Tarihi, kültürü ve mimarisi ile Selanik, Avrupa’nın en huzur verici noktalarından biri. Yunanistan’ın şirin kenti Selanik, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu şehir olması nedeniyle de, bizler için ayrı bir öneme sahip olmuştur her zaman. İlk başta bir Avrupa şehrinde değil de, kendinizi İzmir’de hissetmeniz mümkün. Doğal yapının bozulmamış olması ise Selanik’in güzelliğine güzellik katmış. Şehrin içerisinde rahat bir nefes alabiliyor, İzmir Kordon’u andıran sahil kenarında yürürken içinizi bir mutluluk kaplayıveriyor. 500 yıl boyunca Osmanlı’ya bağlı kalan Selanik’e geldiğiniz zaman, ilk olarak keşfetmeniz gereken noktaları sizler için sıraladık.
{ad:0}Mustafa Kemal Atatürk’ün 1881 yılında doğduğu ev, Selanik’teki ilk duraklarınızdan biri olmalı. Ülkemiz açısından büyük bir manevi değere sahip olan bu ev, modern müzecilik anlayışı altında ziyarete açık durumda. Atatürk Evi Müzesi, Eski Şehir’de, Aya Dimitraya Mahallesi’nde, Apostolu Sokağı’nda, Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu’nun içerisinde yer alıyor. Müzeyi Pazartesi günleri hariç, 10.00-17.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Selanik’in en hareketli yeri Aristotelous Meydanı. Şehrin tam merkezinde bulunan bu meydan, neredeyse tüm şehri etrafında toplamış gibi bir izlenim bırakıyor. Aristotelous Meydanı’ndan denize doğru uzanan, trafiğe kapalı bir cadde var. Cadde üzerinde ise pek çok mağaza ve kafe bulunuyor. Meydanın ara sokaklarına girdiğinizde, karşınıza irili ufaklı dükkanlar, tavernalar ve balık pazarı çıkacak. Yunanistan’da kriz var deyip duruyorlar ama bütün mekanlar tıklım tıklım dolu. Anlamadık gitti.
Paralia bölgesi İzmir Kordon’a oldukça benziyor. Şehrin kalbinin attığı bir bölge olan Paralia’da, kafeler, restoranlar ve eğlence mekanları yer alıyor. Görüntü itibariyle neredeyse Kordon’un ikizi sayılabilecek nitelikte olan Paralia bölgesinde akşamüstleri yapılan yürüyüşler de bir hayli keyifli oluyor. Selanik’e gittiğinizde gününüzün küçük bir kısmını Paralia bölgesine ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Paralia’nın sonuna kadar yürüdüğünüzde karşınıza Beyaz Kule çıkacak. Osmanlı döneminde, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış olan Beyaz Kule, 1912 yılında yapılan Balkan Savaşları sonucu Yunanların eline geçmiş. O tarihlerde sembolik bir vaftiz töreniyle beyaza boyanan Beyaz Kule, ismini de buradan almış. Zamanla eski rengine geri dönen Beyaz Kule, şimdilerde müze olarak ziyarete açık durumda. Pazartesi günleri haricinde 08:30-15:00 saatleri arasında müzeyi gezebilirsiniz.
1431 yılında Osmanlı Devleti tarafından kent surlarının içerisine yaptırılan Yedi Kule, akropolün en yüksek noktasında, kent surlarının kuzeydoğu köşesinde yer alıyor. O dönemlerde Zincirli Kule ismiyle anılan Yedi Kule, 1980-89 tarihleri arasında hapishane olarak kullanılmış. Günümüzde açık hava müzesi haline getirilen Yedi Kule, şehrin en yüksek noktasında bulunması nedeniyle, harika bir panoramik manzaraya sahip. Kulenin hemen girişinde Osmanlı tuğrası ve kitabesi yer alıyor aynı zamanda.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Aziz Dimitrios Kilisesi, Bizans’tan günümüze gelen en önemli eserlerden biri. Şehit olan Aziz Dimitrios’a ithafen Roma hamam kalıntılarının üzerine inşa edilen Aziz Dimitrios Kilisesi, 1493 yılında Osmanlılar tarafından camiye çevrilmiş. Kasimiye Cami olarak anılan kilise, 1949 yılında Ortodoks kilisesi olarak ibadete açılmış. Aziz Dmitrios Kilisesi’ni her gün 08:00-22:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Selanik’in en eski ve en ihtişamlı yapılarından biri olan Rotonda, Atatürk’ün Evi’nin aşağı caddesinde, Dimitriou Gounari ile Filippou sokaklarının kesiştiği noktada yer alıyor. İsmini dairesel şeklinden ötürü alan Rotonda, Roma İmparatorluğu’nun şehirdeki sarayının güneydoğu kısmındaki önemli parçalarından biriymiş. 379-395 yıllarında kiliseye dönüştürülen Rotanda, 1523-1591 yılları arasında Selanik’in katedrali olarak hizmet veriyormuş.
Selanik’te en çok bilinen ve burada yaşayan insanların buluşma noktası olan Kamara, 299 yılında Selanik’i başkent yapan Sezar Galerious’u onurlandırmak adına yaptırılmış. Dimitriou Gounari ile Egnatia sokaklarının kesiştiği yerde bulunan Kamara, Selanik gezinizde görmeniz gereken yerlerden biri. Günümüzde yalnızca bir bölümünün ayakta kalabildiği Kamara, şehrin ortasında bulunan oldukça görkemli bir yapı.
Selanik ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen tarihi eserlerin sergilendiği müze, 1962 yılında kurulmuştur. Yunan modern mimari akımının da bir örneği olan müzedeki koleksiyon 6 kategoride sergileniyor. "Tarih öncesi Makedonya", "Şehirlerin doğuşuna doğru", "Makedonya, yedinci yüzyıldan yani İsa’dan sonraki dönemden antik çağa kadar" gibi bölümleri ile zengin bir koleksiyon sunan müzede Derveni krateri, Arpokratisin heykeli (M.Ö. 2.yüzyıl), Agia Paraskevi’de bulunan Makedon mezar antının mermer kapısı gibi önemli eserler vardır.
Selanik'te gezilecek yerler arasında meşhur Vlatadon Manastırı da var. Kayalı ve yokuşlu bir alanda yer alan manastır, bugüne kadar sağlam bir şekilde korunmuş Bizans manastırlarından biridir. 14. yüzyılda kurulan Vlatadon Manastırı kentin Eptapirgiou sokağındadır.
Yunanistan Vizesi Nasıl Alınır? başlıklı içeriğimizi de inceleyin!