğralı kitabesinde Arapça olarak Mehmet Şakir Paşa’nın yaptığı hayırlardan bahsediliyor. Mehmet Şakirpaşa Medresesi günümüzde Kapadokya Meslek Yüksekokulu olarak kullanılıyor. Medresenin tam karşısında ise kasabanın en eski camilerinden olan 1601’e tarihlenen Cami’i Kebir yer alıyor.

Aziz Nicholas Manastırı

Mustafapaşa Köyü’nün güneyine doğru 1 km kadar yürüdüğünüzde yol sizi üzüm bağları arasındaki Manastır Vadisi’ne ya da diğer adıyla Manastır Açık Hava Müzesi’ne götürüyor. Manastır Vadisi içinde konumlanan mabetlerden biri de Aziz Nicholas Manastırı. 19. Yüzyıl başlarında yapıldığı düşünülen manastıra süslü, kemerli bir taç kapıdan giriliyor. Kayalara oyularak ve kesme taşlardan yapılar eklenerek yapılmış manastır iki kattan oluşuyor. Alt katta birbiriyle bağlantılı bölümler, üst katında da birkaç tane odacık bulunuyor. Aziz Nicholas Manastırı deri hastalıklarına iyi geldiği düşünülen bahçesindeki ayazmayla hem Müslümanların hem de Hristiyanların sıklıkla ziyaret ettiği yerlerden. Zamanın tahribatını silmek için restore edilmiş manastırın yuvarlak kemerinde yapıya ismini veren azizin adı yazıyor.

Maraşoğlu Köprüsü

Aziz Nicholas Manastırı’na giderken karşınıza çıkan Maraşoğlu Köprüsü, Sinasos’un en zengin Rumlarından Vasilios Maraşoğlu tarafından 1865 yılında inşa edilmiş. Yapılış amacı ise karşılıklı iki mahalleyi birleştirmekmiş. Köprünün üzerinden Mustafapaşa’nın en güzel fotoğrafları çekebilirsiniz. Bu yapının hemen yanında da bir yeraltı şehri var.

Konstantin Helena Kilisesi

Mustafapaşa’nın merkezindeki yapılardan biri de belediye binasının hemen yanında konumlanan Konstantin Helena Kilisesi. Kilisenin yapılışıyla ilgili gerçekliği tam da bilinmeyen bir rivayet var. Bu rivayete göre köyde yaşayan Kel Mehmed adında bir Müslüman, yazın sayfiyesine gelen Havyar tüccarı bir Hristiyan tarafından İstanbul’a götürülür. Gel zaman git zaman fakir köylü İstanbul’da tutunur, hatta tutunmakla da kalmaz saraya vezir olur. Kel Mehmed onun böyle yücelmesine sebep olan havyar tüccarını da unutmaz, bir gün saraya davet eder ve iyiliğinin karşılığını vermek istediğini söyler. Tüccar ise Sinasos’da bir kilise yaptırmak istediğini belirtir ve veziri razı etmek için de 40 günde bitirme sözü verir. İşte bu rivayete konu olan kilise de imeceyle 40 günde tamamlanan Konstantin Helena Kilisesi. Kilisesinin üzerindeki kitabede yapım tarihi 1729 olarak, onarım tarihleri de 1829 ve 1850 olarak belirtiliyor. 1895 yılında çan kulesi de ilave edilen yapıda eskiden çok güzel freskler varmış. Maalesef günümüze fazla bir şey kalmamış.

Aziz Vasilyos Kilisesi

Kasabanın 1 km kadar kuzeyinde, Beydere Vadisi’nde bulunan Aziz Vasilyos Kilisesi’nin 19. yüzyılda inşa edildiği düşünülüyor. Bol peribacası göreceğiniz 15-20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz kilise kayadan oyularak yapılmış ve kat kat bir görünüm sergiliyor. Restore edilmiş kilisenin en göze çarpan özelliği duvar resimlerinin güzelliği. Bu resimlerde dönemin iki ünlü ressamının da imzası var. Yapıya ismini veren Aziz Vasilyos ise ‘Kapadokyalı Babalar’ arasında ismi geçen en yaşlı ve en saygı duyulan azizlerden. Hatta öylesine seviliyor ki eski Sinasos’da erkek çocukların çoğunun bu ismi taşıdığı biliniyor.

Haralambos Sultanidis Konağı

Mustafapaşa eski Rum konaklarıyla görsel bir şölen sergiliyor. Bu evlerin en güzellerinden biri olan Haralambos Sultanidis Konağı, günümüzde Kapadokya Üniversitesi İdari binasına dönüşmüş. Konak 1892 yılında İstanbullu armatör Haralambos Sultanidis tarafından ev olarak yaptırılmış. Sonraları ise baloların düzenlendiği bir eğlence mekanı ve ilkokul olarak da kullanılmış. Bu yapı sizi en çok da süslemeleriyle etkileyecek.

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi (El Yapımı Bebek Müzesi)

Kapadokya’nın en ilginç müzelerinden biri olan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi 150 yıllık bir konakta bulunuyor. 3000 el yapımı bebekle geleneklerimizden göreneklerimize birçok farklı konuda hikaye anlatan müze yedi farklı bölümden oluşuyor. Müzede dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz kadar bebek görüyor, Kapadokya’nın tarih ve kültürü hakkında bilgi sahibi olabiliyorsunuz.

Asmalı Konak (Old Greek House)

Yıllar öncesinin kült dizilerinden olan Asmalı Konak’ın çekildiği bu konak 1887 yılında yapılmış. TV’de oynadığı zamanlarda sokakların boşaldığı bir aşk hikayesinin kahramanlarından olan konak diziyi hatırlayanların hala ilgisini çekiyor. Konak her ne kadar anıtsal bir yapı olsa da hala bir dizi müzesi konumunda. Burada yemek yiyebiliyor, bir şeyler içebiliyorsunuz. Asmalı Konak ayrıca otel olarak da hizmet veriyor.

Mustafapaşa Köyü'nün Doğal Güzellikleri

Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Gomeda Vadisi 

Mustafapaşa’nın yaklaşık 2 km güneybatısında kalan Gomeda Vadisi kayadan oyma kiliseleri, ortasından geçen dere ve mesken olarak kullanılan mağaralarıyla aslında biraz da Ihlara Vadisi’ni andırıyor. Gomeda’ya bu yüzden ‘Küçük Ihlara’ da deniyor. Vadilerde keşif yaparken mağaralara girip çıkmaktan hoşlanıyorsanız burada mağaraların biraz ürkütücü ve tünel bağlantılarıyla dolu olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Vadi bu sert çehresiyle 2007 yılında çekilmiş bir Türk korku filmine de set olmuş. Peri bacaları açısından fakir bir vadi olan Gomeda Vadisi turizmin çok yoğun olduğu bir rota değil. Ama mitolojik hikayeleri aratmayan rivayetleriyle ilgi uyandırıyor ve meyve ağaçları, renkli doğası, kelebekleri eşliğinde gezilip görülmeyi de hak ediyor.

Manastır Vadisi 

Mustafapaşa’nın güneyinde konumlanan Manastır Vadisi köyün eski zamanlarında ipekböceği yetiştirilen bir vadiymiş. Burada ürettikleri iplikleri de İstanbul’daki tüccarlara gönderiyorlarmış. Üretimin can damarı olan bu vadinin günümüzdeki önemi ise içindeki kayalara oyulmuş manastırlarından geliyor. Aziz Nicholas Manastırı da bu vadinin en önemli yapısı. Vadide bu manastır dışında Aziz Stefanos Kilisesi, Aziz Yuhannis Proromos Kilisesi, Sinasos Manastırı gibi yapıları da görebilir, vadi boyunca uzun yürüyüşler yapabilirsiniz.

Saklı Vadi 

Bir şahıs mülkiyeti olan Saklı Vadi ‘Balta’nın Yeri’ olarak da anılıyor. Gerçekten de adı gibi gizli saklı olan bu vadi kayalardaki oyukları ve bahçe görünümündeki yeşilliğiyle Mustafapaşa’nın konser etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor. Buraya uğrayıp küçük işletmesinde çay kahve de içebilirsiniz.

Mustafapaşa Köyü'nde Yapılacak Aktiviteler

Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Yüzyıllık konaklarıyla tarih kokan sokaklarda kaybolun

Aslında Mustafapaşa isteseniz de kaybolamayacağınız kadar küçük bir yer. Eski Mustafapaşa’da 700 civarında konak olduğu bilinirken günümüzde Kültür Bakanlığı koruması altında 93 ev ve 30 kadar da dini yapı bulunuyor. Bu evlerin bulunduğu sokaklar fotojenik görüntüleriyle en etkileneceğiniz Mustafapaşa köşelerinden.

Yöre üzümlerinden üretilen şaraplardan alın

Kapadokya sadece o muhteşem görseliyle değil, şaraplarıyla da dünyaca tanınıp bilinen bir yer. Bölgenin markalaşmış şarap atölyelerinde şarap tadımları yapabilir, satın alabilirsiniz.

Vadileri keşfedin

Kapadokya’da at sırtında gezebileceğiniz, ATV sürebileceğiniz, kilometrelerce yürüyebileceğiniz birçok vadi var. Aralarından peribacaları açısından en zengin olanları seçebilir, mis doğasıyla içinizi açarken görsel zenginliğiyle de usta bir fotoğrafçı olabilirsiniz.

Ürgüp gecelerinde eğlenceye doyun

Mustafapaşa’ya sadece 6 km uzaklıktaki Ürgüp Kapadokya’nın da en hareketli, en kalabalık bölgesi. Burada restoran ve eğlence mekanları açısından da birçok seçenek bulacaksınız. Türk Geceleri ise bölgenin en favori eğlencelerinden.

Dilerseniz, Kapadokya balon turu içeriğimizi de inceleyin!

Mustafapaşa’ya Nasıl Gidilir?

Kapadokya’ya ve Mustafapaşa’ya havayoluyla gelecekseniz inebileceğiniz iki havalimanı var. Köy Nevşehir Havalimanı’na 53, Kayseri Erkilet Havalimanı’na ise 75 km mesafede. Karayoluyla geliyorsanız Ürgüp’ün köye mesafesi 6 km. Mustafapaşa’yı Ürgüp için planladığınız Kapadokya rotasına dahil edebilir ve en az 1 gün ayırıp her yönüyle keşfedebilirsiniz. Mustafapaşa’da araca çok da ihtiyaç duymayacaksınız. Her yere yürüyerek gidebilirsiniz.

Mustafapaşa’da Nerede Kalınır?

Kapadokya'nın En İyi Turizm Köyü: Mustafapaşa'yı Keşfedin!

Best Cave Hotel 

Uçhisar bölgesindeki Best Cave Hotel 6 odalı butik bir aile işletmesi. ‘Oda kahvaltı’ konseptiyle çalışan otelde sofranıza gelen her reçel el yapımı ve sunumların hepsine de sevgi katılmış. Otantik tarzda döşenmiş odanızda rahat ve huzurlu konaklayabiliyor, bahçesinden de eşsiz vadi manzaraları izleyebiliyorsunuz. Otelin kapısı patili arkadaşınıza da açık! Best Cave Hotel’in Mustafapaşa’ya mesafesi ise yaklaşık 5 km.

Old Greek House 

Standart, deluxe ve aile konseptli 10 odadan oluşan Old Greek House namı diğer Asmalı Konak, 2 katlı bir otel – restoran. Kahvaltı dahil hizmet alabileceğiniz otelden Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’ne 10, Gomeda Vadisi’ne 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz.

Dreams Cave Cappadocia 

Antik mobilyalar, şömine ve şık bir dizaynla dekore edilmiş 21 odasıyla Dreams Cave Cappadocia rüya gibi bir Kapadokya konaklaması sunuyor. Otelin gurme lezzetler sunan bir restoranı da var. Ayrıca patili arkadaşınızla da gelebiliyorsunuz.

{search:kapadokya-otelleri,Kapadokya Otelleri}

Not: Yazımızda kullanılan tüm görseller mustafapasakapadokya.org sitesinden alınmıştır.