Kendi deneyimlerimden yola çıkarak sizler için derlediğim bu yazının devamında, Osmanlı’dan günümüze ulaşmış en değerli yapılardan biri olan Süleymaniye Camii’ni detaylıca tanımanızı sağlayacak bilgileri bulabilirsiniz. {product:80} Koca Sinan Her Ayrıntısını Özenle Tasarlamış
{facility:0} Koca Sinan’ın her ayrıntısına büyük önem verdiği Süleymaniye Camii’nin yapımı, 1551-1557 yılları arasında gerçekleştirilmiş. Dini yapı, adından kolayca anlayabileceğiniz üzere Osmanlı’nın en kudretli hükümdarlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın emri doğrultusunda inşa edilmiş.
Tabii işin içerisinde Mimar Sinan gibi bir dahi olunca, yapının kendisinin inşasını emreden hükümdarla ilişkisi yalnızca isim ile sınırlı kalmamış. Mesela dört minareli tasarımı, İstanbul fethedilmesinin ardından Kanuni’nin Osmanlı tahtına geçen 4. padişah olduğunu simgeliyor. Minarelerde yer alan 10 adet şerefe ise Sultan Süleyman’ın devletin kuruluşundan itibarenki hükümdarlık sırasını belirtiyor.
Mimar Sinan, Süleymaniye Camii’nin iç mimarisinde, İstanbul’daki diğer türdeşlerine nazaran çok daha yalın bir stili tercih etmiş. Ben, bu tercih nedeni ile yapıyı Eyüp Sultan Camii’ne benzetiyorum.
28 revak ile çevrelenmiş genişçe avluya sahip caminin iç kısmında en dikkat çekici bölüm olarak kubbe altı ön plana çıkıyor. Yapının bu kısmına görkem katan Nur Suresi’ni, Hattat Hasan Çelebi işlemiş. Kubbeyi destekleyen dört zarif sütundan ikisi, Topkapı Sarayı ve Vefa Semti’nden taşınmış. Diğerleri ise Mısır’ın İskenderiye şehri ile Bekaa Vadisi’ndeki Baalbek Tapınağı’ndan getirilmiş.
Eserinin sağlamlığını vurgulamak adına "Kıyamete kadar yıkılmayacak cami" tanımlamasını yapan Koca Sinan, Süleymaniye’nin hayranlık uyandıran akustiğini mükemmele yakın hale getirmek için kubbe etrafına 65 adet küp sıralamış. Cemaate ve yapıya zarar verecek canlıları uzak tutmak için ise avizelerin ortasına devekuşu yumurtaları koydurmuş. Ayrıca İstanbul’daki bir camide ilk defa is odasına yer vererek, aydınlatmada kullanılan mumların ve kandillerin ortamı kirletmesi ihtimalinin ortadan kalkmasını sağlamış. Süleymaniye Külliyesi’nde Ziyaret Edilebilecek Yapılar
Mimari özellikleri sayesinde sonraki yüzyıllarda birçok türdeşine ilham kaynağı olan Süleymaniye Camii, Fatih Külliyesi’nin ardından Osmanlı’da inşa edilmiş en büyük ikinci dini yapı kompleksinin içerisinde yer alıyor. Külliyede âdet olduğu üzere medrese, hastane, hamam, kütüphane gibi bölümler bulunuyor.
Külliyedeki bölümlerin her biri, kendilerine özgü havaya ve stile sahipler. Ancak camiden çıktıktan sonra aşağıda sıraladığım üç mekânı ziyarete öncelik verirseniz, çok daha doyurucu bir gezi deneyimi yaşayabilirsiniz. Kanuni Sultan Süleyman Türbesi:
Dini günlerde ziyaretçisi sayısı epey yoğunlaşan türbe, Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünün ardından oğlu II. Selim tarafından inşa ettirilmiş. Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan yapı, klasik anlayışa sadık kalınarak sekizgen tasarlanmış.
Türbenin dış kısmında, görünümü etkileyici kılmak adına aynalar ve mermer kaplama kullanılmış. Yapının içerisine girme fırsatı bulanları ise 16. yüzyıl çinilerinin ve kalem işlerinin oluşturduğu harika atmosfer karşılıyor. Ancak yapının detaylarına odaklandığınızda, ilginizi önce giriş kapısındaki sancakta bulunan Hacer-ül Esved Taşı’na kaydırmanızı öneririm. Zira hiç kimsenin dokunmasına izin verilmeyen bu taşın tek eşi, Kâbe’de bulunuyor. Hürrem Sultan Türbesi:
Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nin hafif çaprazında yer alan Hürrem Sultan Türbesi, Kanuni’nin isteği doğrultusunda ve Koca Sinan’ın gözetiminde 1558 yılında inşa edilmiş.
Bu yapı da tıpkı diğeri gibi sekizgen tasarıma sahip. Ancak yanı başındaki türdeşinden farklı olarak tarihi yapının dış kısmındaki görselliği artırmak için herhangi bir ek malzeme kullanılmamış. Doğrudan taş işçiliğin kendisine özgü zarafetinden yararlanılmış.
Hürrem Sultan Türbesi’nin iç kısmında ise yapının dışına hâkim olan sadelik yerini rengârenk çini süslemelere bırakıyor. Özellikle bir Osmanlı yapısında ilk defa kullanılan siyah çiniler, en az yapının giriş kısmındaki kitabe ve ayet kabartmaları ile bezenmiş kasnak kadar ilgi çekiyor. Mimar Sinan Türbesi:
Kanuni Sultan Süleyman ve biricik eşi Hürrem Sultan’a ait türbeleri ziyaret ettikten sonra Fetva Yokuşu’na doğru ilerlerseniz, Mimar Sinan’ın kendisi için inşa ettirdiği mezar alanını yakından inceleme fırsatına erişebilirsiniz. Koca Sinan, belki de mütevazı kişiliğinden olsa gerek, kendi türbesinin tasarımında neredeyse hiçbir detaya yer vermemiş. Sadece yontma küfeki taşının ve mermerin kendine has güzelliğine güvenmiş. Süleymaniye Camii’ne Nasıl Gidilir?
Birçok gezginin İstanbul gezilecek yerler listesinde ilk sıralarda yer verdiği Süleymaniye Camii, Fatih ilçesinin Eminönü semtinde yer alıyor. Kapalıçarşı ile Mısır Çarşısı’na yürüme mesafesindeki görkemli dini yapıya ulaşım için otobüs, tramvay, metro ve vapur seferlerinden yararlanabilirsiniz.
Fakat tüm bunlar arasından en pratik seçenek olarak Kabataş-Bağcılar tramvay hattı ön plana çıkıyor. Laleli-Üniversite durağından indikten sonra birkaç dakika yürüyerek camiye ulaşabilirsiniz. Eğer Beyazıt durağından inerseniz, Sahaflar Çarşısı ile Büyük Pazar arasındaki yolu takip edebilirsiniz.