Antalya’nın doğal ve tarihi güzellikleri saymakla bitmez. Gerek doğa ve deniz turizmi gerekse tarihi ve kültürel açıdan her yaştan insana hitap eden bu güzel şehir, her geçen gün daha da gelişiyor. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2020 yılının Patara yılı ilan edilmesiyle Antalya denilince herkes Patara’yı, onun eşsiz kum tepelerini duymaya başladı desek yanlış olmaz.
{ad:0}Bir çölü andıran Patara kum tepeleri, hem sahip olduğu manzara hem de çevresindeki antik kent ve plajıyla unutulmaz bir deneyim sunuyor. Kumların uyandırdığı bilinmezlik hissiyle kum tepelerinde yol alan ziyaretçiler, adeta farklı bir dünyaya giriş yapıyor.Bu dünyayı daha yakından tanımanız için Patara Kum Tepeleri hakkında birçok bilgiyi sizin için araştırdık. Hadi o zaman Patara Kum Tepeleri hakkında sizi şaşırtacak bilgilere beraber bakalım!
Tamamen doğa eliyle oluşan, beyaz lüle taşlarıyla dolu olan Patara kum tepeleri, Patara Plajı’nın sahil şeridinde sonsuzluğa doğru uzanıyor. Bu tepeler kumsalın orta kısımlarında yoğunlaşmış durumda. Çölleri andıran, rüzgarda farklı yönlere yelken açan ve güneşin altında altın rengine dönüşen bu kum tanecikleri, denizin ve tarihin tüm kokularını bir araya getiriyor. Gelemiş Köyü’nün hemen yakınında yer alan Patara; orman, deniz ve çölü bir arada sunan bakir doğasıyla her göreni büyülüyor.
Görenleri kendine hayran bırakan Patara Kum Tepesi nerede? Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan, Gelemiş Köyü'nün hemen yakınında yer alan Patara; orman, deniz ve çölü bir arada sunan bakir doğasıyla her göreni büyülüyor.
Dillere destan güzelliği ile mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alana Patara Kum Tepesi hakkında bilinmesi gerekenlere gelin birlikte bakalım!
Yeşilçam filmleri yıllar geçse de unutulmuyor, nesilden nesile aktarılıyor adeta. Ancak bazı filmlerde yer alan çöl sahnelerinin Patara’da çekilmiş olması, Patara’nın film karalerinde yer almasına olanak sağlamış. Böylece Patara kum tepeleri ününe ün katmış. Pek çok Yeşilçam filmine ev sahipliği yapan Patara, günümüzde de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini üzerine çekmeye devam ediyor.
Patara’nın nefesleri kesen kumlarında safari turu yapabileceğinizi biliyor muydunuz? Üstelik bu turlar hem at hem de deveyle yapılabiliyor. Kumlarda yürümenin ve tozu dumana katmanın keyfi bir başka olsa da atlı ve develi safari turlarını da listenize almayı düşünebilirsiniz. Özellikle gün batımında yapılan bu safari turları unutulmaz anlara şahit olmanızı sağlıyor.
Çöl denilince akla ilk olarak safari turları, sonrasında da tabii ki muhteşem gün batımları geliyor. Bu bir tesadüf değil; her ne kadar Patara bir çöl olmasa da, sahip olduğu kum tepeleriyle bu hissiyatı ziyaretçilerine fazlasıyla veriyor. Kum tepelerinin üzerinde yavaş yavaş batan güneş, hafiften esen rüzgâr ve kararmaya yüz tutan gökyüzü, gün batımının yaydığı mutluluk duygusuna ortak oluyor. Patara Kum Tepesi gün batımına karşı kaldırılan kadehler, Patara'yı vazgeçilmez kılıyor.
Patara kum tepelerinin yakınında yer alan ve Türkiye’nin en güzel plajları arasında gösterilen Patara Plajı, aynı zamanda 12 kilometreyi bulan uzunluğuyla ülkemizin en uzun plajı ünvanına sahip. Bu plajı önemli kılan bir diğer özelliği ise plajın Caretta Caretta’lara ev sahipliği yapması. Patara Plajı, Caretta Caretta’ların yumurtlama alanı ve bu yüzden de sabah 08.00 ila akşam 19.00 saatleri dışında plaj ziyarete kapatılıyor. Böylece bu güzel hayvanların yaşam alanları da korunmuş oluyor. Plajda sadece bir işletme var ve işletme dışında bu plaja herhangi bir şemsiye, şezlong konulması yasak. Doğaya zarar verebilecek aktivitelere plaj ve çevresinde izin verilmiyor. Denizi dalgalı ve oldukça sığ olan Patara’da kızgın kumlardan sonra keyif yapabilirsiniz.
Patara kum tepeleri ve Patara Plajı’nın bir diğer komşusu olan Patara Antik Kenti, Likya Birliği’nin Helenistik Dönem başkenti ve aynı zamanda en önemli şehirlerinden biri olma özelliğine sahip. Tarihi milattan önceki yıllara dayanan bu antik kent Fethiye ve Kalkan arasında, Xanthos Vadisi’nin güneybatı ucunda yer alıyor. Kazı çalışmaları hala devam eden antik kentte tiyatro, meclis binası, zafer takı, hamam gibi pek çok yapı yer alıyor. Buradaki meclis binası, dünyada ayakta kalan ilk meclis binası olarak biliniyor. Patara’nın aynı zamanda Noel Baba olarak bilinen Saint Nicolas’ın da doğduğu yer olduğu söyleniyor.Ziyaret etmeden dönmemenizi öneririz.
Patara Kum Tepesi’ne nasıl gidilir derseniz, Patara Antik Kenti, Patara Plajı ve Patara Kum Tepeleri Fethiye ve Kalkan arasında, Kaş ilçesine bağlı Gelemiş Köyü yakınında yer alıyor. Patara için Dalaman Havalimanı'nı kullanabilirsiniz. Buradan transfer ile Kaş otogara gidebilirsiniz. Kaş otogardan Patara'ya minibüsler kalkıyor. Yok biz Muğla güzergahında kıyıdan kendi aracımız ile gelelim diyorsanız, Fethiye’ye ulaştıktan sonra Fethiye ile Kalkan arasında kalan Patara Kum tepelerine rahatça ulaşabilirsiniz. Antalya üzerinden buraya gelmek isterseniz de Antalya Patara arası yaklaşık olarak 3 saat sürüyor. D330 kara yolunu kullanarak ya da Kemer, Kumluca, Finike, Demre ve Kaş ilçelerinin sahilden giden yolunu takip ederek de Patara'ya ulaşabilirsiniz.
Patara Kum Tepesi için giriş ücreti mevcut. Antik kent için ödediğiniz ücret plaj için de geçerli oluyor. Patara kum tepesi giriş ücreti 2024 için 250 TL civarında fakat Müzekart geçerli.
Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi web sitesine göre, açılış saati 08.00, kapanış saati 20.00 ve gişe kapanış saat 19.30 şeklindedir. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz gibi Patara Plajı’nın Caretta Caretta'ların yumurtlama alanı olduğu için giriş ve çıkış saatlerine özen gösterilmesi gerektiğini tekrar belirtmek isteriz.
Patara plajına giriş ücretli mi? Antik Kent girişi için verdiğiniz ücret Patara Plajı için de geçerli oluyor. Ayrıca müze kartınız varsa hem antik kent hemde plaj için kullanabilirsiniz. Plajda şemsiye ve şezlong kiralamak isterseniz ikili şemsiye ve şezlong 100 TL’e kiralayabilirsiniz.
Akdeniz’in samimi sıcaklığı, güneşin ısıttığı masmavi bir deniz ve upuzun bir kumsal... Hayal kurması, bu mutlu anları düşünmesi bile insanı heyecanlandırıyor. Patara’ya kış mevsimi hariç her mevsim gidebilirsiniz. Nisan-Kasım ayları arasında su sıcaklığı denize girmeye müsait. Kum tepelerinde doya doya fotoğraf çekmek, Patara’nın dalgalı sularına kendinizi bırakmak ve bir yandan da antik kent sayesinde eski çağlara ışınlanmak, bu rotanın unutulmaz anılara gebe olduğunu hafızalarınıza kazıyacak, bundan emin olabilirsiniz.
İlkbahar, sonbahar ya da yaz aylarında yolunuz Patara’ya düştüğünde önce antik kenti gezip, sonrasında kumlarda sonsuzluğa doğru uzanan bir yolculuk yapabilirsiniz. Akabinde de kendinizi Patara’nın serin sularına bırakıp, anı yaşayabilirsiniz. Gün batımı, denizin tuzlu tadı, antik kentin tarihi dokusu ve kum tepelerinin uyandırdığı heyecanı burada iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Hatta şanslıysanız Caretta Caretta’ları bile görebilirsiniz.