Eğer bir kitap tutkunuysanız çok iyi bildiğiniz duygulardan biri de, kitabınızla baş başa kalacağınız anı heyecanla beklemektir. Hatta öyle ki siz aynı zamanda kitapların kokusuna hayranlık duyuyor ve kitap dükkanlarında saatlerinizi geçiriyorsunuzdur. Belki de evinizin en değerli köşesi yüzlerce kitabınızın durduğu kütüphaneniz bile olabilir. Tüm bu duyguları yaşayanlar yalnız olmadığınızı bilmenizi istiyoruz. Tam da bu sebeple biz de sizler için görür görmez hayran kalacağınız ve günün birinde mutlaka ziyaret etmeniz gereken kütüphaneleri sıraladık. Listeye bir göz atıp bu muhteşem yerlerin her birini görmek için heyecanlanıyorsanız, belki de artık yola çıkmanın zamanı gelmiştir, ne dersiniz?
{ad:0}
1928’den beri hizmet veren Stockholm Halk Kütüphanesi, şehrin en dikkat çeken yapılarından biri sayılmakta. Bölgedeki açık raf sistemli ilk kütüphane olan Stockholm Halk Kütüphanesi’nde diğer kütüphanelere kıyasla kişiler, görevliden yardım istemeden, istediği kitabı alabilme olanağına sahip. Bu denli ihtişamlı bir yapıda özgürce gezip, merak ettiğiniz her bir kitabı inceleyebilmek ömrünüzde bir kez olsun yapmanız gereken şeylerden biri.
Prag’ta yer alan ve 1722 yılında açılmış olan kütüphane, göz alıcı Barok mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Muhteşem bir kitap koleksiyonuna ev sahipliği yapan kütüphanede, 20.000’in üzerinde eser yer alıyor. Çek Cumhuriyeti’nin milli kütüphanesi sayılan Klementinum Kütüphanesi, hem eserleri hem de göz alıcı mimarisiyle mutlaka görülmesi gereken yapılar arasında. Kütüphanenin tavan freskleri ise Jan Hiebl tarafından yapılmış.
Rio de Janeiro’da Portekizli göçmenler tarafında yapılan kütüphanenin tarihi 1830’lu yıllara kadar uzanıyor. Portekizlilerin ülkeleri dışında yaptıkları bu değerli kütüphane, görünüş olarak bir katedrali andırıyor. Tavana kadar uzanan kitaplar arasında kendiniz hayal ederken başınızın döndüğünü tahmin edebiliyoruz. Günün birinde Rio de Janerio’ya yolunuzun düşmesi durumunda, Brezilya’nın simgesi haline gelmiş bu kütüphaneyi ziyaret etmeden seyahatinizi bitirmemenizi temenni ederiz.
Kitap tutkunlarının görmesi gereken kütüphanelerden bahsederken Paris’teki bu muhteşem yapıyı unutmak olmaz. 19. yy’a ait olan bu kütüphanenin yapımı 1850’de tamamlanmış. Dönem içerisinde mimarisinin oldukça ünlü olduğu Sainte Genevieve bugün hem sayısız ziyaretçiye hem de üniversite öğrencisine muhteşem bir kaynak sunuyor. Bu zarif kütüphanenin, mimari özellikleri ise görenleri hayran bırakan türden.
Size çok da yabancı gelmeyecek olan kütüphaneyi hemen nereden hatırladığınızı belirtelim. Bina yıllar boyunca pek çok ünlü Hollywood yapımı filme ve televizyon dizisine ev sahipliği yaptı. Kütüphanenin şöhreti yalnızca buradan gelmiyor elbette. 1895 yılında kurulmuş olan bu binanın 50 milyonun üzerinde kaynağa sahip olduğu ve pek çok turist tarafından yıl boyunca ziyaret edildiği biliniyor. Kütüphane yüksek tavanları ve dev pencereleri ile oldukça göz kamaştırıcı bir mimariye sahip.
İrlanda Cumhuriyeti’nin başkenti Dublin’de yer alan bu kütüphane, dünyanın en büyük kütüphaneleri arasında. 65 metrelik upuzun koridorları, yüksek tavanları, milyonlarca kaynağıyla kütüphane, geçmiş yüzyıllara ait hiçbir yerde görme fırsatınızın olmadığı binlerce kitaba sahip. Kitap kokusunun daha koridora adım atmaz tüm benliğinizi saracağı, 18.yüzyıla kadar uzanan geçmişiyle bu görkemli yapı ömrünüzde bir kez olsun görmeniz gereken kütüphanelerden biri.
Londra’da yer alan ve dünyanın en büyük ikinci kütüphanesi olan Britanya Kütüphanesi, Avrupa’nın kaynak bakımından önemli hazinelerinden biri niteliğinde. Olağanüstü bir kaynak sayısı olan kütüphanede, farklı ülkelere ya da dillere ait olan kitaplar, çizimler, haritalar, el yazmaları, dergiler ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz nice öge yer alıyor. 1773’te kurulmuş olan yapı aynı zamanda her yıl sayısız ziyaretçiye de ev sahipliği yapıyor. Britanya Kütüphanesi, kitap tutkunlarının Londra seyahatine çok yakışacak son durağımız.
Tarihi ve Mimarisiyle En Güzel İstanbul Kütüphaneleri içeriğini de keşfedin!