{ad:0} Baharat adası olarak da bilinen Zanzibar adası, Tanzanya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren yedi yerinden biri. Hint Okyanusu’nda yer alan ada, karadan, Dar es Salaam’dan 46 mil mesafede. İç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Tanzanya’ya bağlı tropik bir ada. Zanzibar, tarih boyunca sömürgecilerin uğrak yeri olmuş. Avrupalıların 1498’de, büyük kaşif ve denizci Vasco de Gama ile haberdar olduğu Zanzibar, bundan yüzlerce yıl öncesinden beridir; Arabistan, Çin, Hindistan ve Uzak Doğu ile baharat ticareti yapıyormuş. Konumunun ve ikliminin elverişliliği nedeniyle ticaret yolları için çok uygun bir ikmal ve lojistik merkezi olarak kullanılmış. Vasco de Gama’dan sonra Portekiz, Afrika kıyıları boyunca kurduğu Zanzibar’ın da dahil olduğu ikmal istasyonlarıyla her türlü ticaretini sürdürmüş.
Konumu itibariyle Zanzibar, tarih boyunca sömürgeciler için ideal bir istasyon olmuş. Mısırlı, Hintli, Çinli, Pers, Portekizli, Arap, Hollandalı, İngiliz sömürgeciler adada izlerini bırakmışlar. Nüfusunun çoğunluğu Sunni Müslüman olan adanın başkenti Stone Town – Taş Şehir, Arap, Hint, Avrupa ve Afrika etkilerini taşıyan bir mimariye sahip. Bu mimari anlayışın en önemli ürününü ağaçtan yapılma büyük kapılar oluşturuyor. 500 kadar kaldığı söylenen bu etkileyici kapıların çoğu binanın kendisinden daha eski... Zanzibar'ın Kapıları
Ev sahibinin zenginliğini ve statüsünü göstermek için yapılmış her biri birer sanat eseri olan kapılar, evin içinde oturanların kimler olduğunu, işlerini açıklayan süslemelerle zenginleştirilmiş. Arap mimarisinin etkisi ile inşa edilen şehirde dar sokaklar ve yüksek tavanlı evlerin kapıları, ev sahiplerinin zenginliğini gösterecek şekilde, Hindistan’dan getirilen ağaçlarla yapılmış. Geleneksel olarak yapılan iki kanatlı kapıların sol tarafı erkekler, sağ tarafı kadınlar tarafından kullanılıyor. İran ve Umman kültürünün etkisini gösterdiği dönemlerde dikdörtgen şeklinde yapılan kapılar geometrik desenler ve çiçek motifleri ile süslenmiş. En üstte evin yapıldığı tarih, ailenin işareti ve Kuran’dan bir ayet bulunuyor... Daha küçük olan, Hindistan etkisindeki kapıların süslemelerinde, bolluğun sembolü balık ya da barışın ve bereketin sembolü lotus çiçeği ve sağlığın sembolü olarak da yapraklar kullanılmış. Hint etkisini bu kapıların üst kısımlarının yuvarlatılmış olmasından anlıyoruz... Baharat ve Kölecilik
Farklı ülkelerle ve kültürlerle belki de binlerce yıldır yapılan ticaret, Zanzibar’ı inanılmaz çeşitlilikte lezzetlerle, kokulu meyvelerle, baharatlara zenginleştirmiş. Adanın olmazsa olmazlarından bir diğeri de baharat turu. Çoğunu bilmediğimiz çok çeşitli baharatın yetiştiği rengarenk bahçelerden ve bu bahçelerin bakımıyla ilgilenen yerlilerin oluşturduğu komün hayatı da mutlaka görülmeli... 1800’lerin başlarında adaya getirilen baharat tohumları, iklimi ve verimli toprakları sevince, adanın da kaderi değişmiş ve dünyanın en büyük baharat üreticilerinden biri olmuş. Sıcak ve nemli iklimin baharat üretimi için çok uygun olduğu, ilk Ummanlılar tarafından fark edilmiş. Şifacılar tarafından ilaç yapımında kullanılan baharatlar ve bu baharatlardan elde edilen yağlar, ticari olarak olduğu gibi turistik olarak da hala ekonomilerinde önemli bir yer tutuyor. Karanfili oldum olası çok severim ve ceplerimde de bulundururum, en güzel karanfillerimi 20 yıl önce ziyaret ettiğim Zanzibar’dan aldığımı hatırlıyorum...
Zanzibar aynı zamanda insanlığın en büyük ayıplarından köleciliğin de merkezi olmuş uzun yıllar. Afrika’nın çeşitli yerlerinden yakalanan ve ailelerinden kopartılarak zorla getirilen köleler, Zanzibar’dan köleciliği benimseyen dünyanın her köşesine yollanmış. Sadece 1830 ve 1873 yılları arasında 600 bin esirin, Zanzibar Adası’ndan geçtiğini söylüyorlar. Zavallı kölelerin hapsedildiği zindanlar, bağlandığı demirler insanın içini ürpertiyor ve geçmişimizin utanç verici vahşetini yüzümüze çarpıyor... Tropikal Bir Cennet
Geçmişinin acı dolu tarihinin izlerine rağmen, bugün ince beyaz kumlarıyla uzun kumsallar, palmiyeler, turkuaz rengi muhteşem bir deniz, harika bir iklim, ılık rüzgârlar, mercan adacıkları, rengarenk balıklar, denizci ve balıkçı kültürü ve yüzlerce yıl öncesine ulaşan tarihiyle Zanzibar görülmesi gereken bir yer. Tropikal bir adadan bekleyebileceğiniz her şeye fazlasıyla sahip Zanzibar, böyle bir deneyim yaşamak isteyenlere çok daha ucuza ve Türk turistler için de çok daha kolay ulaşılabilecek şekilde bu fırsatı veriyor... Ay’ın çekim etkisiyle adanın kuzey sahillerinde günde iki kez meydana gelen med cezir olayı, gel-gitler, Evrim’in en ilginç uyumlanmalarından birini gözlemleme fırsatı vermesi açısından, sıra dışı bir deneyim daha yaşatıyor ziyaretçilere. Kıyılardan çekilen okyanus suları ahtapotların, balıkların, kabukluların ve bilumum deniz canlısının kolayca toplanmasını, avlanmasını sağlıyor. Hepsi birer deniz türü olan bu canlıların, deniz dışında da saatlerce yaşayabilmesi, evrimsel biyologların en çok ilgilendiği konulardan birini oluşturuyor...
Sonuç olarak Zanzibar, harika bir tropik tatili daha ekonomik olarak yapmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Tüm kültürlerin beşiği Afrika kültürünü, unutulmaz bir deneyim olan Safari’yle birleştirip, Zanzibar adasıyla da tropikal bir cenneti programınıza alarak harika bir tatil yapabilirsiniz. 20 yıl önce Kilimanjaro’ya tırmandıktan sonra ben öyle yapmıştım ve hala unutamıyorum...