Bunların yanı sıra, iki farklı yorumla anlatılagelen bir efsanesi de vardır Şarkışla’nın. Bu efsane, "Kız – Oğlan Taşı" veya "Kız – Oğlan Mezarı" adıyla bilinir, anlatılır. Hazırsanız, Şarkışla’nın efsanesini keşfetmeye başlayabiliriz!
{ad:0}Ülkemizdeki şehir efsaneleri çeşitlilikler göstermekle birlikte, bazı durumlarda benzer hikâye dokularına da sahip. Bazı efsaneler ise farklı yorumlarla anlatılmakta… Kız – Oğlan Mezarı efsanesi de iki farklı yoruma sahip efsaneler arasında yer almakta.
İlk versiyonda, Şarkışla’nın varlıklı ailelerinden birisinin güzeller güzeli kızı Bedir’e bir delikanlı talip oluyor. Bedir’in annesi Gürcü Hanım kızını vermese de delikanlı Bedir’le görüşmek istiyor. Bedir, delikanlıyı gördüğünde çok hoşlansa da bir gören, duyan olur diye cevap vermekten imtina ediyor.
Ancak bir zaman sonra, Bedir çeşmeye giderken delikanlı tarafından kaçırılıyor. Atın terkisine Bedir’i atan delikanlı, Bedir’in akrabalarından kaçmaya başlıyor. Bedir’in akrabaları onlara yaklaştığında, gizlenmek için bir ekin yığınının içine giren ikiliyi bulamayan akrabalar ekinleri ateşe verir. Bulundukları yerden çıkmayan iki genç, oracıkta yanar. Kızının yanmış bedeniyle karşılaşan babası ise pişmanlık duymaya başlar ve vicdan azabıyla, bir mezar yaptırır. Halk tarafından mezarın yapıldığı yere Kız – Oğlan Mezarı adı verilir...
İkinci versiyon ise Cemel Köyü’nde yaşayan varlıklı bir ailenin kızı Elif’i hikâyenin merkezine alıyor. Durumu iyi olmayan bir delikanlının Elif’e talip olmasına başta kızın annesi olmak üzere bütün akrabaları karşı çıkıyor. Gel zaman git zaman, Elif’in penceresinin altına gele gide genç adam kendisini Elif’e sevdiriyor. Zamanla birbirlerine âşık olan gençler, kaçmaya karar verirler. Ancak ilk hikâyede olduğu gibi onlar kaçarken, aile büyükleri peşlerine düşüyor.
Yakalanacakları sırada Elif, "Bizi taş et!" diye yaradana sığınıyor ve rivayet bu ya, iki genç taş kesiliyor... Efsanelere konu olan bu taşlar günümüzde Cemel Köyü’nün girişinde, yol kenarında bulunmaktadır.