Romantik aşklarla adı çıkmış bir aydır kasım. Püfür püfür esen rüzgarda rengarenk yaprakların uçuşup yolları doldurduğu ve el ele aşıkların o yollarda aheste aheste yürüdüğü, romantik filmlerin kasım ayında çekilmesi tesadüf değildir. Güneş henüz dünyaya yüz çevirmemiş ve ılımanlığı henüz palto giydirmemiştir mesela. "Kışa mı varsam, baharda mı kalsam" diye düşünen arada kalmış masum bir aydır kasım! Kafası karışıktır, ama yola düşeyim dediğinizde bin bir güzellik serer önünüze!
{facility:0}Yazın tatil yapamayan ya da "sıcaklara dayanamam" diyenlerdensiniz kasım ayında keşfedebileceğiniz birçok yurt içi rotanın sizi beklediğini belirtmek isteriz. Belki bir hafta sonu belki yoğun çalışma hayatında kısa bir mola; senenin finaline bir kala bir kasım anısı yaratmaya ne dersiniz?
Hangi kentten gelirseniz gelin kolay ulaşabileceğiniz, hem eskinin lezzetini hem de yeninin dinamizmini bulabileceğiniz bir yer, Eskişehir. Kışın çok soğuk, yazın çok sıcak olmasına rağmen her daim kalkıp gidilesi bir yer olma özelliğini koruyor. Ama tadına vara vara gezmek için en güzel mevsimlerden biri sonbahar. Özellikle Eskişehir’in merkezine yürüme mesafesinde bulunan Odunpazarı'nın Arnavut kaldırımlı sokaklarında nostalji yaşamak, tarihi anıtlarında zaman yolculuğu yapmak ve Tatar mutfağının enfes hamur işlerini tatmak için Odunpazarı’nı sonbahar rotanıza alabilirsiniz. Şehrin ortasından geçen Porsuk Çayı sonbahar’da ayrı bir güzel oluyor doğrusu. Özellikle Porsuk Çayı’nın bulunduğu Adalar Bölgesine de gidebilirsiniz. Eskişehir’e İstanbul veya Ankara’dan günübirlik hızlı trenle oldukça kolay bir şekilde ulaşım sağlayabilirsiniz. {search:odunpazari-otelleri,Odunpazarı Otelleri}
{ad:0}İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyor ve stresten uzak ama çabuk gidebileceğiniz bir yer arıyorsanız Mudurnu'yu tercih edebilirsiniz. Ülkemizdeki 15. Cittaslow (sakin şehir) olan Mudurnu tarihi konakları, temiz doğası ve muhteşem sofralarıyla insanı dinginleştiren bir etkiye sahip. İlçe sınırlarındaki Sülüklü Göl ise el değmemiş bir sit alanı ve mevsimin pastel renklerini önünüze seriyor. Dilerseniz göl etrafında yürüyebiliyor, çadır kampı yapabilir ya da göl manzaralı olan tek tesiste glamping konaklamayı deneyimleyebilirsiniz. {search:mudurnu-otelleri,Mudurnu Otelleri}
Kasım ayında deniz soğuk olsa da sokaklarda dolaşmak, üzüm bağlarını gezmek ve kum plajlarda koşmak için Bozcaada en güzel rotalardan biri. Gün batımlarının enfes manzarası ve deniz ürünleriyle donatılmış ada sofraları bu rotayı mutlaka gidilecekler arasına almak için yeterli sebeplerden. Rüzgar gülleriyle donatılmış Bozcaada'da sakinliğin tadını çıkarırken bol deniz havası depolayabilir ve ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. {search:bozcaada-otelleri,Bozcaada Otelleri}
İstanbul'a yaklaşık 3 saat mesafede, Kırklareli'nde bir sit alanı İğneada. Denizin mavi tonu, gür ormanları ve tertemiz kalmış doğasıyla büyük şehir insanının ihtiyaç duyduğu sakinliği vadediyor. Longoz ormanlarının içindeki Mert Gölü'nde kanoyla gezerken farklı bir dünyadaymış gibi hissettiren bu doğa harikası aynı zamanda Beğendik Köyü'ne komşu olan Bulgaristan'ın köylerini de çıplak gözle görebileceğiniz kadar sınıra yakın. Limanköy'deki deniz feneri fotoğraf tutkunlarının gözdesi iken, ATV'yle gezmek bölgenin en favori aktivitelerinden biri. Dilerseniz çadır kurup İğneada’da kamp da yapabiliyorsunuz. {search:igneada-otelleri,İğneada Otelleri}
Ege'nin sakin hallerini merak ediyor ve bir balıkçı kasabası atmosferi solumak istiyorsanız gulet tekne yapımıyla meşhur Marmaris Bozburun'u bir de kasım ayında görmelisiniz. Kalabalığın çekildiği, tatilcilerin gittiği ve yollarında, meydanlarında sadece balıkçılarla yerel halkı görebileceğiniz bu sahil kasabası yaza veda etmek için en romantik rotalardan. Üstelik hava Bozburun’da bu aylarda mükemmel ılıklığa sahip. {search:bozburun-otelleri,Bozburun Otelleri}
Hazır Ege'den söz açılmışken İzmir'e 65 km mesafedeki Eski Foça'dan bahsetmemek olmaz. Yaz-kış, yılın her mevsimi güzel olan bu şirin balıkçı kasabası kasım ayında sessiz siluetiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Taş evlerle çevrelenmiş dar sokakları ve güler yüzlü insanlarıyla samimi bir atmosfer bulacağınız kasaba birçok insanın emeklilikte yerleşmek istediği yer olarak da biliniyor. Sahildeki restoranlarda deniz ürünlerinin en güzel sunumlarını deneyimleyebiliyor, gökyüzüyle aynı renkteki maviliği sadece size aitmiş gibi seyredebiliyorsunuz. {search:eski-foca-otelleri,Eski Foça Otelleri}
Ege'nin güzelliği nasıl ki anlat anlat bitmiyorsa, bu güzellikten nasiplenmiş kasabaları da rotaya ekle ekle bitmiyor. Ege'deki Seferihisar da Cittaslow bir şehir ve girişinden çıkışına kadar her yeri mis gibi turunçgil kokuyor. Hemen 20 dakika uzağında üzüm bağlarıyla meşhur Urla bulunuyor ve rotanıza bağ yollarını da ekleyip şarap tadımları yaparak daha uzun zamanlar geçirebiliyorsunuz. Bu arada Seferihisar Sığacık'ta pazar günleri kurulan üretici pazarının da öneminden bahsetmeden geçmeyelim. Bu pazarda gıda olsun tekstil olsun doğal ürünleri ve el emeği her şeyi bulabiliyor, çevresindeki küçük köyleri de keşfedebiliyorsunuz. Seferihisar'a İzmir'den araçla 50 dakikada ulaşabilirsiniz. {search:seferihisar-otelleri,Seferihisar Otelleri}
Sonbaharın tarçınımsı, kızılımsı renk tonlarına bürünmek ve göl kıyısında yaprakların düşüşünü izleyip huzur bulmak istiyorsanız Bolu Yedigöller tam da ihtiyacınız olan yer! Kasımın ruh haline en uygun sesler, en dingin göller ve en ulu ağaçlarla en doğalından donatılmış olan bu bölge, çadır kurmak ve gökyüzünü izlemek için de biçilmiş kaftan. Biraz üşüseniz de tedarikli gittikten sonra sorun yaşamıyorsunuz. Ve kasım ayını en çok da buradaki doğayla hatırlıyor, hatırladıkça daha çok seviyorsunuz. {search:bolu-otelleri,Bolu Otelleri}
Sonbahar’ın renkleri ile sanki harikalar diyarında gibi hissedeceğiniz bir yer Kapadokya. Doğa, manzara ve hatta romatizmi birlikte bulabileceğiniz masalsı bir yer. Ne arasanız var Kapadokya’da. Balonla gökyüzünde bir gezinti, Ihlara Vadisi’nde uzun bir yürüyüş, eşsiz manzaraya karşı bir kadeh şarap içmek ve hatta yeraltı şehirlerinde tarihin izlerini görmek… Hem hafta sonu hem de 3-4 günde keşfedip, büyüleneceğiniz bir yer, Kapadokya. Kapadokya’ya gitmişken mutlaka taş otellerde ya da meşhur mağara otellerde kalmalısınız. Kapadokya Mağara Otelleri Neredekal.com üzerinden inceleyebilirsiniz. {search:kapadokya-otelleri,Kapadokya Otelleri}
Yaz mevsiminde İstanbulluların günübirlik geziler için tercih ettiği Sapanca aslında dolu dolu bir sonbahar rotası. Sapanca yürüyüş yapmayı seven, göl çevresindeki alanı ile ideal bir destinasyon. Kırkpınar Sahili, Sakarya İl Ormanı Tabiat Parkı ve Uzunkum da yürüyüş için ideal. Bunun yanı sıra Sapanca yakınlarında gezilecek yerler de bir hayli çok. Buraya kadar gitmişken Kuzuyayla Tabiat Parkı, Sapanca Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi ve Justinianos Köprüsü görülecek yerler arasında. Sapanca son yıllarda konaklama konusunda da oldukça güzel alternatiflerin olduğu bir yer halini aldı. İster spa ister Sapanca bungalov konaklama tercihiniz olsun bolca alternatif var. Sonbaharın artık sonuna geldiğimiz Kasım ayında bir hafta sonu şehrin karmaşasından kaçabileceğiniz Sapanca’da villa deneyimini de yaşamak isterseniz sitemiz üzerinden Sapanca Villaları seçkisine bakabilirsiniz. {search:sapanca-otelleri,Sapanca Otelleri}
Her biri sanat eserini andıran yüzlerce yıllık konakları ve tarihi atmosferiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Safranbolu, listesine tarihi ve atmosferi ile girmesi gereken yerlerden biri. Her köşesi konaklar ve yüzlerce yıllık tarihi yapılarla süslü sokaklarını gezip, Safranbolu Eski Çarşı’da alışveriş yapıp, Osmanlı dönemi mimari özelliklerini günümüze kadar koruyan camileri ziyaret edebilir ve dar sokaklarda sıralanan restoranlarda geleneksel Anadolu lezzetleri tadarak güzel bir gün geçirebilirsiniz. {search:safranbolu-otelleri,Safranbolu Otelleri}
Birçoğumuzun belki de ismini duymadığı Yığılca’yı hemen hemen bütün Düzceliler bilirler. Kasım ayı keşifleri listesine girecek yerlerin başında geliyor. Burası Düzce'ye 33 km uzaklıkta, doğası ile trekking severlerin uğrak noktası. Buraya bir rota planınız varsa önerim bir araç ile yola çıkmanız olur. Aracın getirmiş olduğu esnek ile ilçe merkezine yakın Sarıkaya Mağarası ve Saklıkent Şelalesi'ni de ziyaret etme şansı bulabilirsiniz. {search:duzce-otelleri,Düzce Otelleri}
"Kasım’da nereye gidilir?'' sorusuna bir diğer önerimiz de İnegöl. Belki aklınıza ilk köftesi geliyor olsa da doğası ile sonbaharda görülesi yerlerden biri. Bursa’nın doğal güzelliklerini barındıran ilçe doğa ile iç içe olmak isteyenler, kamp severler ve günübirlik bir yerler arayanlar için harika bir rota. İnegöl hem ilçe merkezi olarak hem de ormanları ile oldukça keyifli bir rota. Ayrıca burada ilginizi çekeceğini düşündüğümüz şeylerden biri de Oylat Mağarası. Toplamda 665 m uzunluğa sahip mağara Oylat Kaplıcaları yolu üzerinde bulunuyor. {search:inegol-otelleri,İnegöl Otelleri}
Yıllardır asla popülaritesini kaybetmeyen yerlerin başında Abant geliyor. En çokta İstanbul’a yakın olması nedeniyle ile günübirlik bile fazlasıyla ziyaretçiye sahip. Heyelanlar sonucu oluşan bu güzel Abant Gölü, Bolu’nun Mudurnu ilçesine 18 kilometre uzaklıktadır. İstanbul’ ise, 279 kilometre mesafededir. Abant’a doğru gelirken doğa size kucak açmış olacak. Aracınızın camlarını açın ve temiz havayı içinize çekin. Ayrıca yol üzerinde bulunan küçük evlerde sucuk ekmek yiyebilirsiniz. Gölün çevresindeki asfalt yolda bisiklete binebilirsiniz. Tabloyu andıran manzaraya bakarak kendinizi doğanın kollarına bırakabilirsiniz. Konaklamak isterseniz, hem kamp alanı hem de oteller bulunmaktadır. Sonbaharı ayrı güzel kışı ayrı bir güzeldir Abant’ın. Çift olarak romantik bir hafta sonu geçirebileceğiniz gibi arkadaşlarınızla da güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer. {search:abant-otelleri,Abant Otelleri}
İstanbul’un arka bahçesi olarak da adlandırabileceğimiz, doğanın yeşilini korumayı başardığı şehrin kalabalığından, gürültüsünden ve stresinden arınıp uzaklaşabileceğiniz ve kasım ayında gidilebilecek en iyi yerlerden biri Polonezköy. Köyün hemen girişinde sizi tarihi kilise ve mezarlık karşılar. Yüz metre kadar sonra köyün şirin ve ufak meydanına geldiğinizde, Polonezköy’ün güzelliklerini yaşamaya hazırsınız demektir. Polonezköy’de yürüyüş ya da piknik yapabilir, muhteşem doğasında güne kahvaltı yaparak başlayabilirsiniz. {search:polonezkoy-otelleri,Polonezköy Otelleri}
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ‘Şehzadeler Şehri’ olarak anılan Amasya, Yeşilırmak Nehri’nin ve Harşena Dağı’nın eşsiz manzarasında kurulu, 7000 yıllık tarihe sahip olan bir şehir. Amasya mezarları, anıtları, höyükleri, kümbetleri ve daha birçok tarihi eserinin yanı sıra doğal güzellikleri ile de ön plana çıkıyor. Sanattan bilime, mutfak kültüründen yaşam kültürüne kadar hayatın her alanında birikimlere rastlayabileceğiniz Amasya’da Yeşilırmak kenarlarındaki Yalıboyu Evleri ve dağ yamaçlarına oyulmuş olan Kral Kaya Mezarlıkları mutlaka görmelisiniz. {search:amasya-otelleri,Amasya Otelleri}