Edirnekapı semtinde yer alan Kariye Camii, yüzlerce yıllık geçmişiyle İstanbul tarihi dokusunun önemli bir parçası. Aslında Kariye Camii’nin kökenleri, günümüzden tam 1700 yıl öncesine, Bizans İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor. Orijinal olarak bir kilise olarak inşa edilen bu yapı, zaman içinde çeşitli işlevler üstlenmiş ve her dönemde bulunduğu bölgenin kültürel ve dini yaşamında önemli bir rol oynamıştır.
{facility:0}Peki, Kariye Camii tam olarak nedir, hangi amaçlarla kullanılmıştır ve neden bu kadar önemlidir? Bizans döneminden Osmanlı’ya, kilise olarak başlayan hikayesinden cami ve müzeye dönüştürülmesine kadar bu yapının geçirdiği evreler, onu sadece bir ibadet yeri olmanın ötesine taşımıştır. Şimdi, Kariye Camii’nin bu uzun ve zengin tarihine daha yakından bakalım. Bu yazımızda, Kariye Camii ile ilgili merak ettiğiniz tüm detayları sizler için derledik!
{search:istanbul-otelleri,İstanbul Otelleri}
İstanbul’un Fatih ilçesinde, Edirnekapı semtinde yer alan Kariye Camii, tarihi Yarımada’nın batı kesiminde, İstanbul surlarının yakınında bulunmaktadır. Bu bölge, İstanbul’un zengin tarihini ve kültürel mirasını yansıtan birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Kariye Camii’nin bulunduğu Edirnekapı semti, hem tarihi hem de turistik açıdan önemli bir nokta. Kariye Camii'ye ulaşım oldukça kolay. Ulaşım için birkaç farklı toplu taşıma yöntemi kullanılabiliyor.
Kariye) Kilisesi'nin tarihi 6. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bugün günümüze ulaşan hali Osmanlı döneminde ve 20. yüzyılın ikinci yarısında geçirdiği onarımların sonucu olmuştur. Önceden kilise çevresinde manastır kompleksi de yer alırken bu yapılar zamana dayanamamış ve ne yazık ki yıkılmıştır. İstanbul'un fethi sırasında yapı hiçbir zarar görmemiştir. İstanbul'un fethinden sonra 58 yıl daha kilise olarak kullanan yapı, Sultan II. Beyazıd döneminde Sadrazam Hadım Ali Paşa tarafından 1511 yılında camiye çevrilmiş ve yanına bir de medrese eklenmiştir. Kariye Camisi, Bakanlar Kurulu kararı ile 1945 yılında müzeye dönüştürülmüştür.
Köklü bir tarihe sahip ve aslında büyük bir manastır kompleksine ait olan bir kilise binası olan Kariye Camii, yaklaşık 1700 yıllık bir geçmişe sahip. Orijinal adı “Chora” olan bu yapı, Antik Yunanca’da “kırsal alan” veya “şehrin dışı” anlamına geliyor. Bu isim, kilisenin bir dönem kırsal bir bölgede yer almış olmasından kaynaklanır ve dilimize “Kariye” olarak geçmiştir. Kariye Kilisesi’nin bulunduğu alan, erken Hristiyanlık tarihi açısından büyük bir önemi var. 10. yüzyılda yaşamış Simeon Metaphrates’e göre, İmparator Diokletian döneminde 298 yılında Nikomedia’da (bugünkü İznik) gerçekleşen büyük katliamda şehit olan Aziz Babylas ve 84 öğrencisinin mezarları, 4. yüzyılın başında bugünkü Kariye’nin bulunduğu alana taşınmıştır. Bu olayın ardından, bölge kutsal bir alan olarak kabul görmüştür. 4. yüzyılda bu alanda bir şapel inşa edilmiştir, ancak bu şapel kısa bir süre sonra yıkılmıştır.
İmparator Jüstinyen, harabe haline gelen bu şapelin yerine 536 yılında bir manastır inşa ettirmiştir. Ancak bu yapı da 557 yılında yıkılmış, sonrasında tekrar inşa edilmiştir. Kariye Kilisesi, 9., 11. ve 12. yüzyıllarda meydana gelen çeşitli tahribatlar sonucu birçok kez yeniden yapılmıştır. Günümüzdeki yapı ise 14. yüzyılda Bizans İmparatoru II. Andronikos’un saray ve hazine görevlisi olan Theodoros Metokhites tarafından yaptırılmıştır. İstanbul'un fethinden sonra 58 yıl daha kilise olarak kullanan yapı, Sultan II. Beyazıd döneminde Sadrazam Hadım Ali Paşa tarafından 1511 yılında camiye çevrilmiş ve yanına bir de medrese eklenmiştir. Camii, tarihi ve sanatsal değeri nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne dahil edilmiştir.
Kariye Camii, klasik Bizans kilise mimarisinin özelliklerini taşır. Merkezi kubbe, apsis ve narteks gibi bölümleri vardır. İç mekan,Mozaikler, mermer işçiliği ve detaylı freskler ile hem mimari hem de sanatsal açıdan büyük bir inceliğe sahip. Kilisenin üç ana bölümü bulunuyor. Kariye Kilisesi'nin mimari yapısı, sadece estetik bir kaygıdan değil, aynı zamanda dini sembolizmden de etkilenmiştir.Kilisenin üç temel bölümü, Süleyman Tapınağı'nın üç ana alanına (avlu, kutsal alan ve en kutsal alan) benzerlik gösteriyor.
Kilisede dört adet kubbe bulunur. Bu kubbeler, gökyüzünü ve ilahi gücü simgeliyor. Özellikle iç ve dış nartekslerde yer alan muhteşem mozaikler, dini hikayeleri ve İncil sahnelerini canlı bir şekilde anlatıyor. Naos'ta ise İsa'nın hayatından önemli sahneleri betimleyen büyük boyutlu mozaik paneller bulunur. Parekklesion'daki freskler ise ayrı bir görsel şölen sunuyor.
Kariye Camii, 21 Ağustos 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiş ve ibadete açıldığı belirtilmişse de açılışına saatler kala restorasyona alınmıştı. Mayıs 2024'e kadar restorasyonu devam etti ve 6 Mayıs 2024'te ibadete açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünden alınan kararla yabancı ziyaretçilere ücretli hale getirildi. Yabancı uyruklu ziyaretçilerden 20 euro giriş ücreti alınıyor.
Kariye Camii ziyaret saatleri ile beraber camini ibadete açık olup olmadığı da merak edilen bir konu. Cami, yalnızca Cuma günleri ibadete açık. Yönetimi 2020 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilmiş olan Kariye Camii, haftanın altı günü 09.00-18.00 saatlerinde ziyaret edilebiliyor.
Kariye Müzesi giriş ücreti 45 TL. İndirimli giriş ücret bilgisi bulunmuyor. Bu müzede MüzeKart geçerli.