Konya, geçmişin izlerini taşıyan tarihi yapıları, manevi atmosferi ve kültürel çeşitliliği ile ön plana çıkan bir şehirdir. Her yıl binlerce turist tarafından ziyaret Mevlana türbesi ve Şeb-i Arus Törenleri kentin öne çıkan simgeleri. Daha önce hiç ziyaret etmediyseniz sizler için Konya gezilecek yerleri, tarihi yapıları ve doğal güzelliklerini listeledik.
{ad:0}Hangi mevsim giderseniz gidin kendinizi mistik bir atmosferde bulacağınız Konya, karasal iklim etkisinde bir şehir. Kış aylarını soğuk ve karlı karşılayan şehirde sıcaklığın eksilere düştüğü gün sayısı oldukça fazla. Yaz aylarını da ortalama 35 derecede kurak bir sıcaklıkla geçiren şehri üşümeden, terlemeden gezebileceğiniz en münasip aylar ise bahar ayları. Bu arada şehrin ülkemizin en sisli yeri olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
Konya gezinizi planlarken kalacağınız süreye ve lokasyona göre seçimler yapabilir, en ilginizi çeken yerleri rotanızın ilk sıralarına koyabilirsiniz. Konya’nın tarihi ve doğal güzellikleriyle oldukça fazla seçenek sunduğunu, Konya mutfağının tarihinin saray mutfağına uzandığını ve her tarza her bütçeye uygun Konya otellerinde baş üstünde ağırlanacağınızı da bilmenizi isteriz.
Konya’da kesinlikle ziyaret etmenizi önereceğimiz en popüler yerler;
Editör notu: Konya tarihi itibariyle elbette bir sürü tarihi yapılara ve gezilecek yerlere sahip ancak bu önerdiğimiz yerler bir Konya gezisinde kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında yer almalıdır. Şimdi tüm listemizi inceleyebilir ve tüm detaylara ulaşabilirsiniz.
Konya özellikle dini yapılar ve türbeler açısından oldukça zengin bir şehir. Konya'nın öne çıkan tarihi ve dini yapıları ile türbelerini sizler için listeledik.
1926 yılında açılışı yapılan Mevlana Müzesi ve Türbesi hem tasavvuf felsefesinin hem de çok eski bir tarihin simgesi. Müzenin olduğu arazi aslen Afganistanlı olan ve ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Mevlana’nın ailesine Selçuklu sultanı tarafından bağışlanan gül bahçesi. Mevlana Müzesi’nde Mevlevilerin günlük yaşamlarından kesitler sunan maket canlandırmalar, Selçukludan Osmanlıya el yazması eserler görebiliyor, eğitim – mutfak – ibadethane bölümlerini gezebiliyorsunuz. Hazreti Mevlana ise Yeşil Kubbe (Kubbe-i Harda) denilen türbede, Divan-ı Kebir beyitleriyle örülü çok özel bir sandukada uyuyor. Mevlana’nın türbesinin yanındaki bahçede Fatma Hatun, Sinan Paşa, Hasan Paşa gibi devrin saygın ulemalarının türbelerini de ziyaret edebiliyorsunuz.
Konya’nın Karatay ilçesinde bulunan Mevlana Müzesi ve Türbesi’ne gitmek için otobüs, taksi, dolmuş ve tramvay ulaşım alternatiflerini kullanabilirsiniz. 124B, 25A, 39B, 44A, 105A,14A, 34A, 43B numaralı otobüsler müzenin önünden geçiyor. Şehir merkezinden Alaaddin – Adliye tramvay hattına binip Mevlana durağında indiğinizde de müzeyi karşınızda görüyorsunuz.
Mevlana Müzesi Konum için tıklayın.
Mevlana Müzesi ve Türbesi haftanın her günü 09:00 – 19:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Girişlerin ücretsiz olduğu müze kutsal bir anlam taşıdığı için gezerken sessiz olmanız gerekiyor.
Daha fazla bilgi için: Mevlana Müzesi
Mevlana’nın dünyaca bilinen eseri Mesnevi’de büyük yer verdiği Şems-i Tebrizi, Sufi felsefesinde çok önemli bir kimlik. 13. Yüzyılda inşa edilen ve 1510 yılında Emir İshak Bey tarafından elden geçirilen Şems-i Tebrizi Türbesi ve Camisi, Mevlana Müzesi ve Alaaddin Tepesi’ne yakın konumda, kısa bir yürüyüşle gidebiliyorsunuz. Klasik Selçuklu kümbeti olarak yapılmış caminin ahşap süslemeleri çok etkileyici olup, kubbenin altındaki sanduka da Şems-i Tebrizi’nin mezarı olarak kabul ediliyor.
Karatay ilçesinde Şems Caddesi’nde konumlanan yapıya Konya Otogarı’ndan kalkan tramvaya binip Alaaddin durağında inerek ulaşabilirsiniz. Ayrıca garın yakınlarındaki eski stadyumun önünden Meram – Yeniyol minibüsleri geçiyor. İsterseniz onlara da binebilirsiniz. Mevlana türbesi ile Şems-i Tebrizi türbesi arasındaki mesafe ise çok yakın. Çok kısa süre içerisinde yürüyerek her iki türbeyi de ziyaret edebilirsiniz.
Camiyi namaz vakitlerinde ziyaret ediyorsanız cemaati rahatsız etmemek için sessiz olmanız, kadın ziyaretçiyseniz başörtü takmanız, girişte ayakkabılarınızı çıkarmak istemiyorsanız çantanızda galoş bulundurmanız ziyaret öncesinde hazırlıklı olmanız adına önemli.
Şems-i Tebrizi ziyaret saatleri: 04:30–22:00 (Veriler müzenin harita kaydından alınmıştır. Döneme göre farklılık gösterebilir.)
Şems-i Tebrizi giriş ücreti: Şems-i Tebrizi türbesini ziyaret etmek için ücret ödemenize gerek yoktur. Giriş ücretsizdir.
Daha fazla bilgi için: Şems-i Tebrizi Türbesi
Konya’nın en eski ve en büyük camisi olan Alaaddin Camii şehrin en yüksek yerlerinden birinde, Alaaddin Tepesi üzerinde konumlanıyor. Hatta çoğunluk Aladdin Tepesi olarak da bilmektedir. Konya merkezde gezilecek yerler içerisinde listenizin başında yer almalıdır. Anadolu Selçuklu üslubunda yapılmış cami kesme taşlarla inşa edilmiş olup, taş ve ahşap oymalarındaki estetikle göz kamaştırıyor. Caminin 4 banisi bulunuyor; İlk kez 1116 yılında Selçuklu Sultanı 1. Rükneddin Mesud döneminde inşa edilen caminin yapımına 1156 yılından itibaren II. Kılıçarslan döneminde devam edilmiş, I. Keykavus döneminde ilaveler yapılmış, 1221 yılında da Alaeddin Keykubad tarafından ibadete açılmış. Hem Bizans hem de klasik dönemlerden yadigar 41 adet mermer sütunuyla dikkat çeken camiye ‘sütun ormanı’ da deniliyor.
Mevlana Kültür Vadisi içerisinde konumlanan Alaaddin Keykubat Camii’ne 10A, 26A, 35A, 39A, 41A no’lu otobüslerle ve tramvayla ulaşabilirsiniz. Tramvay sizleri tam tepenin altındaki konumda bırakacaktır.
Alaaddin Cami konum için tıklayın.
Cami aktif olarak ibadete açık. Tarihi anıt olarak da gezebileceğiniz camiyi namaz vakitlerinde geziyorsanız sessiz olmanız, kadın ziyaretçi iseniz girerken başörtü takmanız ve ayakkabılarınızı çıkarmak istemiyorsanız yanınızda galoş bulundurmanız gerekiyor. Caminin hemen altında da oturup bir şeyler içebileceğiniz çay bahçesi bulunuyor.
Daha fazla bilgi için: Aladdin Cami
Konya’nın en eski camilerinden biri de Kapu Camii. Konya Kalesi’nin kapılarından birine yakın olduğu için bu ismi alan cami, ilk kez Mevlana’nın torunlarından olan Postnişin Hasanoğlu Şeyh Hüseyin Çelebi tarafından 1658 yılında yaptırılmış. Yapıldıktan kısa bir süre sonra yıkılınca 1811 yılında da Konya müftüsü Seyyid Abdurrahman Efendi camiyi yeniden yaptırmış. Kapu Camii’nin geçirdiği yangından sonra üçüncü kez yapımı da 1868 yılında olmuş. Tek minareli caminin esas yapı malzemesinde yoğunlukla ahşap kullanılmış. Camiyi gezerken kendinizi Selçuklulara kadar uzanan bir zaman tünelinde bulacaksınız.
Meram ilçesi, Odunpazarı semti, Esenlerli Sokak’ta bulunan Kapu Camii’ne şehir merkezinden yürüyerek gidebilir, isterseniz toplu taşıma araçlarını da kullanabilirsiniz.
Kapu Camii’nin iç süslemeleri de ilginizi çekecek. İslam mimarisinin en sade mimarili yapılarından olan cami 8 kubbeli çatısıyla da Anadolu camilerinin en büyüklerinden. Aktif olarak ibadete açık camiye namaz vakitlerinde yapacağınız ziyaretlerde sessiz olmanız önemli. Ayrıca kadın ziyaretçi iseniz çantanızda camiye girerken başınızı kapatacağınız bir örtü ile ayakkabılarınız için bir galoş da bulundurabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: Kapu Camii
Meram’ın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri de Tavusbaba Türbesi. Türbenin üzerindeki kitabe Tavus Mehmet El- Hindi adını işaret etse de, türbede yatanın kadın mı yoksa erkek mi olduğu bile bilinmiyor. Bazı kaynaklara göre kabirde yatan asıl memleketi Hindistan olan bir şeyh, bazılarına göre de Alaeddin Keykubat döneminde yaşamış bir evliya. Konya’nın Sufizm felsefesinin bir yansıması olan türbe her yıl mistik havasıyla yerli yabancı binlerce turist ağırlıyor.
Konya gezilecek yerler listeniz içerisinde bulunması gereken yerlerden biri de Tavusbaba Türbesi. Meram Bağları gezi rotanıza dahil edebileceğiniz Tavusbaba Türbesi Konya’nın merkezine 7 kilometre uzaklıkta. Özel araçla ulaşabileceğiniz gibi 1,2, 3A ve 97A no’lu otobüslerle de kolay ulaşabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: Tavusbaba Türbesi
Konya denildiğinde akla ilk Mevlana, sonra da Akşehir’de yaşamış Nasrettin Hoca geliyor. 1284 yılında vefat etmiş Nasrettin Hoca’nın türbesi de 7 yaşındayken geldiği Akşehir ilçesinde, ilçe mezarlığının içinde yer alıyor. Türbeye yeşilliklerle çevrili bir yoldan ulaşıyorsunuz. Nasrettin Hoca Türbesi Türk – İslam mimarisiyle Selçuklu Beylikleri döneminde yapılmış. Halk arasında ‘Dünyanın Ortası’ olarak da adlandırılan türbe 20. yüzyılın başlarında restore edilmiş. Çamlarla çevrelenmiş yeşil kubbeli Nasrettin Hoca Türbesi’nin çok yakınında da Osmanlı Sultanı I. Mehmed’in kızı Habibe Sultan’ın türbesi bulunuyor.
Nasrettin Hoca Türbesi’ni ziyaret ettiğinizde türbenin neden kilitli olduğunu sorgulayabilirsiniz. Dört tarafının açık ve bir tarafının kilitli olmasının nedeni ise Nasrettin Hoca’nın mizah anlayışından kaynaklıdır.
Nasrettin Hoca ile özdeşleşmiş Akşehir’e Konya Otogarı’ndan binebileceğiniz otobüslerle gidebiliyorsunuz. Türbe Akşehir Caddesi’nde İlçe stadyumunun tam karşısındaki mezarlıkta konumlanıyor.
Detaylı bilgi için: Nasrettin Hoca Türbesi
Konya’nın her köşesi köklü bir tarihin izleriyle dolu. Aziziye Camii ise sadece şehrin değil, ülkemizin de en güzel, en alımlı camilerinden. Karatay ilçesinde konumlanan camii 1676 yılında yapılıp, 1867 yılında da Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan emriyle yenilenip tekrar yapılandırılmış. Hem Osmanlı hem de Barok tarzını muhteşem harmanlamış bir mimarisi olan caminin pencerelerine özellikle dikkat edin, kapılarından daha büyük olduğunu göreceksiniz. Ayrıca iç süslemeleri saf altınla yapılan caminin tavan süslemelerini de çok beğeneceksiniz. Aziziye Camii diğer Osmanlı camilerinin aksine avlusuz bir yapı olup, ısıtması da yanındaki hamamın sularıyla sağlanıyor.
Selimiye Caddesi üzerinde, Mevlana Müzesi ve Türbesi’ne sadece 100 metre mesafede olan Aziziye Camii’ne Alaaddin – Adliye tramvay hattının Mevlana durağında inerek kısa bir yürüyüşle ya da 124B, 14A, 25A, 34A, 39B, 43B, 44A, 105A no’lu otobüslerden birine binip kolayca ulaşabilirsiniz.
Aziziye Camii halen ibadete açık. Hem yerli hem de yabancı turistlerin Konya gezilerinde mutlaka gezdikleri camiye girerken ayakkabılarınızı çıkarmak istemiyorsanız çantanıza galoş, kadın ziyaretçiyseniz başınızı örmek için başörtü koymanızda da fayda var.
Detaylı bilgi için: Aziziye Camii
Adından da anlaşılacağı gibi Sultan II. Selim’in yaptırdığı caminin inşasına 1558 yılında başlanıp 1570 yılında tamamlanmış. Kesin bir bilgi bulunmasa da Sultan Selim Camii ve Külliyesi’ni Mimar Sinan’ın yaptığı düşünülüyor. Klasik Osmanlı mimarisini yansıtan cami plan olarak İstanbul Fatih Camii’ne de çok benzetiliyor. 1685, 1816, 1914 ve 2017 yıllarında onarım geçiren cami kesme taşların örülmesiyle yapılmış. Yarım kubbesi ve iç mekandaki taş – ahşap işlemeleriyle Konya’nın en değerlilerinden olan cami günümüzde de ibadete açık olup, yerli – yabancı ziyaretçilerini de derin bir tarih yolculuğuna çıkarıyor.
Karatay ilçesinin Müze Alanı Caddesi’nde konumlanan cami, Mevlana Müzesi’ne de çok yakın. Camiye gitmek için tramvay ve belediye otobüsleri gibi toplu taşıma olanaklarından yararlanabilirsiniz. Alaaddin – Adliye tramvay hattını kullandığınızda Mevlana durağında inip kısa bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Ya da 25A, 14A, 43B, 39B, 44A no’lu otobüsleri de tercih edebilirsiniz.
Mekana saygı açısından cami ziyaretiniz namaz vaktine denk geliyorsa gezerken sessiz olmanız, camiye girerken ayakkabılarınızı çıkarmayı tercih etmiyorsanız çantanızda galoş bulundurmanız, kadın ziyaretçiyseniz başınızı örtmeniz gerekiyor.
Daha fazla bilgi için: Sultan Selim Camii
Konya’nın UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne giren muhteşem camisi Eşrefoğlu Camii Anadolu’nun en eski ve en büyük ahşap direkli camisi. Beyşehir’in merkezinde konumlanan cami 1134 senesinde Selçuklu Hakanı Sultan Sancar tarafından yaptırılmış. 1297 yılına gelindiğinde de Eşrefoğlu Süleyman Bey camiyi bugünkü planıyla yeniden yaptırmış. Kesme taşlarla inşa edilmiş kubbeli mimarisi ve aşı boyasıyla yapılmış muhteşem işlemeleriyle birçok süsleme sanatını bir arada sunan cami, sadece ülkemizin değil dünyanın da en değerli eserlerinden. Caminin sedir ağacından yapılmış ahşap direklerinin çürümeden günümüze kadar gelebilmesinin sırrı henüz bilinmiyor. Ama çürümeye önlem olarak sedir ağaçlarının en az 6 ay suda bekletildiği, inşaata da bu süreçten sonra başlandığı düşünülüyor. Halen ibadete açık caminin avlusunda da Emir Seyfettin Süleyman’a ait bir türbe bulunuyor.
Eşrefoğlu Camii Beyşehir ilçe merkezinde Kale Sokak’ta yer alıyor. İlçe merkezinden minibüs ve dolmuşlarla kolayca ulaşabileceğiniz cami İsmail Ağa Medresesi’nin de tam arkasında konumlanıyor.
Caminin uhrevi havası çok etkileyici. Ziyaretiniz namaz vakitlerine denk geliyorsa cemaatin dikkatini dağıtmamak adına sessiz olmanız, kadın ziyaretçiyseniz başörtü takmanız, girişte ayakkabılarınızı çıkarmak istemiyorsanız çantanızda galoş bulundurmanız gerekiyor.
Daha fazla bilgi için: Eşrefoğlu Camii
Vaktiniz kalırsa İplikçi Camii Medresesi, Aya Elena Kilisesi, Gömeç Hatun Türbesi gibi Konya’nın tarihi yerlerini de ziyaret etmenizi öneririz.
{search:konya-otelleri,Konya Otelleri}
Konya sadece tarihi yerleri açısından değil müzeleri açısından da çok zengin bir şehirdir.
Konya’nın öne çıkan müzelerini ve kültür merkezlerini şu şekilde listeleyebiliriz;
Konya demek Mevlana demek, Konya’yı gezmek görmek demekse sema gösterisi izlemek demek. Sema gösterisi izlemek için de Şeb-i Arus törenlerinin düzenlendiği aralık ayını beklemenize gerek yok, her cumartesi Mevlana Kültür Merkezi’nde izleyebiliyorsunuz. Toplam 100.000 metrekarelik büyüklüğüyle 3.000 kişi kapasiteli kapalı sema salonu, raflarında binlerce kitap bulabileceğiniz büyük kütüphanesi, sergi salonları ve araştırma merkeziyle çok komplike bir alan olan kültür merkezi Konya’nın da kalbi gibi. Mevlevi kültürü ile ilgili bilgi edinmek istiyorsanız kültür merkezini eşsiz bir bilgi kaynağı olarak da ziyaret edebilirsiniz.
Kültür merkezi Mevlana Müzesi’ne 5-10 dakika yürüme mesafesinde. Karatay ilçesi Aslanlı Kışla Caddesi üzerinde konumlanan merkeze 25A no’lu otobüsle ya da tramvayla da gidebilirsiniz.
Mevlana’yı anma törenlerinin düzenlediği Şeb-i Arus törenlerinde bu merkezde dünyanın en büyük kandili yakılıyor, söyleşiler ve konferanslar düzenleniyor. Konya geziniz aralık ayına denk geliyorsa tren biletinizi önceden ayırtmanızda fayda var. Çünkü tıpkı Konya otellerindeki yoğunluk gibi ulaşım açısından da zorluk çekilebiliyor. Mevlana Kültür Merkezi’nde cumartesi günleri düzenlenen sema gösterileri saat 19:00’da başlıyor ve bilet ücreti olarak da öğrenci için 70 TL, yetişkinler için 100 TL ödeniyor.
Selçuklu döneminin muhteşem taş işçiliğini yansıtan taç kapısıyla Konya gezilecek yerler arasında çok özel bir yere sahip Karatay Medresesi. 1251 yılında Celalettin Karatay tarafından hadis ve tefsir konusunda çalışmalar yapmak için inşa ettirilen medrese tek katlı bir yapı. Klasik Selçuklu mimarisindeki Karatay Medresesi sille taşlarıyla örülmüş ve değişik renklerde çiniler - mermerlerle süslenmiş. Ayrıca bu süslemeler arasında Kuran’dan ayetler ve sureler de bulunuyor. Karatay Medresesi’nden içeri girdikten sonra ana bir meydanla karşılaşıyor, ana meydanı çevreleyen mescit, misafirhane, yatakhane ve misafirhane bölümlerini gezebiliyorsunuz. Medresenin iç kubbesinin bağlantı noktalarında Kufi harflerle 4 peygamberin ve 4 halifenin isimleri yazıyor. Ayrıca Celalettin Karatay’ın türbesi de medresenin içinde yer alıyor. 19. Yüzyılın sonlarında kendi haline bırakılan medrese 1955 yılında Çini Eserler Müzesi’ne dönüştürülmüş. Müzedeki Selçuklu ve Osmanlı döneminden muhteşem çini koleksiyonları bizce mutlaka görmeye değer. Kapısına işlenen ayet ise Neml suresindendir.
Karatay ilçesinin Ferhuniye Mahallesi’ne bağlı Adliye Bulvarı’nda konumlanan Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi’ne Alaeddin – Adliye tramvayına binip, Zafer ya da Kültürpark durağında inip 5 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Meram – Yeniyol istikametinde giden minibüsler de medresenin önünden geçiyor.
Karatay Medresesi ve Çini Eserler Müzesi’ni haftanın her günü 09:00 – 19:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Müze kart geçerlidir. Müze kartınız yoksa giriş için 60 TL ücret ödemeniz gerekmektedir.
Daha fazla bilgi için: Karatay Medresesi
{search:konya-apartlari,Konya Apartları}
Nüktedanlığıyla Türk mizahının her daim başrolü olan Nasrettin Hoca’nın doğum yeri Akşehir’de konumlanan müze, Nasrettin Hoca’yı daha iyi tanımak isteyenlerin uğrak yerlerinden. Müze 1992 yılında restore edilen 3 katlı tarihi bir konakta yer alıyor. Konağın odalarında Nasrettin Hoca’nın balmumum heykelleri, masal tasvirleri, arkeolojik ve etnografik eserler ile döneme ait mobilya dekorasyonları görebiliyor, binanın orta salonunda da 13. Yüzyılın nefis ahşap işçiliğiyle hazırlanmış Şeyh Eyyüb Türbesi sandukası ile Seyyidi Mahmud Hayrani türbe kapısını izleyebiliyorsunuz.
Müze Akşehir’in ilçe merkezinde olup, merkezde konaklıyorsanız yürüyerek gidebiliyorsunuz. Konya merkezden Akşehir ilçesine şehir otogarından sık aralıklarla sefer yapan otobüslere binerek ulaşabiliyorsunuz.
Müzeyi haftanın her günü 08:00 – 16:50 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Daha fazla bilgi için: Nasrettin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Atatürk Caddesi’nde konumlanan Konya Atatürk Evi Müzesi 1912 yılında iki katlı olarak inşa edilmiş. Yapımında da kesme taşlar ve moloz kullanılmış. 1923 senesinde hazineye geçen ve Atatürk’ü Konya gezilerinde ağırlayan ev, 1928 tarihinde de Atatürk adına tescil edilmiş. 1964’e gelindiğinde içinde Atatürk’ün Konya gezilerinden hatıra fotoğraflarının, giysilerinin, kişisel eşyalarının ve belgelerin sergilendiği bir müzeye dönüştürülen ev, hem mimarisiyle hem de içindeki Atatürk anılarıyla görülmeye değer.
Konya Atatürk Evi Müzesi’ne özel aracınızla Alaaddin Tepesi – Atatürk Caddesi istikametini takip edip ulaşabiliyorsunuz. Müze merkeze yürüme mesafesinde, ama isterseniz en pratik ulaşım aracı olan tramvayı da tercih edebilirsiniz.
Müzeyi haftanın her günü 09:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Konya Atatürk Evi Müzesi
Şehrin Meram ilçesinde bulunan Sırçalı Medrese Anadolu Selçukluları döneminde en önemli eğitim kurumlarından biriymiş. 1242 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan medrese 1924 yılına kadar da işlevini sürdürmüş. Kobalt mavisi – mor – firuze renkli mozaik çinileri ve sırlı tuğlalarıyla hala görsel bir şölen sunan yapının kullanıldığı dönemlerde oldukça görkemli olduğu tahmin ediliyor. Sırçalı Medrese açık avlulu yapı örneklerinin en güzellerinden biri olarak da gösteriliyor.
Sırçalı Medrese Konya’nın Meram ilçesinde konumlanıyor. Giderken toplu taşıma kullanmak isterseniz Meram otobüslerine binip Gazi Alemşah durağı ya da otobüsün güzergahına bağlı olarak Alaaddin Tepesi durağında inebilirsiniz.
Sırçalı Medrese’yi pazartesi hariç haftanın her günü 08:30 – 17:30 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Medreseyi gezdikten sonra da 5 dakika yürüme mesafesindeki Mevlana Müzesi, Konya Arkeoloji Müzesi, İnce Minare Taş Eserler Müzesi ve Etnografya Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Karatay ilçesinde Mevlana Müzesi ile Mevlana Kültür Merkezi arasında, Üçler Mezarlığı’na bitişik konumlanan İstiklâl Harbi Şehitleri Anıtı ve Müzesi’ni, hemen girişindeki 16 Türk devletini simgeleyen bayraklardan tanıyorsunuz. Taş işçiliğiyle büyüleyen giriş kapısından sonra Özbek sanatçıların özenerek hazırladığı avluya giriş yapılıyor. Avludaki 4 mozaik tabloda ise Kurtuluş Savaşı’nın en önemli sahneleri tasvir ediliyor. Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı şehitlerine ithafen inşa edilmiş müzede dönemi anlatan minyatürler ve maketler bulunuyor. Savaş dönemlerindeki Konya nasıldı, savaştan sonraki Konya nasıldı merak ediyorsanız müzede bu dönemlerle ilgili bilgi de edinebiliyorsunuz.
Müzeye gitmek için otobüs, dolmuş, taksi ve tramvay ulaşım alternatiflerini kullanabileceğiniz gibi Mevlana’ya dair eşsiz bir kültür rotası olan bölgeyi yürüyerek de gezebilirsiniz. Eğer toplu taşımayı tercih ediyorsanız 124B, 44A, 34A, 25A, 39B, 105A,14A, 43B numaralı otobüsler ya da Alaaddin – Adliye tramvay hattına binerek müzeye gelebilirsiniz.
Müzeyi pazartesi günleri hariç diğer günlerde 09:00 – 17:30 saatleri arasında gezebilirsiniz. Girişler ise ücretsiz.
Konya’da görülecek birçok müze ve kültür merkezi yer var. Müze giriş ücretleri hakkında bilgi alabilir ve ziyaretlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
{search:konya-otelleri,Konya Otelleri}
Konya’da görmeniz gereken birçok doğal güzelliğin yanında kültürel miraslar da bulunmaktadır.
Konya gezisinde bu kültürel yerleri de mutlaka ziyaret etmeli ve zaman ayırmalısınız. Doğal güzellikler ve kültürel miraslar kategorisindeki yerleri listelemeden önce öne çıkan popüler yerleri paylaşalım.
Konya Kültürel Miraslar ve Doğal Güzellikler
Listeden de görüleceği üzere Konya’da gezilecek doğal yerler oldukça fazla. Güzel bir hafta sonu bu rotalar için gezi planlayabilir veya Konya piknik alanları adlı yazımızı da inceleyerek en güzel manzarada piknik yapabilirsiniz.
Şehrin merkezine sadece 8 kilometre mesafede konumlanan Sille Köyü’nü Konya gezilecek yerler listesinde baş sıralara yazın. 5000 yıllık tarihi köy, sokaklarında yürürken çay bahçeleri ve kafelerinde soluklanırken gezinize bolca keyif katacak. Frigyalılardan başlayıp bugüne kadar birçok uygarlık görmüş geçirmiş olan bu şirin yerleşim, çok eskilerde İstanbul – Kudüs hac yolunun da duraklarından biriymiş. Günümüzde kentsel sit alanı olarak korunan köy, Selçuklu Sanat Eserleri Sergisi, Roma döneminden kalan kilisesi ve Zaman Müzesi ile gezilip görülmeye değer. Konya gezinizde bol keşifli bir güne burada kahvaltı yaparak da başlayabilirsiniz. Konya’nın en turistik yerlerinden biri ve doğal varlıklarından bir tanesi.
Sille Köyü Selçuklu ilçesinin bir mahallesi. Konya’nın merkezinden kalkan 64 no’lu otobüsle köye yarım saatte ulaşabilir, özel araçla geliyorsanız rahatlıkla park yeri bulabilirsiniz.
Köyde en dikkatiniz çeken şey tepelerdeki taş ocakları olacak. Bölgeden çıkan Sille taşları Selçuklu dönem yapılarında kullanılmış. Adını da ortasından geçen ve eskiden adı Silenos olan dereden almış.
Daha fazla bilgi için: Sille Köyü
Kaynağı Altınapa Barajı olan Meram Çayı üzerinde kuzey – güney yönlü geçiş sağlayan Meram Köprüsü’nün ne zaman yapıldığı tam bilinmese de, büyük ihtimalle Selçuklular döneminde yapıldığı sanılıyor. Kesme taşlardan yapılan köprünün inşasında Bizans’tan kaldığı tahmin edilen devşirme taşlar da kullanılmış olup, üzerinden geçerken kendinizi devirler arasında yolculuk yapmış gibi hissediyorsunuz. Yaklaşık 50 santim yüksekliğindeki taş korkulukları ve yuvarlak kemerli 5 gözü bulunan köprü araç trafiğine kapalı ve gayet de iyi durumda.
Konya’nın merkezine 7 kilometre mesafedeki Meram Bağları’na geldiğinizde ve yemyeşil bir çehreyle sizi karşılayan Meram Caddesi boyunca yürüdüğünüzde, yolun sonundaki meşhur meydanda Meram Köprüsü’nü göreceksiniz. Meram Bağları’na şehir merkezindeki Alaaddin Bulvarı’ndan kalkan Meram dolmuşları ve 1, 2, 3A ve 97A no’lu belediye otobüsleriyle de gidebilirsiniz.
Konya’nın Ilgın ilçesi en çok da şeker fabrikası ve kaplıcalarıyla tanınıp bilinen bir ilçe. Osmanlı döneminde şifa bulmak ve dinlenmek isteyen saray eşrafını ağırlayan kaplıcalara Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad’ın da gittiği da biliniyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinde de bahsettiği kaplıcalar günümüzde çevresindeki termal oteller ve sağlık tesisleriyle birçok hastalığa alternatif tedavi sunuyor.
İncelemek için: Ilgın Termal Otelleri
Konya’ya 90 kilometre mesafede ve Konya – Akşehir karayolu üzerinde konumlanan kaplıcalara Konya Otogarı’ndan kalkan minibüslerle ulaşabiliyorsunuz. Sahip Ata Kaplıcası Ilgın’a 2 km uzaklıkta olup, Ilgın’dan taksi ve dolmuşlarla kolayca gidilebiliyor.
Hamam Dağı eteklerindeki kaplıca Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından işletiliyor.
Eğer Patara’daki kum tepelerini saymazsak ülkemizin tek çölü Konya Karapınar’daki Karapınar Çölü. Karasal iklimin yarattığı kuraklıktan dolayı 4.000 hektarlık bir alanın kurumasıyla oluşan çöl, 1960’lardan beri her ne kadar ağaçlandırılmaya çalışılsa da yeşillendirilememiş.
Konya’nın merkezine yaklaşık 100 kilometre mesafedeki Karapınar düz bir ova görünümünde ve eski İpek Yolu üzerinde. Karapınar’a Konya Otogarı’ndan kalkan otobüslerle ulaşım da çok kolay.
Karapınar Çölü fotoğraf çekmek için ülkemizin en egzotik yerlerinden biri. Bölgeyi turistik bir değere dönüştürmek için ATV turları da düzenleniyor. Karapınar’a gelmişken Konya’nın meşhur bamya çorbasını buradaki esnaf lokantalarında da tatmanızı öneriyoruz. Bizce çok beğeneceksiniz.
Daha fazla bilgi için: Karapınar Çölü
Göçmen kuşların en sevdiği yerlerden olan ve adını da burada yaşayan Meke kuşlarından alan Meke Gölü kuşbakışı bakıldığında tıpkı bir nazar boncuğuna benziyor. Karapınar ilçesindeki göl 4,5 – 5 milyon yıl önce patlayıp sönmüş bir yanardağ kraterinin sularla dolmasıyla oluşmuş. Ardından günümüzden 9000 yıl öncesinde başka bir patlama olmuş ve gölün tam ortasında göz şeklinde ikinci bir volkan konisi doğmuş. Deniz seviyesinden 981 metre yüksekte ve 12 metre derinliğinde olan Meke Gölü su kaynaklarının bilinçsiz tüketilmesi nedeniyle maalesef kurumaya yüz tutmuş.
Eğer özel araçla seyahat ediyorsanız şehir merkezinden Meke Gölü’nün olduğu Karapınar’a D330 otoyolunu takip ederek ulaşabiliyorsunuz. Toplu taşımayla gitmeyi düşünüyorsanız Konya Otogarı’ndan Karapınar otobüs ve minibüslerine binebiliyorsunuz. Meke Gölü Karapınar’a 8 kilometre mesafede ve Karapınar ilçesinden minibüs ve taksilerle ulaşım sağlanıyor.
Meke Gölü yazın daha da kuraklaştığından içinde oluşan mikroorganizmalarla kırmızı bir renk alıyor. Tuzlu bir suya ve suyu çok hızlı emme yeteneğinde toprak yapısına sahip Meke Gölü’ne giderken drone götürmenizi öneriyoruz.
Daha fazla bilgi için: Mete Krater Gölü
Beyşehir Gölü ülkemizin en büyük tatlı su gölü, ayrıca Van Gölü ile Tuz Gölü’nden sonra da üçüncü en büyük gölü. Göl 650 kilometrelik yüzölçümüne sahip olup derinliği de bazı yerlerde 10 metreye ulaşıyor. Yeraltı sularıyla beslenen bu masmavi göl üzerinde büyüklü küçüklü 23 ada bulunuyor. 3 kilometre uzunluğundaki göl üzerindeki adalar ne kadar büyük olabilir diyorsanız, bu adaların en büyüğü olan Mada Adası üzerinde bir köy bulunduğunu da belirtmiş olalım. Yöre halkının ‘Beyşehir Denizi’ dediği Göl bölgesi birçok kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Konya’da gezilecek doğal yerler listesinin en başına yazabilirsiniz.
Beyşehir Gölü, Göller Yöresi’nde, Isparta ve Konya arasında konumlanıyor. Şehir merkezine 87 kilometre uzaklıktaki Beyşehir’e Konya Otogarı’ndan kalkan otobüslerle ulaşım sağlanıyor.
Milli Park alanı olarak korunan Beyşehir Gölü’nün kıyısında doğa yürüyüşleri – su sporları yapabilir, muhteşem günbatımları izleyebilir, bisiklet sürebilir, isterseniz çadır da kurabilirsiniz. Oltanız varsa giderken götürmeyi de unutmayın.
Daha fazla bilgi için: Beyşehir Gölü
Hadim ilçe sınırları içindeki Yerköprü Şelalesi Göksu Irmağı üzerinden, yaklaşık 30 metre yükseklikten akıyor. Şelaleye ‘Göksu Şelalesi’ de deniliyor. Haziran aylarında daha da coşan şelalenin etrafındaki bitki örtüsünün büyük bir kısmını zakkumlar oluşturuyor. Hem suyun akış güzelliği hem de çevresindeki rengarenk çiçekleriyle cennet gibi bir yer dedirten Yerköprü Şelalesi’nin aktığı Göksu Nehri Yerköprü’de bir mağara içinde kaybolduğu için ilginç jeolojik yapısıyla da adından söz ettiriyor. Göksu Nehri ile Karasu Çayı’nın birleşerek oluşturduğu şelale Akdeniz’e doğru akan suların yolculuğunda mutlaka görmeniz gereken duraklardan.
Konya şehir merkezine 110 kilometre mesafedeki Yerköprü Şelalesi’ne Konya Otogarı’ndan kalkan Hadim minibüsleriyle gidebiliyorsunuz. Şelale ise Hadim ilçesine yaklaşık 23 kilometre uzaklıkta ve köyden bineceğiniz araçlarla yarım saatte ulaşım mümkün.
Bu tür doğal güzellikleri ziyaret etmeyi seviyorsanız Konya’nın yaylaları adlı içeriğimizi de inceleyebilirsiniz.
Şelalede yapabileceğiniz en güzel aktivite akarsuyun hemen kıyısında piknik yapmak. Konya geziniz yaz dönemine denk geliyorsa bu doğal güzelliği de kaçırmayın.
Daha fazla bilgi için: Yerköprü Şelales
Yüzölçümü açısından ülkemizin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü üzerinde sandalla gezip balık tutulan o göllerden değil. Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde kırkı bu gölden karşılanıyor, pembe ve beyaz flamingolar da burayı evleri gibi seviyor. Üstelik 40’ın üzerinde endemik bitkisi, 85 kuş türü, 15 memeli türüyle burası I. Derece Sit Alanı olarak korunuyor. Gölü Konya gezilecek Yerler arasına mutlaka alın dedirtecek özelliği ise gökyüzünün suya yansımasıyla harika bir seyir sunan günbatımları. Yüzülmeyen yürünen bu doğa harikası göl hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Tuz Gölü Hakkında Her Şey yazımızı okuyabilirsiniz.
Tuz Gölü Ankara, Aksaray ve Konya’ya dahil olan bir göl. Ama en yakın olduğu şehir Aksaray. Ankara – Konya karayolu üzerinde, Konya ilçesi Cihanbeyli ise gölün batı kıyısında. Tuz Gölü’ne Konya Otogarı’ndan kalkan otobüslerle gidebilirsiniz.
{search:konya-otelleri,Konya Otelleri}
Konya’nın çok zengin bir şehir olduğunu söyleyebiliriz. Tarihi kültürel miraslarının yanı sıra turistik yerleri de çok fazla ilgi çekmektedir.
Konya’nın parkları ve bahçelerini ise şöyle sıralandırabiliriz;
Konya’daki parkları ve bahçeleri genel olarak bu şekilde özetleyebiliriz. Konya gezinizde bu yerleri görmeden dönmeyin.
Ülkemizin ilk Avrupa’nın da en büyüğü olan kelebek bahçesi, Konya’nın Selçuklu ilçesinde yer alıyor. 2015 yılında açılan ve 7.200 metrekare alana yayılan Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, Böcek Müzesi ve Kelebek Uçuş Alanı olmak üzere 2 ayrı bölümden oluşuyor. Konya Ovası’nda tropik bir iklim yaratan ve kelebeklerin tırtıl halinden ölümüne kadar da vatanı olan bu bahçede gezerken her yanınızda kelebekler uçuşuyor. Çocuklarınızla birlikte gezerken çok keyif alacağınız alanın sıcaklığı her mevsim 28 derece ve nem oranı da yüzde seksen. Sayısı 20 bini aşan 60 türden kelebek, 195 tür canlı bitki, böcek müzesi, böcek köyü ve kelebek yaşamını belgeselleştiren diğer bölümleriyle bizce burası Konya gezilecek en meşhur yerler listesinin en popülerlerinden.
Tropikal Kelebek Bahçesi’ne özel aracınızla gittiğinizde otoparkına pak edebiliyorsunuz. Toplu taşıma kullanmak isterseniz Kültürpark ya da Yazır duraklarından 47 no’lu otobüsle, ayrıca Yazır durağından hareket eden 57 no’lu otobüsle ulaşabilirsiniz. Fatih Işıklar minibüsü de Konya Tropikal Kelebek Bahçesi önünden geçiyor.
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi pazartesi günleri kapalı, diğer günlerde 09:00 – 17:00 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Giriş fiyatları ise 2023 kasım ayı itibariyle şöyle; tam bilet 75 TL, öğrenci bileti 45 TL, 65 yaş – engelli bileti ise 30 TL.
aponya’nın Kyoto kenti ile Konya kardeş şehir. Her ne kadar kardeş olsalar da birbirine hem mesafe hem de kültür olarak çok uzak olan bu iki şehri birleştiren yer ise Selçuklu ilçesinin Karani Caddesi üzerinde konumlanan Kyoto Japon Parkı. Japon bahçe peyzajıyla adeta sanatsal bir doğaya dönüşen parkta kameriyeler, seyir terasları ve taş – ahşap köprülerle kendinizi koşturmacalı şehir yaşamından soyutlayabiliyorsunuz. 36.000 metrekarelik bir alana yayılan bahçe ülkemizin de en büyük Japon bahçesi olup, ortasındaki 4.000 metrekarelik yapay gölde de binlerce Japon balığı yaşıyor. Gölet kenarındaki Japon restoranı ise kardeş şehrin yemek kültürünü tanımak isteyenler için çeşit çeşit lezzet alternatifi sunuyor.
Kyoto Japon Parkı’na özel aracınızla geliyorsanız Ankara – Konya yolunu takip ederek ulaşabiliyorsunuz. Toplu taşıma kullanacaksanız Mevlana Müzesi’nin önündeki duraktan 44D no’lu otobüse binebilir ve park durağında inebilirsiniz.
Bu egzotik parkı her gün 08:00 – 23:30 saatleri arasında gezebilir, havalar da güzelse uzun uzun vakit geçirebilirsiniz. Girişlerin ücretsiz olduğu parkta kendinizi Japonya’da hissedeceksiniz.
Konya’nın Karatay ilçesinde bulunan lale tarlaları, birkaç işletme tarafından ekilip biçiliyor ve ortalama 500 dekarlık büyük bir alanı kapsıyor. Ülkemizde lale dikilen birçok şehre de laleler buradan gidiyor. Lale bahçelerini gezdiğinizde yaklaşık 80 türde ve ayrı renklerde lale görebiliyorsunuz. Konya’nın en renkli hallerine şahit olmak ve bir devre adını veren meşhur laleleri arasında yürümek için en güzel mevsim ilkbahar, en ideal ay ise nisan ayı. Tabii Konya gezinizi planlamadan evvel tarla ekilmiş mi ve laleler de büyümüş mü diye bir ön araştırma yapmanızda fayda var. Konya Ovası’nı bir gökkuşağı tarlasına çeviren laleler sadece haftada iki gün ziyarete açılıyor. Doğa fotoğrafları çekmeyi seviyor ya da sosyal medyanıza cıvıl cıvıl fotoğrafınızı eklemek istiyorsanız burası işte o fotoğrafları çekebileceğiniz yer.
Konya Karaman yolunun 50. kilometresinde konumlanan bahçeye gitmek için en ideal ulaşım yolu özel araç ama şehir merkezinden kalkan minibüslerle de ulaşabiliyorsunuz. Bölgede park sıkıntısı yok, aracınızı yol kenarlarına park edebiliyorsunuz. İsterseniz Sille Köyü’nü de içine alan tur programlarına katılarak da bu tarlaları gezebiliyorsunuz.
Şehrin Meram ilçesinde yer alan 80 Binde Devr-i Alem Parkı Jules Verne’in 80 Günde Devri Alem romanından esinlenerek adlandırılmış. Parka girdiğinizde de bu romandaki ülkeleri hatırlatan minyatürler, periler, dinozorlar ve daha birçok tasvirle karşılaşıyorsunuz. Parkta restoran ve kafelerde oturabiliyor, macera parkları, su parkları gibi eğlenceli aktivite alanlarında keyifli zamanlar geçirebiliyorsunuz. Konya’da çocuklarınızla birlikte gezebileceğiniz yerlerin başında gelen bu eğlenceli parkta çocukların en çok ilgi gösterdiği bölüm ise devasa dinozor replikaları.
Parka özel araç, dolmuş ve belediye otobüsleriyle gidebilirsiniz. Dolmuşla gitmeyi tercih ederseniz Meram Yaka – Yeniyol dolmuşlarına, otobüsle gitmeyi tercih ederseniz 2 numaralı Yaka ya da 74, 3, 4 no’lu Yeniyol otobüslerine binebilirsiniz.
Parka giriş ücreti 10 TL. Haftanın her günü de 09:00 – 18:00 saatleri arasında parka girebiliyorsunuz.
{search:konya-otelleri,Konya Otelleri}
Eskiden Konya köylerinde yaşayan kadınların geldiği ve yaptıkları peynirleri ve yetiştirdikleri sebzeleri sattıkları Kadınlar Pazarı aynı zamanda Mevlana’nın kızı olan Melike Hatun Çarşısı olarak da biliniyor. Renkli tezgahların arasında gezinirken kendinizi tarihi bir mekanda hissettiren Kadınlar Pazarı’nın sizi en etkileyen yönü de ürün çeşitliliği ve hareketli atmosferi olacak. Pazarın yukarıdan görüntüsü cıvıl cıvıl ve bu atmosferi çekeceğiniz fotoğraflara da yansıyor. Esnafının çoğunu artık kadınlar oluşturmasa bile pazar hala renkli havasını koruyor.
Aziziye Caddesi üzerindeki Kadınlar Pazarı’na şehir merkezinden kalkan 36B, 106A ve 124A no’lu otobüslere binerek ulaşabilirsiniz.
Şehrin tarihi dokusunu teneffüs edip aynı zamanda alışveriş de yapabileceğiniz Konya Bedesten Çarşısı 40 sokak ve sokakların içinde 2687 dükkandan oluşuyor. Kapu Camii ve Aziziye Camii’nin de bulunduğu çarşıda yüzyıllar önce Mevlana’nın da yürüdüğünü düşünmek sizi bir tarih yolculuğuna çıkmış gibi hissettiriyor. Çarşının büyük bir bölümü yeni evleneceklere hitaben çeyizlik eşya dükkanlarına ayrılmış ve satılan ürünler de günümüzün bilinen markalarından değil. Geleneksel ürünler seviyor ve buram buram Konya kokan bir alışveriş yapmayı tercih ediyorsanız çarşıdaki Osmanlı tarzı mimariye sahip küçük dükkanlara uğrayabilirsiniz.
Konya Bedesten Çarşısı’na Alaaddin – Adliye tramvay hattının Mevlana durağında inerek kısa bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Toplu taşımayla gitmek isterseniz 105A, 124B, 14A, 25A, 34A, 39B, 43B, 44A no’lu otobüslerden birine de binebilirsiniz.
Konya gezinizde yorulduysanız bir yemek molası vermek sizlere iyi gelecektir. Meşhur yemekleri ile ünlü olan Konya’da birçok yemek çeşidi bulunmaktadır. Etli ekmek, bıçak arası, tirit, bamya çorbası ve ara başı çorbası bunlara birer sadece örnektir.
Bu kadar gezinin ardından Konya’da ne yenir diye merak ediyorsanız sizleri Konya’nın meşhur yemekleri adlı içeriğimize davet ediyoruz.
Konya gezilecek yerler listemizin sonuna geldik. Bu bilgiler ile güzel bir Konya gezisi planlayabilir ve harika vakit geçirebilirsiniz.