Dağ esintisiyle serinlemek, göl kenarında dinlenmek, yeşil patikalarda kuş sesleri dinleyerek yürümek için nereye gidebilirim diyenler, bu yazımız size gelsin! Marmara Bölgesi’nin mavi – yeşil cenneti Sapanca sizi şehir yaşamının kaosundan, korna sesli caddelerin stresli atmosferinden çekip alıyor ve doğayla aşk yaşamaya çağırıyor.
{ad:0}Tarihi M.Ö. 12. Yüzyıla, Frigyalılar dönemine kadar uzanan Sapanca’da Bizans ve Osmanlı döneminden eserler de görebiliyorsunuz. Ama ilçenin yakın şehirlerin hafta sonu ve tatil rotası olmasındaki esas sebep doğasının güzelliği. Sakarya’nın bu ilçesi yaylaları, kanyonları ve elbette ki meşhur Sapanca Gölü ile huzurun da dizinin dibi. Sapanca Gölü’nün sunduğu aktiviteler, aile ve balayı tatilleri başta olmak üzere her tatili özel ve anlamlı kılıyor.
TEM otoyolunun sağladığı ulaşım kolaylığıyla Sapanca büyükşehirlere oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Şehirlerarası otobüsler, Pendik Yüksek Hızlı Tren Garı’ndan kalkan trenler ve özel araçlarla rahat bir ulaşım ağı olan Sapanca’ya araç kiralayarak da gidebiliyorsunuz. İlçede konaklayacaksanız, konaklamanızı sadece uyuyup uyanacağınız bir oda olmaktan çok daha öteye taşıyan ve birçok imkan sunan Sapanca otellerinden ya da Sapanca villalarından biri de tam size göre.
Dere kenarlarındaki Sapanca kahvaltı mekanları ve balık restoranlarıyla lezzet tutkunlarına da hitap eden Sapanca’da göl aktivitelerinin yanı sıra yeryüzünün mavisini – yeşilini yükseklerden göreceğiniz bir Sapanca teleferik gezisine de çıkabilirsiniz. Sürprizlerle dolu ilçeyi görmek için kendinize vakit ayırın ve ‘iyi ki gitmişim’ diyeceğiniz tatillerden birini yapmak için geç kalmayın diyoruz.
{search:sapanca-otelleri,Sapanca Otelleri}
Sapanca’ya gitmek için en doğru zaman, sizin en yorulduğunuz, dinlenmeye en ihtiyaç duyduğunuz zamanlar aslında. Ama göl kenarında keyifle yürümek ve doğanın uyandığı ya da uykuya dalmak için hazırlandığı zamanları tam da gezme havası olarak tabir edebiliriz. Akdeniz iklimi ile Karadeniz ikliminin bir karışımı olan Sapanca iklimi yazları sıcak ve nemli, kışları ise yağışlı ve tıpkı Karadeniz iklimi gibi. Güneşli gün sayısının bulutlu gün sayısından fazla olması bölge toprağını da verimli kılıyor. Bu yüzden bahar aylarında gittiğinizde güler yüzlü, yemyeşil bir tabiatla karşılaşıyor, kış günlerinde de bembeyaz kar manzaraları izleyebiliyorsunuz. Sapanca’da bir yaz tatili planlıyorsanız havuzlu Sapanca villaları arasından seçimler yapabilir, doğanın güzelliğine Akdeniz konforunu da ekleyebilirsiniz.
Sapanca’da gezilecek yerler arasında en baskın olanlar doğayla haşır olacağınız rotalar. Eğer özel araçla geliyorsanız Sapanca’dan kısa sürüşlerle ulaşabileceğiniz komşu şehirleri de gezi planınıza katabilirsiniz. Size sunacağımız Sapanca gezilecek yerleri merkez - merkeze yakın ve Sapanca’ya yakın rotalar olmak üzere iki farklı kategoriye ayırdık. Zaman planlaması yaparken en çok görmek istedikleriniz seçip kendinize uygun bir rota da belirleyebilirsiniz. Şimdiden iyi bir Sapanca tatili diliyoruz.
Sakarya’dan Kocaeli sınırlarına taşan Sapanca Gölü 296 kilometrelik bir alan kaplıyor. Çevresinde ise oteller, restoranlar, bungalovlar, yürüyüş parkurları, çam ormanları ve mesire alanları bulunuyor. Göl üzerindeki kuş türleri ve gölün sakin halleri fotoğraflamak için en renkli fonlardan birini oluştururken, durgun suyun üzerinde kanoyla gezmeye de doyum olmuyor. Mevsim müsaitse göl kıyısındaki Uzunkum Plajı’nda dalgasız bir denizde yüzer gibi uzun kulaçlar atabiliyorsunuz. Sapanca Gölü’nün ortalama derinliği ise yaklaşık 36 metre.
Sapanca Gölü’ne gitmek için Sakarya Otogarı’ndan saat başı kalkan otobüslere binebilirsiniz.
Sapanca Gölü günübirlik doğa rotaları için oldukça uygun bir seçim. Göl kıyısında bir kahvaltı ya da balık ziyafetiyle gölün duru manzarası birleşince ortaya şahane bir anı çıkıyor. Gölün çevresi bisikletle gezmek için de oldukça ideal. Bu arada kıyı bölgesinde balayı gibi özel tatiller için donatılmış onlarca Sapanca villası ve Sapanca otelleri de sizi bekliyor.
Uzunkum Parkı yazın plajından da faydalanabileceğiniz ormanlık bir alan. 2,5 kilometrelik bir alana yayılan yemyeşil çam ormanlarıyla bir huzur mabedi olan parkın bir bölümü de çocuk oyun parkları, spor sahaları ve tahta masalarla dinlenme alanına dönüştürülmüş. Parkın plajı ise windsurf, jetski, kano, yelken ve deniz bisikleti gibi su sporlarıyla çok hareketli. Park etrafındaki balık restoranlarında nefis göl balıklarını tadabiliyor, isterseniz buradaki göl manzaralı otellerde de konaklayabiliyorsunuz.
Sapanca’nın merkezine sadece 1,5 km uzaklıktaki Uzunkum Parkı’na yürüyerek gitmek istemezseniz minibüslerle ya da taksilerle ulaşabilirsiniz. Aracınızla geliyorsanız parkın büyük bir otoparkı da var.
Sapanca Gölü kıyısındaki plaj balık çeşidi açısından çok zengin. Sapanca’da bir yaz misafiriyseniz çocuklarınızla, dostlarınızla bu plajda keyifli vakitler geçirebilirsiniz.
Sapanca’nın cıvıl cıvıl yerleri arasında Kırkpınar da var. 17. yüzyılda Kafkasya’dan göçen aileler tarafından kurulan Kırkpınar, adını da çok sayıdaki pınarlarından ve kırk sayısının uğurlu anılmasından alıyor. Uzun ve yemyeşil sahil şeridi, gölün muhteşem manzarası ve adeta bir gastronomi şöleni sunan restoran – kafeleriyle madem Sapanca’ya geldiniz, Kırkpınar’ı da görün diyoruz. Burası Sapanca merkeze de çok yakın, sadece 5 km mesafede. Gerek çeşit çeşit endemik bitkisiyle yeşilin huzurunu tattıran botanik parkı, gerekse göl kenarındaki su sporu aktiviteleriyle Kırkpınar her anınıza keyif katıyor. Kırkpınar’ı bir hafta sonu rotasına koyabilir, şık bungalov ve otellerinde tatilin tadını çıkarabilirsiniz.
Sapanca merkezden bineceğiniz minibüslerle Kırkpınar’a 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz.
Kırkpınar Çerkes mutfağını en güzel temsil eden yerlerden biri. Küçük restoranlarının çoğu aile işletmesi ve yemekler de geçmiş nesillerden edinilen tariflere göre hazırlanıyor. Kırkpınar’ın en hareketli yeri olan Bağdat Caddesi’nde sağlı sollu dizili restoranlarda bu lezzetleri tadabiliyorsunuz. Ayrıca Sapanca bölgesindeki en güzel evleri de bu cadde üzerinde görüyorsunuz.
Sapanca’nın 5 km ötesinde sizi yabancı iklimlerde yetişen envai çeşit çiçek ve bitkiye karşılayan özenli peyzajıyla içinizi ferahlatan bir doğa alanı olduğunu biliyor muydunuz? Kırkpınar Botanik Parkı dünyanın birçok yerinden getirilen tohumlarla üretilen bahçesiyle Sapanca’nın bir doğa şehri olduğunu tescilliyor. Botanik parkı sadece seyir teraslarından ibaret değil, yürüyüş parkurları ve kır kahveleriyle gününüze tatlı bir dinlence de katıyor.
Kırkpınar’a Sapanca merkezden bineceğiniz minibüslerle 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Botanik Parkı da Kırkpınar’da, Bağdat Caddesi üzerinde Soğuksu Mahallesi’nde konumlanıyor.
2013 yılında açılan Kırkpınar Botanik Parkı’nı haftanın her günü 09:00 – 20:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz. Parkta bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir restoran da bulunuyor.
Sakinlik, dinginlik ve nefis bir göl manzarası. Serdivan Gölpark Sapanca Gölü kıyısındaki konumuyla size tüm bunları sunarken, kafeteryası ve aktivite – spor alanlarıyla da gününüzü komple huzurla donatıyor. Merdivenli bir girişi olan parkta çocuklarınızı onlar için tasarlanmış parkta oynatabiliyor, piknik yapabiliyor, romantik iskelesinde planladığınız o evlilik teklifini edebiliyorsunuz. Restorandaki kahvaltı sunumları ise bölgedeki mandıralardan alınan ürünlerle hazırlanıyor ve göl manzarasına nazır servis ediliyor. Parkın yürüyüş parkuru size günlük 10.000 adım attıracak kadar uzun, tam 8,5 kilometre. Serdivan Gölpark’ta ara ara konser gibi sanat etkinlikleri de düzenleniyor. Mevsim yazsa parkta göle girip yüzmek de mümkün.
Park D100 karayoluna yakın konumda. Özel aracınızla tabelaları takip ederek kolayca ulaşabileceğiniz Serdivan Park’a toplu taşımayla gelmek isterseniz 14M, 15B ve 15 no’lu belediye otobüslerini kullanabilirsiniz.
Parkın iki girişi bulunuyor. İsterseniz aracınızı yukarıya park edip merdivenle kıyıya inebiliyor, ya da aracınızla aşağıya doğru ilerleyebiliyorsunuz. Parka giriş ve otoparkta ücret ödenmiyor.
Sapanca Tren İstasyonu’nu ülkemizdeki diğer tren istasyonlarından farklı kılan şey 1890’dan beri güzelliği hiç bozulmayan, hiç yaşlanmayan ve halkla gönül bağını koruyan mimarisi. Sapanca Tren İstasyonu binası Sultan II. Abdülhamit zamanında inşa edilmiş olup, mimarlığını da bir Fransız yapmış. İlçede ilk tren 2 Temmuz 1890 tarihinde durmuş.
Sapanca Tren İstasyonu’nun tarihi binası Sapanca ilçe merkezine 2 kilometre mesafede. Toplu taşıma ve taksilerle ulaşabileceğiniz gibi yürüyerek de gidebilirsiniz.
Adapazarı ile İstanbul arasındaki tren rayları arasında ara durak olan Sapanca Tren Garı 1986 yılında Kartal Tibet’in yönettiği, Şener Şen’in ‘Mesudiyeli Mesut’ rolünde oynadığı ‘Milyarder’ filminin geçtiği yer. Filmde Milli Piyango’nun büyük ikramiyesini kazanan bir memurun hikayesi anlatılıyor.
Rüstempaşa Camii Sapanca’da tarih turu denildiğinde akla gelen ilk rota. Kanuni Sultan Süleyman döneminin sadrazamlarından Rüstem Paşa tarafından yaptırılan caminin mimarı Osmanlı döneminin ünlü ismi Mimar Sinan, yapım yılı ise 1550 – 1560 tarihleri arası. Kervansaray, imaret ve hamam bölümleri eklentisiyle bir külliye olarak inşa edilen bu yapıdan günümüze sadece cami kalmış. Cami de gel zaman git zaman depremlerle yıkıldığı ve yeniden yapılırken değişikliklere uğradığı için orijinalliğini kaybetmiş. 750 metrekarelik bir alanda 250 metrekarelik bir ibadet alanı sunan cami diğer camilerle kıyaslandığında oldukça küçük ama oldukça kalabalık bir cemaati de ağırlayabiliyor.
Sahile yakın konumlanan camiyi uzaktan bile görebileceğiniz kızıl minaresinden hemen tanıyabiliyorsunuz. Restore edildikten sonra 2019 yılında ibadete açılan cami şehir merkezine 17 km uzaklıkta ve belediye otobüsleri ve dolmuşlarla da ulaşım mümkün.
Camiye namaz vaktinde giriyorsanız cemaatin dikkatini dağıtmamak adına sessiz olmanız, kadın ziyaretçiyseniz başörtü ya da şalla başınızı örtmeniz, şortla camiye girmemeniz ve girişte ayakkabılarınızı çıkarmak istemiyorsanız yanınızda galoş bulundurmanız gerekiyor.
Detaylı bilgi için: Sapanca Rüstempaşa Camii
Sapanca’da görülmesi gereken tarihi yapıtlardan olan Vecihi Kapısı’nı Mimar Sinan’ın yaptığı düşünülüyor. 700 yıl önce inşa edilen kapı İpek Yolu üzerinde konumlanıyor. Vecihi Kapısı 1905 yılında aslı gibi yenilenmiş ve o günden bu yana da muhteşem kemerli taş mimarisiyle Mimar Sinan ustalığını yad ettiriyor.
Vecihi kapısı Sapanca’nın merkezine 17 km mesafede ve Ünlüce Caddesi’ndeki Kemer Mezarlığı’nın girişinde. Tarihi esere şehir içinden kalkan otobüs ve dolmuşlarla kolay ulaşabiliyorsunuz.
Vecihi Kapısı’nın üst kısmı tuğla ile, alt kısmı da büyük taşlarla inşa edilmiş. Kapının kitabesinde 1321 yılında Yanyalı Vecihi Orhon tarafından yaptırıldığı yazıyor.
Sapanca Hükümet Binası’nın önünden geçerken göreceğiniz 4 Bizans Lahdi ile gizemli bir tarih yolculuğuna çıkıyorsunuz. Lahitlerin ikisi 1976 senesinde İlmiye Köyü civarında, ikisi de 1987’de TEM otoyolu yapılırken bulunmuş. Sapanca’nın köklü geçmişini simgeleyen lahitlerin fotoğrafını çekmek için Hükümet Binası’na uğramaya değer.
Bizans Lahitleri Sapanca’nın merkezine 1,5 km uzaklıkta. Dolayısıyla yürüyerek ya da taksi – dolmuşlarla ulaşım da kolay. İlçeye yapacağınız ziyarette lahitleri görmek için bir yol molası verebilir, fotoğraf çektikten sonra yaylalar ya da göl rotasıyla gezinize devam edebilirsiniz. Lahitleri günün her saatinde ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Sapanca’da tarihi yapı niteliği de taşıyan Rahime Sultan Camii’nin içi ahşap oymaları, şaşalı avizeleri ve Kuran ayetlerinin olduğu duvar işlemeleriyle eski ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş. 1892 yılında Sultan Abdülmecid’in eşi Rahime Sultan adına yaptırdığı cami, Osmanlı mimarisi dışında farklı mimari ögeleriyle de dikkat çekiyor. Sultan Abdülmecid’in tuğrasının da olduğu ön cephe kemerli pencereleri mimariye farklı bir güzellik katarken, 1999 Marmara depreminde yıkılan minaresinin yerine yapılan yeni minaresi de eskiyle yeninin arasındaki farkı hemen belli ediyor. Yapının sol yanında da eski bir mezarlık bulunuyor.
Sapanca’nın Uzunkum Köyü’nde konumlanan Rahime Sultan Camii’nin Sapanca’ya uzaklığı 12 kilometre. Şehir içi ulaşım araçlarıyla kolaylıkla ulaşabileceğiniz cami Uzunkum Köyü İlköğretim Okulu’nun da hemen arkasında yer alıyor.
Camide namaz kılabilir, içine girip fotoğraf çekebilirsiniz. Fotoğraf için yapacağınız iç mekan ziyaretine kadınsanız başörtüsüyle girmeniz, ayakkabılarınızı çıkarmak istemezseniz yanınızda galoş bulundurmanız gerekiyor.
Detaylı bilgi için: Rahime Sultan Camii
Osmanlı vezirlerinden Hasan Fehmi Paşa tarafından 1887 yılında yaptırılan camii Sakarya’ya yapılan kültür gezilerinin de rotasında. Tuğla – taş – ahşap malzeme ile yapılan Hasan Fehmi Paşa Camii iki katlı ve yapılan restorasyonla günümüzde de hala hizmet vermeye devam ediyor. Yapının en çok da içindeki çini işlemeleri ile oyma ahşap işlerini sevecek, asırlardır biriktirdiği uhreviyatı içinizde hissedeceksiniz.
Sapanca’ya 3 km mesafedeki Mahmudiye Köyü’nde konumlanan caminin Sakarya il merkezine uzaklığı 23 km. Aracınız yoksa Sapanca’nın merkezinden köy dolmuşlarına binerek camiye ulaşabilirsiniz. Camiyi her mevsim gezebilirsiniz.
Camiye yapacağınız fotoğraf ziyaretlerinde içeride cemaat varsa sessiz olmanız, kadınsanız başörtü takmanız ve ayakkabılarınızı çıkarmak istemezseniz çantanızda galoş bulundurmanız mabede saygı açısından önemli.
Sapanca’nın tarihi hazineleri arasında, Rüstempaşa Camii’nden sonra en eski cami olan Cami-i Cedid Camii minare kaidesindeki kitabeye göre 1755 yılında yapılmış. 1755 yılı Sultan I. Mahmud’un vefat ettiği ve yerine de Sultan III. Osman’ın tahta geçtiği yıl. Caminin inşası da bu değişimi simgeliyor. Temeli, taş yapısı kagir olan cami, içindeki bitki motifli işlemeler, vitraylar ve ahşap pencereli sade haliyle oldukça zarif. Bahçesindeki şadırvan ise hala orijinalliğini koruyor.
Cami Sapanca ilçe merkezinde, Rüstem Paşa Mahallesi’nde ve yürüyerek de gidebiliyorsunuz.
Cami Sapanca’nın yöresel ürünler satan çarşısının içinde. Cami ziyaretinizde içeride fotoğraf çekmek isterseniz ayaklarınıza geçireceğiniz bir galoş bulundurmanız, kadınsanız başörtü takmanız ve sessiz olmanız gerekiyor.
Sapanca’nın merkezinden göle doğru giderken biraz alışveriş yapmaya ne dersiniz? İlçenin sahil bandında konumlanan Sapanca Sanat Sokağı onlarca belediyenin yarıştığı bir yarışmada ödül almış bir proje. Kültürel objeler, hediyelik eşyalar ve yöre insanın ürettiği ürünlerle renkli bir seyir sunan sokakta onlarca stant bulunuyor. Açık hava çarşısı olarak uzunlamasına dizilen bu stantlarda size Sapanca’yı hatırlatacak ve sevdiklerinize hediye olacak birçok şey bulabiliyorsunuz. Burada sergiler ve içinde bol eğlence olan aktiviteler de düzenleniyor.
Sanat Sokağı Sapanca gezilecek yerler rotasında, sahil bandında karşılıyor sizi. İlçenin Özkum Sokağı’na girdiğinizde çarşının başına gelmiş oluyorsunuz.
Sapanca’da çok eskilere gidelim. Hatta Osmanlı’dan da eskilere, Erken Bizans Dönemi’nin en şaşalı günlerine. Justinianus Köprüsü işte o zamanlarda, M.S. 558 - 560 yıllarında Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılmış. Sapanca göl sularını Sakarya Nehri ile buluşturan Melas Çayı (Çark Deresi) üzerinde yükselen köprü 365 metre uzunluğunda ve 9,85 metre genişliğinde. Yapının 12 kemeri arasından o tarihten bu yana çok sular akmış. Köprü Anadolu’nun en anıtsal Bizans yapılarından olup, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirasları Geçici Listesi’ne alınmış.
Sapanca’nın şehir merkezine 8 km mesafedeki Justinianus Köprüsü’ne toplu taşıma ve özel aracınızla ulaşabilirsiniz. Ayrıca Sakarya Otogarı’ndan kalkan dolmuşların bazıları da köprünün yakınından geçiyor.
Justinianus Köprüsü neredeyse Ayasofya ile yaşıt. Osmanlı ticaret yollarına biraz uzak kaldığı için geç fark edilen köprünün o zamandan bu zamana kadar birçok depreme rağmen sağlam kalabilmesi de aslında mucize. Bazı tarihçilere göre köprü bir kanal projesinin parçası olarak yapılmış. Fakat devrin yöneticisinin ölmesiyle proje de yarım kalmış.
Kocaeli’nin Kartepe ilçesi sınırlarındaki bu şirin belde dere kenarında bir tahta masada kahvaltı etmek ve en tazesinden alabalık yemek için favori adres. Maşukiye’de hafta içi sakin geçiyor, hafta sonları da Bursa ve İstanbul başta olmak üzere yakın şehirlerden gelenlerle dolup taşıyor. Beldedeki Maşukiye Şelalesi hem şırıl şırıl sesi hem de görüntüsüyle içinizi açarken, daha detaylı bir belde turu için ATV safarilerine de katılabiliyorsunuz.
Maşukiye Sapanca’nın merkezine 11 km mesafede. Sapanca’dan kalkan minibüslerle 15 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Maşukiye’ye Kocaeli Belediyesi’nin 265 no’lu otobüsüyle de gidebiliyorsunuz.
Maşukiye Köyü’nü 1860’larda Kafkas – Rus Savaşı sonrası buraya gelen Çerkesler kurmuş. Köy adını da aşık anlamına gelen ‘Maşuk’ tan alıyor. Kartepe eteklerindeki beldenin havası da tertemiz.
Detaylı bilgi için: Maşukiye hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şırıl şırıl dereleri ve dereleri gölgeleyen ağaçlarıyla Maşukiye tam bir dinlence yeri. Şehir hayatının stresini temizleyen etkisiyle hafta sonu rotalarının en popülerlerinden olan Maşukiye’de dere etrafına dizili balıkçılarda şahane sofralar sizi bekliyor. Bu sofralardaki balıklar ise Alabalık Vadisi’nden tutuluyor. Tabii sofraların tek lezzeti sudan çıkar çıkmaz pişirilen balıklar da değil, yöresel mezeler de bu sofraların en güzel renklerinden. Alabalık Vadisi’nde yiyeceklerinizi kendiniz getirerek piknik yapabiliyor, kır bahçelerinde de oturabiliyorsunuz.
Sapanca’nın merkezine 11 km uzaklıktaki Maşukiye’ye Sapanca merkezden kalkan minibüslerle 15 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Toplu taşıma kullanacaksanız Kocaeli Belediyesi’nin 265 no’lu otobüsüne de binebiliyorsunuz.
Sapanca’da doğayla buluşabileceğiniz, gölü seyredebileceğiniz, çocuklarınızla oynayıp piknik yapabileceğiniz Gölbaşı Piknik Alanı Arifiye ilçesi sınırlarında ve gölün doğu kanadında konumlanıyor. Bodur çamların peyzajıyla süslenen ve eğlence – dinlence – aktivite açısından tüm ihtiyaçlarınızı karşılayan parkta bisikletle de gezebiliyorsunuz. Gölbaşı Piknik Alanı’nın sizde bırakacağı en özel anı ise göl üzerindeki günbatımı. İsterseniz çadırınızı kurup kamp yapabiliyor, çevresindeki patikalarda yürüyüş yapabiliyorsunuz.
Gölbaşı’na Sapanca’nın merkezinden yürüyerek 15 dakikada ulaşabiliyorsunuz.
Gölbaşı Piknik Alanı doğal bir orman alanı değil, peyzajla yeşillendirilmiş ve çocuk parkları, spor alanları için yerler ayrılmış. Yazın sıcak günlerinde gölge yaratmayan bodur çamlarla bezeli Gölbaşı’nı gezmek için bahar ayları bizce daha uygun.
Çocuklu bir tatile çıktıysanız ve çocuklarınızda bu tatilden keyif alsın istiyorsanız onları Ormanya Doğal Yaşam Parkı’nın büyülü dünyasıyla tanıştırın. Avrupa’nın en büyük yaşam parkı unvanına sahip Ormanya 2 bin dönümlük bir alanı kaplıyor. Bu alanda neler yok ki; bisiklet ve yürüyüş parkurları, kuş gözlem kuleleri, Yaban Hayatı Rehabilite Merkezi, kamp alanları, piknik alanları, 78 tür hayvanın yaşadığı hayvanat bahçesi ve minikleri çok eğlendirecek Hobbit evleriyle burada bol bol eğlence var.
Ormanya Doğal Yaşam Parkı Sakarya ile Kocaeli arasındaki D100 Karayolu üzerinde konumlanıyor. Özel aracınızla kolayca ulaşabileceğiniz bu doğal yaşam alanına toplu taşımayla gitmeyi tercih ederseniz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Seka Tüneli Batı Terminali’nden kalkan 287 ve 281 no’lu Eşme – Uzuntarla otobüslerine binebilirsiniz.
Sapanca’ya ortalama 6 km mesafedeki bu gizli cennette gezinen tavus kuşları ve geyiklerle çocuklarınız da doğal hayatla tanışabiliyor, masal şatolarında, mantar evlerde oynayabiliyor. Ormanya’da çadır kurabilir isterseniz karavanınızla da girebilirsiniz. Bu doğal alanın en güzel yerlerinden biri de Sapanca Gölü’nün eşsiz manzarasını izleyebileceğiniz seyir terasları.
Detaylı bilgi için: Ormanya Doğal Yaşam Parkı
Serdivan’da konumlanan Paraşüt Tepe, adını da sürekli buradan havalanan paraşütlerden alıyor. Sapanca’nın 20 km uzağındaki tepe deniz seviyesinden 220 metre yüksekte olup, Sapanca’ya da 20 km uzaklıkta bulunuyor. Ormanlarla, Sapanca Gölü ve çizgi gibi kıvrılan patikalarıyla muhteşem bir yeryüzü manzarası sunan paraşüt keyfi 15 – 20 dakika sürse de gerçekten de denemeye değer. Üstelik havalanmak için tecrübeli olmanıza, eğitim almanıza da gerek yok. Çünkü uçuşlarda size deneyimli THK Tandem pilotları eşlik ediyor. Paraşüt Tepe’de uçuş fiyatına havada yapacağınız video çekimleri de dahil.
Serdivan, yamaç paraşütü için turlar düzenleniyor. İsterseniz uzman firmalarla görüşüp, firmaların servisleriyle tepeye çıkabilirsiniz. Özel aracınızla geliyorsanız tepeye çıkan asfalt yol sizi zorlamıyor.
Paraşüt Tepe’de her yıl temmuz ayında ‘Yamaç Paraşütü Festivali’ düzenleniyor. Uçmasanız bile doğanın güzelliğini izlemek ve fotoğraf çekmek için de tepeye çıkabilirsiniz. Tepede bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir tesis bulunmuyor. Bu yüzden hazırlıklı gitmenizi öneriyoruz.
Hem Kocaeli hem de Sapanca’da gezilecek yerler listesinde ilk sıralarda yer alan Maşukiye’de görmeniz gereken en özel noktalardan biri de Aygır Deresi. Kartepe’nin zirvesinden doğup Sapanca Gölü’ne dökülen Aygır Deresi’nin çevresinde yürüyebilir, bu yürüyüş sonrasında nefis bir alabalık sofrasına oturabilirsiniz. Aygır Deresi, Maşukiye Deresi olarak da biliniyor ve dağdan göle yaptığı yolculuk da yaklaşık 11 km sürüyor.
Aygır Deresi’ne özel araçla geliyorsanız önce Kartepe’ye gelip sonrasında da tabelaları takip etmeniz gerekiyor.
Aygır Deresi hem rahatlatıcı hem de eğlendirici aktiviteleriyle sıcak mevsimlerin vazgeçilmezi. Derelerde yüzmek, kanoyla gezmek, kıyısında yürümek, bisiklete binmek hatta matını serip meditasyon yapmak… Su sesi ve yemyeşil doğa insanı her şekilde mutlu ediyor.
Detaylı bilgi için: Maşukiye Aygır Deresi
{search:sapanca-bungalovlari,Sapanca Bungalovları}
Sapanca’nın bir yanı bahar bahçe, diğer yanı da bembeyaz bir cennet. Tabii ki Kartepe’den bahsediyoruz. Yazın güneş altında yakamozlanan dupduru bir gölle huzur veren Sapanca, kışın da 42 kilometrelik uzun pistleriyle amatör – profesyonel fark etmeksizin kayak sever herkesi kar sporlarıyla buluşturuyor. Kartepe Marmara Bölgesi’nin en yüksek dağlarından biri olup, deniz seviyesinden yaklaşık 1.600 metre yükseklikte konumlanıyor. Kartepe Kayak Merkezi’nde isterseniz kayak dersleri alabiliyor, kayak kıyafetlerinizi de buradan kiralayabiliyorsunuz.
Kartepe Kayak Merkezi Sapanca’nın merkezine 25 km mesafede. Kış aylarında gelecekseniz ve Kartepe otellerinden birinde rezervasyonunuz varsa otellerin servisleriyle ulaşım mümkün. Günübirlik bir Kartepe gezisi için de merkezden bineceğiniz minibüslerle de 40 – 45 dakikada dağa çıkabiliyorsunuz.
Kartepe Kayak Merkezi kışın sömestr tatillerinde ve hafta sonlarında İstanbul ile diğer büyük şehirlerden gelenlerce dolup taşıyor. Bu yüzden günübirlik gezilerinizde önerimiz daha sakin bir ortam bulacağınız hafta içi günlerini seçmeniz.
Detaylı bilgi için: Kartepe Kayak Merkezi
Sapanca’nın güzelim doğasının en yakın tanıklarından olan Akyazı ilçe merkezine 35 km uzaklıkta. Bölgenin en yoğun aktivitesi tarım ama Akyazı’nın gelen ziyaretçileri en ilgilendiren yönü termal kaplıcalara sahip olması. Kuzuluk Kaplıcaları ile her mevsim ziyaretçi çeken Akyazı’da şifalı sularla hem sağlık hem de huzur tatili yapabilirsiniz. Akyazı ayrıca Sülüklü Göl, Davlumbaz Yaylası, Keremali Yaylası, Asar Tepe gibi özel noktalarıyla günübirlik bir keşfe değer.
Akyazı’ya Sakarya şehir merkezinden özel araçla yaklaşık yarım saatte ulaşabiliyorsunuz. Eğer otobüsle gitmeyi tercih edecekseniz şehir otogarından her yarım saatte bir hareket eden Akyazı dolmuşlarına binebilirsiniz.
Akyazı’daki ağaçların yaprak dökmeyen cinsten olduğunu ve bu sayede yaz – kış hep yeşil kaldığını biliyor muydunuz? Adını ise üzerinde bulunduğu Akova’dan alıyor. Akyazı’da kaya tırmanışı, dağ bisikleti gibi ekstrem sporların yanında kamp da yapabiliyorsunuz.
Marmara Bölgesi’nin şifalı su merkezlerinden olan Kuzuluk Kaplıcaları Sapanca rotasının vazgeçilmez adresi. Sakarya’nın Akyazı ilçesinin Kuzuluk beldesinde bulunan kaplıcaya şehir merkezinden araçla yarım saatte gidebiliyorsunuz. Sıcaklığı 80 dereceyi bulan kaplıcalar romatizmal hastalıklardan kalp - cilt sorunlarına, kadın hastalıklarından üst solunum yolları rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığa iyi geliyor. Kaplıcalar bölgesinde konaklayacağınız otel ve pansiyonların banyolarında da sağlık küründen faydalanabiliyorsunuz.
Sapanca’dan bineceğiniz Akyazı ve Kuzuluk minibüsleriyle kaplıcalara ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Kuzuluk Kaplıcaları
Su basmış orman diye tanımlanan longozlar fotoğraf safarileri için en güzel mekanlardan. Sapanca gezinize ayrı bir renk katacak olan Acarlar Longozu ise 1562 hektarlık bir alanda sizi kartpostal gibi bir görüntüyle karşılıyor. Longoz ormanı birinci derece sit alanı olarak korunuyor. Yazın kuruyan kışın da su seviyesi 1,5 metrelere çıkan bu alanın etrafı dişbudak ağaçlarıyla da yemyeşil bir şekilde çerçevelenmiş. 2000’in üzerinde bitki türüne ev sahipliği yapan longozda mevsimine denk gelirseniz su lalesi, su menekşesi ve bol bol nilüfer de görebiliyorsunuz.
Sakarya’nın Karasu ilçesi sınırlarında bulunan Acarlar Longozu Sapanca’nın merkezine 1 saat, İstanbul’a ise 1,5 saat sürüş mesafesinde. Otobüs ile gelmek isterseniz Adapazarı Otogarı’ndan kalkan Karasu otobüslerine binebilir, Kaynarca Yolu üzerinde longoza yakın bir noktada inebilirsiniz.
Acarlar Longozu’nu haftanın her günü ziyaret edebiliyorsunuz. Longoza giriş ücreti yetişkinler için 15, öğrenciler için 7 TL. 0 – 7 yaş arasındaki çocuklar ise ücretsiz girebiliyor. Longozda iskele üzerine kurulmuş 600 metrelik parkurda yürüyebiliyor, tekne ve su bisikleti turlarına da katılabiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Acarlar Longozu
Kocaeli’nin su ihtiyacını karşılamak üzere 1999 yılında açılan Yuvacık Barajı Bursa’nın İznik ilçesine kadar uzanıyor. Baraj sadece bu işleviyle değil, doğal güzelliğiyle de görenleri büyülüyor. Piknik için de gidebiliyorsunuz, mis havasını solumak için de. Siklamenler, kardelenler, dişbudaklar, kızılağaçlar ve zengin bitki örtüsüyle gözünüzü gönlünüzü açacak baraj alanında yetişen dağ çilekleri de çok lezzetli oluyor. 10 kilometre boyunca uzanan yürüyüş parkurları ve yürürken karşılaşacağınız minik şelaleleriyle bölgedeki orman yürüyüşleri bir görsel şölen gibi geçiyor. Barajın içinde alabalık çiftlikleri, baraj yolu üzerinde de yemek yiyebileceğiniz tesisler mevcut. Ayrıca Yuvacık halkının büyük çoğunluğu Karadenizli olduğundan burada Karadeniz mutfağının gastronomisiyle de tanışabiliyorsunuz.
İzmit’in Gölcük bölgesinde bulunan Yuvacık’a gitmek için şehir merkezinden Yuvacık minibüslerine binebilirsiniz. Yuvacık Sapanca’ya 1 saat, İstanbul’a da 1,5 saatlik sürüş mesafesinde.
Yuvacık Barajı’nda kano ve sandalla balık avlama turlarına çıkabilirsiniz. Bahar ve yaz aylarında baraj bölgesi en çok da piknik amaçlı kullanılıyor. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız doğanın tüm renkleri burada size poz vermeye hazır.
Detaylı bilgi için: Yuvacık Barajı
Su sesiyle dinlendiren derenin adına ‘Maden’ denmesinin sebebi rayları ve tünelleriyle eskilerde bir maden alanı olarak kullanılması. Keyifli bir kır pikniği için ideal olan Maden Deresi’ndeki bu eski kalıntılar bölgeyi sanki bilimkurgu filmi setiymiş gibi fantastik kılıyor. Maden Deresi Sapanca’nın merkezine 1,5 saat uzaklıkta. Yaz aylarında trekking rotası olarak tercih edilen bölgenin yakınlarında dere balıklarını pişirip önünüze koyan tesisler de yer alıyor. Burada kamp ve bungalov konaklaması da yapabiliyor, buz gibi akan şelaleye tırmanabiliyorsunuz. Balık tutmayı seviyorsanız oltanızla gelmeyi de unutmayın diyoruz.
Maden Deresi’ne özel araç dışında başka bir ulaşım alternatifi bulunmuyor. Ama özel aracınız yoksa şehir merkezinden Akpınar Mahallesi dolmuşlarına binip dere yakınlarında inebilirsiniz. Buradan da yaklaşık 2 km yol yürüyerek mesire alanını olduğu bölgeye ulaşabilirsiniz.
Maden Deresi eski tünelleri ve maden taşımak için kullanılan raylarıyla gerçekten de fantastik olsa da tünellerin içine girip keşif yapmak isterseniz dikkatli olmanızda fayda var. Tüneller arasında geçiş sağlayan ince patikalar yağmurlu günlerde çamur oluyor ve uçurumun kenarında olması da kayma gibi bir durum olduğunda tehlike doğuruyor. Tünele girdiğinizde ara yollardan çıkış yok, sadece derenin diğer ucundan çıkabiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Maden Deresi
Kendinizi doğaya atmak için en güzel yerlerden olan Sapanca’da başka bir göl adresi de Poyrazlar Gölü. 2011’de tabiat parkı ilan edilen bu gizli cennette piknik yapabiliyor, yaklaşık 154 türdeki kara – su kuşlarının kanat çırpışlarını gözlemleyebiliyorsunuz. Fotoğraf çekmek, uzun uzun yürümek ve zihnen dinlenmek için çok müsait olan göl kıyısında tavşan, kaplumbağa, sincap gibi yaban hayatının masum canlarıyla da karşılaşabiliyorsunuz. Yanınızda oltanız varsa gölden turna, sazan, levrek gibi balıklar yakalayabiliyorsunuz. Parkın içindeki at çiftliğinde ata binmek, paintball oynamak ve ATV’lerle doğanın içinde gezinmek de Poyrazlar Gölü Tabiat Parkı’nı en keyifli yapan özelliklerden.
Poyrazlar Gölü Sakarya kent merkezine 12 km mesafede. Adapazarı – Karasu yolunu takip ederek gidebileceğiniz tabiat parkının hemen önünde Karasu’dan gelen otobüslerin geçtiği bir durak bulunuyor.
Hangi göl olursa olsun, göl kıyısı denilince akla ilk gelen yürüyüş ve bisikletle gezinmek. Gölde yüzen kuğuları izleyerek pedal çevirmek bizce doğanın meditasyonu gibi. Göl kıyısına çadır kurup geceleri yıldızlar altında uyumak ise ‘mümkünse yapın’ diyeceğimiz en güzel doğa aktivitesi. Karavanınız varsa Sapanca’da kontak kapatıp konaklayabileceğiniz en güzel yerlerden biri de burası. Kampa girişte ödenen ücretler ise tam bilet için 19 TL, indirimli bilet için 10 TL, otomobil girişi için 60 TL, bisiklet girişi için 19 TL.
Detaylı bilgi için: Poyrazlar Gölü
Sıcak günlerde serin bir nefes, şehir kalabalığına sakin bir mola ve doğayla buluşturan bir rota olan Kuzuyayla Tabiat Parkı 1.390 metre rakımlı yemyeşil bir yayla. Kuzuyayla Tabiat Parkı Kartepe Kayak Merkezi’ne yakın bir konumda olduğu için şehir merkezinden yaklaşık 7 derece daha soğuk oluyor. 2011 yılında tabiat parkı ilan edilen yaylada meşe, akçaağaç, dişbudak, kestane ağaçları gibi karma bir ağaç cennetiyle karşılaşıyor, ağaç aralarına çadırınızı kurabiliyorsunuz. Zaten yaylanın en keyif veren yanı da çatısı gökyüzü olan bir kampta uyumak. Kuzuyayla Tabiat Parkı’nda çeşme ve tuvalet gibi imkanlar da var.
Tabiat Parkı’na gitmek için önce Maşukiye’ye gelmeniz gerekiyor. Maşukiye Kartepe yolunun 9. kilometresindeki yaylanın yolu asfalt. Parkın ana giriş kapısıyla günlük kullanım alanları arasındaki mesafe yaklaşık 3 kilometre. Yaylaya giden bir toplu taşıma aracı olmadığı için sadece taksiyle veya özel araçla ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Yaylaya kışın geliyorsanız ulaşım aracınızın lastiklerinin kış lastikli ve zincirli olması güvenliğiniz açısından önemli. Ayrıca tabiat parkına yakın bir market ya da restoran olmadığından yiyecek – içeceğinizi de kendinizin götürmesi gerekiyor. Parkın girişinde ücret ödenmiyor ve özellikle de sonbahar kamplarında kalabalık olmuyor.
Detaylı bilgi için: Kuzuyayla Tabiat Parkı
Sapanca’ya yakın ve en güzel yaylalar arasında başı çeken Soğucak Yaylası 1.100 metre rakımlı serin bir rota. Sıcaklardan kaçış ve doğaya sığınış rotası olan Soğucak Yaylası’nda Sapanca Gölü’nün eşsiz manzarasını da izleyebiliyorsunuz. En hafif rüzgarda bile çam ormanlarının kokusunu duyacağınız yaylanın en şenlikli olduğu zamanlar yaz ayları. Temmuz ayında düzenlenen yayla şenliklerine denk gelirseniz at ve bisiklet yarışları, folklor gösterileri ve güreş müsabakaları izleyebiliyorsunuz. Dilerseniz çadır kurup yaylanın her halini deneyimleyebileceğiniz kamp yapma imkanı da var.
Soğucak Yaylası’na şehir içi ulaşım araçlarıyla da erişebiliyorsunuz. Yaylaya gelirken Donatım Orta Garajlar durağından sık aralıklarla kalkan minibüsleri kullanabilirsiniz. Özel aracınızla geliyorsanız yaylanın yolu toprak ve yön levhasını gördüğünüz yerden döndüğünüzde de yaklaşık 15 km toprak yoldan ilerliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: Soğucak Yaylası
Sapanca’da gezilecek yerler arasında en serin, en yeşil adreslerden biri de Keremali Yaylası. Kremali Dağı üzerinde konumlanan 4 yayladan en genişi olan yayla, deniz seviyesinden ortalama 1.300 metre yükseklikte olup ciğerlerinizi oksijenle şenlendiriyor. Birçok evin yanında camisi de bulunan yaylanın ilginç bir efsanesi var. Anadolu’nun İslamlaştırılmasına katkısı büyük olan Kerem ve Ali adında iki evliyanın adını taşıyan yayla, kardeşlerin savaşarak öldüğü yer olarak biliniyor. Bir inanışa göre kardeşlerin kanlı ayak izleri de hala dağın tepesinde bulunuyor.
Keremali Yaylası’na özel araçla Akyazı ve Hendek üzerinden gelinebiliyor. Akyazı’nın yolu Hendek’e göre daha iyi durumda. Sapanca merkez ile Keremali Yaylası arasındaki mesafe ise 52 km.
Yaylada kaya tırmanışı ve dağcılık gibi ekstrem sporlar yapabiliyorsunuz. Ayrıca göl manzarası ve tertemiz havası da sizi sanki Karadeniz bölgesinin en yüksek yerlerine çıkmış gibi hissettiriyor. Buradaki ahşap evlerde konaklamak, karavanda kalmak ya da çadır kurmak da çok keyifli.
Detaylı bilgi için: Keremali Yaylası
Sapanca Gölü’nün bölgeye kattığı büyü yadsınamaz. Ama Çamlıca Gölü de güzelliği ve dinginliğiyle gidilmezse, görülmezse olmaz. Keremali Yaylası’nda konumlanan gölün uzunluğu 600 metre, genişliği ise 100 metre civarında. Boyutlarıyla çok da derin değildir diye düşündüren gölün derinliği de 8 metreyi buluyor. Çevresinde bölge halkının yayla evleri bulunan göl, çam ağaçları arasındaki kartpostal görüntüsüyle bizce mutlaka görülmeli. Hele de mevsim sonbaharsa ağaçlardan düşen sararmış yapraklarla burası romantik düğün fonu gibi nefes kesici olabiliyor.
Keremali Yaylası’na özel araçla Akyazı ve Hendek üzerinden gelinebiliyor. Yaylaya 20 km mesafedeki Akyazı’nın yolları daha iyi olduğu için gelirken burayı tercih edebilirsiniz. Yayla yoluna çıkarken yol ikiye ayrılıyor. Bir yön yaylaya devam ederken bir yön de Çamlıca Gölü’nü gösteriyor. Yağışlı bir havada geliyorsanız yol dik ve aracınız kayabilir, dikkatli olmakta fayda var.
Yöre sakinlerinin ‘Vargit Çiçeği’ adını verdiği çiğdemlerle dolu düz bir alanda konumlanan gölün çevresi çadır kurmak için çok elverişli. Ayrıca gölde kano yapabiliyor, balık tutabiliyor, hava müsaitse yüzebiliyorsunuz.
Doğa aşığı bir gezginseniz, Sapanca’nın doğal güzelliği de sadece göl ve yaylalarıyla sınırlı kalmasın diyorsanız sizi yüksek kayalarla çevrili serin bir kanyona alalım, burası Serindere Kanyonu. Kocaeli’nin ve Marmara Bölgesi’nin en zor kanyonu olan Serindere’de yürümek istiyorsanız dağcılık konusunda da eğitim görmüş olmanız gerekiyor. Havuz biçimli birçok göleti olan kanyon gerçekten de geçilmesi oldukça zahmetli bir parkur ve gerek kıyafet gerekse araç gereç açısından tam donanım gerektiriyor. Yükseklikleri 10 – 20 metre arasında değişkenlik gösteren 6 şelalesi ve bazı yerlerde yoğunlaşan akıntısıyla burası gerçekten de bir macera noktası. Kanyonda rafting ve kaya tırmanışı yapılabiliyor.
Serindere Kanyonu Sapanca merkeze ortalama 40 km uzaklıkta. Kanyona yönünüzü şaşırmadan gelebileceğiniz en kolay rota ise önce Yuvacık Barajı, sonra Tepecik Köyü üzerinden ulaşım. Aracınızla geliyorsanız kanyonun girişine park edebiliyorsunuz.
Yaklaşık 35 dönümlük büyük bir alan kaplayan Serindere Kanyonu’nda çadır kampı da yapabiliyorsunuz. Kuşların ve serin rüzgarın sesiyle kendinizi kendinizle baş başa hissettiren kanyona girişler ücretsiz.
Doğayı tüm boyutlarıyla izlemeye fırsat veren cam teraslar bazılarımızı ‘acaba kırılır mı’ diye korkutsa da gittikçe yayılıyor ve sayıları artıyor. Ayrı Gezegen Cam Terası, Sapanca Gölü de dahil Samanlı Dağları’nı da kapsayan büyüleyici bir panoramayla Serdivan’da karşılıyor misafirlerini. 460 metrekarelik bu cam terasın yüksekliği 185 metre. Bu teras ülkemizdeki en büyük cam teras olarak da biliniyor. Terasın çevresinde çocuklu aileler için oyun parkları, balık severler için alabalık çiftlikleri, yürümek isteyenler için uzun parkurlar gibi her şey düşünülmüş. Ayrı Gezegen Cam Terası’nın bulunduğu alanda zipline yapabiliyor, ATV turlarına çıkabiliyor, atış poligonunda kendinizi deneyebiliyorsunuz.
Bölgenin en popüler yerlerinden Kartepe Kayak Merkezi’ne sadece 20 dakikalık sürüş mesafesinde olan Ayrı Gezegen Cam Terası’na özel araçla gittiğinizde ücretsiz park edebileceğiniz bir otopark mevcut. Toplu taşıma ise şimdilik yok. Terasın Maşukiye’ye uzaklığı 8 kilometre.
Cam terasa girişler 40 TL ve teras üzerine çıkarken ayaklarınıza galoş giymek de zorunlu. Şırıl şırıl su sesini duyup eşsiz bir manzara izleyebileceğiniz terasta bir restoran da yer alıyor.
Marmara Bölgesi’ni sadece sanayi bölgesi olarak görenleri yanıltan Sapanca’da kayın ağaçlar arasında gizlenmiş yemyeşil cennetlerden birisi de Eriklitepe Tabiat Parkı. Gölcük ilçesinin sınırlarında, Samanlı Dağları’nda konumlanan olan Eriklitepe Tabiat Parkı’nın Sapanca’ya uzaklığı ise ortalama 65 kilometre. Doğal yaşama göre dizayn edilen bungalovlarıyla tabiatın her rengini görebileceğiniz bir seyir sunan parkta günübirlik piknik yapabiliyor, isterseniz çadır kurup kamp ateşi eşliğinde doğanın keyfini sürebiliyorsunuz. 2011 yılında tabiat parkı ilan edilen Eriklitepe’nin 63 hektarlık alanının 5 hektarlık bölümü yaz aylarında dolup taşan mesire yerlerine ayrılmış. Kış ziyaretçilerini de muhteşem kar manzaralarıyla karşılayan Eriklitepe doğa fotoğrafı çekmek isteyenler için de biçilmiş kaftan.
Kocaeli şehir merkezine 30 kilometre mesafedeki Eriklitepe Tabiat Parkı Gölcük merkezine 15 km, Sapanca merkezine 120 km uzaklıkta. Gölcük’e gelip buradan kalkan minibüslerle ya da özel aracınızla tabiat parkına ulaşmanız da çok kolay.
Eriklitepe Tabiat Parkı’na giderken ille de yiyecek bir şeyler hazırlayıp çantanıza koymanıza gerek yok. Parkın içindeki kır kahvelerinde bir şeyler yiyip içebilir, köylülerin sattığı organik ürünlerden de satın alabilirsiniz. Eriklitepe Tabiat Parkı 40 türün üzerinde kuşun da yaşam alanı. İsterseniz kadrajınıza muhteşem doğanın yanında kuşları da sığdırabilir, orman gülleri arasında yürüyüşlere çıkabilirsiniz. Eriklitepe Tabiat Parkı’na giriş ücretleri Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından açıklanıyor.
Sakarya’nın Hendek ilçesinde konumlanan Çiğdem Yaylası bölgenin en sevilen yaylalarından biri. Bu yayla daha önceki yıllarda ünlü gezgin, yazar ve turizmciler tarafından ülkemizin en güzel yaylalarından biri olarak da seçilmiş. Yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 1.500 metre. Oksijen seviyesi ise ciğerleriniz bayram ettirecek nitelikte. Marmara Bölgesi’nin en yeşil yerlerinden olan yayla başka şehirlerden gelenlerin de trekking rotaları arasında. 19 hektarlık büyük bir alan kaplayan yaylada dağ eteklerinde yürürken çiçek tarlalarıyla karşılaşıyor, mesire alanlarında piknik yapabiliyorsunuz.
Hendek – Akyazı ilçe sınırlarındaki Çiğdem Yaylası’na Hendek üzerinden gittiğinizde yol 28 km, Akyazı üzerinden gittiğinizde 50 km sürüyor. Tek ulaşım yolu ise özel araçla gitmeniz.
Çiğdem Yaylası’nın en güzel zamanları ona adını veren çiğdemlerin açtığı bahar ve yaz ayları. Temmuz ayında yaylada düzenlenen şenliklerle hem köyde yetişen organik ürünlerden yapılan lezzetleri tadabiliyor, hem de eğlenceli aktivitelere katılabilirsiniz. Yayla yamaç paraşütü yapmak ve dağ bisikletiyle gezmek için de çok uygun. Bu arada yayladaki Sarısu olarak bilinen kaynağın egzama gibi hastalıklara da iyi geldiği söyleniyor.
Detaylı bilgi için: Sapanca Çiğdem Yaylası
Sapanca’nın gezilecek yerleri arasına Çiğdem Yaylası’nı alıyorsanız, hazır bu yaylayı görmüşken biraz daha ilerleyin ve komşu yayla olan Dikmen Yaylası’nı da görün deriz. Şehir yaşantısının antidepresanı olan yaylaların hepsi ayrı güzel. Hendek sınırlarındaki Dikmen Yaylası’nın Hendek’in merkezinden mesafesi yaklaşık 1,5 saat. Hendek Karadere’den önce Çiğdem ve Dikmen köylerine, ardından da Dikmen Yaylası’na ulaşabiliyorsunuz. Dikmen Yaylası 1.722 metre yüksekliğiyle bölgenin en tepedeki yaylası. Burada da tıpkı Çiğdem Yaylası gibi her yıl yaz şenlikleri yapılıyor.
Dikmen Yaylası yolunun büyük bölümü asfaltlı, fakat virajı bol ve dik yokuşlu. Yaylaya kış şartları dışında ulaşım rahat, özel aracınızla hatta karavanınızla çıkabiliyorsunuz.
Dikmen Yaylası’nda su ve elektrik var, internet ise çoğu zaman çekiyor. Çadırınızla kamp yapabileceğiniz yaylada birkaç betonarme ev ve küçük bir cami de yer alıyor. Orman patikalarında yürüyüş yapabiliyor, uzun yürüyüşlerden keyif alıyorsanız yolun sonunda sürpriz gibi gelecek Öküzova Göleti’ne kadar gidebiliyorsunuz.
Davlumbaz Yaylası Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Dokurcun Mahallesi’nde konumlanıyor. Adının neden davlumbaz olduğu bilinmese de sergilediği güzellik gerçekten de cennetten bir köşeye benziyor. Yaylanın rakımı yaklaşık 1.400 metre. 1 – 1,5 saatlik yürüme mesafesindeki Sülüklü Göl’den başlayan endemik bitki sürprizleri yaylaya kadar devam ediyor. Temiz havası ve el değmemiş bitki örtüsüyle dinlendiren yaylaya giderken yol kenarlarındaki mesire alanlarında piknik de yapabilirsiniz.
Davlumbaz Yaylası Sakarya’nın merkezine 70 km mesafede olup, özel araçla Dokurcun Haydarlar Köyü yolu üzerinden yarım saatte ulaşabiliyorsunuz. Yaylaya özel araçtan başka bir vasıtayla da gidilmiyor. Yağış toprak yolları bozduğu ve çıkışı zorlaştırdığı için giderken hava durumuna bakmanız gerekiyor.
Davlumbaz Yaylası Göynük – Mudurnu – Akyazı üçgeninde ve üçgenin her köşesi doğayla iç içe olduğu için size kendinizi yemyeşil bir cennette hissettiriyor. Yöre halkının evlerinin bulunduğu yayla dik bir yamaçta. Yürürken rahat olmanız adına mutlaka spor ayakkabı giyin, tırmanmak için baton bulundurun diyoruz.
Instagram’da sıkça paylaşılan şelalelerin İstanbul’a en yakın olanı Sakarya Geyve’de konumlanan Doğançay Şelalesi. 2013 yılında tabiat parkı ilan edilen şelale ve çevresindeki alanın deniz seviyesinden yüksekliği 600 metre. Dolayısıyla yazın en sıcak günlerinde yayla esintisi hissedebiliyorsunuz. İş yorgunluğu ve şehir stresine iyi gelen doğasıyla şelale etrafındaki patikalarda yürüyüş yapabiliyor, bol bol fotoğraf çekebiliyor, metrelerce yüksekten dökülen köpük köpük sularla zihin detoksu yapabiliyorsunuz. Şelalenin arka tarafındaki prens havuzları denilen küçük göletler de yaz aylarında serinlemek için birebir.
Sakarya’nın merkezine 25, Sapanca’ya 27, Sakarya – Bilecik yoluna da 10 km mesafede bulunan şelaleye ancak özel araçla gidebiliyorsunuz.
Doğançay Şelalesi zorlu bir yürüme – tırmanma parkuru sonrasında karşınıza çıkıyor. Yani bu güzelliğe kavuşmak biraz inat, çokça da çaba gerektiriyor. Ayağınızda kaymayan sağlam bir spor ayakkabı, elinizde de gerektiğinde destek alabileceğiniz bir baton olursa işiniz daha da kolaylaşıyor.
Sapanca’ya yakın bir rota olan ve doğasıyla baştan çıkaran Beşkayalar Tabiat Parkı adını içindeki küçük derelerin birleştiği yerde bulunan beş yüksek kayadan alıyor. Dünyadan uzak bir sakinlik vadeden, su ve kuş seslerinin birbirine karıştığı bu cennet, birçok türden vahşi hayvana ve endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Dik duvarların içine gizlenmiş bol sürprizli doğasında uzun yürüyüşler yapabileceğiniz tabiat parkının kanyon ve mağaraları da sizi fantastik bir serüvene çağırıyor. Beşkayalar Tabiat Parkı anıt çınarları da dahil olmak üzere her güzelliğiyle 1. Derece sit alanı olarak korunuyor.
Beşkayalar Tabiat Parkı aslında İzmit’in Başiskele ilçesindeki Servetiye Köyü’nde. Ama Sapanca’nın merkezine de 1 saatlik sürüş mesafesinde. Tabiat parkına toplu taşımayla gidilemiyor. Başiskele’ye otobüs ya da minibüslerle gelip, sonrasında da taksi veya özel araçla 20 km yol kat ederek ulaşabiliyorsunuz. Özel aracınızla geliyorsanız Gölcük – İzmit yolunda Yuvacık yönünü takip etmeniz gerekiyor.
Samanlı Dağları’nın en güzel yerlerinden olan Beşkayalar’da doğa bahar aylarında coştukça coşuyor. Bu parkta kamp yapabiliyor, ağaçlık patikalarda pedal çevirebiliyorsunuz. Parkurlarındaki uzun yürüyüşlerin sonunda Aytepe, Cirbinali ve Menekşe gibi yakın civar yaylalarına da bağlanabiliyorsunuz. Beşkayalar Tabiat Parkı’nda çıkacağınız keşiflerde sizi en çok şaşırtan da Aytepe yönünde ilerlerken Üzmezler Dağı’nın tepesindeki 3 adet meteor çukuru.
Detaylı bilgi için: Beşkayalar Tabiat Parkı
Sapanca’ya 1,5 saat uzaklıktaki Tacir Kanyonu Sapanca’da gezilecek yerler arasında mutlaka olması gereken yerlerden. Neden mi? Çünkü onlarca metre yükseklikten akan iki yüzün üzerindeki şelalesi, onlarca göleti ve huzur veren atmosferiyle böyle bir yer her yerde yok! Tacir Kanyonu’nun hem baharları hem de yazı güzel. Ama kışın gezmek zor olabiliyor. 15 kilometre boyunca uzanan kanyonda günübirlik geziler yapabiliyor ve fotoğrafçılığın hakkını verebiliyorsunuz. Mevsim yazsa şelalelerin buz gibi sularını depolayan göletlerde yüzmek de size Akdeniz’i Ege’yi özletmiyor.
Tacir Kanyonu Sakarya’da bir kanyon değil, Bursa’nın İznik ilçesinde Samanlı Dağları eteklerinde konumlanıyor. Adını da bulunduğu köyün adından alıyor. Köye minibüslerle ulaşsanız bile köy ile kanyon arasındaki 7 kilometrelik virajlı yol için özel araç gerekiyor.
Kanyonda birçok spor aktivitesi yapabiliyorsunuz. Çadır kurabiliyor, dağ bisikletiyle dolaşabiliyor, kayalara tırmanabiliyorsunuz. Ekstrem sporlarda biraz eğitim ve uzmanlık gerektiren parkurlara sahip bu sulak kanyona gelirken suya dayanıklı rahat ayakkabılar giymeniz de rahatlığınız açısından önemli.
Marmara Bölgesi’nde rafting yapacak bir nehir ya da içinizi açacak bir doğa köşesi arıyorsanız Sapanca’ya 1,5 saat sürüş mesafesindeki Kocasu Vadisi’ne gidebilirsiniz. Tacir Kanyonu’na çok yakın olan Kocasu Vadisi’ndeki şelale buraya geldiğinize değecek kadar huzur verici. Şelalenin etrafındaki yürüyüş parkurları, dağlardan akan kar suyunun doldurduğu göletleri ve balık avlayıp mevsime göre rafting yapabileceğiniz dereleriyle vadiyi güzel bir bahar gezisine dahil edebilirsiniz.
Kocasu Vadisi ve şelalesi Bursa’da, Samanlı Dağları eteklerinde konumlanıyor. Vadiye sadece özel araçla ulaşabiliyorsunuz.
Kimseciklerin olmadığı bir yaylada yemyeşil çimenlere uzanmak ve yağan meteorları izlemek size çok mu uzak geliyor? Sapanca büyük şehirlere çok yakın, Sapanca ve çevresindeki yaylalar da… Bölgedeki onlarca yayladan biri olan ve Kartepe’de bulunan Altıoluk Yaylası’nın deniz seviyesinden yüksekliği 1.380 metre. Mis havası ve çadırınızı kurduğunuzda, ateşinizi yaktığınızda ev gibi hissettiren tatlı huzuruyla burası da listenizdeki Sapanca Gezilecek yerler arasına mutlaka girmeli.
Kartepe’deki Altıoluk Yaylası’na ulaşım için önce Maşukiye’ye gelmelisiniz. Kuzuyayla’ya giden yolu takip ederek ulaşabileceğiniz Altıoluk Yaylası Kuzu Yaylası’ndan biraz daha yukarıda. Bozuk ve virajlı yollar normal binek araçlarıyla giderken sizi biraz zorlayabilir.
Altıoluk Yaylası yılın her mevsimini genellikle yağmurlu geçiriyor. Yazın sıcaklarından kaçıyorsanız Altıoluk Yaylası’nın üşüten havasıyla hangi mevsimde olduğunuzu unutabiliyorsunuz. Yaylaya kamp için çıkıyorsanız tüm ihtiyaçlarınızı çıkmadan tamamlamanızı öneriyoruz. Çünkü ne yaylada ne de çıkış yolunda alışveriş yapabileceğiniz bir yer bulamıyorsunuz.
Sapanca’nın doğal güzelliklerinin çok da uzağında olmayan Karamürsel Aşıklar Tepesi’nden İzmit Körfezi’nin mavi ışıltısını izleyebiliyorsunuz. Tepeyi aşıkların mekanı yapan şey bu güzel manzaranın atmosfere kattığı romantizm. Sapanca gezisine ekleyebileceğiniz Karamürsel Aşıklar Tepesi’ne gelmek için en uygun vakitler ise yer ve göğün tüm renklerinin birbirine karıştığı gün batımı zamanları.
Başdeğirmen ya da Karamürsel Aşıklar Tepesi olarak anılan bu romantik tepe Sapanca’nın merkezine 1 saatlik sürüş mesafesindeki İzmit Karamürsel’de. Önce Karamürsel’e gelip, buradan bineceğiniz minibüslerle kolayca ulaşabiliyorsunuz.
Sapanca Marmara Bölgesi’nin doğa imparatoru bir ilçe. Yaylası da gölü de şelalesi de bol. Yani her ne zaman ihtiyaç duyarsanız sizi dinlendirecek, tazeleyecek bir rota sunuyor. Mecidiye Şelalesi de bu rotalardan biri. Şelale halk arasında ‘Karapürçek Şelalesi’ olarak da biliniyor. Şelalenin aktığı dere yaklaşık 2 km uzunluğunda ve suyu da en sıcak yaz günlerinde bile soğuk, isterseniz yüzüp serinleyebiliyorsunuz. Baharda renkten renge giren bu ışıltılı tabiat kışın kar altında da en az bahar kadar muhteşem görünüyor. Mecidiye Şelalesi kıyısında mangallı piknikler ve çadır kampı yapabiliyorsunuz.
Mecidiye Şelalesi Sapanca ilçe merkezine 40 – 45 dakika uzaklıkta. Ulaşım için araçlı olmanız gerekiyor. Ahmediye Köyü ve Mecidiye Köyü arasından geçen bir toprak yoldan gidilen şelale için yönlendirme tabelaları bulunmuyor. Sapanca’da Yeni Camii önünden her yarım saatte bir kalkan Karapürçek dolmuşlarıyla yol ayrımına kadar gelebiliyorsunuz.
Mecidiye Şelalesi çevresindeki sık orman dokusuyla trekking için de uygun bir parkur. Zorluk derecesi düşük, her mevsim kolaylıkla yürünebiliyor. Şelaleye gelirken önerimiz yağmurluk ve yedek kıyafet getirmeniz. Suya yaklaştığınızda hızlı akışıyla ıslanabiliyorsunuz.
Şehrin tüm seslerini kısarak sadece doğanın sözünü dinleyeceğiniz bir huzur köyü İstanbuldere. Şelalenin dereyle birleştiği yerde, ağaçlarla bezeli yollarda, ya da bir kahvaltı masasına oturduğunuzda tüm stresinizin kaybolup gitmesi de bu yüzden. Yakın şehirlerin hafta sonlarında uğrak noktası olan İstanbuldere’de yemek yiyebileceğiniz birçok tesis var. Köy kışın geldiğinizde sizi şömine ateşiyle karşılıyor. İstanbuldere hem yazın hem de kışın keyifle geziliyor. Köyde çadır kurabiliyor, piknik yapabiliyor, uzun yürüyüşlere çıkabiliyorsunuz.
İstanbuldere’ye E80 karayolundan Sapanca Muradiye Köyü yol ayrımından tabelaları takip ederek ulaşabilirsiniz. İstanbul ile İstanbuldere Köyü arasındaki mesafe ortalama 140 km.
Köye erken gelip şelale kıyısında bir kahvaltı yapmak güne iyi başlamanız için bir neden. Ayrıca kiremitte tereyağlı balığın en güzeli de bu köyde sunuluyor. Bizden söylemesi!