Karadağ Cumhuriyeti, namıdiğer Montenegro olarak bilinen ülke, tıpkı adı gibi kara dağlarla çevrili. Kara dağlarla çevrili dediğimize bakmayın ülkedeki bütün dağlar, yemyeşil ağaçlarla kaplı. Peki Karadağ adı nereden geliyor diyenler için hemen söyleyelim. Ülkenin toprak yapısı koyu renk, o yüzden buraya Karadağ demişiz. Yüz ölçümü olarak oldukça küçük bir ülke ve Avrupa'nın en genç ülkelerinden biri. Karadağ'a ayak bastığınız anda Adriyatik Denizi'nin yemyeşil bir doğayla kucaklaşmış hali sizi adeta büyüleyecek. Masmavi bir deniz ve yüksek dağlarla çevrili ülke, ünlü Dalmaçya kıyılarının en güney ucunda yer aldığından adeta Balkanların saklı kalmış arka bahçesi. Ülkede turizm önemli bir gelir kaynağı. Dağlık olmasından dolayı tarım arazileri bulunmamakta ve dışarıya bağımlı bir ekonomiye sahip.
{ad:0}
Montenegro ya da Karadağ'ın nasıl Avrupa'daki en genç ülke olduğuna değinecek olursak, bu küçük ülke eskiden Yugoslavya'yı oluşturan altı ülkeden bir tanesiydi. Yugoslavya'nın dağılmasından sonra yaşanan diğer siyasi olaylarla Karadağ, 21 Mayıs 2006 Pazar günü bir referandum yapmıştır. Bu referandumdan çıkan % 55,5'lik evet oyu ile Karadağ ise bağımsız bir ülke olma kararı almıştır. 3 Haziran 2006'da ise Karadağ Parlamentosu, referandumda çıkan sonucu dayanak göstererek Karadağ'ın bağımsızlığını ilan etmiştir.
Karadağlılar için çok üşengeç derler. Hatta bu üşengeçliklerini anlatan bir fıkra da vardır. Bir gün iki Karadağlı bir banka soyar. Soygundan sonra eve gelirler ve biri diğerine paraları sayalım mı yoksa haberleri mi bekleyelim, der.
Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip kişiler için Karadağ'a giriş 90 güne kadar vizesizdir. Ülkenin para birimi Euro. Euro olması sizi çok da korkutmasın çünkü şehir pahalı değil. Mesela en büyük boy pizza 6 Euro. Mayıs ayından itibaren eylül ayı sonuna kadar Karadağ'ı ziyaret etmek için en uygun zaman, hatta bu zaman aralığında denize bile girebilirsiniz. Ülkenin uluslararası uçuşa açık iki tane havaalanı mevcuttur. Biri Tivat Havaalanı diğeri ise başkentteki Podgorica Havaalanı'dır. Tivat Havaalanı Kotor'a sadece 10 kilometre mesafededir. Ancak İstanbul'dan aktarmasız uçuşlar Podgorica Havaalanı'na düzenlenmektedir.
Oldukça eski bir tarihe sahip olan ülkenin Tara Nehri ve Kantonu, Durmitor ve tarihi şehir Kotor UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Burada Ortodoks Hristiyanlar çoğunlukta olup Müslüman ve Katolik nüfus da azımsanmayacak kadar var. Karadağ'a gelmeden önce herkesin aklında bir soru Budva mı Kotor mu? Turistler genel olarak başkent Podgorica, Budva, Tivat ve Kotor şehirlerini tercih etmektedir. Bu şehirler arasında ülkenin gözbebeği bizce Kotor. Diğer şehirler içinse Karadağ'da Görülmesi Gereken 7 Muhteşem Yer yazımıza bir göz atabilirsiniz.
Karadağ'ın en güzel şehri Kotor'un eski şehir olarak bilinen kalenin içinde kalan yere ayak bastığınız anda, sanki tarihin içinde bir yolculuğa çıkmışsınız gibi hissedersiniz. Orta Çağ kasabalarını andıran etkileyici mimarisinin yanı sıra İtalya'ya olan yakınlığının ve Cenevizlerin etkisini hissetmemek mümkün değil. Harika deniziyle de görenleri etkisi altına alan bu tarihi liman şehrin labirente benzeyen dar sokaklarında gezdikten sonra şirin görünümlü kafelerinde yorgunluk atmayı unutmayın. Dünya çapında mavi tur gemilerinin uğramadan ayrılmadığı Kotor; eski şehri, kiliseleri ile görenleri kendine hayran bırakıyor.
Tarihte eski Kotor şehrinin koruyucu olan Azizi Sweti Tripun adına 9. yüzyıldan bu yana düzenlenen geleneksel bir kutlama olan Saint Tryphon Günü, şubat ayında düzenleniyor. 2001’den bu yana her ağustos ayında düzenlenen renkli bir yaz karnavalı olan Kotor Karnavalı, şehrin en popüler ve renkli etkinlikleri arasında yer alıyor.
Kotor'un yüzlerce yıllık geçmişini olduğu gibi yansıtan old town yani kalenin içinde kalan eski şehir daracık sokakları, taş binaları, tarihi kiliseleri ve sevimli kedileriyle harika bir şehir. Bu noktada konaklamak isterseniz hosteller ekonomik bir alternatif sunmaktadır. Kalenin surlarına da çıkış mümkün. Yaklaşık yarım saat basamakları tırmanarak kale surlarının en tepesine ulaşabilirsiniz. Sizi burada harika bir manzara bekler bol bol fotoğraf çekebileceğiniz.
Fotoğraf:Our Lady of the Rocks - Kayaların Leydisi Cenevizlilerin uzun yıllar hakimiyeti altında kalması ve denizcilik alanındaki ilerlemelerini izleyebileceğiniz Denizcilik Müzesi eski şehrin orta meydanlarının birinde gezilip görülmesi gereken müzelerdendir. Şehrin tam karşında koydan birkaç mil açıkta üzerinde yapı olan bir ada dikkat çekmektedir. Bu adayla Sveti Djordje adaları denizciler tarafından yapılmış yapay adalardan biridir. Kotor küçük bir şehir olduğu için birçok noktasına birkaç dakikalık yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Bu yüzden hem şehri yaşamak hem de biraz ekonomi yapmak istiyorsanız Kotor'u keşfetmek için araba kiralamaya ihtiyacınız yok. Zaten eski şehre araç girişi de yok.
Kotor'da denize girmeden, eski şehri keşfetmeden, yöresel içeceklerinden ve yemeklerinden tatmadan sakın ayrılmayın. Yukarıda da dediğimiz gibi İtalya'ya yakın olmasının yanında uzun süre Osmanlı hakimiyetinde kalmasının da etkisiyle Türk mutfağından izlere fazlasıyla rastlarsınız. Hamur işi unlu mamullerini, şaraplarını, baklavalarını, kebap ve börek gibi lezzetlerini deneyebilirsiniz. Burayı keşfetmek için 3 gün yeterli bir zaman dilimi. Ama biraz daha kalmak isterseniz 1 hafta yeterli olup Budva, Tivat ve başkent Podgorica diğer şehirleri de keşfedebilirsiniz.